İncir Kuşları Özet
Bir katliam, dünyaya sürülmüş bir kara leke, haksız bir intikam, mükemmel bir aşk, Boşnak katliamı...
Sueda okulu için ailesinden ayrı teyzesi İfeta'nın yanında yaşamaktadır.
Muhteşem şekilde piyano çalan Sueda, konservatuar okumaktadır.
ir gün hocası Profesör Duşanka'nın odasında iken içeriye giren bir delikanlı Sueda'nın gönlünü çalacaktır.
İlk görüşte başlar onların hikayesi. Sueda Profesör Duşanka'nın odasından çıktığında karşısında Tarik'ı görecektir.
Yani ilk aşkını görecektir. Böyle başlar onların hikayesi...
Tarık'ın annesi Profesör Duşanka ile bir haftalığına yurtdışına çıkması gerekir.
Tarık her ne kadar istemese de annesinin zorlaması üzerine gitmek zorunda kalır.
Sueda'nın sınıfında Vukadin isminde bir erkek bulunur. Vukadin Tarık'ın gitmesini fırsat bilerek
Sueda'ya olan aşkını itiraf eder. Yalvarır yakarır ancak Sueda'nın gözü Tarık'tan başka kimseyi görmemektedir.
Reddedilen Vukadin bu duruma hırslanır ve okulu bırakarak asker olur. Bu durumu pek önemsemeyen Sueda yaklaşan tehlikenin farkında değildir.
Savaş haberleri gün geçtikçe daha fazla yayılmaya başlar. Sueda ise bu zorlu günler de ablası Edina'nın düğünü için Foça'ya mecburiyetinde kalır.
O gün teyzesini bir daha asla göremeyeceğini, Tarık'ı ise aylar belki yıllar sonra görebileceğini bilmeden onlardan ayrılır. Sueda Foça'ya geldikten bir süre sonra savaş başlar. Sırpların yaptığı Boşnak soykırımı Bosna-Hersek'in her yerine yayılır. Teyzesi İfeda hastanede çalışırken şehit düşer.
arık'tan haber alamaz ve her yanı kara bulutlar sarar. Bu kara bulutlar bu sefer bereket değil şer yağdıracaktır Boşnakların üzerine. Bir gün Sırp askerleri Sueda'nın evine baskın yapar. Enişte ve annesi karşı koymak istese de ne çare ikisi de oracıkta şehit düşer.
3 kız kardeş ve babaları olmak üzere 4 kişi alınır o evden ve acıların asıl başladığı yere götürürler. Sueda,
Edina ve Ayşe’yi bir odaya kapatırlar. Gecenin ilerleyen saatlerinde içlerinde Vukadi'nin de bulunduğu 10-15 asker odaya kızların babası ile birlikte gelirler.
Ayşe'den başlayarak o gece Ayşe ve Edina babalarının gözü önünde 15 kişi hatta daha fazlası tarafından tecavüze uğrarlar.
Ayşe bu acıya daha fazla dayanamaz şehit olur. Sueda ise yalnızca Vukadin tarafından tecavüze uğrar.
Vukadin istediğini aldığını düşünse de Sueda'nın kalbi yalnızca Tarık'a aittir. Vukadin bu düşüncesiyle mutluluğu yaşarken Sueda;
Tarık'ın, annesinin ayşe ablasının, eniştesinin, Edina ablasının ve babasının çektiği eziyetin acısını içinde yaşar.
Sueda için ölmek bir kurtuluş haline gelir. Sabah uyanınca ablası Edina ile karşılaşır. Ayşe ablasının vefatını öğrenince daha fazla yıkılır.
O gün Edina ve babası farklı kamplara götürülür. Sueda ise Vukadi'nin yanındadır.
Sueda için asıl eziyet Vukadi'nin ölümü ile başlayacaktır. Sueda'yı başka bir kampa götürüp acı çeken diğer kadınların yanına bırakırlar.
O kampta babasını da bulan Sueda en azından yalnız olmadığı, babası yaşadığı için umudu vardır. Lakin halâ Edina'dan haber alamaz. Bosna ve Sırplar arasında her hafta insan değişikliği yapılır. Bu haftalardan birinde Sueda'nın yüzü gülecek ve serbest bırakılacaktır. Bosna-Hersek'e geldiğinde teyzesinin şehit olduğu hastanede psikolojik tedavi görmeye başlar. Bir gün Sueda'dan bir konser vermesi istenir. Vazgeçilmez piyanosunun başına aylar sonra ilk kez geçecektir. O konserde Profesör Dusanka'ya rastlar. Tarık için yazdığı mektupları verir. Bir yandan da Edina ve babasını aramaktadır. Sueda, Edina'nın Isveç'te olduğunu öğrenir. Tarık hastaneye Sueda'yı almak için gelir. Aynı gün babasını da bulan Sueda; Tarık, Profesör Duşanka ve babasını da alarak İsveç'e Edina'nın yanına yerleşirler.
Yıllar geçer, anılar kalır, savaş biter, acılar kalır. Bu kitap bitse de bu katliam, bu dünya üzerinde kara bir leke olarak her daim kalır, kalacaktır.
Bir katliam, dünyaya sürülmüş bir kara leke, haksız bir intikam, mükemmel bir aşk, Boşnak katliamı...
Sueda okulu için ailesinden ayrı teyzesi İfeta'nın yanında yaşamaktadır.
Muhteşem şekilde piyano çalan Sueda, konservatuar okumaktadır.
ir gün hocası Profesör Duşanka'nın odasında iken içeriye giren bir delikanlı Sueda'nın gönlünü çalacaktır.
İlk görüşte başlar onların hikayesi. Sueda Profesör Duşanka'nın odasından çıktığında karşısında Tarik'ı görecektir.
Yani ilk aşkını görecektir. Böyle başlar onların hikayesi...
Tarık'ın annesi Profesör Duşanka ile bir haftalığına yurtdışına çıkması gerekir.
Tarık her ne kadar istemese de annesinin zorlaması üzerine gitmek zorunda kalır.
Sueda'nın sınıfında Vukadin isminde bir erkek bulunur. Vukadin Tarık'ın gitmesini fırsat bilerek
Sueda'ya olan aşkını itiraf eder. Yalvarır yakarır ancak Sueda'nın gözü Tarık'tan başka kimseyi görmemektedir.
Reddedilen Vukadin bu duruma hırslanır ve okulu bırakarak asker olur. Bu durumu pek önemsemeyen Sueda yaklaşan tehlikenin farkında değildir.
Savaş haberleri gün geçtikçe daha fazla yayılmaya başlar. Sueda ise bu zorlu günler de ablası Edina'nın düğünü için Foça'ya mecburiyetinde kalır.
O gün teyzesini bir daha asla göremeyeceğini, Tarık'ı ise aylar belki yıllar sonra görebileceğini bilmeden onlardan ayrılır. Sueda Foça'ya geldikten bir süre sonra savaş başlar. Sırpların yaptığı Boşnak soykırımı Bosna-Hersek'in her yerine yayılır. Teyzesi İfeda hastanede çalışırken şehit düşer.
arık'tan haber alamaz ve her yanı kara bulutlar sarar. Bu kara bulutlar bu sefer bereket değil şer yağdıracaktır Boşnakların üzerine. Bir gün Sırp askerleri Sueda'nın evine baskın yapar. Enişte ve annesi karşı koymak istese de ne çare ikisi de oracıkta şehit düşer.
3 kız kardeş ve babaları olmak üzere 4 kişi alınır o evden ve acıların asıl başladığı yere götürürler. Sueda,
Edina ve Ayşe’yi bir odaya kapatırlar. Gecenin ilerleyen saatlerinde içlerinde Vukadi'nin de bulunduğu 10-15 asker odaya kızların babası ile birlikte gelirler.
Ayşe'den başlayarak o gece Ayşe ve Edina babalarının gözü önünde 15 kişi hatta daha fazlası tarafından tecavüze uğrarlar.
Ayşe bu acıya daha fazla dayanamaz şehit olur. Sueda ise yalnızca Vukadin tarafından tecavüze uğrar.
Vukadin istediğini aldığını düşünse de Sueda'nın kalbi yalnızca Tarık'a aittir. Vukadin bu düşüncesiyle mutluluğu yaşarken Sueda;
Tarık'ın, annesinin ayşe ablasının, eniştesinin, Edina ablasının ve babasının çektiği eziyetin acısını içinde yaşar.
Sueda için ölmek bir kurtuluş haline gelir. Sabah uyanınca ablası Edina ile karşılaşır. Ayşe ablasının vefatını öğrenince daha fazla yıkılır.
O gün Edina ve babası farklı kamplara götürülür. Sueda ise Vukadi'nin yanındadır.
Sueda için asıl eziyet Vukadi'nin ölümü ile başlayacaktır. Sueda'yı başka bir kampa götürüp acı çeken diğer kadınların yanına bırakırlar.
O kampta babasını da bulan Sueda en azından yalnız olmadığı, babası yaşadığı için umudu vardır. Lakin halâ Edina'dan haber alamaz. Bosna ve Sırplar arasında her hafta insan değişikliği yapılır. Bu haftalardan birinde Sueda'nın yüzü gülecek ve serbest bırakılacaktır. Bosna-Hersek'e geldiğinde teyzesinin şehit olduğu hastanede psikolojik tedavi görmeye başlar. Bir gün Sueda'dan bir konser vermesi istenir. Vazgeçilmez piyanosunun başına aylar sonra ilk kez geçecektir. O konserde Profesör Dusanka'ya rastlar. Tarık için yazdığı mektupları verir. Bir yandan da Edina ve babasını aramaktadır. Sueda, Edina'nın Isveç'te olduğunu öğrenir. Tarık hastaneye Sueda'yı almak için gelir. Aynı gün babasını da bulan Sueda; Tarık, Profesör Duşanka ve babasını da alarak İsveç'e Edina'nın yanına yerleşirler.
Yıllar geçer, anılar kalır, savaş biter, acılar kalır. Bu kitap bitse de bu katliam, bu dünya üzerinde kara bir leke olarak her daim kalır, kalacaktır.
Son düzenleme: