İlk İnsanlar

KıRMıZı

TeK BaşıNa CUMHURİYET
V.I.P
İLK İNSANLAR

Yeryüzünün ruhu kendi köyünde yaşamaktaydı. Yalnızdı ve sıkılıyordu.

“Ah, çok sıkılıyorum” diye yakınıyordu.

Onu en çok üzen yalnız başına tütün içmek zorunda olmasıydı. Tütün boldu, ama tek başına içiyordu. Öğle yemeğini hazırlayacak kimse de yoktu. Bu hiç hoşuna gitmiyordu ve bir gün kararını verdi.

“Kendime insanlar yaratmalıyım, yemeğimi hazırlayacak, tütün içerken bana eşlik edecek insanlar”.

Ormana girip, üzerinde Nkula yetişen ağaca gitti. Ağacı salladı ve yere düşen yemişleri toplayıp evine taşıdı. Bunu birkaç gün tekrarladı. Sonunda kulübesinin içinde biriktirdiği yemişleri bir sepete doldurdu ve sepeti kayığının bağlı olduğu büyük suyun kenarına taşıdı. Gösterişli ve büyük bir kayıktı bu. Yemişleri kayığın içine boşalttı ve o sırada başını sudan çıkaran bir timsaha:

“Buraya gel” diye seslendi.

Timsah geldi ve yeryüzünün ruhu onu kayığının önüne bağladı.

“Yüz” diye emretti timsaha, çünkü yeryüzünün ruhu asla kürek çekmezdi. Timsah itaat etti ve kayığı dikkatle çekmeye başladı.

“Kıyıdan uzağa yüz” diye emretti yeryüzünün ruhu ve timsah bacakları kanayıncaya dek yüzdü. Ve durmadan yüzdü, uzağa, hep uzağa olo olo, olu olu, hep ileri. Uçsuz bucaksız bir suydu bu. O kadar uçsuz bucaksızdı ki kıyıları bir uçtan diğerine görünmüyordu, su güneşin battığı yere kadar uzanıyordu. Ve timsah kayığı hep uzağa çekti. Artık iyice uzaklaştıklarında yeryüzünün ruhu timsaha “Dur” diye emretti. Timsah durdu. Yeryüzünün ruhu yemişlerin en büyüğünü aldı, üfledi “Sen ilk insan olacaksın!” dedi.

Sonra yemişi suya attı. Yemiş suyun üstünde kaldı ve kıyıya doğru yüzmeye başladı. Ruh eline ikinci bir yemiş aldı, üzerine tükürdü ve denize attı: “Sen de bir kadın olacaksın!” dedi. Bu yemiş de suya batmadı ve kıyıya doğru yüzmeye başladı. Ve yeryüzünün ruhu bütün yemişlere sırayla aynı şeyi yaptı. Sonunda timsaha, “kıyıya geri dön” diye emretti. Yeryüzünün ruhu kuru kumlara ayak bastığı anda birçok insan onu karşılamaya geldi.

“Biz buradayız” diye seslendi liderleri.

“Biz de buradayız” diye seslendi diğerleri. Kadınlar geride duruyordu. Yeryüzünün ruhu onları köyüne götürdü, kulübeleri gösterdi,

“Burada yaşayacaksınız” dedi.

Ve bundan sonra, yeryüzünün ruhu köyün şefi oldu. Erkeklerle birlikte oturuyordu, kadınlar ise güzel yemekler pişiriyorlardı. Ve yeryüzünün ruhu artık sıkılmıyordu. Doyuncaya kadar yedikten ve tütün çubuklarını doldurup yaktıktan sonra başladılar hikayeler anlatmaya.
 
Geri
Top