Bir parça korku, bir parça sıkıntı alıp götürüyor içlerindeki tüm pozitif enerjiyi. Oysaki huzur, bir parçacık huzur yetiyor sakinleşmeye, negatif enerjileri yok etmeye, dünyaya gülümseyen gözlerle bakmaya; olumsuz ne varsa hayatınızda onlarla mücadele etmeye, yaşama daha güçlü katılmaya.
O nedenle eğer huzuru yakalarsan sakın bırakma.
Kimi insan bir deniz kenarında arar huzuru, kimi insan minicik bir çocuğun gülümseyen gözlerinde. Kimi dostlarıyla paylaştıkça huzuru yakalayacağına inanır, kimisi yalnızlığına sığındığında bulur onu. Aslında hep içlerinde olan ruh tazeliğidir huzur, sadece varlığını fark ederler ve fark ettikçe de mutlu olduklarını anlarlar. Yeter ki hep yanı başlarında, hep ruhlarıyla el ele olsun huzurları. Yeter ki kaçıp gidivermesin, ruhlarını bir başına bırakmasın. Çünkü buna ihtiyacımız var.
Bende huzuru satırlarda arıyorum. Bazen okuduğum bir kitabın son paragrafında saklanmış halde buluyorum onu; bazen yazdığım yazıların final cümlelerinde; bazen de bir okuyucu yorumunda. İşte o anlarda kendimi çok şanslı hissediyorum ve çok mutlu.
Huzur bir yemeğe katılan tuz gibidir aslında.
Tuzu unutulan bir yemeği yediğimizde nasıl bir eksiklik hissedersek, iç huzurumuzun olmadığı anlarda da yaşantımızın bir yanı eksik kalır. Tatsız, tuzsuz bir yemeğe benzer nefes alışlarımız. İçine ne katarsanız katın hiçbir şey o minicik tuz kristallerinin yerini tutamaz. Tıpkı huzurun yaşamımıza kattıkları gibi.
O nedenle eğer huzuru yakalarsan sakın bırakma.
Kimi insan bir deniz kenarında arar huzuru, kimi insan minicik bir çocuğun gülümseyen gözlerinde. Kimi dostlarıyla paylaştıkça huzuru yakalayacağına inanır, kimisi yalnızlığına sığındığında bulur onu. Aslında hep içlerinde olan ruh tazeliğidir huzur, sadece varlığını fark ederler ve fark ettikçe de mutlu olduklarını anlarlar. Yeter ki hep yanı başlarında, hep ruhlarıyla el ele olsun huzurları. Yeter ki kaçıp gidivermesin, ruhlarını bir başına bırakmasın. Çünkü buna ihtiyacımız var.
Bende huzuru satırlarda arıyorum. Bazen okuduğum bir kitabın son paragrafında saklanmış halde buluyorum onu; bazen yazdığım yazıların final cümlelerinde; bazen de bir okuyucu yorumunda. İşte o anlarda kendimi çok şanslı hissediyorum ve çok mutlu.
Huzur bir yemeğe katılan tuz gibidir aslında.
Tuzu unutulan bir yemeği yediğimizde nasıl bir eksiklik hissedersek, iç huzurumuzun olmadığı anlarda da yaşantımızın bir yanı eksik kalır. Tatsız, tuzsuz bir yemeğe benzer nefes alışlarımız. İçine ne katarsanız katın hiçbir şey o minicik tuz kristallerinin yerini tutamaz. Tıpkı huzurun yaşamımıza kattıkları gibi.