Birçok kişinin bildiği üzere insan beyni sağ ve sol lobların bir araya gelmesiyle oluşmaktadır. Beynimizin bu iki bölümü adeta iş bölümü yaparak farklı aktivite ve konularda çalışma göstermektedir. İnsan beyniyle doğru bir şekilde iletişim kurmak ve yeni bir dil öğrenme gibi bir aktivite içerisinde olduğunuz takdirde sol lob baskın gelecektir. Konuşma ve dil merkezi sol lobda yer almaktadır. İşitme ve görsele dayalı öğrenmelerde aktif bir rol oynayan sol lob aynı zamanda insan vücudunun sağ tarafını kontrol eden bölümdür. Yeni bir dil öğrenme ve insan beyni hakkında oldukça kısa birkaç bilgi verdik. Peki, ikinci bir dil öğrenmenin faydaları hakkında neler biliyorsunuz?
İkinci bir dil yani yeni bir dil öğrenmeye çalıştığınız sırada yalnızca bir sözcük üzerinde yoğunlaşsanız dahi bu sözcük oldukça uzun bir süre boyunca hafızanızı meşgul edecektir. İnsan beyninde yer alan işitme korteksinin temel görevi ise etrafınızda duyduğunuz sesleri sinirsel birer uyarıya çevirmektir. Bir diğer görevi ise bu sesin kaynağını tespit etmek amacıyla anlamlandırmayı denemektir. Bu işlemlerin ardından elde edilen sinirsel bilgilerin tümü beynimizin sol lobunda yer alan Wernicke olarak adlandırılan bölüme iletilir. Wernicke isimli bölge, gelen bu sesleri sözcük ve cümlelere dönüştürmekle görevlidir. Broca olarak adlandırılan dil üretim bölgesi diyebileceğimiz alan ise cevapları formülleştirme görevinde yer alır. Daha sonrasında ise cevabımızı karşıya iletmek için motor korteks devreye girer, telaffuzu gerçekleştirir.
Penn State Üniversitesi, bir insanın yabancı dil öğrendiği sırada beyninde ne tür değişiklikler ve hareketliliğin gözlemlendiğini araştırmak adına fMRI teknolojisine başvurur. Bahsi geçen bu araştırma birbirinden farklı yaşlarda yer alan 19 birey üzerinde gerçekleştirildi. 2 gruba ayrılan adaylar ilk olarak fMRI taramasına tabii tutuldu. Gruplardan birisine Mandarin Çincesi yani ikinci bir dil eğitimi verilirken diğer gruba ise anadillerinde işlenen güncel konularda dersler aktarıldı.
Ortalama 6 haftalık bir sürece yayılan bu testler sonucunda grup bireylerinin beyinleri tekrardan aynı testten geçirildi. Mandarin Çincesi gören gönüllü grubun beyin ağırlıklarında gözlemlenebilir bir artış yer aldı. Bunun yanı sıra sinir ağlarının çok daha iyi bir şekilde bütünleştiği de dikkatlerden kaçmadı. Bu gelişmeler şu anlama geliyordu; grup ileride çok daha hızlı ve etkili bir öğrenmeye hazırlıklı.
İkinci Bir Dil Öğrenmenin Faydaları
İnsanlar doğdukları ilk andan itibaren genellikle anne ve babasının ana dilini duyar ve zamanla bu dili konuşmaya başlar. Büyüdüğünüzde anadilinizde söylenen sözcüklerin tamamı ve tonlamalar artık beyniniz tarafından alışılmış sesler olarak algılanır. Bu konuşmalar beyninizde herhangi bir değişikliğin oluşmasına sebep olmaz. Bu nedenle sürekli anadilini duyan bir insanda herhangi bir yeni zihinsel etkinlik gözlemlenmez.İkinci bir dil yani yeni bir dil öğrenmeye çalıştığınız sırada yalnızca bir sözcük üzerinde yoğunlaşsanız dahi bu sözcük oldukça uzun bir süre boyunca hafızanızı meşgul edecektir. İnsan beyninde yer alan işitme korteksinin temel görevi ise etrafınızda duyduğunuz sesleri sinirsel birer uyarıya çevirmektir. Bir diğer görevi ise bu sesin kaynağını tespit etmek amacıyla anlamlandırmayı denemektir. Bu işlemlerin ardından elde edilen sinirsel bilgilerin tümü beynimizin sol lobunda yer alan Wernicke olarak adlandırılan bölüme iletilir. Wernicke isimli bölge, gelen bu sesleri sözcük ve cümlelere dönüştürmekle görevlidir. Broca olarak adlandırılan dil üretim bölgesi diyebileceğimiz alan ise cevapları formülleştirme görevinde yer alır. Daha sonrasında ise cevabımızı karşıya iletmek için motor korteks devreye girer, telaffuzu gerçekleştirir.
Penn State Üniversitesi’nde Gerçekleştirilen Araştırma
Penn State Üniversitesi, bir insanın yabancı dil öğrendiği sırada beyninde ne tür değişiklikler ve hareketliliğin gözlemlendiğini araştırmak adına fMRI teknolojisine başvurur. Bahsi geçen bu araştırma birbirinden farklı yaşlarda yer alan 19 birey üzerinde gerçekleştirildi. 2 gruba ayrılan adaylar ilk olarak fMRI taramasına tabii tutuldu. Gruplardan birisine Mandarin Çincesi yani ikinci bir dil eğitimi verilirken diğer gruba ise anadillerinde işlenen güncel konularda dersler aktarıldı.
Ortalama 6 haftalık bir sürece yayılan bu testler sonucunda grup bireylerinin beyinleri tekrardan aynı testten geçirildi. Mandarin Çincesi gören gönüllü grubun beyin ağırlıklarında gözlemlenebilir bir artış yer aldı. Bunun yanı sıra sinir ağlarının çok daha iyi bir şekilde bütünleştiği de dikkatlerden kaçmadı. Bu gelişmeler şu anlama geliyordu; grup ileride çok daha hızlı ve etkili bir öğrenmeye hazırlıklı.