ahbeabi
Uzman
Bir sigara içen olarak gerçekten anlatılanlara hak vermemek elde değil,Hoşuma gittiğinden paylaşıma sunmak istedim.Gerçekten etkileyici beraberce bırakalım şu mereti.
Bir damacana su bidonunun üzerinde “Bu su zehirlidir, içerseniz öldürür” yazmış olsa, hiç tereddüt etmeden içer miydiniz?
Demek istediğim şu…
Yaptıkları işe en hayran kaldığım sektör hangisi biliyor musunuz?
Sigara üreticileri…
Ben bu adamların mesleki kurnazlıklarına, yaptıkları işe şapka çıkarıyorum ve “pes, ancak bu kadar olur” diyorum...
Düşünebiliyor musunuz, bunlar zehir satarak, milyonlarca insanı göz göze öldürerek, on milyonlarcasını hasta ve malul hale getirerek para kazanıyorlar ve sanki hiçbir fenalığa bulaşmamışlar gibi sırça köşklerinde gül gibi yaşayarak geçinip gidiyorlar. Yıllık kazançları 250 milyar dolardan fazla.
Açıkça söylüyorum katil bunlar…
Ülkemizde sigaradan yılda 120 bin kişi, dünyada ise yılda 5,5 milyon kişi ölüyor. Sakat doğumların yarıya yakını sigara kullanan annelerden kaynaklanıyor. Şu işe bakın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü verilerine göre, İstanbul’da çıkan yangınların bile yüzde 50’si sigara kaynaklıymış.
Lafı eğip bükmeden söyleyebiliriz: İnsanlık; tarihin hiçbir döneminde bu kadar aptal yerine konulmadı, göz göre göre bu kadar aşağılanmadı, bu kadar sömürülmedi. Hamalın ağzında da sigara var, Harvard’lının da… Kimi başbakanın da var, kendi başını barındıramayacak kadar geliri olmayanın da…
Tablo sadece acıklı değil, aynı zamanda gerçekten de komik… Parayla sigara alıp ondan kaynaklanan nedenlerle ölüme gitmek, kendi kiralık katiline ödeme yapmak gibi bir şey.
Hem ben bu sigara üreticilerine mesleki anlamda neden hayran olmayayım ki…
Bu sektörün tepe yöneticileri kendi ürettikleri ürünü kullanmayan, kendi aile ve özel yaşamlarında sigaradan uzak duran insanlar çoğunlukla. Sigaradan kazandıkları o muazzam paraları yiyecek kadar uzun ömürleri olsun diye ellerini sürmüyorlar kendi ürünlerine…
Bir kez kullanmamış…
Tıpkı, kendi ismiyle dünyanın en ünlü kozmetik markasını oluşturan Helena Rubinstein gibi… Bu hanımefendi ürettiği kozmetik ürünlerden milyarlarca dolar kazanmasına rağmen, kendi özel yaşamında hep sadeliği ve doğallığı savunmuş, “kadın ancak kendisi olursa güzel olur” düşüncesinde olmuş. 1965 yılında 93 yaşında vefat eden Helena Rubinstein, ömrünün son günlerinde, ürettikleri ürünlerinden hiçbirini bir defa bile olsun kullanmadığını itiraf etmişti.
Sakıp Sabancı’yı defalarca televizyon programlarına konuk ettim. Yayın öncesi en büyük ricası, “Şu sigara olayını bana sormayın. Bende biliyorum ne kadar zararlı olduğunu ama en çok parayı da ondan kazanıyorum” diyordu.
Vali Bey diyor ki…
1987'den beri her yıl Dünya Sağlık Örgütüne üye ülkeler tarafından 31 Mayısta ''Dünya Sigarasız Günü'' kutlanıyor. Dolmabahçe Sarayı’nda bu amaçla düzenlenen programlardan birindeydik önceki gün. Sigarayla Savaşanlar Derneği’nin (SSD) ‘’İnsanlığın Gerçek Dostları’’ ödül törenine katılanlardan İstanbul Valisi Muammer Güler, “kimse iş stresi mazereti arkasına sığınarak sigarayı bırakamadığından dem vurmasın. İstanbul gibi büyük bir kentte görev yapıyorum. İşimin ne kadar stresli olduğu ortada… Ben bu mereti yıllarca içtikten sonra İstanbul’a gelince bırakmışsam, herkes bırakabilir” dedi.
Daha çarpıcı olan bir veriyi ise, SSD Başkanı olan, aynı zamanda İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı yapan Dr. Mustafa Aydın verdi. New York Üniversitesi’nde geçtiğimiz günlerde sonuçlanan bir araştırmada, 40 nefes nargilenin 54 paket sigara içmekten daha zararlı olduğunun tespit edildiğini söyledi. Malum ülkemizde, nargile sanki zararsızmış gibi bir hava pompalanıyor ve kullanımı giderek yaygınlaşıyor.
Türk gibi içmek…
İtalyanlar üst üste sigara içenler için “Türk gibi içmek” deyimini kullanıyorlar.
Sahiden de içti mi böyle içmek lazım. Yarım insan olarak öksürerek tıksırarak ve bir sürü sağlık problemleriyle boğuşarak yaşamaktansa, erken ölüp ağız tadınca gitmek daha makul görünüyor bana da. Her sigara insan ömründen 5 dakika çalar sözüne inanası gelmiyor insanın. Dünyada 2 milyar sigara tüketicisi varmış. Öyle olsa 3’te biri boş kalırdı dünyanın (Bazıları gözünü toprak doyursun Osman Bey diyecekler ama hani dünyanın üçte biri boşalmış olsa fena mı olurdu…)
İşin şakası bir yana içenlere afiyet olsun. Geride kalanlarla üstesinden gelmeye çalışacağız artık şu sorunlarla dolu dünyanın.
Sözün kısası, insanlara zehir satarak ve başkalarının sağlığından çalarak Karun kadar zengin olma fırsatı vermeyin şu sektörün temsilcilerine. İşletilmediğinizi, bu oyunu yemediğinizi gösterin ve bırakın şu mereti.
Üzerinde “bu su zehirlidir” yazan şişenin suyunu içmezsiniz de, üzerinde kocaman harflerle “Bu sigara öldürür” yazan paketi neden içersiniz ki?
İnsanlık tarihi gerçekten de böylesine tuhaflık, böylesine garabet görmedi…
Kamera şakası gibi inanın olan biten ama perde arkasında yıllık 5,5 milyon ceset var.
Başka ne diyeyim.
Bari siz bu oyuna gelmeyin.
Osman ÖZSOY
Bir damacana su bidonunun üzerinde “Bu su zehirlidir, içerseniz öldürür” yazmış olsa, hiç tereddüt etmeden içer miydiniz?
Demek istediğim şu…
Yaptıkları işe en hayran kaldığım sektör hangisi biliyor musunuz?
Sigara üreticileri…
Ben bu adamların mesleki kurnazlıklarına, yaptıkları işe şapka çıkarıyorum ve “pes, ancak bu kadar olur” diyorum...
Düşünebiliyor musunuz, bunlar zehir satarak, milyonlarca insanı göz göze öldürerek, on milyonlarcasını hasta ve malul hale getirerek para kazanıyorlar ve sanki hiçbir fenalığa bulaşmamışlar gibi sırça köşklerinde gül gibi yaşayarak geçinip gidiyorlar. Yıllık kazançları 250 milyar dolardan fazla.
Açıkça söylüyorum katil bunlar…
Ülkemizde sigaradan yılda 120 bin kişi, dünyada ise yılda 5,5 milyon kişi ölüyor. Sakat doğumların yarıya yakını sigara kullanan annelerden kaynaklanıyor. Şu işe bakın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü verilerine göre, İstanbul’da çıkan yangınların bile yüzde 50’si sigara kaynaklıymış.
Lafı eğip bükmeden söyleyebiliriz: İnsanlık; tarihin hiçbir döneminde bu kadar aptal yerine konulmadı, göz göre göre bu kadar aşağılanmadı, bu kadar sömürülmedi. Hamalın ağzında da sigara var, Harvard’lının da… Kimi başbakanın da var, kendi başını barındıramayacak kadar geliri olmayanın da…
Tablo sadece acıklı değil, aynı zamanda gerçekten de komik… Parayla sigara alıp ondan kaynaklanan nedenlerle ölüme gitmek, kendi kiralık katiline ödeme yapmak gibi bir şey.
Hem ben bu sigara üreticilerine mesleki anlamda neden hayran olmayayım ki…
Bu sektörün tepe yöneticileri kendi ürettikleri ürünü kullanmayan, kendi aile ve özel yaşamlarında sigaradan uzak duran insanlar çoğunlukla. Sigaradan kazandıkları o muazzam paraları yiyecek kadar uzun ömürleri olsun diye ellerini sürmüyorlar kendi ürünlerine…
Bir kez kullanmamış…
Tıpkı, kendi ismiyle dünyanın en ünlü kozmetik markasını oluşturan Helena Rubinstein gibi… Bu hanımefendi ürettiği kozmetik ürünlerden milyarlarca dolar kazanmasına rağmen, kendi özel yaşamında hep sadeliği ve doğallığı savunmuş, “kadın ancak kendisi olursa güzel olur” düşüncesinde olmuş. 1965 yılında 93 yaşında vefat eden Helena Rubinstein, ömrünün son günlerinde, ürettikleri ürünlerinden hiçbirini bir defa bile olsun kullanmadığını itiraf etmişti.
Sakıp Sabancı’yı defalarca televizyon programlarına konuk ettim. Yayın öncesi en büyük ricası, “Şu sigara olayını bana sormayın. Bende biliyorum ne kadar zararlı olduğunu ama en çok parayı da ondan kazanıyorum” diyordu.
Vali Bey diyor ki…
1987'den beri her yıl Dünya Sağlık Örgütüne üye ülkeler tarafından 31 Mayısta ''Dünya Sigarasız Günü'' kutlanıyor. Dolmabahçe Sarayı’nda bu amaçla düzenlenen programlardan birindeydik önceki gün. Sigarayla Savaşanlar Derneği’nin (SSD) ‘’İnsanlığın Gerçek Dostları’’ ödül törenine katılanlardan İstanbul Valisi Muammer Güler, “kimse iş stresi mazereti arkasına sığınarak sigarayı bırakamadığından dem vurmasın. İstanbul gibi büyük bir kentte görev yapıyorum. İşimin ne kadar stresli olduğu ortada… Ben bu mereti yıllarca içtikten sonra İstanbul’a gelince bırakmışsam, herkes bırakabilir” dedi.
Daha çarpıcı olan bir veriyi ise, SSD Başkanı olan, aynı zamanda İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı yapan Dr. Mustafa Aydın verdi. New York Üniversitesi’nde geçtiğimiz günlerde sonuçlanan bir araştırmada, 40 nefes nargilenin 54 paket sigara içmekten daha zararlı olduğunun tespit edildiğini söyledi. Malum ülkemizde, nargile sanki zararsızmış gibi bir hava pompalanıyor ve kullanımı giderek yaygınlaşıyor.
Türk gibi içmek…
İtalyanlar üst üste sigara içenler için “Türk gibi içmek” deyimini kullanıyorlar.
Sahiden de içti mi böyle içmek lazım. Yarım insan olarak öksürerek tıksırarak ve bir sürü sağlık problemleriyle boğuşarak yaşamaktansa, erken ölüp ağız tadınca gitmek daha makul görünüyor bana da. Her sigara insan ömründen 5 dakika çalar sözüne inanası gelmiyor insanın. Dünyada 2 milyar sigara tüketicisi varmış. Öyle olsa 3’te biri boş kalırdı dünyanın (Bazıları gözünü toprak doyursun Osman Bey diyecekler ama hani dünyanın üçte biri boşalmış olsa fena mı olurdu…)
İşin şakası bir yana içenlere afiyet olsun. Geride kalanlarla üstesinden gelmeye çalışacağız artık şu sorunlarla dolu dünyanın.
Sözün kısası, insanlara zehir satarak ve başkalarının sağlığından çalarak Karun kadar zengin olma fırsatı vermeyin şu sektörün temsilcilerine. İşletilmediğinizi, bu oyunu yemediğinizi gösterin ve bırakın şu mereti.
Üzerinde “bu su zehirlidir” yazan şişenin suyunu içmezsiniz de, üzerinde kocaman harflerle “Bu sigara öldürür” yazan paketi neden içersiniz ki?
İnsanlık tarihi gerçekten de böylesine tuhaflık, böylesine garabet görmedi…
Kamera şakası gibi inanın olan biten ama perde arkasında yıllık 5,5 milyon ceset var.
Başka ne diyeyim.
Bari siz bu oyuna gelmeyin.
Osman ÖZSOY