İbrahimî Dinler
Yahudilik
Hristiyanlık
İslâm
Yahudilik
Hristiyanlık
İslâm
YAHUDİLİK
Musevilik, Yüce Allah tarafından Hz. Musa aracılığıyla İsrailoğullarına gönderilen
ve Yahudilik olarak da adlandırılan dindir. Yakup Peygamber ile Mısıra göç edip yerleşmiş
olan İsrailoğulları, burada çoğalarak on iki kola ayrılmışlardı. Mısır Hükümdarı Firavun,
bir rüya görmüştü. Rüyasını yorumlayan bir kâhin, İsrailoğulları içersinde o yıl
doğacak bir erkek çocuğun ileride Firavunun krallığını ele geçireceğini söyledi. Bunun
üzerine Firavun, o yıl doğan ve doğacak olan tüm erkek çocuklarının öldürülmesini
emretti. Yüce Allah, Hz. Musanın annesine, çocuğunu emzirmesini ona bir kötülük
geleceğinden endişe ederse oğlunu bir sandal içersinde Nil nehrine bırakmasını emretti.
Ancak, Firavunun askerleri nehirdeki Hz. Musayı fark ettiler. Hz. Musayı alıp,
Firavunun sarayına götürdüler. Hz. Musa, Firavunun sarayında büyüyüp yetişti ve
gençlik çağına geldi. Büyüyen Hz. Musa, bir gün şehirde gezerken İsrailoğullarından
birinin bir Mısırlı Kıpti(yerli halk) ile kavga ettiğini gördü. Ayırmak isterken yanlışlıkla
kıptiye vurunca adam yere düşüp öldü. Bu olaydan sonra Hz. Musa, Mısırdan
ayrılarak Medyene gitti. Hz. Musa, Sina dağına geldiğinde Yüce Allahın vahyini işitti
ve ona peygamber olduğunu bildirdi.
Museviliğin İnanç Esasları: Musevilerin inancına göre Yehova; birdir, alemlerin
Rabbi ve her şeyin yaratıcısıdır. Yehova, insanların düşüncelerini bilir, sonsuz güç ve
kudret sahibidir. Peygamberler, İsrailoğullarının iyiliği için çalışmış kimseler olup,
söyledikleri sözlerin tamamı doğrudur. Yahudiler, Yehovanın kurtarıcı Mesihi bir gün
mutlaka göndereceğine inanırlar. Tanrı Yehova evreni altı günde yaratmış, yedinci gün
olan Cumartesi günü dinlenmiştir. Cumartesi günü kutsal bir gündür, o gün çalışma
değil ibadet olmalıdır. Museviliğin kutsal kitabı, Tevrattır. Tevrat; tora, neviim ve
ketuvim isimli bölümlerden oluşur. Tevratın genişçe açıklaması olan Talmut da kutsal
kabul edilir.
Musevilikte günlük ve haftalık ibadet vardır. Günlük ibadet sabah, öğle ve akşam,
haftalık ibadet ise, cumartesi günü yapılır. İbadet, sinagog ve havra ismi verilen
ibadethanelerde haham yönetimlerinde yapılır. Sinagoglarda kadınlar, erkeklerden ayrı
bir bölümde otururlar. İbadet ederken Kudüse dönülür. Yahudilik, belirli bir ırka,
kültüre ve dine mensubiyeti ifade eden kapsamlı bir anlam içermektedir. Günümüzde
Yahudilik, Ortodoks, Reformist, ve Muhafazakar olmak üzere 3 farklı mezhebe bölünmüştür.
Museviliğin ahlak anlayışı, Yüce Allahın Hz. Musaya Sina Dağında indirdiğine
inanılan On Emire dayanır.
On Emir şu ilkelerden oluşmaktadır:
- Seni Mısır diyarından esirlik evinden çıkaran Rabbin benim.
- Benden başka Tanrın olmayacak.
- Yüce Allahın ismini ağzına boş yere almayacaksın.
- Cumartesi gününü hatırlayıp onu kutsal kılacaksın. Haftanın altı gününde
çalışacak, yedincisinde dinleneceksin.
- Anne ve babana saygı göstereceksin
- Öldürmeyeceksin
- Çalmayacaksın
- Zina yapmayacaksın
- Yalan yere şahitlik yapmayacaksın
- Sana ait olmayan hiçbir şeye göz dikmeyeceksin.
Ortodoks Yahudilik mezhebine bağlı dindar Yahudiler, cumartesi gününün kutsallığına
riayet etmek için o gün hiçbir dünyevi iş yapmazlar. Araba kullanılmaz, elektrikli aletleri
çalıştırmaz ve ateş yakmazlar.
Tevratın Yehova tarafından Hz. Musaya yazdırdığı ilahi bir vahiy kitabı
olduğuna inanan Ortodoks Yahudiler, aynı zamanda onun yorumu olan Mişna ve
Talmutun da ilahi ve vahiy kaynaklı olduğuna inanırlar.
Yahudilik, MÖ XV. Yüzyılda Hz. Musaya gelen vahiyle başlayıp gelişen bir
dindir. Tarih boyunca birçok baskı ve sürgüne maruz kalan Yahudiler, bugün başta İsrail
olmak üzere Amerikada ve dünyanın birçok bölgelerinde ayrı ayrı yaşamaktadırlar.
İsrailde 5.5. milyon, Amerikada 6 milyon olmak üzere dünya üzerinde yaklaşık 25
milyon Yahudi nüfusu bulunmaktadır. Günümüzde, Türkiyede yaşayan yaklaşık 26 bin
Yahudi bulunmaktadır.
HRİSTİYANLIK
Hıristiyanlık, İsrailoğullarına Allah tarafından, Hz. İsa aracılığı ile gönderilen bir
dindir. Hz. İsa, dünyaya babasız olarak doğmuştur. O, Yüce Allah tarafından peygamberlikle
görevlendirilmiş ve kendisine kutsal kitaplardan İncil indirilmiştir (Maide suresi 46. ayet.).
Hz. İsa, İsrailoğullarına, bütün peygamberlerin yaptığı gibi Allaha inanmaya ve onun
emirlerine uymaya çağırdı. Hz. İsanın bu davetini sayılı sayıda kimse (Havariler) kabul etti.
Ancak, inanmayanlar Hz. İsayı Roma yönetimine şikayet ettiler. Roma Hükümeti
tarafından önce tutuklanan daha sonra ise yargılanıp idama mahkûm edilen Hz. İsa,
Allahın yardımıyla göğe yükseltildi. Kuran bu gerçeğe birçok ayette dikkat çekmektedir
(Âl-i İmran suresi 54-55. ayet., Nisa suresi, 157-158. ayetler.).
Hıristiyan kaynaklarına göre ise, Hz. İsa çarmıha gerilmek suretiyle öldürülmüş,
ancak Rabbin izniyle birkaç gün sonra tekrar diriltilmiş, havarilerin arasında dolaşmış,
40 gün sonra da tekrar göğe yükseltilmiştir (Matta İncili, 27. bölüm, s. 65-67). Hz. İsadan
sonra Havariler, MS 313. yılında Roma İmparatoru Kostantinin inançlarına yaşamalarına
izin vermesi sonucu Hıristiyanlığı birçok yere kısa sürede yaymışlardır. Hıristiyanlığın
büyümesi neticesinde bazı dini konularda görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştır. Bunun
sonucunda da Doğu ve Batı kiliseleri XI. Yüzyılda birbirlerinden kopmuştur. Doğu
Kilisesi Ortodoksluğu, Batı Kilisesi ise Katoliklik mezheplerini benimseyerek yollarına
devam etmişlerdir. Ancak zamanla yozlaşan kiliseler, Batı dünyasında Reform hareketinin
doğmasına neden olmuştur. Din adamlarına ve kiliseye karşı tepkisel eylem ve
düşünceler sonucunda Protestanlık mezhebi ortaya çıkmıştır.
Hıristiyan dünyasında farklı inanç ve düşünceleri ortadan kaldırmak için birçok kez
konsül toplantıları düzenledi. Bu konsüllerde Allahın yanında Hz. İsanın ve Kutsal
Ruhun da tanrı olduğuna karar verilerek Tevhit inancından Teslise (üçleme) geçilmiştir.
Hıristiyanlık kurtarıcı tanrı olarak kabul edilen Hz. İsayı merkez alan, yayılmacı karakterli,
evrensel bir dindir. Kurtarıcı tanrı olarak kabul edilen Hz. İsanın doğumu, ölümü ve
dirilmesi bu dinin öğretilerinde temel unsurları oluşturur. Bu nedenle Hıristiyanlıkta,
Hz. İsanın kurtarıcı tanrı olduğuna iman etmek, vaftiz olmak ve evharistiya ayinine
katılmak önem taşımaktadır.
Hıristiyanlığın İnanç Esasları
Hıristiyanlıkta, Baba, Oğul ve Kutsal Ruhtan oluşan Teslis inancı vardır. Baba,
mükemmel olup, her şeyin yaratıcısı sahibidir. Her şeyi işitir, bilir, görür. Hz. İsayı
yeryüzüne Baba göndermiştir. İsa ise, Babanın oğlu olup, insan şeklinde yeryüzüne
gönderilen bir ilahtır. Baba insanların yardımına ancak Hz. İsa aracılığıyla ulaşır.
Kutsal ruh ise, Babanın gücüne ve iradesine sahip bir tanrıdır. Baba gücünü
Kutsal Ruh aracılığı ile gösterir. Hıristiyanlar, Hz. İsanın insanlara olan sevgisinden ve
insanlığı kurtarmak adına kendini feda ettiğine inanırlar. O kıyamete yakın inip, tüm
insanlığı kurtaracağı düşüncesine inanırlar.
Hıristiyanlığın kutsal kitabı İncildir. Hz. İsadan sonra yazıya aktarılan ve çoğaltılan
İncil, müjdeleyici, iyi haber anlamlarına gelir. Hıristiyanlarca Matta, Markos, Luka ve
Yuhanna incilleri de kutsaldır ve kabul edilmelidir. Bunlar, Hıristiyanların Kitabı
Mukaddes adını verdikleri kitaplarının Yeni Ahit bölümünde yer almaktadır.
Hıristiyanlar Tevratı da kutsal kabul ederler.
Hıristiyan inancına göre kilise, Hz. İsanın yeryüzündeki bedenini temsil etmektedir.
Hz. İsanın kilisede manevi olarak daima bulunduğuna inanılır, Hıristiyanlar asli günahtan
arınmak için vaftiz olurlar. Hıristiyanlığa ilk giriş olan vaftiz, bebeklere, bu dine ilk defa
giriş yapanlara veya mezhep değiştirecek olan kimselere uygulanan su serpme veya su
dökme şeklindeki dini bir törendir. Katolikler, evli çiftlerin boşanmasına kesinlikle izin
vermezler. Ortodokslar ise, belli şartlara bağlı olarak boşanmaya izin verirler. Ayrıca
şükretmek anlamına gelen Evharistiya (ekmek-şarap) ayini, bu dinde önemli bir öğedir.
Hz. İsanın ölmeden önce havarileri ile yediği son akşam yemeğini anma ayinidir.
Katolikler bu ayini günde iki defa, Ortodokslar pazar ve bayram günlerinde,
Protestanlar ise yılda birkaç kez uygularlar.
Hıristiyanlık, günümüzde yaşayan dinlerin nüfus bakımından en büyük olanıdır. Ey
yaygın olduğu bölge Avrupadır. Kuzey Amerikanın tamamı, Güney Amerikanın kıyı
kısımları ve Avustralyanın büyük çoğunluğu Hıristiyan nüfusa sahiptir. Afrika ve
Asyada da gerek sömürgecilik gerekse misyonerlik faaliyetleri sonucu birçok
Hıristiyan bulunmaktadır. Dünya üzerinde yaklaşık olarak 2 milyara yakın insanın
Hıristiyanlık inancını benimsediği ifade edilmektedir. Türkiye, Hıristiyan tarihi
bakımından önemli ülkelerden biridir. Hıristiyanlığın gerek kurumsallaşması gerekse
şekillenmesi amacıyla İznik, İstanbul, Kadıköy ve Efeste ilk yedi Konsül toplantısı
gerçekleştirilmiştir. Türkiyede Hatay, İzmir, İstanbul, Mardin, Adana ve Bursada
birçok Hıristiyan vatandaşımız bulunmakta, kiliselerinde ibadetlerini yapmaktadırlar.
İSLAMİYET
Allah, insanları doğru yolu göstermek, emir ve yasaklarını bildirmek için peygamberler
ve kutsal kitaplar göndermiştir. Yüce Allahın Hz. Muhammedi son peygamber olarak
görevlendirdiği ve onun aracılığıyla insanlara emir ve yasaklarını bildirdiği son ve
evrensel din İslam dinidir. İslamiyet ve onun kutsal kitabı Kuran-ı Kerim, bütün
insanlığa hitap eder. İslamiyetin özünü Tevhit inancı oluşturur. Yüce Allahın var ve
bir olduğuna inanmak, her şeyi yaratanın Allah olduğunu kabul etmek gerekir. İslam
inancına göre, bu dünya hayatı gelip geçidir. Asıl hayat, ölümden sonraki ahiret
hayatıdır. Dünyada yapılan iyilik ve kötülüklerin karşılığı cennet ve cehennemde
mutlaka verilecektir. Dinin ibadet yerleri mescit ve camilerdir. İslamiyette ırk, renk,
cinsiyet, soy ve bölgeye dayalı özel haklar yoktur. Herkes Allah katında eşittir. Akla,
bilime, çalışmaya önem verilen İslamda, hiç kimse başkasının günahını bağışlayamaz,
başkasını da dinden aforoz etme yetkisine sahip değildir. Bireylerin güzel ahlaka sahip
olmasını isteyen İslam dini, insanları kötü davranışlardan uzak durmalarını emretmiştir.
İslam kelimesi sözlükte itaat etmek, boyun eğmek, esenlikte ve barışta olmak, teslim
olmak anlamlarına gelmektedir. Dini anlamda ise; Allaha teslim olup bağlanmak ve
Hz. Muhammedin tebliğ ettiği her şeyi bütün varlığıyla benimsemek ve bunu yaşantısında
göstermektir. İslama inanan kimseye ise Müslüman denir.
Hz. Muhammedin tebliğ ettiği İslam, önceki peygamberlerin tebliğ ettikleri dinlerin
bir devamıdır. Ancak, İslamın Yahudilik ve Hıristiyanlıkla ilişkisi birtakım ortak dini
şahsiyetleri ve güzel ahlaka yönelik değerleri paylaşmakla sınırlı kalmaktadır. Örneğin,
Hz. İbrahim, tüm ilahi dinlerce değer olarak kabul edilmektedir. İslam, tevhit dinidir.
İslam dini, VII. Yüzyılın başlarında Arabistan Yarımadasında ortaya çıkmıştır.
İslamın ortaya çıktığı dönemde gerek Arabistanda gerekse farklı bölgelerde Zerdüştlük,
Budizm, Hinduizm, Konfüçyanizm Taoizm, Mecusilik, Sabilik, Yahudilik, Hıristiyanlık ve
putperestlik gibi birçok din bulunmaktaydı. Arabistan, kıtalar arası ticaret yolların geçtiği
merkez konumundaydı. Hz. İbrahim tarafından yaptırılan Kâbenin Mekkede oluşu,
birçok ticari ve kültürel faaliyetlerin (panayır, şiir yarışmaları) yapılmasına olanak
tanımaktaydı.
İslamiyetin Önemli Özellikleri
- İslamda ruhbanlık (dinde seçkincilik-ayrıcalık) yoktur.
- İslamda kurtarıcı Mesih anlayışı bulunmamaktadır.
- Akılla anlaşılmayan dogmalara dinde yer yoktur.
- Tüm insanlar doğuştan masum ve günahsız doğarlar. Herkes kendisinden sorumludur.
- Dinde, peygamberler de dahil hiçbir beşer, ilahî nitelikler taşımaz. Beşeri varlıklar
mutlak mükemmel değildir.
- Aracıya gerek olmadan dua ve ibadet ile birey, yaratıcı ile iletişim kurabilir.
- Dinin kaynağını Allahın emir ve yasaklarından oluşan Kuran ile Hz.
Peygamberin söz ve davranışlarını içeren Hadis-i Şerifler oluşturur.
- Tüm peygamberler eşittir. Diğer dinlerin peygamberlerini ve kutsal kitaplarını
kabul eder.
- İslam dininde herkes eşittir. Üstünlük Allaha ibadet etmekledir.
- İslamda mutlak otoriteye sahip, kurum ve birey yoktur.
- Günahları bağışlama Allaha karşı yapılan tövbe sonucudur. Ümitsizliğe yer yoktur.
- İslam, puta tapmayı, Allaha ortak koşmayı yasaklar.
Anlatım: Sadullah Sarı / www.dinibil.com
Vahiy Geleneği İçinde İslâm
Vahiy geleneğine göre İslâm hem ilk hem de son dindir. Özünü Allah'ın emir ve iradesine teslimiyetin oluşturduğu ve adını da bu özelliğinden alan İslâm, son peygamberin tebliğ ettiği dinin özel ismi olmakla birlikte tebliğlerinin esasını Allah'ın varlık ve birliğini tanıyıp O'nun iradesine teslim olma ilkesinin oluşturduğu daha önceki peygamberlerin tebliğ ettikleri dinin de adıdır. Nitekim Kur'an'ın bildirdiğine göre Nûh, "Bana Müslümanlardan olmam emrolundu" demiş, İbrahim'e Müslüman olması emredilmiş, İbrahim ve Yakup, oğullarına, "Allah sizin için bu dini seçti, o halde sadece Müslümanlar olarak ölün." tavsiyesinde bulunmuştur. Kur'an'da İsrailoğlu peygamberleri, İslâm kelimesiyle aynı kökten gelen fiil ve isimlerle Allah'a teslim olmuş kişiler olarak takdim edilmekte, nihayet Hz. Muhammed de kendisine, tebliğ ettiği dine inanan ilk Müslüman olmasının emredildiğini ve böylece Müslümanların ilki olduğunu bildirmektedir. Ona ayrıca Ehl-i kitap ile ümmîleri (Araplar) Allah'a teslim olmaya davet etmesi emredilmiştir. Dolayısıyla Allah katında yegâne din İslâm'dır ve Hz. Âdem'den son peygambere kadar devam eden vahiy geleneğinde bütün peygamberlerin getirdiği dinin özünü İslâm, yani Allah'a teslimiyet kavramı oluşturmaktadır. Şu halde bütün peygamberler "Allah'ın dini, hak din, dosdoğru din, hâlis din" olarak adlandırılan İslâm'ı tebliğ etmişlerdir. Buna göre İslâm'dan başka bir din aramak anlamsız ve geçersizdir.
Hak dinin temel nitelikleri ilâhî kaynağa dayanması, bir peygamber tarafından tebliğ edilmesi, vahiy menşeli bir kitabının olması, Allah'ın birliği ve âhiret inancını içermesidir. Hak din, başlangıçtan itibaren iman esasları ve başlıca ahlâk prensipleri bakımından daima aynı kalmışsa da İbadet şekilleri ve muamelât hüküm*leri yönünden bazı değişikliklere uğramıştır. Allah'ın iradesiyle gerçekleştirilen tekâmül şeklindeki bu değişiklik insanların ihtiyaçları ve kültür seviyeleriyle paralel olarak yürümüştür. İlk insanla başlayan hak din en gelişmiş şekline son peygamberin tebliğ ettiği vahiyle ulaşmıştır.
Günümüzde kitabî dinler olarak kabul edilen Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslâm, asılları itibariyle hak dinin belirtilen temel niteliklerinde ortaktır; ancak ilk ikisinin kutsal kitaplarının zaman içinde mâruz kaldığı değişiklikler ve farklı yorumlar bu dinleri İbrâhimî gelenekteki ilkelerden kısmen uzaklaştırmış, böylece onlardaki sapmaları düzeltecek, temel prensipleri daha açık biçimde ortaya koyacak yeni bir dine ihtiyaç doğmuştur.
Ömer Faruk Harman