Gel... Seni seviyorum gel. Geçmiyor zaman. Oysa yanımdaysan nasıl da doluyor boşlukları anlamsızlıklarımın. Yetişemiyoruz; saniyeler, dakikalar, saatler ve günler nasıl da akıyor. Ama şimdi yoksun diye durdu zaman. Şimdi sen girsen odaya, sana sarılsam, sarmalasam, sırılsıklam... Ve o anda dursa dünya. Neden sen yokken duruyor..? Yalnız kıyılarımda sessizce bekleyiş gemilerimi yüzdürüyorum. Az kaldı diyorum, sabret diyorum içimdeki bekleyen aşığa...
Özlemek...
İlk defa bu kadar sevdim özlemeyi, ve ilk defa bu kadar nefret ettim özlemekten. Yollara hiç bu kadar sövmemişti yüreğim. Canım acımamıştı kimsenin yokluğunda bu derece. Ve bekletemedi zaman bile beni böyle. Uzaklıklar gerçekten sevenleri ayıramıyormuş öğrendik birlikte, ama gözlerim heryerde seni arıyor. Delirmeye bu derece yaklaşmamıştım ben, "Deliyim Ben" diye gezdiğim hiçbir anımda...
Gurur..!
Gurur da neyin nesi..? Hayatımda en yakınlarım için bile vazgeçmemiştim ben gururumdan. Şimdi aşkıma dair içinde gurur geçen tek duygum, aşkımla gurur duymamdır...
Hayat...
İşte o sensin. Hayatımsın...
ve Sevmek...
Öyle birşeylerin hoşuna gitmesi değil bu. Sevmek nankörce olmaz öyle herkesin sandığı gibi. Gerçek sevgi koşulsuz sevdiğinde çıkageliyor. Neden sevdiğini bilmeden seviyorsun. Ben seni birşeylere rağmen değil, ben seni rağmensiz seviyorum demiştin ya bana. Ben seni bana rağmen seviyorum..! Sevmemeye koşullanmış hırçın birine sevmeyi öğrettiğin için seviyorum. İşin en güzel yanı, aşka inanmamaya meyilli o hırçın bile seviyor seni. Şimdi seni sevdiği için kendimi daha çok seviyorum. Ruhumsun çünkü. Seninle sıcak ve canlıyım. Sensiz bir morga yakışıyor bu beden, ve uçacak gibi her an bu ruh..
Özlüyorum...
Uyumak uzak kalıyor artık bana. Hem hiçbir şey yapmıyor, hem çok şey yapıyorum. Aldığım her nefeste seni yaşıyorum ve seni özlüyorum. Nasıl oldu da anlamım oldun benim..? Aşk, anlamlandırmak mıdır anlamsızlıkları..? Hadi gel artık. Sarılayım sana, öpeyim. Gözlerinin en derininde kaybolup tebessümünle kendime döneyim. Gel artık çünkü bitmez bu özlem. Ben seni seninleyken de özlüyorum. Gel... Çünkü seni seviyorum. Seni çok seviyorum...
Özlemek...
İlk defa bu kadar sevdim özlemeyi, ve ilk defa bu kadar nefret ettim özlemekten. Yollara hiç bu kadar sövmemişti yüreğim. Canım acımamıştı kimsenin yokluğunda bu derece. Ve bekletemedi zaman bile beni böyle. Uzaklıklar gerçekten sevenleri ayıramıyormuş öğrendik birlikte, ama gözlerim heryerde seni arıyor. Delirmeye bu derece yaklaşmamıştım ben, "Deliyim Ben" diye gezdiğim hiçbir anımda...
Gurur..!
Gurur da neyin nesi..? Hayatımda en yakınlarım için bile vazgeçmemiştim ben gururumdan. Şimdi aşkıma dair içinde gurur geçen tek duygum, aşkımla gurur duymamdır...
Hayat...
İşte o sensin. Hayatımsın...
ve Sevmek...
Öyle birşeylerin hoşuna gitmesi değil bu. Sevmek nankörce olmaz öyle herkesin sandığı gibi. Gerçek sevgi koşulsuz sevdiğinde çıkageliyor. Neden sevdiğini bilmeden seviyorsun. Ben seni birşeylere rağmen değil, ben seni rağmensiz seviyorum demiştin ya bana. Ben seni bana rağmen seviyorum..! Sevmemeye koşullanmış hırçın birine sevmeyi öğrettiğin için seviyorum. İşin en güzel yanı, aşka inanmamaya meyilli o hırçın bile seviyor seni. Şimdi seni sevdiği için kendimi daha çok seviyorum. Ruhumsun çünkü. Seninle sıcak ve canlıyım. Sensiz bir morga yakışıyor bu beden, ve uçacak gibi her an bu ruh..
Özlüyorum...
Uyumak uzak kalıyor artık bana. Hem hiçbir şey yapmıyor, hem çok şey yapıyorum. Aldığım her nefeste seni yaşıyorum ve seni özlüyorum. Nasıl oldu da anlamım oldun benim..? Aşk, anlamlandırmak mıdır anlamsızlıkları..? Hadi gel artık. Sarılayım sana, öpeyim. Gözlerinin en derininde kaybolup tebessümünle kendime döneyim. Gel artık çünkü bitmez bu özlem. Ben seni seninleyken de özlüyorum. Gel... Çünkü seni seviyorum. Seni çok seviyorum...