Kurân Açısından Ana-Babaya İyilik, Saygı ve Dua Etmek
Kuranda, ana-babaya iyilik ve saygı hakkında 13 ayet zikredilmiştir. Altı yerde İhsan ve Hasen kelimeleriyle onlara iyilik etmeği emretmektedir.
Allah Teala İsra suresinin 23. ve 24. ayetlerinde şöyle buyuruyor:
Senin Rabbin, Ondan (Allahtan) başkasına kulluk etmenizi ve anne-babaya iyilik etmeği emretti. Şayet onlardan biri veya ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, onlara: Öf bile deme ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle. Onlara merhametle alçak gönüllülük kanadını ger ve de ki: Rabbim! Onlar beni küçükken nasıl terbiye ettilerse sen de onlara öylece merhamet et.
Görüldüğü gibi Allah Teala mezkur ayette; anne ve babaya, Öf bile demeyin buyurmaktadır. Yani onları incitecek en küçük söz ve hareketten bile kaçının buyuruyor. Öf sözcüğü, rahatsızlığı ifade eden en küçük ve hafif bir tabirdir.
İmam Sadık(a.s) bu ayetle ilgili şöyle buyurmuştur:
Eğer Allah Teala, (anne-babayı incitmek hususunda) öf kelimesinden daha küçük bir şeyin olduğunu bilmiş olsaydı, mutlaka ondan da nehy ederdi; öf, anne-babaya karşı gelme ve onları incitmenin en küçük ve hafif olanıdır. İnsanın anne-babasına keskin bir şekilde bakması da akk-ı valideynden (onları incitmekten)dir.
Bu rivayetten, anne-babaya saygısızlık yapmamanın ve onlara karşı ne kadar yumuşak ve şefkatli davranmanın gerekliliği iyice ortaya çıkmış oluyor.
Anne-babaya ihtiram etmenin ne kadar geniş manalı olduğu şu hadisten de iyice anlaşılmaktadır:
Bir adam Resulullah (s.a.a)ten babanın oğlun üzerindeki hakkı nedir? diye sorduğunda Resulullah (s.a.a) cevaben şöyle buyurdular:
Babanın oğlun üzerindeki hakkı; onu ismiyle çağırmaması, onun önünde yürümemesi, ondan önce oturmaması ve ona (babasına) sövülmesine sebep olmamasıdır.
Sözün kısası şu ki anne-babaya imkan dahilinde olan her çeşit iyilik ve ihtiramı yapmak ve onları inciten her çeşit söz ve hareketten kaçınmak, kaçınılmaz dini ve vicdani bir vazifedir.
Elbette eğer anne-baba evlatlarına Allahın emrettiği şeylere karşı bir söz söylerlerse, o zaman onlara o hususta itaat etmek farz değildir.
Kuranda, ana-babaya iyilik ve saygı hakkında 13 ayet zikredilmiştir. Altı yerde İhsan ve Hasen kelimeleriyle onlara iyilik etmeği emretmektedir.
Allah Teala İsra suresinin 23. ve 24. ayetlerinde şöyle buyuruyor:
Senin Rabbin, Ondan (Allahtan) başkasına kulluk etmenizi ve anne-babaya iyilik etmeği emretti. Şayet onlardan biri veya ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, onlara: Öf bile deme ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle. Onlara merhametle alçak gönüllülük kanadını ger ve de ki: Rabbim! Onlar beni küçükken nasıl terbiye ettilerse sen de onlara öylece merhamet et.
Görüldüğü gibi Allah Teala mezkur ayette; anne ve babaya, Öf bile demeyin buyurmaktadır. Yani onları incitecek en küçük söz ve hareketten bile kaçının buyuruyor. Öf sözcüğü, rahatsızlığı ifade eden en küçük ve hafif bir tabirdir.
İmam Sadık(a.s) bu ayetle ilgili şöyle buyurmuştur:
Eğer Allah Teala, (anne-babayı incitmek hususunda) öf kelimesinden daha küçük bir şeyin olduğunu bilmiş olsaydı, mutlaka ondan da nehy ederdi; öf, anne-babaya karşı gelme ve onları incitmenin en küçük ve hafif olanıdır. İnsanın anne-babasına keskin bir şekilde bakması da akk-ı valideynden (onları incitmekten)dir.
Bu rivayetten, anne-babaya saygısızlık yapmamanın ve onlara karşı ne kadar yumuşak ve şefkatli davranmanın gerekliliği iyice ortaya çıkmış oluyor.
Anne-babaya ihtiram etmenin ne kadar geniş manalı olduğu şu hadisten de iyice anlaşılmaktadır:
Bir adam Resulullah (s.a.a)ten babanın oğlun üzerindeki hakkı nedir? diye sorduğunda Resulullah (s.a.a) cevaben şöyle buyurdular:
Babanın oğlun üzerindeki hakkı; onu ismiyle çağırmaması, onun önünde yürümemesi, ondan önce oturmaması ve ona (babasına) sövülmesine sebep olmamasıdır.
Sözün kısası şu ki anne-babaya imkan dahilinde olan her çeşit iyilik ve ihtiramı yapmak ve onları inciten her çeşit söz ve hareketten kaçınmak, kaçınılmaz dini ve vicdani bir vazifedir.
Elbette eğer anne-baba evlatlarına Allahın emrettiği şeylere karşı bir söz söylerlerse, o zaman onlara o hususta itaat etmek farz değildir.