Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Güncel
Genel
Hukuk Köşesi
Hukuk Sözlüğü
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="ZeyNoO" data-source="post: 261275" data-attributes="member: 10904"><p><span style="color: Red"><strong>I-İ</strong></span></p><p></p><ul> <li data-xf-list-type="ul"><br /> <strong>[*]ıskat: düşürme; hükümden düşürme; yok etme; iptal <br /> <br /> [*]ıslah: düzeltme; davada tarafça düzeltme; iyileştirme; iyi bir hale getirme<br /> <br /> [*]ıslahât: düzeltme veya iyileştirme işleri<br /> <br /> [*]ıstılâh: terim<br /> <br /> [*]ıtlâk: salıverme; koyuverme; boşamak; demek; denilmek; tabir<br /> <br /> [*]ıttılâ: öğrenme; bilgilenme; haberdar olma; tanıma<br /> <br /> [*]ızrar: zarar verme; zarara sokma<br /> <br /> [*]ıztırâr: zorunluluk; çaresizlik<br /> <br /> [*]iade : geri verme; geri çevirme; eski duruma getirme<br /> <br /> [*]iade-i muhakeme : yargılamanın yenilenmesi<br /> <br /> [*]iaşe :yaşatma; besleme; geçinme<br /> <br /> [*]ibâre : deyiş; cümle; paragraf; bir bölüm söz<br /> <br /> [*]ibhâm: kapalı bırakma; açıklamama; belli etmeme; gizli kapaklı tutma<br /> <br /> [*]ibka : devamlı, sürekli kılma; yerinde bırakma<br /> <br /> [*]ibra : aklanma; temize çıkma; aklama; temize çıkarma Alacaklının, borçlusunda bulunan alacağından tamamen veya kısmen vazgeçmesi<br /> <br /> [*]ibraz: gösterme; meydana çıkarma; sunma<br /> <br /> [*]ibtida: başlama; başlangıç; ilkin; en önce; başta<br /> <br /> [*]icâb : gerekme; gerek; bir sözleşme için ilk söylenen söz<br /> <br /> [*]icabet etme: uyma<br /> <br /> [*]icbar: zorlamak<br /> <br /> [*]icabı hal: durumun gereği<br /> <br /> [*]icar: kiraya verme; kiraya verilme<br /> <br /> [*]icâre-i müeccele: sonradan alınacak kira<br /> <br /> [*]icareteynli vakıf: ivedili ve süreye bağlı kira sözleşmesi olan vakıf mallar<br /> <br /> [*]icazet : izin; ruhsat, diploma<br /> <br /> [*]icâzet-i lâhika: bir kimsenin izni olmadığı halde,yapıldıktan sonra bir şeyi kabul etmesi ve onaylaması:<br /> <br /> [*]icbar etme: zorlama<br /> <br /> [*]icmâl : kısaltma; özetleme; öz; özet genel toplamı<br /> <br /> [*]icra tetkik mercii: İcra-İflas dairesinin üzerinde olup, icra-iflas işlemlerinin doğru ve kanuna uygun olup olmadığını denetleyen ve ayrıca kanunun kendisine verdiği dava ve işleri gören özel mahkeme. <br /> <br /> [*]İcra Vekilleri Heyeti : Bakanlar Kurulu<br /> <br /> [*]içtihad: özel görüş; anlayış; kavrayış<br /> <br /> [*]içtima: toplanma; toplantı; bir araya gelme<br /> <br /> [*]içtimaî: sosyal; toplumsal<br /> <br /> [*]içtinap : kaçınma; çekinme<br /> <br /> [*]idame : devam ettirme; sürdürme<br /> <br /> [*]idâre-i husûsiyye : il özel idaresi<br /> <br /> [*]ifa: ödeme; yerine getirme; bir işi yapma; edim<br /> <br /> [*]ifadat: sözler <br /> <br /> [*]ifade: anlatma; anlatış; anlatım<br /> <br /> [*]ifham: anlatma; anlatılma; bildirme; bildirilme<br /> <br /> [*]ifrağ: bir durumdan başka bir duruma sokma<br /> <br /> [*]iflas: Borcunu ödemeyen veya ödemelerini tatil eden borçlu hakkında yapılan takip sonucunda, mahkeme kararı ile tespit ve ilan edilen durum. <br /> <br /> [*]ifraz : arazinin parçalanması; bölünmesi; parsellere ayırma; araziyi imar açısından uygun parçalara bölme<br /> <br /> [*]ifşasına müeddi: açıklanma gereği<br /> <br /> [*]ihale: Artırma veya eksiltme biçimiyle yapılan ve en uygun fiyatı teklif edene (en çok artıran veya eksiltene) işin/malın verildiği sözleşme yöntemi. <br /> <br /> [*]ihâta: bir şeyin etrafını çevirme; sarma; kuşatma; etrafı çevrilme; anlayış; geniş bilgi<br /> <br /> [*]ihbar: haber verme; bildirme; bildirim<br /> <br /> [*]ihdas: ortaya çıkarma; kurma; bir şeyi ilk kez ortaya koyma<br /> <br /> [*]ihfa: saklama<br /> <br /> [*]ihkak-ı hak: kendiliğinden hak alma<br /> <br /> [*]ihlal etmek: zarar vermek; zedelemek; dokunmak; hakkını zedelemek; çiğnemek; bozmak<br /> <br /> [*]ihmal: dikkatsizlikten ve özensizlikten kaynaklanan kusur; savsaklama; gerekli özeni göstermeme<br /> <br /> [*]ihraç: çıkarma; dışarıya mal satma; dış satım<br /> <br /> [*]ihraz: benimseme; sahipsiz bir malı sahiplenme<br /> <br /> [*]ihtar : hatırlatma; dikkati çekme; uyarma; uyarım<br /> <br /> [*]ihtarname: Bir kimseye, bir hususu yerine getirmesi veya getirmemesi için yapılan yazılı uyarı; hatırlatma belgesi. <br /> <br /> [*]ihticâc: delil veya tanık gösterme<br /> <br /> [*]ihtilaf : anlaşmazlık; uyuşmazlık; çekişme; niza; görüş farklılığı<br /> <br /> [*]ihtilat: karışma; katılma; bir araya gelme<br /> <br /> [*]ihtimam: özen; bir şey, iş ya da kişiye özel dikkat gösterme<br /> <br /> [*]ihtirâzi kayıt: çekince; önkoşul; belli hakları kullanma hakkının saklı tutulması<br /> <br /> [*]ihtiva etmek: içermek; kapsamak; içine almak; içinde bulundurmak<br /> <br /> [*]ihtiyati tedbir: Davacının, davasını kazanması durumunda, dava konusu şeye kavuşabilmesi için, davadan önce veya dava sırasında o şeyi garanti altına almasına yarayan önlem.<br /> <br /> [*]ihtiyar etmek: seçmek; seçme hakkını kullanmak; tercih etmek; yeğlemek<br /> <br /> [*]ihtiyarî: isteğe bağlı; seçmeli; istemli<br /> <br /> [*]ihtiyat: sakınma;<br /> <br /> [*]ihzâr: hazırlama; huzura getirme;<br /> <br /> [*]ihzaren celb: sanığı veya tanığı, kendi arzusu nedeniyle gelmediği için mahkeme önüne hakim kararı ile zorla getirtme<br /> <br /> [*]ihzarî: hazırlayıcı; yetiştirici; hazırlık niteliğinde olan<br /> <br /> [*]ika etmek: yapmak; etmek; oluşturmak<br /> <br /> [*]ikâme: yerine koyma; yerine kullanma; dikme;yerine geçme; kaim olma; dava açma<br /> <br /> [*]ikametgah: bir kimsenin yerleşme kast ve niyetiyle oturduğu yer<br /> <br /> [*]ikamet etme: Bir yerde yerleşme iradesi ve niyetiyle oturma. <br /> <br /> [*]ikmal: tamamlama; bitirme; devamlı olarak yiyecek içecek ve diğer gerekli malzemenin sağlanması<br /> <br /> [*]ikrâh: korkutma; bir kimseyi yapmak istediği şeyi yapmamaya, yapmamak istediği şeyi yapmaya korkutarak zorlamak<br /> <br /> [*]ikrar : saklamayıp söyleme; bildirme; açıkça söyleme; kabul<br /> <br /> [*]ikraz: borç verme; ödünç verme<br /> <br /> [*]iktifâ : yeter bulma; yetinme<br /> <br /> [*]iktirân: yakın varma; yanına gelme; yaklaşma; ulaşma; erişme<br /> <br /> [*]iktisabî: kazanma ile ilgili; edinme ile ilgili<br /> <br /> [*]iktisadi: ekonomik<br /> <br /> [*]iktisap : kazanma; kazanım; edinme; bir şeyin mülkiyetini elde etme <br /> <br /> [*]İktisat Vekâleti: Ekonomi Bakanlığı <br /> <br /> [*]iktiza: gerekme; gerektirme; gereklilik; işe yarama ilâm yargı belgesi; mahkemenin verdiği nihaî (son ) kararın, iki taraftan her birine yöntemine göre verilen onamlı örnekleri; mahkeme kararı örneği (sureti) <br /> <br /> [*]ila-nihâye: sonuna kadar <br /> <br /> [*]i'lâmât : bir davanın mahkemece nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmi vesikalar; kararı bildiren belge<br /> <br /> [*]ilamlı icra takibi: Para veya paradan başka bir şey içeren konularda, önce bir mahkeme ilamı alınıp, ilamlara özgü icra takibi yapılması. <br /> <br /> [*]ilamsız icra takibi: Elinde bir mahkeme ilamı bulunmayan veya bulunmasına rağmen ilamlı icra yoluna başvurmayan kişilerin, alacaklarını elde etmek için başvurdukları icra yolu. <br /> <br /> [*]ilga : ortadan kaldırma; yürürlükten kalkma; hükümden düşürme; geçersizleştirme <br /> <br /> [*]illet: hastalık; sakatlık; bozukluk; neden; sebep <br /> <br /> [*]illiyet bağı: nedensellik bağı; bir neden ile ortaya çıkan sonuç arasındaki ilişki <br /> <br /> [*]ilmî: bilimsel<br /> <br /> [*]ilmi içtihatler: Hukuk bilginlerinin hukuki sorunlarda ileri sunmuş oldukları görüş, düşünce ve kanaatlerdir.<br /> <br /> [*]ilmühaber: belge; birinin herhangi bir durumunu (örneğin ikametgahını) gösteren durum belgesi<br /> <br /> [*]iltibâs: karıştırılma; benzeşim; karışıklık<br /> <br /> [*]iltihâk : katılma; karışma<br /> <br /> [*]iltisâk : yapışma; bitişme; kavuşma<br /> <br /> [*]iltizam : kendi için gerekli sayma; gerektirme<br /> <br /> [*]iltizami muamele: bir kimsenin malvarlığının aktifinde yer alan kalemlere dokunmaksızın, yalnızca pasifini artıran bir işlem yapması; taahhüt işlemi; borçlandırıcı işlem;<br /> <br /> [*]ilzâm : susturma; bağlama<br /> <br /> [*]imâl: yapma; yapılma; meydana getirme<br /> <br /> [*]imâr : bayındırlık; bayındır duruma getirme; geliştirme<br /> <br /> [*]imdi : buna göre; şu halde; o halde<br /> <br /> [*]imha: yok etme; ortadan kaldırma; mahvetme<br /> <br /> [*]imhâl : mühlet verilmesi; süre verilmesi; erteleme; yeni bir önel tanıma<br /> <br /> [*]imlâ : doldurma; doldurulma; yazdırma; yazdırılma; bir dilin cümlelerini, kelimelerini doğru yazma bilgisi<br /> <br /> [*]imtina: kaçınma; çekinme<br /> <br /> [*]imtisâl: gerekeni yapma; bir örneğe göre hareket etme; alınan emre boyun eğme<br /> <br /> [*]imtiyaz: ayrıcalık; farklılık<br /> <br /> [*]in'ikad : bağlama; kurulma; toplanma<br /> <br /> [*]inbiâs: gönderilme; meydana çıkma; ileri gelme<br /> <br /> [*]indinde: yanında<br /> <br /> [*]ind-el-hâce: lâzım olduğu; gerektiği zaman<br /> <br /> [*]ind-ettemyiz: temyiz sonunda; temyiz olunduğunda<br /> <br /> [*]infâk: beslemek; geçindirmek; nafakalandırmak<br /> <br /> [*]infisâh: fesh olunma; bozulma; hükümsüz kalma; dağılma; kendiliğinden ortadan kalkma<br /> <br /> [*]inhisar: tekel; monopol; alımın veya satımın tek bir elde toplanması<br /> <br /> [*]infisah: Ortadan kalkma; dağılma; fesholma. <br /> <br /> [*]inkıta : kesilme; kesinti; ara verme<br /> <br /> [*]inkılâp: değişme; bir halden başka bir hale dönme; devrim<br /> <br /> [*]inkıyâd: boyun eğme; kendini teslim etme<br /> <br /> [*]inkisâm: taksim olma; parçalanma; bölünme; ayrılma<br /> <br /> [*]inkişaf : açılma; gelişme; gelişim; açınım<br /> <br /> [*]inkiza: bitim; sona erme<br /> <br /> [*]insicâm: bir düzeye gitme; düzgün söz; düzgünlük; tutarlık<br /> <br /> [*]inşâî: inşaya, yapıya ait<br /> <br /> [*]inşaî hak: yenilik doğuran hak; bir hukuki durumun ortadan kaldırılması, değiştirilmesi veya yeni bir hukuki durumun yaratılması için kişinin kullandığı hak<br /> <br /> [*]intac: sonuç verme; nitelendirilme; sonuçlandırılma; bitirme<br /> <br /> [*]intifa: yararlanma; bir şeyden istifade etme<br /> <br /> [*]intifa hakkı: yararlanma hakkı; başkasına ait bir malda, kullanma ve ürünlerinden yararlanma yetkilerine sahip olmayı içeren irtifak hakkı çeşidi<br /> [*]intifa hakkı: Başkasına ait bir mal (hak) üzerinde, kullanma ve ürünlerinden yararlanma yetkilerine sahip olmayı içeren irtifak hakkı çeşidi. <br /> <br /> [*]intikal: Bir mal üzerindeki tasarruf hakkının, kanun ile belli kimselere geçmesi<br /> <br /> [*]intihâb: seçme; seçilme; seçim<br /> <br /> [*]intikal: geçme; geçirim; nakil; birinden diğerine geçme; yer değiştirme; el değiştirme bir mal üzerindeki tasarruf hakkının kanun ile belli kimselere geçmesi<br /> <br /> [*]intikal: geçiş; göçüş; anlama; kavrama; yer değiştirme; el değiştirme<br /> <br /> [*]intizâm: düzgünlük; çeki düzen; düzenlilik<br /> <br /> [*]intizâr: bekleme; beklenilme; gözleme; gözlenilme<br /> <br /> [*]inzibât: yolunda olma; genel emniyetin yolunda olması; sıkı düzen<br /> <br /> [*]inzimâm: eklenme; katılma; ilave<br /> <br /> [*]ipham: belirsizlik<br /> <br /> [*]ipka: kalma; yerinde bırakma; görevinde bırakma; yenileme<br /> <br /> [*]ipotek akit tablosu: İpoteğin kurulması sırasında tapu memuru tarafından düzenlenen ve ipoteğin durumunu gösteren resmi senet. <br /> <br /> [*]ipotek belgesi: Tapu sicil müdürlüğü tarafından verilen ve ipotek akit tablosunun özetini içeren belge. <br /> <br /> [*]ipotek: Hak sahibine, alacağını, bir taşınmaz malın değerinden elde etme yetkisini veren sınırlı bir ayni hak. <br /> <br /> [*]ipotekli borç Senedi: Taşınmaz rehni ile güvence altına alınmış kişisel bir hak nedeniyle, yetkili tapu görevlilerince ilgili taşınmaza değer biçilerek, taşınmaz değerinin bağlandığı (sürümünün kolaylaştırıldığı) kıymetli evrak. <br /> <br /> [*]iptal: hukuk kurallarına aykırı biçimde yapılmışbir idari işlemin yargı organının kararıyla ortadan kaldırılmasıdır<br /> <br /> [*]İptidai itiraz: ilk itiraz<br /> <br /> [*]îrâd: gelir; gelir getiren yapı; söyleme, getirme<br /> <br /> [*]irae: tayin etme; gösterme<br /> <br /> [*]irae edilmek: gösterilmek<br /> <br /> [*]iras : yapma; etme; birine (zarar) verme, sebep olma<br /> <br /> [*]irat Senedi: Bir alacak nedeniyle üzerinde gayrimenkul mükellefiyeti kurulan bir taşınmazın değerinin, taşınmazdan ödenmesi gerekli bir para borcu biçiminde bağımsızlaştırılarak, sürümünü artırmak için bağlandığı kıymetli evrak. <br /> <br /> [*]irca : eski duruma çevirme; geri döndürme; indirgeme<br /> <br /> [*]irca olunma: eski duruma getirme; çevirme; döndürme<br /> <br /> [*]irsen : irs yoluyla; miras yoluyla (geçerek)<br /> <br /> [*]irtibat : bağlantı; ilişki; ilgili olma<br /> <br /> [*]irtifak : hacet talep etme; ihtiyaç duyma; yükümlenim<br /> <br /> [*]irtifak hakları: Bir taşınmaz üzerinde, bir kullanma ve yararlanmaya rıza göstermeyi veya mülkiyete özgü bazı hakların kullanılmasından kaçınmayı gerektiren ve diğer bir taşınmaz veya kişi yararına ayni hak olarak tesis edilen hukuki işlem.<br /> <br /> [*]irtihan : rehin olarak alma, alınma<br /> <br /> [*]is'af : yerine getirme<br /> <br /> [*]isâl : vardırma; vardırılma; ulaştırma; ulaştırılma<br /> <br /> [*]isbât: şahit ve delil göstererek doğrusunu ortaya çıkarma<br /> <br /> [*]iskan ruhsatı: Bir binada oturulabilmesi için, yapının tamamlanmasından sonra ve İmar Kanunu'na göre, o yapının kullanılabileceğine ilişkin olarak verilen belge. <br /> <br /> [*]isnad: bir şeyi veya bir işi, birisi için yaptı diyebilme; bir şeye dayandırma; yükleme<br /> <br /> [*]isti'dâd: kabiliyet; akıllılık; anlayış; yetenek<br /> <br /> [*]istiane : yardım isteme<br /> <br /> [*]isticar :kira ile tutma; kiralama<br /> <br /> [*]isticvap: sorguya çekme; sorguya çekilme<br /> <br /> [*]istida : dilekçe; arzuhal; emanet bırakma; himaye (korunma) talep etme<br /> <br /> [*]istidlâl: bir kanıta dayanarak, bir nesneden sonuç çıkarma; kanıt ile anlama<br /> <br /> [*]istifa: İsteğe bağlı olarak bir görevden ayrılma. <br /> <br /> <br /> [*]istifade: yararlanma; faydalanma<br /> <br /> [*]istiglâl : ipotek; ev, dükkân, tarla ve bunlara benzer taşınmazların geliri, karşılık gösterilerek rehine koyma<br /> <br /> [*]istihap: yanına almak <br /> <br /> [*]istihdâf : hedef tutma; amaç edinme; amaçlama<br /> <br /> [*]istihdâm: hizmete kabul etme; kullanma; çalıştırma<br /> <br /> [*]istihkak : hak istemek; hak ediş; bir şey üzerinde hak iddiasında bulunma<br /> <br /> [*]istihkak davası: taşınır veya taşınmaz bir mal üzerinde mülkiyet veya diğer bir aynî hak iddiasında bulunmayı konu alan dava<br /> <br /> [*]istihlâk : tüketim; kullanarak bitirme<br /> <br /> [*]istihrâç: çıkarma; çıkarılma; netice çıkarma; anlam çıkarma; anlama<br /> <br /> [*]istihsal : üretim; üretme; elde etme<br /> <br /> [*]istikraz : borç alma; ödünç alma<br /> <br /> [*]istilzâm : gerektirmek<br /> <br /> [*]istimâ : davada dinleme; yargıcın duruşmada iki taraf veya vekillerinin sözlü olarak ileri sürdükleri sav ve savunmaları ile,tanık ve bilirkişinin beyanlarını dinlemesi<br /> <br /> [*]istimâl : kullanma<br /> <br /> [*]istimlak: kamulaştırma; Devlet veya kamu tüzel kişilerinin, kamu yararının gerektirdiği durumlarda, bedelin peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmazın tamamına veya bir kısmına kanunda gösterilen yöntemlere göre kamu yararına el koyması<br /> <br /> [*]istimval : ilgililerin rızası olmasa bile yasa gereğince ve değer pahası karşılığında kişilerin mallarına el konulması<br /> <br /> [*]istina : dayanak; dayanma<br /> <br /> [*]istinâbe: davanın görülmekte olduğu mahkemeye gönderilmek için başka bir yerde bulunan bir tanığın oradaki mahkemece ifadesinin alınması<br /> <br /> [*]istinad : dayanma; senet, delil sayma<br /> <br /> [*]istinâd etmek: dayanmak; bir şeyi dayanak(mesned) olarak almak<br /> <br /> [*]istinkâf : çekimser kalma; çekinme; geri durma; sakınma<br /> <br /> [*]istinsah: suret çıkarma<br /> <br /> [*]istirdâd : geri alma; alınma; geri isteme<br /> <br /> [*]istisna : ayrı tutma; kural dışı sayma<br /> <br /> [*]istisna sözleşmesi: Yüklenicinin (müteahhidin), ücret karşılığında, iş sahibi için eser ortaya çıkarmayı borçlandığı sözleşme; eser sözleşmesi. <br /> <br /> [*]İstizah: açıklama istemek<br /> <br /> [*]iş'âr : bildirme; yazı ile bildirme; gösterme<br /> <br /> [*]işgal: Tapu kütüğüne göre sahipsiz mal durumuna geldiği anlaşılan taşınmaz malları edinme yolu. <br /> <br /> [*]işhâd: şahit getirme; tanıklık ettirme; tanık gösterme<br /> <br /> [*]işkâl : zorlaştırma; güçleştirme<br /> <br /> [*]iştigal: meşgul olma; bir işle uğraşma<br /> <br /> [*]iştirâ : alım hakkı; satın alma hakkı; hak sahibine istediği zamanda bir şeyin malikinden, o şeyin mülkiyetinin kendisine kararlaştırılan bedel karşılığında devrini isteme yetkisi veren hak<br /> <br /> [*]iştira hakkı: Hak sahibine, istediği zamanda, bir malın malik<br /> <br /> [*]iştirâk: katılma; ortak olma; ortaklık<br /> <br /> [*]iştirak halinde mülkiyet: Kanundan veya sözleşmeden ötürü birbirlerine ortaklık bağı ile bağlı bulunan kimselerin, bu ortaklıkları nedeniyle bir malın mülkiyetine elbirliğiyle sahip oldukları ve her birinin hakkının, o malın tamamını kapsadığı mülkiyet biçimi. <br /> <br /> [*]ita : verme; ödeme<br /> <br /> [*]itfa : söndürme; ödeme; bir borcu, ödeme, takas, af gibi bir sebeple kapatma; sona erdirme<br /> <br /> [*]itmam: tamamlama <br /> <br /> [*]ittiba: uyma; itaat etme<br /> <br /> [*]ittihâd: bir olma; birleşme; birlik<br /> <br /> [*]ittihâz : edinme; edinilme; kabul etme; sayma; tutma; alma<br /> <br /> [*]ittisâl : bitişme; kavuşma; yakınlık<br /> <br /> [*]ivaz : karşılık; bedel; eder; karşı bedel; mukabil eda; fiyat<br /> <br /> [*]izaa : kaybetme; yitirme<br /> <br /> [*]izafe : zammetmek; katmak; karıştırmak</strong></li> </ul></blockquote><p></p>
[QUOTE="ZeyNoO, post: 261275, member: 10904"] [COLOR="Red"][B]I-İ[/B][/COLOR] [LIST] [B][*]ıskat: düşürme; hükümden düşürme; yok etme; iptal [*]ıslah: düzeltme; davada tarafça düzeltme; iyileştirme; iyi bir hale getirme [*]ıslahât: düzeltme veya iyileştirme işleri [*]ıstılâh: terim [*]ıtlâk: salıverme; koyuverme; boşamak; demek; denilmek; tabir [*]ıttılâ: öğrenme; bilgilenme; haberdar olma; tanıma [*]ızrar: zarar verme; zarara sokma [*]ıztırâr: zorunluluk; çaresizlik [*]iade : geri verme; geri çevirme; eski duruma getirme [*]iade-i muhakeme : yargılamanın yenilenmesi [*]iaşe :yaşatma; besleme; geçinme [*]ibâre : deyiş; cümle; paragraf; bir bölüm söz [*]ibhâm: kapalı bırakma; açıklamama; belli etmeme; gizli kapaklı tutma [*]ibka : devamlı, sürekli kılma; yerinde bırakma [*]ibra : aklanma; temize çıkma; aklama; temize çıkarma Alacaklının, borçlusunda bulunan alacağından tamamen veya kısmen vazgeçmesi [*]ibraz: gösterme; meydana çıkarma; sunma [*]ibtida: başlama; başlangıç; ilkin; en önce; başta [*]icâb : gerekme; gerek; bir sözleşme için ilk söylenen söz [*]icabet etme: uyma [*]icbar: zorlamak [*]icabı hal: durumun gereği [*]icar: kiraya verme; kiraya verilme [*]icâre-i müeccele: sonradan alınacak kira [*]icareteynli vakıf: ivedili ve süreye bağlı kira sözleşmesi olan vakıf mallar [*]icazet : izin; ruhsat, diploma [*]icâzet-i lâhika: bir kimsenin izni olmadığı halde,yapıldıktan sonra bir şeyi kabul etmesi ve onaylaması: [*]icbar etme: zorlama [*]icmâl : kısaltma; özetleme; öz; özet genel toplamı [*]icra tetkik mercii: İcra-İflas dairesinin üzerinde olup, icra-iflas işlemlerinin doğru ve kanuna uygun olup olmadığını denetleyen ve ayrıca kanunun kendisine verdiği dava ve işleri gören özel mahkeme. [*]İcra Vekilleri Heyeti : Bakanlar Kurulu [*]içtihad: özel görüş; anlayış; kavrayış [*]içtima: toplanma; toplantı; bir araya gelme [*]içtimaî: sosyal; toplumsal [*]içtinap : kaçınma; çekinme [*]idame : devam ettirme; sürdürme [*]idâre-i husûsiyye : il özel idaresi [*]ifa: ödeme; yerine getirme; bir işi yapma; edim [*]ifadat: sözler [*]ifade: anlatma; anlatış; anlatım [*]ifham: anlatma; anlatılma; bildirme; bildirilme [*]ifrağ: bir durumdan başka bir duruma sokma [*]iflas: Borcunu ödemeyen veya ödemelerini tatil eden borçlu hakkında yapılan takip sonucunda, mahkeme kararı ile tespit ve ilan edilen durum. [*]ifraz : arazinin parçalanması; bölünmesi; parsellere ayırma; araziyi imar açısından uygun parçalara bölme [*]ifşasına müeddi: açıklanma gereği [*]ihale: Artırma veya eksiltme biçimiyle yapılan ve en uygun fiyatı teklif edene (en çok artıran veya eksiltene) işin/malın verildiği sözleşme yöntemi. [*]ihâta: bir şeyin etrafını çevirme; sarma; kuşatma; etrafı çevrilme; anlayış; geniş bilgi [*]ihbar: haber verme; bildirme; bildirim [*]ihdas: ortaya çıkarma; kurma; bir şeyi ilk kez ortaya koyma [*]ihfa: saklama [*]ihkak-ı hak: kendiliğinden hak alma [*]ihlal etmek: zarar vermek; zedelemek; dokunmak; hakkını zedelemek; çiğnemek; bozmak [*]ihmal: dikkatsizlikten ve özensizlikten kaynaklanan kusur; savsaklama; gerekli özeni göstermeme [*]ihraç: çıkarma; dışarıya mal satma; dış satım [*]ihraz: benimseme; sahipsiz bir malı sahiplenme [*]ihtar : hatırlatma; dikkati çekme; uyarma; uyarım [*]ihtarname: Bir kimseye, bir hususu yerine getirmesi veya getirmemesi için yapılan yazılı uyarı; hatırlatma belgesi. [*]ihticâc: delil veya tanık gösterme [*]ihtilaf : anlaşmazlık; uyuşmazlık; çekişme; niza; görüş farklılığı [*]ihtilat: karışma; katılma; bir araya gelme [*]ihtimam: özen; bir şey, iş ya da kişiye özel dikkat gösterme [*]ihtirâzi kayıt: çekince; önkoşul; belli hakları kullanma hakkının saklı tutulması [*]ihtiva etmek: içermek; kapsamak; içine almak; içinde bulundurmak [*]ihtiyati tedbir: Davacının, davasını kazanması durumunda, dava konusu şeye kavuşabilmesi için, davadan önce veya dava sırasında o şeyi garanti altına almasına yarayan önlem. [*]ihtiyar etmek: seçmek; seçme hakkını kullanmak; tercih etmek; yeğlemek [*]ihtiyarî: isteğe bağlı; seçmeli; istemli [*]ihtiyat: sakınma; [*]ihzâr: hazırlama; huzura getirme; [*]ihzaren celb: sanığı veya tanığı, kendi arzusu nedeniyle gelmediği için mahkeme önüne hakim kararı ile zorla getirtme [*]ihzarî: hazırlayıcı; yetiştirici; hazırlık niteliğinde olan [*]ika etmek: yapmak; etmek; oluşturmak [*]ikâme: yerine koyma; yerine kullanma; dikme;yerine geçme; kaim olma; dava açma [*]ikametgah: bir kimsenin yerleşme kast ve niyetiyle oturduğu yer [*]ikamet etme: Bir yerde yerleşme iradesi ve niyetiyle oturma. [*]ikmal: tamamlama; bitirme; devamlı olarak yiyecek içecek ve diğer gerekli malzemenin sağlanması [*]ikrâh: korkutma; bir kimseyi yapmak istediği şeyi yapmamaya, yapmamak istediği şeyi yapmaya korkutarak zorlamak [*]ikrar : saklamayıp söyleme; bildirme; açıkça söyleme; kabul [*]ikraz: borç verme; ödünç verme [*]iktifâ : yeter bulma; yetinme [*]iktirân: yakın varma; yanına gelme; yaklaşma; ulaşma; erişme [*]iktisabî: kazanma ile ilgili; edinme ile ilgili [*]iktisadi: ekonomik [*]iktisap : kazanma; kazanım; edinme; bir şeyin mülkiyetini elde etme [*]İktisat Vekâleti: Ekonomi Bakanlığı [*]iktiza: gerekme; gerektirme; gereklilik; işe yarama ilâm yargı belgesi; mahkemenin verdiği nihaî (son ) kararın, iki taraftan her birine yöntemine göre verilen onamlı örnekleri; mahkeme kararı örneği (sureti) [*]ila-nihâye: sonuna kadar [*]i'lâmât : bir davanın mahkemece nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmi vesikalar; kararı bildiren belge [*]ilamlı icra takibi: Para veya paradan başka bir şey içeren konularda, önce bir mahkeme ilamı alınıp, ilamlara özgü icra takibi yapılması. [*]ilamsız icra takibi: Elinde bir mahkeme ilamı bulunmayan veya bulunmasına rağmen ilamlı icra yoluna başvurmayan kişilerin, alacaklarını elde etmek için başvurdukları icra yolu. [*]ilga : ortadan kaldırma; yürürlükten kalkma; hükümden düşürme; geçersizleştirme [*]illet: hastalık; sakatlık; bozukluk; neden; sebep [*]illiyet bağı: nedensellik bağı; bir neden ile ortaya çıkan sonuç arasındaki ilişki [*]ilmî: bilimsel [*]ilmi içtihatler: Hukuk bilginlerinin hukuki sorunlarda ileri sunmuş oldukları görüş, düşünce ve kanaatlerdir. [*]ilmühaber: belge; birinin herhangi bir durumunu (örneğin ikametgahını) gösteren durum belgesi [*]iltibâs: karıştırılma; benzeşim; karışıklık [*]iltihâk : katılma; karışma [*]iltisâk : yapışma; bitişme; kavuşma [*]iltizam : kendi için gerekli sayma; gerektirme [*]iltizami muamele: bir kimsenin malvarlığının aktifinde yer alan kalemlere dokunmaksızın, yalnızca pasifini artıran bir işlem yapması; taahhüt işlemi; borçlandırıcı işlem; [*]ilzâm : susturma; bağlama [*]imâl: yapma; yapılma; meydana getirme [*]imâr : bayındırlık; bayındır duruma getirme; geliştirme [*]imdi : buna göre; şu halde; o halde [*]imha: yok etme; ortadan kaldırma; mahvetme [*]imhâl : mühlet verilmesi; süre verilmesi; erteleme; yeni bir önel tanıma [*]imlâ : doldurma; doldurulma; yazdırma; yazdırılma; bir dilin cümlelerini, kelimelerini doğru yazma bilgisi [*]imtina: kaçınma; çekinme [*]imtisâl: gerekeni yapma; bir örneğe göre hareket etme; alınan emre boyun eğme [*]imtiyaz: ayrıcalık; farklılık [*]in'ikad : bağlama; kurulma; toplanma [*]inbiâs: gönderilme; meydana çıkma; ileri gelme [*]indinde: yanında [*]ind-el-hâce: lâzım olduğu; gerektiği zaman [*]ind-ettemyiz: temyiz sonunda; temyiz olunduğunda [*]infâk: beslemek; geçindirmek; nafakalandırmak [*]infisâh: fesh olunma; bozulma; hükümsüz kalma; dağılma; kendiliğinden ortadan kalkma [*]inhisar: tekel; monopol; alımın veya satımın tek bir elde toplanması [*]infisah: Ortadan kalkma; dağılma; fesholma. [*]inkıta : kesilme; kesinti; ara verme [*]inkılâp: değişme; bir halden başka bir hale dönme; devrim [*]inkıyâd: boyun eğme; kendini teslim etme [*]inkisâm: taksim olma; parçalanma; bölünme; ayrılma [*]inkişaf : açılma; gelişme; gelişim; açınım [*]inkiza: bitim; sona erme [*]insicâm: bir düzeye gitme; düzgün söz; düzgünlük; tutarlık [*]inşâî: inşaya, yapıya ait [*]inşaî hak: yenilik doğuran hak; bir hukuki durumun ortadan kaldırılması, değiştirilmesi veya yeni bir hukuki durumun yaratılması için kişinin kullandığı hak [*]intac: sonuç verme; nitelendirilme; sonuçlandırılma; bitirme [*]intifa: yararlanma; bir şeyden istifade etme [*]intifa hakkı: yararlanma hakkı; başkasına ait bir malda, kullanma ve ürünlerinden yararlanma yetkilerine sahip olmayı içeren irtifak hakkı çeşidi [*]intifa hakkı: Başkasına ait bir mal (hak) üzerinde, kullanma ve ürünlerinden yararlanma yetkilerine sahip olmayı içeren irtifak hakkı çeşidi. [*]intikal: Bir mal üzerindeki tasarruf hakkının, kanun ile belli kimselere geçmesi [*]intihâb: seçme; seçilme; seçim [*]intikal: geçme; geçirim; nakil; birinden diğerine geçme; yer değiştirme; el değiştirme bir mal üzerindeki tasarruf hakkının kanun ile belli kimselere geçmesi [*]intikal: geçiş; göçüş; anlama; kavrama; yer değiştirme; el değiştirme [*]intizâm: düzgünlük; çeki düzen; düzenlilik [*]intizâr: bekleme; beklenilme; gözleme; gözlenilme [*]inzibât: yolunda olma; genel emniyetin yolunda olması; sıkı düzen [*]inzimâm: eklenme; katılma; ilave [*]ipham: belirsizlik [*]ipka: kalma; yerinde bırakma; görevinde bırakma; yenileme [*]ipotek akit tablosu: İpoteğin kurulması sırasında tapu memuru tarafından düzenlenen ve ipoteğin durumunu gösteren resmi senet. [*]ipotek belgesi: Tapu sicil müdürlüğü tarafından verilen ve ipotek akit tablosunun özetini içeren belge. [*]ipotek: Hak sahibine, alacağını, bir taşınmaz malın değerinden elde etme yetkisini veren sınırlı bir ayni hak. [*]ipotekli borç Senedi: Taşınmaz rehni ile güvence altına alınmış kişisel bir hak nedeniyle, yetkili tapu görevlilerince ilgili taşınmaza değer biçilerek, taşınmaz değerinin bağlandığı (sürümünün kolaylaştırıldığı) kıymetli evrak. [*]iptal: hukuk kurallarına aykırı biçimde yapılmışbir idari işlemin yargı organının kararıyla ortadan kaldırılmasıdır [*]İptidai itiraz: ilk itiraz [*]îrâd: gelir; gelir getiren yapı; söyleme, getirme [*]irae: tayin etme; gösterme [*]irae edilmek: gösterilmek [*]iras : yapma; etme; birine (zarar) verme, sebep olma [*]irat Senedi: Bir alacak nedeniyle üzerinde gayrimenkul mükellefiyeti kurulan bir taşınmazın değerinin, taşınmazdan ödenmesi gerekli bir para borcu biçiminde bağımsızlaştırılarak, sürümünü artırmak için bağlandığı kıymetli evrak. [*]irca : eski duruma çevirme; geri döndürme; indirgeme [*]irca olunma: eski duruma getirme; çevirme; döndürme [*]irsen : irs yoluyla; miras yoluyla (geçerek) [*]irtibat : bağlantı; ilişki; ilgili olma [*]irtifak : hacet talep etme; ihtiyaç duyma; yükümlenim [*]irtifak hakları: Bir taşınmaz üzerinde, bir kullanma ve yararlanmaya rıza göstermeyi veya mülkiyete özgü bazı hakların kullanılmasından kaçınmayı gerektiren ve diğer bir taşınmaz veya kişi yararına ayni hak olarak tesis edilen hukuki işlem. [*]irtihan : rehin olarak alma, alınma [*]is'af : yerine getirme [*]isâl : vardırma; vardırılma; ulaştırma; ulaştırılma [*]isbât: şahit ve delil göstererek doğrusunu ortaya çıkarma [*]iskan ruhsatı: Bir binada oturulabilmesi için, yapının tamamlanmasından sonra ve İmar Kanunu'na göre, o yapının kullanılabileceğine ilişkin olarak verilen belge. [*]isnad: bir şeyi veya bir işi, birisi için yaptı diyebilme; bir şeye dayandırma; yükleme [*]isti'dâd: kabiliyet; akıllılık; anlayış; yetenek [*]istiane : yardım isteme [*]isticar :kira ile tutma; kiralama [*]isticvap: sorguya çekme; sorguya çekilme [*]istida : dilekçe; arzuhal; emanet bırakma; himaye (korunma) talep etme [*]istidlâl: bir kanıta dayanarak, bir nesneden sonuç çıkarma; kanıt ile anlama [*]istifa: İsteğe bağlı olarak bir görevden ayrılma. [*]istifade: yararlanma; faydalanma [*]istiglâl : ipotek; ev, dükkân, tarla ve bunlara benzer taşınmazların geliri, karşılık gösterilerek rehine koyma [*]istihap: yanına almak [*]istihdâf : hedef tutma; amaç edinme; amaçlama [*]istihdâm: hizmete kabul etme; kullanma; çalıştırma [*]istihkak : hak istemek; hak ediş; bir şey üzerinde hak iddiasında bulunma [*]istihkak davası: taşınır veya taşınmaz bir mal üzerinde mülkiyet veya diğer bir aynî hak iddiasında bulunmayı konu alan dava [*]istihlâk : tüketim; kullanarak bitirme [*]istihrâç: çıkarma; çıkarılma; netice çıkarma; anlam çıkarma; anlama [*]istihsal : üretim; üretme; elde etme [*]istikraz : borç alma; ödünç alma [*]istilzâm : gerektirmek [*]istimâ : davada dinleme; yargıcın duruşmada iki taraf veya vekillerinin sözlü olarak ileri sürdükleri sav ve savunmaları ile,tanık ve bilirkişinin beyanlarını dinlemesi [*]istimâl : kullanma [*]istimlak: kamulaştırma; Devlet veya kamu tüzel kişilerinin, kamu yararının gerektirdiği durumlarda, bedelin peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmazın tamamına veya bir kısmına kanunda gösterilen yöntemlere göre kamu yararına el koyması [*]istimval : ilgililerin rızası olmasa bile yasa gereğince ve değer pahası karşılığında kişilerin mallarına el konulması [*]istina : dayanak; dayanma [*]istinâbe: davanın görülmekte olduğu mahkemeye gönderilmek için başka bir yerde bulunan bir tanığın oradaki mahkemece ifadesinin alınması [*]istinad : dayanma; senet, delil sayma [*]istinâd etmek: dayanmak; bir şeyi dayanak(mesned) olarak almak [*]istinkâf : çekimser kalma; çekinme; geri durma; sakınma [*]istinsah: suret çıkarma [*]istirdâd : geri alma; alınma; geri isteme [*]istisna : ayrı tutma; kural dışı sayma [*]istisna sözleşmesi: Yüklenicinin (müteahhidin), ücret karşılığında, iş sahibi için eser ortaya çıkarmayı borçlandığı sözleşme; eser sözleşmesi. [*]İstizah: açıklama istemek [*]iş'âr : bildirme; yazı ile bildirme; gösterme [*]işgal: Tapu kütüğüne göre sahipsiz mal durumuna geldiği anlaşılan taşınmaz malları edinme yolu. [*]işhâd: şahit getirme; tanıklık ettirme; tanık gösterme [*]işkâl : zorlaştırma; güçleştirme [*]iştigal: meşgul olma; bir işle uğraşma [*]iştirâ : alım hakkı; satın alma hakkı; hak sahibine istediği zamanda bir şeyin malikinden, o şeyin mülkiyetinin kendisine kararlaştırılan bedel karşılığında devrini isteme yetkisi veren hak [*]iştira hakkı: Hak sahibine, istediği zamanda, bir malın malik [*]iştirâk: katılma; ortak olma; ortaklık [*]iştirak halinde mülkiyet: Kanundan veya sözleşmeden ötürü birbirlerine ortaklık bağı ile bağlı bulunan kimselerin, bu ortaklıkları nedeniyle bir malın mülkiyetine elbirliğiyle sahip oldukları ve her birinin hakkının, o malın tamamını kapsadığı mülkiyet biçimi. [*]ita : verme; ödeme [*]itfa : söndürme; ödeme; bir borcu, ödeme, takas, af gibi bir sebeple kapatma; sona erdirme [*]itmam: tamamlama [*]ittiba: uyma; itaat etme [*]ittihâd: bir olma; birleşme; birlik [*]ittihâz : edinme; edinilme; kabul etme; sayma; tutma; alma [*]ittisâl : bitişme; kavuşma; yakınlık [*]ivaz : karşılık; bedel; eder; karşı bedel; mukabil eda; fiyat [*]izaa : kaybetme; yitirme [*]izafe : zammetmek; katmak; karıştırmak[/B] [/LIST] [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Ülkemizin kuzeyindeki deniz hangisidir? (bitişik yazınız)
Cevapla
Forumlar
Güncel
Genel
Hukuk Köşesi
Hukuk Sözlüğü
Top