İlayda, okuldan eve dönerken gökyüzünde rengârenk bir gökkuşağı gördü. O kadar büyülenmişti ki, gökkuşağının sonunda ne olduğunu merak etti. Hemen evine koştu, en sevdiği oyuncak ayıcığını alıp bahçeye çıktı. Gökkuşağına doğru koşmaya başladı. Ne kadar koşarsa koşsun, gökkuşağı hep aynı mesafede kalıyordu. Ama İlayda pes etmedi. Şarkı söylemeye başladı. Güzel sesi, kuşları ve kelebekleri bile kendine çekmişti.
Şarkısı o kadar güzeldi ki, gökkuşağı birden parladı ve İlayda'yı büyülü bir adaya taşıdı. Ada, rengârenk çiçeklerle doluydu. Her çiçek farklı bir melodi söylüyordu. İlayda, çiçeklerin arasında dans etmeye ve şarkı söylemeye başladı. O sırada, adanın ortasında büyük bir ağaç gördü. Ağacın üzerinde parlak bir elma vardı. İlayda, elmayı almak için ağaca tırmandı. Elmayı alır almaz, ada birden kayboldu ve İlayda kendini tekrar bahçesinde buldu.
Elinde sihirli elma ile eve girdi. Annesine olanları anlattı. Annesi gülümseyerek, "Belki de rüya görmüşsündür, tatlım," dedi. İlayda elmayı yatağının başucuna koydu. O gece, elma ışık saçmaya başladı ve İlayda'yı yine gökkuşağı adasına götürdü. Bu sefer, adada daha önce görmediği hayvanlar ve bitkiler vardı. İlayda, onlarla arkadaş oldu ve birlikte şarkılar söyledi.
Sabah uyandığında elma yoktu. Ama İlayda biliyordu ki, gökkuşağı adası her zaman kalbinde olacaktı. O günden sonra, İlayda her şarkı söylediğinde gökkuşağını hatırlar ve o güzel adaya geri dönmek isterdi.
Şarkısı o kadar güzeldi ki, gökkuşağı birden parladı ve İlayda'yı büyülü bir adaya taşıdı. Ada, rengârenk çiçeklerle doluydu. Her çiçek farklı bir melodi söylüyordu. İlayda, çiçeklerin arasında dans etmeye ve şarkı söylemeye başladı. O sırada, adanın ortasında büyük bir ağaç gördü. Ağacın üzerinde parlak bir elma vardı. İlayda, elmayı almak için ağaca tırmandı. Elmayı alır almaz, ada birden kayboldu ve İlayda kendini tekrar bahçesinde buldu.
Elinde sihirli elma ile eve girdi. Annesine olanları anlattı. Annesi gülümseyerek, "Belki de rüya görmüşsündür, tatlım," dedi. İlayda elmayı yatağının başucuna koydu. O gece, elma ışık saçmaya başladı ve İlayda'yı yine gökkuşağı adasına götürdü. Bu sefer, adada daha önce görmediği hayvanlar ve bitkiler vardı. İlayda, onlarla arkadaş oldu ve birlikte şarkılar söyledi.
Sabah uyandığında elma yoktu. Ama İlayda biliyordu ki, gökkuşağı adası her zaman kalbinde olacaktı. O günden sonra, İlayda her şarkı söylediğinde gökkuşağını hatırlar ve o güzel adaya geri dönmek isterdi.