İnsan ineğe seslenmiş:
Ey İnek!
Ne yapmaya geldin dünyaya?
Maça gitmezsin, dans etmezsin, çay içmezsin, kahveye gidip oyun oynamazsın.
Gündüz çayıra gece ahıra.
Tek düzen bir hayatın var!
Yeyip, içip sıçıyorsun.
Bunun için mi geldin dünyaya?
İnek dile gelmiş, cevap vermiş:
Ey İnsan!
Ya bu sözü, sen bana nasıl söylersin?
Şu buzdolabını aç bir bak.
Süt benden, yoğurt benden, tereyağı benden, kaymak benden, köfte benden, dolma benden, sucuk benden, pastırma benden.
Ayağındaki ayakkabı, belindeki kemer benden.
Kışın yaktığın tezek benden!
Kemiklerim bile işe yarar.
Ben olmasaydım belindeki pantolonu bile bağlayamayacaktın.
Peki sen ne yapmaya geldin dünyaya?
Etin yenmez, derinden bir halt olmaz, saçından çorap örülmez.
Güzelim doğayı tahrip etmek, birbirinizi öldürmekten başka hiçbir işe yaramazsın.
Sen ne yapmaya geldin dünyaya?
Ey İnek!
Ne yapmaya geldin dünyaya?
Maça gitmezsin, dans etmezsin, çay içmezsin, kahveye gidip oyun oynamazsın.
Gündüz çayıra gece ahıra.
Tek düzen bir hayatın var!
Yeyip, içip sıçıyorsun.
Bunun için mi geldin dünyaya?
İnek dile gelmiş, cevap vermiş:
Ey İnsan!
Ya bu sözü, sen bana nasıl söylersin?
Şu buzdolabını aç bir bak.
Süt benden, yoğurt benden, tereyağı benden, kaymak benden, köfte benden, dolma benden, sucuk benden, pastırma benden.
Ayağındaki ayakkabı, belindeki kemer benden.
Kışın yaktığın tezek benden!
Kemiklerim bile işe yarar.
Ben olmasaydım belindeki pantolonu bile bağlayamayacaktın.
Peki sen ne yapmaya geldin dünyaya?
Etin yenmez, derinden bir halt olmaz, saçından çorap örülmez.
Güzelim doğayı tahrip etmek, birbirinizi öldürmekten başka hiçbir işe yaramazsın.
Sen ne yapmaya geldin dünyaya?