KONYA (İHA) - Normal erişkinlerin yüzde 45'nin bazen horladığı, yüzde 25'nin ise sürekli horladığını belirten uzmanlar, horlayan kişinin uykuya doymadığını söyledi. Horlama sırasında çıkan seslerin nefes alırken ağız ve burun arkasındaki geçitlerdeki darlıktan dolayı çıktığını ifade eden uzmanlar, bu durumdaki kişilerde uykunun faydasının azaldığını gözlemlediklerini belirtti. Türkiye Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Ahmet Yıldırım, horlamanın çeşitli nedenlerden dolayı olabileceğini ifade ederek, "Kişiler dil ve boğaz adalelerinde ton kaybından dolayı horlayabiliyor. Aynı zamanda boğaz dokularının büyük olması, yumuşak damak ve küçük dilin uzun olması ve burun tıkanıklığından dolayı horlamalar olabiliyor" dedi.
AİLE HAYATI ETKİLENİYOR
Horlamanın kişilerde aile hayatını bile etkilediğini ifade eden Opr. Dr. Ahmet Yıldırım, "Horlayanın uyku tabiatı bozulur. Uykuya doyamamak, yani uykunun faydasının azalması söz konusu olur. Horlayanda yüksek tansiyon erken zamanda ortaya çıkar. Horlamanın en ileri şekli olan obstrüktif uyku apnesi, şiddetli horlamanın sık sık tam duran solunum ile kesilmesi olarak tarif edilebilir. Bu bozukluk her biri 10 saniyeyi geçerse ve saatte 7'den fazla olursa ciddidir. Apne hastalarında gece boyunca 30 ile 300 kadar tıkanma olabilir ve çoğunda gecenin yarısı düşük oksijen seviyeleriyle geçiyor denilirse abartılmış olmaz. Bu tıkanma dönemlerinde kalp daha hızlı çarparak kanı daha hızlı dolaştırmak zorunda kalır. Bu durumda düzensiz kalp vuruşları olabilir. Ve yıllar sonra yüksek tansiyona ve kalp büyümesine yol açabilir. Uyku apnesi hastaları bu durumu anlayamazlar. Hastalığı ortaya çıkartmanın tek yolu uyku testidir" şeklinde konuştu.
Horlamanın tedavi edilebileceğini kaydeden Ahmet Yıldırım, "Horlamamak için atletik bir hayat tarzı benimsenmeli, her gün idman yapılmalı ve kilo verilmelidir. Gevşetici ilaçlar, uyku hapları ve alerji ilaçlarını uyku zamanına yakın alınmamalı. Alkollü içeceklerden uzak durulmalı. Yatmaya 3 saat kala ağır yemekler yenilmemeli. Aşırı yorulmamalı, uyku saatlerinin düzenli olmasına özen gösterilmelidir. Yan yatmaya çalışılmalı, hatta pijama sırtına bir cep dikilerek içine tenis topu konulmalı" diye konuştu.
AİLE HAYATI ETKİLENİYOR
Horlamanın kişilerde aile hayatını bile etkilediğini ifade eden Opr. Dr. Ahmet Yıldırım, "Horlayanın uyku tabiatı bozulur. Uykuya doyamamak, yani uykunun faydasının azalması söz konusu olur. Horlayanda yüksek tansiyon erken zamanda ortaya çıkar. Horlamanın en ileri şekli olan obstrüktif uyku apnesi, şiddetli horlamanın sık sık tam duran solunum ile kesilmesi olarak tarif edilebilir. Bu bozukluk her biri 10 saniyeyi geçerse ve saatte 7'den fazla olursa ciddidir. Apne hastalarında gece boyunca 30 ile 300 kadar tıkanma olabilir ve çoğunda gecenin yarısı düşük oksijen seviyeleriyle geçiyor denilirse abartılmış olmaz. Bu tıkanma dönemlerinde kalp daha hızlı çarparak kanı daha hızlı dolaştırmak zorunda kalır. Bu durumda düzensiz kalp vuruşları olabilir. Ve yıllar sonra yüksek tansiyona ve kalp büyümesine yol açabilir. Uyku apnesi hastaları bu durumu anlayamazlar. Hastalığı ortaya çıkartmanın tek yolu uyku testidir" şeklinde konuştu.
Horlamanın tedavi edilebileceğini kaydeden Ahmet Yıldırım, "Horlamamak için atletik bir hayat tarzı benimsenmeli, her gün idman yapılmalı ve kilo verilmelidir. Gevşetici ilaçlar, uyku hapları ve alerji ilaçlarını uyku zamanına yakın alınmamalı. Alkollü içeceklerden uzak durulmalı. Yatmaya 3 saat kala ağır yemekler yenilmemeli. Aşırı yorulmamalı, uyku saatlerinin düzenli olmasına özen gösterilmelidir. Yan yatmaya çalışılmalı, hatta pijama sırtına bir cep dikilerek içine tenis topu konulmalı" diye konuştu.