Toplumda üç aile çeşidi vardır. Birincisi vurdum duymaz, ikincisi diktatör ve bir de sevgi dolu olanı. Birinci ailede yetişen çocuk, şaşkın olur çünkü aile o kadar rahat davranış sergiler ki çocuk bunların içinden hangisini alacağını; hangisinin kendisine yararlı, hangisinin zararlı olduğunu bilemez ve şaşkın, kişiliği zayıf, pasif, şımarık biri olarak büyür. Bu gibi durumda olan bir insan toplumda ciddiye alınmaz saygı görmez çünkü yaptığı yersiz davranışlar toplumda kabul görmez dışlanır ve dışlanış nedeninin farkında olmadığı içinde kendine çeki düzen vermek yerine kendince doğru bildiği daha başka hatalar yapar böyle yetişen bir çocuk ömür boyu başkaları tarafından kandırılır ve kullanılır. İkinci ailede yetişen çocuk, sevgiye açtır. Sevgi vermekten yoksun her şeyi kendine göre ayarlamış çocuğunun duygularına önem vermeyen dediğim dedik bir yapıdadır. Böyle bir ailede yetişen çocuk ileride iki şıktan birini seçer. Ya ailesinden görmediklerinden ders çıkartıp onlar gibi olmamaya özen gösterir ya da ailesine olan nefretini, sevgisiz büyümenin hıncını, başkalarında tatmin etmek yolunu seçer kaba vurucu kırıcı acıma duygusu olmayan bir psikopat olur. Bu gibi kişiler de her an tehlike altındadır ve düşmanı çok olur. Üçüncü aile sevecen özverilidir herşeyden önce çocuğunun iyi bir insan olarak yetişmesini ister ve bunun için hiçbir fedakarlıktan kaçınmaz. Böyle bir ailede yetişen çocuk, ilerde sevgi dolu nezaketli paylaşmayı bilen merhametli karşısındaki insana değer veren kişilikli toplumda aranan hatırı sayılır biri olarak itibar görür ve hem aile rahat eder çocuğuyla gururlanır hem de çocuk ailesiyle gurur duyar. Her güzelliğin her doğrunun içinde mutlaka sevgi vardır. Çocuk ruhu çok kırılgandır kendisine yapılanları bir ömür unutmaz. Bunun için çocuk yetiştirirken çok dikkatli olmalı ve onlardan sevgimizi esirgemeyip göstermesini bilmeliyiz. Sevgiyle çaldığın kapı açılmıyorsa üzülme! Açılmasa da seni anahtar deliğinden gözetleyen biri mutlaka vardır.
Unutmayın! Her çocuk bir anne babanın eseridir...