'katniss'
Üstat
Sevdaya dahilse ayrılık,biz bunu veda saymadık.
Biraz sonra uçağa bineceksin… O dakikadan sonra Brezilya bize uzak ama Türkiye sana hep çok yakın olacak…
Bunun tam tersini yazmıştı bir taraftar aylar önce.. Senin ağzından uçağa biniş mektubuydu.. Sen yazdın sandık hepimiz.. İnandık… Belki de inanmak istedik… Çünkü tam da sen yazmışsın gibi sıcak, sen söylüyormuşsun gibi samimiydi… Ve tabii hayali bile zordu… Daha çok uzağındayken o günlerin, engel olamadık damlalara…
Ve şimdi sahiden…
Biraz sonra o uçağa bineceksin…
Arkama dönüp bakacak mıyım diye düşünme… O kapı kapanana kadar gözünü de kulağını da yüreğini de bizden alamayacaksın… Çünkü o çok sevdiğin şarkılarla geleceğiz… Her bir satırını ezbere bildiğin marşlarla… Belki yüzler olacağız… belki binler… Ama milyonların yüreğini getireceğiz sana…
Biraz sonra o uçağa bineceksin…
Arena’da attığın golde oğluyla kanepeden düşen baba el sallayacak sana… İzlerken bilincimizi yitirdiğimiz o Samsun golünde kale arkasının en alt katından bakan velet gözlerini açıp bakamayacak ardından… İnter maçındaki öldürücü çalımı attığında sevdiğiyle konuşurken elindeki telefonu düşüren kızın boğazı düğüm düğüm olacak… CSKA golünü torunundan duyan nine dua edecek sana, nereye gidiyo o kel kafalı çocuk diye…
Biraz sonra o uçağa bineceksin…
Belki çok zorlanacaksın ayakta durmakta.. 8 yıl her gün olduğu gibi Dianne tutacak kolundan. Bacağına dolanacak Maria.. Türkiye serüveninle yaşıt, güzel kızın, bizim kızımız… Antonia anlamaya çalışacak dışarda kopan gürültüyü.. Felipe… Felipe… Her gülüşünde seni gördüğümüz en küçük de souza… Merdivenlerden öylece bize bakacaksınız… Biz de size…
Sen ne düşüneceksin bilmiyorum.. Belki keşkelerin olacak, belki son birkaç ay geçecek gözünün önünden.. Belki ilk günden bu yana film şeridi.. Belki gollerin belki tezahüratlar.. Koreografiler, commandante pankartları.. İdmanlar, baklava, Denizli, gözyaşları… Hüzün… Bilmiyorum…
Biz mi ne düşüneceğiz… bak onu biliyorum işte.. Ne gollerini arayacağız o an, ne bize yaşattığın onca başarıyı… attığın her adıma bakacağız… ve her adımında geçmişteki bir adımını hatırlayacağız… o hafif sola kaykılarak attığın adımları, eli belinde duruşlarını, Felipe ile uzaktan el sallamanı, gülüşünü… En çok o utangaç samimi gülüşünü…
Kimimizin aklında kaybedilen maçlardan sonraki hüznün olacak.. Kimi sahaya girdiğin andaki sekmelerine takılacak.. Maçtan önceki son duan…
Birazdan o uçağa bineceksin…
Kişi başına bıraktığın anı sayısı buradan brezilyaya yol olur…
Birazdan o uçağa bineceksin…
8 yıldır her gece gelmesinden korktuğumuz o an… en istemediğimiz veda…
Birazdan o uçağa bineceksin…
Ve artık hiçbirimiz üzgün değiliz… Çünkü seni hep o gülüşünle hatırlayacağız… ne zaman büyüse içimizde özlemin… yoğurtçu parkında alacağız soluğu… bize yadigar hatıranla dertleşeceğiz… kimbilir kimleri sana şikayet edeceğiz…
Bazen ah be kaptan diyeceğiz… kızacağız sana… sen bileceksin nedenini.. tekrar söylemeyeceğiz…
Birazdan o uçağa bineceksin… her birini evimizden saydığımız ailenle bize veda edeceksin… belki birkaç damla yaş süzülecek gözlerinden…
El sallayacaksın…
Ama dur… sevdaya dahilse ayrılık… biz bunu veda saymadık…
O bize salladığın ellerde daha çok kupalar yükselecek… ve her kupada bizim de elimiz olacak…
En güzel anılarını bıraktığın bu statta daha çok sevinçler hüzünler görülecek…
yaşadığımız her şeyde s10nsuza kadar…
yerin kalbimizde olacak…
Güle güle güzel adam…
Hak ettiğin kadar mutlu ol… şunu hiç unutma… burada kapıyı çalmadan girebileceğin milyonlarca evin var…
Hoşçakal , BÜYÜK KAPTAN
Biraz sonra uçağa bineceksin… O dakikadan sonra Brezilya bize uzak ama Türkiye sana hep çok yakın olacak…
Bunun tam tersini yazmıştı bir taraftar aylar önce.. Senin ağzından uçağa biniş mektubuydu.. Sen yazdın sandık hepimiz.. İnandık… Belki de inanmak istedik… Çünkü tam da sen yazmışsın gibi sıcak, sen söylüyormuşsun gibi samimiydi… Ve tabii hayali bile zordu… Daha çok uzağındayken o günlerin, engel olamadık damlalara…
Ve şimdi sahiden…
Biraz sonra o uçağa bineceksin…
Arkama dönüp bakacak mıyım diye düşünme… O kapı kapanana kadar gözünü de kulağını da yüreğini de bizden alamayacaksın… Çünkü o çok sevdiğin şarkılarla geleceğiz… Her bir satırını ezbere bildiğin marşlarla… Belki yüzler olacağız… belki binler… Ama milyonların yüreğini getireceğiz sana…
Biraz sonra o uçağa bineceksin…
Arena’da attığın golde oğluyla kanepeden düşen baba el sallayacak sana… İzlerken bilincimizi yitirdiğimiz o Samsun golünde kale arkasının en alt katından bakan velet gözlerini açıp bakamayacak ardından… İnter maçındaki öldürücü çalımı attığında sevdiğiyle konuşurken elindeki telefonu düşüren kızın boğazı düğüm düğüm olacak… CSKA golünü torunundan duyan nine dua edecek sana, nereye gidiyo o kel kafalı çocuk diye…
Biraz sonra o uçağa bineceksin…
Belki çok zorlanacaksın ayakta durmakta.. 8 yıl her gün olduğu gibi Dianne tutacak kolundan. Bacağına dolanacak Maria.. Türkiye serüveninle yaşıt, güzel kızın, bizim kızımız… Antonia anlamaya çalışacak dışarda kopan gürültüyü.. Felipe… Felipe… Her gülüşünde seni gördüğümüz en küçük de souza… Merdivenlerden öylece bize bakacaksınız… Biz de size…
Sen ne düşüneceksin bilmiyorum.. Belki keşkelerin olacak, belki son birkaç ay geçecek gözünün önünden.. Belki ilk günden bu yana film şeridi.. Belki gollerin belki tezahüratlar.. Koreografiler, commandante pankartları.. İdmanlar, baklava, Denizli, gözyaşları… Hüzün… Bilmiyorum…
Biz mi ne düşüneceğiz… bak onu biliyorum işte.. Ne gollerini arayacağız o an, ne bize yaşattığın onca başarıyı… attığın her adıma bakacağız… ve her adımında geçmişteki bir adımını hatırlayacağız… o hafif sola kaykılarak attığın adımları, eli belinde duruşlarını, Felipe ile uzaktan el sallamanı, gülüşünü… En çok o utangaç samimi gülüşünü…
Kimimizin aklında kaybedilen maçlardan sonraki hüznün olacak.. Kimi sahaya girdiğin andaki sekmelerine takılacak.. Maçtan önceki son duan…
Birazdan o uçağa bineceksin…
Kişi başına bıraktığın anı sayısı buradan brezilyaya yol olur…
Birazdan o uçağa bineceksin…
8 yıldır her gece gelmesinden korktuğumuz o an… en istemediğimiz veda…
Birazdan o uçağa bineceksin…
Ve artık hiçbirimiz üzgün değiliz… Çünkü seni hep o gülüşünle hatırlayacağız… ne zaman büyüse içimizde özlemin… yoğurtçu parkında alacağız soluğu… bize yadigar hatıranla dertleşeceğiz… kimbilir kimleri sana şikayet edeceğiz…
Bazen ah be kaptan diyeceğiz… kızacağız sana… sen bileceksin nedenini.. tekrar söylemeyeceğiz…
Birazdan o uçağa bineceksin… her birini evimizden saydığımız ailenle bize veda edeceksin… belki birkaç damla yaş süzülecek gözlerinden…
El sallayacaksın…
Ama dur… sevdaya dahilse ayrılık… biz bunu veda saymadık…
O bize salladığın ellerde daha çok kupalar yükselecek… ve her kupada bizim de elimiz olacak…
En güzel anılarını bıraktığın bu statta daha çok sevinçler hüzünler görülecek…
yaşadığımız her şeyde s10nsuza kadar…
yerin kalbimizde olacak…
Güle güle güzel adam…
Hak ettiğin kadar mutlu ol… şunu hiç unutma… burada kapıyı çalmadan girebileceğin milyonlarca evin var…
Hoşçakal , BÜYÜK KAPTAN