• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Iletim tipi sağırlık ve algılama sağırlığı

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
Basit incelemeyle odyometrik eğrinin özelliklerini değerlendiren uzman hekim işitme kayıplarını iletim tipi ve algılama tipi kayıplar olarak iki büyük gruba ayırabilir: İletim tipi kayıplar seslerin işitme organında dışarıdan içeriye iletimiyle ilgili oluşumların bozukluğuna bağlıdır. Burada ses dalgasını (mekanik enerji) sinirsel uyarıya (biyoelektrik enerji) dönüştüren organlar söz konusudur. En tipik iletim sağırlıkları dışkulak yolu tıkaçları, yabancı cisimler ve ortakulak iltihaplarında ortaya çıkanlardır; iltihaplarda ortakulak boşluğunda bulunan sıvılar kemikçiklerin ve kulak zarının hareketlerini engeller.

Ortakulak işitme kayıpları olarak da bilinen iletim tipi kayıplar genellikle işitme gücünün düşük titreşimler (pes sesler) için azalmasıyla ve yüksek titreşimler (tiz sesler) için normal olmasıyla kendini belli eder.
Algılama tipi işitme kayıpları içku-lağın sinirsel oluşumlarının, işitme sinirinin ve yollarının, kulağı beynin yüksek merkezlerine bağlayan ve algılamanın yanı sıra seslerin bilinçli tanınmasını da sağlayan sinirsel yolların iltihabi, dejeneratif (yıkıcı) ya da travmatik bozukluğuna bağlıdır.

Algılama tipi işitme kayıplarının tedavisi çok güçtür. İletim tipinde başlıca kayıp düşük titreşimlerdeyken, algılama tipinde işitme kaybı yüksek titreşimli seslerden başlar. Bu nedenle algılama tipi işitme zayıflığında başlangıçta konuşma sesi iyi işitilir; çünkü bu ses çok yüksek olmayan titreşim değerleri içindedir. Kişi çok dikkatli değilse ya da müziğe özel eğilimi yoksa bu kaybın farkında olmayabilir. Ayrıca iletim tipi sağırlıkta yalnızca hava yoluyla gelen seslerin işitilmesi azalırken, algılama tipi sağırlıkta kemik yoluyla gelen seslerin işitilmesi de azalır.

Algılama sağırlığı durumunda yalnız en düşük işitme eşiğini saptamak yeterli değildir. Bozukluğun kesin yerinin saptanmasını sağlayacak başka testler de gerekir. Ses kulağa eşiğin üzerinde bir şiddette geldiğinde, ses tonunun algılanmasındaki bozulmalar analiz edilir.

Gerçekte işitme sürecinin daha karmaşık olduğu göz önüne alınmalıdır. Çünkü günlük yaşamda saf tonlar değil, tonların uyumsuz bileşiminden olu-Şan gürültüler işitilir ve bunların arasından sözcükler seçilerek algılanır. Bu nedenle işitmenin işlevselliği, yalnızca kulağın basit düzeyde incelenmesiyle anlaşılamaz. Bir tümcenin değişik düzeylerde anlaşılmasını sağlayan dil, bellek, imgelem, konuya ilgi gibi çeşitli birleştirici merkezler de çözümlenmelidir.
Buna yönelik incelemeler her zaman odyometre aracılığıyla yapılır. Ama hastanın kulağına saf tonlar yerine, iki heceli sözcükler ya da tümceler biçiminde kaydedilmiş insan sesi verilir. Buna konuşma odyometresi denir.
Söz konusu testler işitme işlevinin bütün boyutlarıyla incelenmesine olanak verir. Bu işlev öncelikle kulağa bağlıdır, ama beyin gibi çok karmaşık yapı ve işlevleri de ilgilendirir.
 
Geri
Top