3.4. Eğik El Yazısı Öğretimi Sürecinde Öğretmenlerin Dikkat Etmesi Gereken İlkeler
3.4.1. Tutarlı Açıklamalar ve Geribildirim: Eğik el yazısı öğretiminde açık, tutarlı ve öğrencinin problemine dönük geribildirimler vermek veya açıklamalar yapmak en az doğruyu göstermek kadar etkili olabilmektedir (Hofmeister, 1992). Bundan dolayı öğretmenler yapacakları etkinliklerin amacını, dikkat edilmesi gereken ilkelerini önceden sözlü olarak açıklamalıdır.
3.4.2. Doğru Oturuş: Güzel ve doğru yazabilmek için doğru bir pozisyonda oturmak çok önemlidir. Öğrenciler yazma amaçlarına göre birçok pozisyonda oturarak yazabilirler ancak, bu pozisyonlardan en çok tercih edilmesi gerekeni, öğrencinin masanın tam karşısında oturduğu pozisyondur. Bu pozisyonda öğrencinin yönü, tam olarak masaya doğrudur, öğrenci masaya kesinlikle dayanmaz. Bu oturuşta vücudu dik tutmak esastır. Ayaklar sağlam bir şekilde zemine basmalıdır. Eğer, öğrencilerin ayakları zemine değmiyor ve zeminden destek almıyorsa ayaklarını sabitleyebilmek için ayak altına kutu vb. şeyler konabilir. Defter, vücudun tam olarak ön tarafına gelecek şekilde sıranın üzerine yerleştirilir. Bu pozisyonda iken sağ kol 90 derecelik bir açıyla sıranın üzerinde tutulmalıdır. Sol el ise sıranın üstünde kağıdı tutacak şekilde yerleştirilmelidir. Eğer öğrenciler ayarlanabilir masalara oturuyorsa, masaların veya sandalyelerin boyutları düzgün yazma için ayarlanmalıdır. Doğru oturuşa bağlı olarak sağ kol masaya dokunmaktadır ancak, el bileği masanın yüzeyinden birkaç santim yukarıda durmalıdır.
Öğrencilerin yazı çalışmasında kullandıkları defter veya kâğıtların doğru konumlandırması da oldukça önemlidir. Kâğıt veya defter öğrencinin tam önünde ve masaya paralel bir şekilde konumlandırılmalıdır. Kâğıt veya defter öğrencinin rahatlıkla ulaşabileceği mesafede olmalıdır. Sol elli öğrenciler için, üzerinde yazı yazılan kağıdın sol üst köşesi en uzakta -sağ elli öğrenciler için bu durum tam tersi- olmalıdır (Şekil: 3). Öğrencilerin el kullanma durumlarına göre kağıdın alt köşesine bir ok işareti çizilebilir. İlerleyen haftalarda öğrencilerden bu ok işaretini kendi kendilerine koyması istenebilir. Böylece öğrenciler, kağıdı nasıl konumlandıracaklarını öğrenmiş olacaktır. Öğrenci, boşta kalan eliyle kağıdı uygun şekilde konumlandırabilmeli; şayet boşta kalan elini kullanamıyorsa, bu gibi durumlarda, çocuğun kullanmadığı eline bir ad verilmeli ve bu elini kullanarak kağıdı tutma işini ona gösterilmelidir. Küçük yaştaki öğrenciler kullanmadıkları ellerine sanki bir kişiden söz etmişçesine konuşulmasından hoşlanmaktadırlar.
Şekil 3: Sağ el ve sol el kullanımına göre kağıdın masa üzerinde konumlandırılması. Kâğıt, yazan ele pareler olarak konumlandırılmıştır.
3.4.3. Kalemin Tutuluşu: Kalem, elin baş, orta ve işaret parmağı arasında tutulmalıdır. İşaret parmağı neredeyse düz olmalı, başparmakla orta parmağın ucu birleştirilmelidir. Orta parmak, başparmağı kavrayacak şekilde tutulmalı ve işaret parmağının da yardımıyla kalem bu üç parmağın arasında tutulmalıdır. Kalemin ucuyla işaret parmağı arasında 1,5-2 cm mesafe olmalıdır. Kalemin silgisi, kalemi tutan elin omzunu işaret edecek şekilde olmalıdır. Kalemin ucundaki silginin başka yönleri göstermesi öğrencinin kalem tutuşuyla ilgili bir problemi olduğunu gösterir (Şekil: 4).
Şekil 4: Kalem işaret, baş ve orta parmak yardımıyla, ucundan 1,5-2 cm uzaklıkta ve ucu onu tutan elin omzunu işaret edecek şekilde tutulmalıdır.
Öğrencilerin, yazıları kötü değilse ve yazma egzersizlerinde acıdan kaynaklanan şikayetleri yoksa, kalem tutuş şekilleri ile ilgili olarak endişelenmek gereksizdir. İdeal olan, başlangıçtan itibaren öğrenciye kalemi nasıl tutacağını öğretmektir. Çünkü öğrenciler yanlış alışkanlıklar geliştirebilir ve bu alışkanlıkların düzeltilmesi hayli uzun zaman alabilir. Öğrenci yanlış alışkanlıklar geliştirmiş ve bu alışkanlıklar yeniden kalem tutuş eğitimiyle düzeltilmişse, bu şeklin muhafazası için her gün kısa bir süre doğru tutuş şeklinin alıştırması yapılmalıdır. Bu, öğrencinin yeni bir tutuş şekli edindiğinin farkına varmasını sağlayacaktır. Diğer tüm yazma etkinliklerinde olduğu gibi kalem tutuş çalışmalarında da öğrenci utandırılmamalıdır; aksi hâlde kalem tutuş şeklindeki değişikliklere karşı direnebilir (Olsen vd., 2003).
Öğrenci farklı bir kalemle (daha kalın, uzun veya kısa) yazdığında zorlanabilir. Küçük yaştaki öğrenciler büyük ebatlı kalemlerle yazmayı tercih ederler. Öğrencilere tercih ettikleri kalemle yazmaları konusunda sınırlama getirilmemelidir.
3.4.4. El, Bilek ve Kol Hareketleri: Yazı yazarken yukarıya doğru çizilen çizgiler baş ve işaret parmağının hareketleri ile çizilirken; aşağıya doğru inen çizgiler üç parmağın yardımıyla çizilir. Serçe ve yüzük parmağı kapalı bir şekilde tutularak kâğıt üzerine konur. Bu iki parmağın tırnakları ile elin kâğıt üzerinde kolayca kayması sağlanır. Öğrenci, eli açık bir şekilde başka bir ifade ile serçe ve yüzük parmağını bükmeden yazıyorsa, serçe ve yüzük parmağı sıkılarak, arasına sünger veya bilye sıkıştırılabilir ve öğrencinin kalemi kavraması istenebilir. Bu şekilde öğrencilere, yazarken kâğıt üzerinde tırnaklarının yardımıyla elini kaydırma becerisi kazandırılabilir. Yazmadaki hızlı hareketler, kolun hareketleri ve serçe-yüzük parmağının kâğıt üzerinde kayması ile ilgilidir. Bu hareketler, yazma etkinliğinin hızını, ahengini düzenleyen hareketlerdir. Kol hareketleri sadece büyük harflerin yazımında kullanılır. Omuzdan bağımsız olarak kalem kolla birlikte hareket ettirilir. Yine aynı şekilde el kâğıt üzerinde serçe ve yüzük parmağının tırnakları üzerinde kaydırılır. Bu hareketler ilk yazma öğretiminde öğrenciye kalıcı bir güzel yazı yazabilme alışkanlığı kazandırmak için öğretilmesi gereken hareketlerdir. Unutulmamalıdır ki, her bir hareketin otomatikleşmesi için mutlaka alıştırma yapmak gerekir.