Güle Güle Kasım, Hoş Geldin Aralık!
Kasım ayı, sen gidiyorsun da sanki dünyanın yükünü sırtından atmış gibi hissediyorum! Seninle vedalaşırken, içimde tuhaf bir rahatlama var. Çünkü Kasım, sen ne kadar güzel bir ay olsan da, bir vampir gibi yavaş yavaş canımı emdin. O karanlık sabahlar, bitmek bilmeyen yağmurlar, sürekli olarak "Acaba bu hafta sonu da evde mi kalacağım?" endişesi... Yok artık!
Hatırlıyorum da, Kasım'ın başlarında, “Bu ay çok verimli olacağım, tüm işlerimi halledip, yeni hobiler edineceğim!” diye planlar yapmıştım. Sonra ne mi oldu? İlk hafta sonu, o yeni başlayan dizinin tüm bölümlerini arka arkaya izleyip, evde bir hafta boyunca yatarak geçirdim. İkinci hafta sonu ise, yatağımdan kalkacak kadar motivasyon bulamadım. Üçüncü hafta sonu, "Dışarı çıkıp bir şeyler yapmalıyım!" diye yola koyuldum. İlk ve son defa dışarı çıktığımda, bir yağmur damlasının benim için “burası senin evin, bir daha çıkma” diye işaret ettiği anı hiç unutamam. Sonra Kasım sonuna kadar evden dışarı çıkmadım. Verimliliğim ise, tüm zamanların rekorunu kırdı: Yatakta uzanma ve dizi izleme konusunda.
Hatta bir gün, Kasım ayının ruh haline o kadar bürünmüştüm ki, evimde tek başıma bir yağmur dansı yapmaya başladım. Hatta yağmur damlalarına “Yağmur Tanrısı” diye seslenerek, yağmur yağdırma yeteneğinden ötürü onu takdir ettiğimi söyledim. Komşuların pencerelerden beni seyredip seyretmediklerini merak ettim doğrusu. Bence seyrettiler.
Ve Kasım'ın en kötü yanı, günlerin kısalması ve karanlığın her geçen gün daha erken kaplamasıydı. Gece yarısı birden uyanıp, "Aman Tanrım, saat kaç?" diye çığlık atma sayım, kişisel rekorlarımı geride bıraktı. Her akşam güneş batmadan önce, “Güneş batmadan önce mutlaka dışarı çıkıp yürüyüş yapmalıyım!” diye karar verdim. Ama karar verdikten sonra güneş battı, tabi ki.
Ama şimdi, Kasım gitti! Güle güle Kasım! Bir daha asla seni hatırlamak istemiyorum! (İkinci düşünce… belki de bazı kısımlarını hatırlamak isteyebilirim… mesela evde yatarak film izlemek kısmını…)
Hoş geldin Aralık! Seninle birlikte gelen ışık ve Noel heyecanı için sana şimdiden teşekkür ediyorum. Umarım sen, Kasım gibi ruh emici bir ay olmazsın. Ama yine de, önlemimi aldım. Yatakta bir sürü film, diziler, bol miktarda çikolata ve sıcak içecekler hazır. Eğer Aralık da yağmurlu bir ay olursa, bu yıl benim için kayıp bir yıl demektir.
Umarım Aralık ayı, bana yılbaşı hediyesi olarak bolca güneş, neşe, kahkaha ve evde kalma bahanesi sunar. Sen de benimle aynı fikirdeysen, yorumlarda yaz. Belki birbirimizi motive eder, dışarı çıkar ve biraz güneş alırız. Belki… (Hayır, sanırım yine evde kalacağım.) Herkese güzel bir Aralık ayı diliyorum! Ve Kasım’a… güle güle! (Ama gerçekten…)