Basık bir atmosferin içindeyim
Ruhumu sıkan, gönlümü daraltan bir şeyler var
Nedir o, hangi saiktır bilmemekteyim ve fakat bitkin düşünmekteyim
Başım ağrıyor, içim kararıyor, içimden suskun ve sakin bir mekan dilemekteyim
Adeta sıfatların esaretindeyim
Ne düşündüğümün,neler hissettiğimin hiçbir önemi yok farkındayım
Mütemadiyen susmaktayım, gam ve kederin dert olmadığını anlayacak kadarım
Bu bizar lığı üzerimden nasıl atarım, hangi lisanı konuşsam daha iyi anlaşırım, sormaktayım
Ne değişmeceli aşktan anlarım
Ve ne de aşkın ilham zerk eden hassasiyetinde varım
Yalnızlığın her ikliminde ne kadar üşüyor varlığım, hangi sevdaya ramım
İçim ürperten,ruhumu yücelten, sabrımı bereketlendiren, kanaatimi ihya edene aşığım
Hangi bütünlüğe temaşa etsem
Kendi ruhundan,ruhumu yaratanı hamt etmeyi denesem
Gazap ve rahmetin gerekçelerini hükmeden ve aşikâr eyleyen hakikatle irkilsem
İçim açılıyor,ruhum ferahlıyor, gönlüm fevkalade suhulete ulaşıyor, hep böyle kalmak için,kiminle meşk etsem
Ne milleti ve ne de toplumu suçlamamalıyım
Bu insanlara hükmeden her kimlerse, iradelerini hiçe sayan zanlıları
Asla unutmamalıyım,istila ve işgal edilen gönülleri nasıl aklayıp, anlaşmalıyım
Her türlü sinsiliği ve desiseyi alalayıp, insanların taleplerini artırıp, bağnazlığa boğanları söyle ne yapmalıyım
Küresel güçler tamah etmekten vazgeçmezler
Her ülke ve topluluklarda kendi aktörlerini ikame etmeyi yeğlerler
Emir ve talimatlarını sömürüyü artıracak şekilde dikta ederler, onur ve şerefi bilmezler
Ruhundan vazgeçmiş,nefsinin esaretini seçmiş, emmarenin vehmettiği sıfatı makam sanmış gafiller hiç arlanmazmış
Mustafa CİLASUN