Hafıza
Hıfz, Bellek kelimeleri T.D.K.'nın Türkçe sözlüğünde şu şekilde tarif edilmektedir.Hafıza: Bellek
Hıfz: Saklamak, ezberlemek, akılda tutmak.
Bellek: Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişte ilişkilerini bilçli olarak zihinde saklama gücü akıl hafıza.
Bu açıklamalardan sonra hafızayı şu şekilde tarif etmemiz mümkündür.
Hafıza; bütün duyu organlarımızla alınan her türlü uyarı ve bilgilerin, zihinde tutulması ve istenildiğinde anımsamak işlevidir. Bilgileri hatırlamak önemli olduğu için, hafıza zihnin önemli faaliyetleri arasında yer alır. Beyin kabuğunun alın bölgesinde hafızayla ilgili işlevlerin yürütüldü ilim adamlarınca tespit edilmiştir.
Çağrışım mekanizmamızı ne kadar etkili kullanabilirsek belleğimizin gücüde o oranda artacaktır.
Genel olarak insanlarda hafıza:
1. Hissi hafıza,
2. Kısa süreli hafıza,
3. Uzun süreli hafıza olmak üzere üçe ayrılır.
Hissi Hafıza: Duyu organlarımızdan gelen bilgileri kabul ederek birkaç saniye kadar saklar.
Kısa Süreli Hafıza: Hissi hafızada alınan bilgiler, kısa süreli hafıza tarafından incelenir. Birkaç saniye içerisinde bu bilgiler ya silinir veya uzun süreli hafızaya gönderilir.
Uzun Süreli Hafıza: Bilgiler uzun süreli hafızaya alındıktan sonra duruma göre aylar, yıllar hatta ömür boyu hafızada kalabilirler.
Burada önemli olan uzun süreli hafızaya yüklenen bilgilerin istenildiğinde tekrar alınıp kullanılmasıdır yani bu bilgilerin an8ımsanmasıdır. Bu da söz konusu bilgilerin, iyi bir şekilde depolanmasına bağlıdır.
Yüzlerce rafı mevcut olan bir malzeme deposunu düşünün ve her tarafında onlarca malzeme olduğu halde, depocu istenilen malzemeyi bulup getiriyor. Bu depocunun başarısını şu nedenlerle bağlıyabiliriz;
Malzemeler gelişi güzel değil numaralandırılmış raflara özenle istif edilmiştir.
Depocu malzemeleri çok iyi tanımaktadır.
Depocu malzemeleri zaman zaman kontrol etmektedir.
Belleğimize alınan bilgilerde belli bir çağrışım mekanizması esas alınarak yapılırsa ve bu bilgiler belirli periyodik aralıklarla tekrar edilirse, anımsamamız oldukça kolaylaşacaktır.
Dr. Harry Alder "sağ beyin yöneticisi" adlı eserinde söyle diyor: "zihnin bilgileri ne kadar hızlı aldığı kesinlikle sorun değildir. Beynimiz ve duyularımız, çok hızlı okuma ve bilinç altına gönderilen mesajlar da dahil olmak üzere çok fazla bilgiyi bir süngerin suyu çekişi gibi alabilirler. Sorun her zaman öğrenilen bilginin hafızada tutulması ve hazırlanmasında ortaya çıkar.
Bütün ilgiler ve amaçlar için beynin kapasitesi sınırsızdır. Bilgisayar tabiriyle, kalıcı hafızanın (hard disk) kapasitesini aşmanın bir sakıncası yoktur. Ne kadar fazla ne kadar hızlı bilgi yüklersek yükleyelim kesinlikle bir sorun çıkmaz. Bilgileri hızlı hatırlayabilmemiz onları kısaltmamızla ilgilidir. Böylece hafızayı geliştirme teknikleri bilginin depolanma ve hatırlama yöntemleriyle ilgilidir".
Belleğimiz dört safhada işlemini sürdürmektedir. Bir kütüphaneyi hafızaya benzeterek bu safhaları açıklayabiliriz.
Bellek İşlem Safhaları
1. Algılama: Kütüphaneci dışarıda a kitabını görüyor.2. Kaydetme: Kütüphaneci gördüğü a kitabını kütüphaneye getiriyor.
3. Depolama: Kütüphaneci kütüphaneye getirdiği a kitabını uygun bir rafa yerleştiriyor.
4. Anımsama: Kütüphaneciden a kitabı istenildiği zaman, ilgili raftan kitabı bulup getiriyor.
Belleğin asıl görevi öğrenmedir. Öğrenilen bir bilgi hafızaya yerleşmiş demektir. Herhangi bir bilginin bize tanıdık gelmesi onu hatırlamamızla ilgilidir. Hatırlamayı, çeşitli hafıza teknikleriyle geliştirmek mümkündür. Spor yaparak vücudumuzu geliştirebileceğimiz gibi hafızamızı da eğiterek geliştirebiliriz. Psikologların bazıları unutma deneleri arasında; beynin yeterince kullanılmamasından kaynaklandığını belirtiyorlar, Nasıl ki kullanılmayan bir akümülatör sonunda şarj tutmayarak elden çıkıyorsa beynimizde kullanamadığımız zaman ne yazık ki performansı düşüre, işte bellek yöntemleri eğitimi, düşünme, hayal gücü ve çağrışımlarla zihni faaliyetleri harekete geçirerek, belleğimizi güçlendirmeliyiz.