1- Minik kırgınlıkları ve hataları mümkün olduğunca hızlıca düzeltin.
Yemek pişirdiniz diyelim tavada, fakat temizlemeye üşendiniz ve yarın temizlerim dediniz mutfakta bıraktınız öyle. Tava soğudu ve kirler üstüne yapıştı, eğer öğrenci evinde yaşadıysanız ne demek istediğimi çok net anlayacaksınız. İlk gün lekeleri suyla çıkarabilecekken ikinci gün suyun yeterli olmadığını göreceksiniz. Bir kaç gün ertelerseniz kirin elle temizlenemeyecek bir seviyeye geldiğini fark edeceksiniz. Hatta uzun bir süre geçtikten sonra kiri temizlemek yerine, kendinizi “ya tava zaten çok eskidi, en iyisi ben bunu çöpe atayım” derken bulacaksınız.
Hayatınızdaki biri ile bir kırgınlık yaşadığınızda barışma veya konuşma işini yarına bırakırsanız, problem zamanla bu lekeler gibi kalıcı hale gelir ve bazen tavayı bile çöpe atmanız gerekebilir.
Aynı şey bir yakınınız ile aranızın açılması durumu için de geçerli. Çok yakın olduğunuz biri ile gerek mesafeden gerek yoğunluktan bir gün görüşmezsiniz, 3 gün olur, 1 hafta, 1 ay ve bu süre uzadıkça iki taraf için de tekrardan iletişime geçmek zorlaşır.
Herkesle barışın demiyorum, bazı insanlar var ki gerçekten de hayatınızdan çıkmalılar.
Fakat, değer verdiğiniz veya size değer veren insanlar ile ufak nedenler veya inat yüzünden bozuşursanız, kendinize sağlam bir tokat atın, uyanın ve tavayı bir an önce temizleyin.
Beklerseniz veya ertelerseniz geri dönüşü olmayabilir.
2- Bazı şeylere ikinci şansı vermelisiniz
Bazı kelimesi, biliyorum biraz belirsiz ama hadi açalım bu kelimeyi.
Bir konu veya kişi hakkında yeterince bilgiye sahip olmadan veya bunlara yeterince vakit ayırmadan yargılarda bulunabiliyoruz. Bir yargıya vardıktan sonra da zarfı mühürleyip rafa kaldırıyoruz. Ardından ise çok farklı yeni bilgiler edinip gözlemlerde bulunsak da bu mührü açmaya tenezzül etmiyoruz.
Hepimiz kendi içgüdülerimize ve tecrübelerimize aşırı derecede güvensek de emin olun ki hiç birimiz kişileri veya durumları kısa sürede net bir şekilde algılama yeteneğine sahip değil.
Bir yandan da hepimiz bizi tokatlayan onlarca bilişsel ön yargıya maruz kalıyoruz. Bilişsel ön yargılar insan beyninin yanlış çıkarımlar yapmasına neden olan eğilimlerdir.
Bir insanı, kitabı veya iş teklifini 10 saniyede inceleyip kesin yargılara varmak sizi yanıltabilir. Bu tarz kesin yargılara vardığınız durumları düşünün, zarfı raftan alıp açın ve içine bir daha bakın.