İş görüşmelerinde heyecanımızı nasıl yeneriz?
Hakan Yaman
Ahmet Şerif İzgören
Belki de ilkokuldan korkması gereken en son çocuk bendim. Annem, bir yedek öğretmendi. Hani asıl öğretmeniniz hastalanır veya doğum iznine ayrılır da yerine geçici bir süre için başka birisi gelir ve öğrenciler onu pek takmaz ya, işte onlardan. Anneme öğrencilerin bu hissiyatını o emekli olduktan sonra söyledim. Böylece nice öğrencinin hayatını kurtarmışımdır…
Bu sayede, neredeyse ikinci sınıfı pas geçecek kadar okuma yazmayı da evde öğrenmiştim. Teoride, okula gitmeye can atmalıydım; arkadaşlarım daha abc’yi yeni öğrenirken, bendeniz durup onların bana yetişmesini bekleyecektim.
Oysa, evde yaptığım bu pembe hesaplar okula pek uymadı. İlk gün, okula annem tarafından sürüklenerek sokuldum. Ne utanç verici değil mi?
Korkumun nedeni basitti: O güne kadar sadece ailenin küçük çocuğu rolünü biliyordum. Alışık olduğum bu oyunda ben, annem, babam ve ablam vardık. Şimdi ise beni rolümü bilmediğim bir sahneye atıyorlardı. Ne bu tiyatroyu tanıyordum, ne de diğer sanatçıları...
İş görüşmeleri, her gün antrenmanını yaptığımız bir faaliyet değildir; bu yüzden kendimizi baskı altında hissederiz. Görüşmecilerin bize karşı avantajlı olduğunu düşünür biraz daha heyecanlanırız.
Baba, eş, öğrenci, uzman veya müdür rollerimizi iyi biliriz. İş görüşmelerinde ise bizden, çok iyi bilmediğimiz bir rolü üst düzeyde canlandırmamız beklenir. Yoğun hissettiğimiz bu rol belirsizliği korkumuzun asıl nedenidir.
İşte iş görüşmelerinde kendimizi rahat hissetmemizi sağlayacak çözüm burada: Rolümüze iyi hazırlanmamız. Hazırlık yapmadan görüşmeye gidersek, repertuarımızdaki başka rolleri oynamaya başlarız. Bu da çoğu zaman hata yapmamıza neden olur.
Bir iş görüşmesindeki heyecanınızı yenmeniz ve başarılı olabilmeniz %70 yapacağınız hazırlığa bağlıdır. Gerisi, biraz doğaçlamaya biraz da sezgilerinize kalıyor.
Görüşmelere nasıl hazırlanmalı?
1- Görüşme provaları yapın.
Eminim birçoğumuz iş görüşmelerinde sorulan tipik soruları bilmenin başarı için yeterli olduğunu düşünüyoruz. Bu yaklaşımdaki sorun şurada, zihnimiz yanıtları bilir; ama iş görüşmelerinde bizden bildiklerimizi seslendirmemiz beklenir. Bu nedenle, bir soruyu kafamızda yanıtlamamız yeterli değil. Yanıtlarımızı “seslendirme provaları” kullanarak çalışmalıyız.
Topluluk karşısında konuşacağım ilk bayi toplantısını hatırlıyorum. Kağıt üzerinde her şey gayet düzgün ve akıcıydı. Kelimeleri dikkatlice seçmiştim. Serde yazarlık da var ya, en güzel metin benimkiydi. Bu kadar hazırlığın gani gani yeterli olacağını düşünerek toplantıya gittim.
Konuşma sırasında fark ettim ki, kağıt üzerinde iyi görünen bir metin, seslendirilmesi gerektiğinde sorunlar yaratabiliyor. Geçişler, örnekler hatta espriler kulağıma sanki bambaşka bir metni okuyormuşum gibi geldi. Bu da dikkatimi dağıtıp performansımı etkiledi. Ondan sonra her konuşmamı bol bol prova etmeye başladım.
İş görüşmeleri için hazırladığınız yanıtlar mutlaka prova edilmelidir. Yorumlarına güvendiğiniz bir kişiye kendisiyle antrenman yapmak istediğinizi söyleyin. Bu yöntemle, gerçek bir iş görüşmesi sırasında olabilecekleri de canlandırmış olursunuz. Bir antrenman ile yetinmeyin, ilk seansta öğrendiklerinizi değerlendirip, ikincisinde kendinizi geliştirmeyi hedefleyin.
2- Ayrıntılı şirket bilgisi edinin.
En kolay yöntem, şirketin web sitesinden temel bilgileri edinmektir. Bazıları ise rakiplerin sitelerine de girip ayrıntılı bilgi toplarlar.
Açıkçası her iki yöntem de gerekli; ama rekabeti geride bırakmanız için yeterli değil. Çünkü bu yöntemi internete erişimi olan herkes kullanabilir. Sizin farkınız ne olacak?
Bu farkı, görüşme yapacağınız şirkette çalışan bir kişiden edineceğiniz bilgiler sağlayabilir. “Sen de çok zor şeyler istiyorsun; nereden bulalım bu kişiyi?” dediğinizi duyabiliyorum. Sandığınız kadar zor değil; öncelikle, networkünüzü, yani tanıdıklarınızı düşünün. O şirkette çalışan birisi yoksa, tanıdıklarınızın tanıdıklarını araştırın. O da mı olmadı, mezun olduğunuz üniversite ya da lisenin mezunlar derneğini biraz didikleyin. Bu kişiyi bulunca hemen aklınıza alaturka torpil fantezileri gelmesin. Bu kişiler en fazla size referans olabilirler, yoksa iş görüşmelerini sizin adınıza yapamazlar.
Doğru kişiye ulaştıktan sonra bir tanışma görüşmesi ayarlayın. Ama, resmi bir görüşme değil diye hiç hazırlık yapmadan gitmek de olmaz. Temel bilgileri edinin. Sonuçta tanıdığınızı da etkilemeniz gerekiyor.
Tanıdığınıza aşağıdaki soruları sorabilirsiniz:
*Şirketin gündemindeki önemli projeler.
*Şirket kültürü ve diğerlerine kıyasla farklı yönler.
*Kârlılık, şirket öncelikleri, çalışanların eğitim seviyeleri.
*İşe alımlarda izlenen aşamalar.
3- Şirketi ziyaret edin.
Rakipleriniz şirketin web sitesinde dolaşmaya devam ededursun, siz farklı bir yöntem uygulayın. Şirketi ziyaret edip bir kurum dergisi alın. Veya internette şirketle ilgili gazete haberlerini araştırın. Varsa, makaleler bulun. Bu yöntemle, şirket jargonuna aşina olmaya başlarsınız....
Eğer izin veriliyorsa şirkette dolaşın, ama dedektif havalarına girip resim çekmeye filân kalkmayın. Yoksa kendinizi şirketin bordrosunda değil en yakın karakolda bulursunuz. Görevli komisere durumu anlatmak zor olabilir.
Emin olun, bir şirketle görüşmeye hazırlanan adayların çok küçük bir yüzdesi, temel bilgilerin ötesine geçerler. Bu sizin için iyi haber. Görüşme sonunda bin bir çabayla edindiğiniz bilgileri kimse sormadı mı? Hiç önemli değil; sıranız geldiğinde araştırma yaptığınızı gösteren sorular sorabilirsiniz. Örneğin: “Genel Müdürünüz daha önce hizmet sektöründeydi, şirkete bu sektörden hangi fikirleri veya uygulamaları getirdi?”
Bu işe yaramadı mı? Bir de şunu deneyin: “Geçen sene çok zarar etmiştiniz, bu yıl zararı önlemek için vergi kaçırmayı veya muhasebe yolsuzluğu yapmayı düşünüyor musunuz?” Sizi hayırlısıyla işe alırlar.
Hakan Yaman
Ahmet Şerif İzgören
Belki de ilkokuldan korkması gereken en son çocuk bendim. Annem, bir yedek öğretmendi. Hani asıl öğretmeniniz hastalanır veya doğum iznine ayrılır da yerine geçici bir süre için başka birisi gelir ve öğrenciler onu pek takmaz ya, işte onlardan. Anneme öğrencilerin bu hissiyatını o emekli olduktan sonra söyledim. Böylece nice öğrencinin hayatını kurtarmışımdır…
Bu sayede, neredeyse ikinci sınıfı pas geçecek kadar okuma yazmayı da evde öğrenmiştim. Teoride, okula gitmeye can atmalıydım; arkadaşlarım daha abc’yi yeni öğrenirken, bendeniz durup onların bana yetişmesini bekleyecektim.
Oysa, evde yaptığım bu pembe hesaplar okula pek uymadı. İlk gün, okula annem tarafından sürüklenerek sokuldum. Ne utanç verici değil mi?
Korkumun nedeni basitti: O güne kadar sadece ailenin küçük çocuğu rolünü biliyordum. Alışık olduğum bu oyunda ben, annem, babam ve ablam vardık. Şimdi ise beni rolümü bilmediğim bir sahneye atıyorlardı. Ne bu tiyatroyu tanıyordum, ne de diğer sanatçıları...
İş görüşmeleri, her gün antrenmanını yaptığımız bir faaliyet değildir; bu yüzden kendimizi baskı altında hissederiz. Görüşmecilerin bize karşı avantajlı olduğunu düşünür biraz daha heyecanlanırız.
Baba, eş, öğrenci, uzman veya müdür rollerimizi iyi biliriz. İş görüşmelerinde ise bizden, çok iyi bilmediğimiz bir rolü üst düzeyde canlandırmamız beklenir. Yoğun hissettiğimiz bu rol belirsizliği korkumuzun asıl nedenidir.
İşte iş görüşmelerinde kendimizi rahat hissetmemizi sağlayacak çözüm burada: Rolümüze iyi hazırlanmamız. Hazırlık yapmadan görüşmeye gidersek, repertuarımızdaki başka rolleri oynamaya başlarız. Bu da çoğu zaman hata yapmamıza neden olur.
Bir iş görüşmesindeki heyecanınızı yenmeniz ve başarılı olabilmeniz %70 yapacağınız hazırlığa bağlıdır. Gerisi, biraz doğaçlamaya biraz da sezgilerinize kalıyor.
Görüşmelere nasıl hazırlanmalı?
1- Görüşme provaları yapın.
Eminim birçoğumuz iş görüşmelerinde sorulan tipik soruları bilmenin başarı için yeterli olduğunu düşünüyoruz. Bu yaklaşımdaki sorun şurada, zihnimiz yanıtları bilir; ama iş görüşmelerinde bizden bildiklerimizi seslendirmemiz beklenir. Bu nedenle, bir soruyu kafamızda yanıtlamamız yeterli değil. Yanıtlarımızı “seslendirme provaları” kullanarak çalışmalıyız.
Topluluk karşısında konuşacağım ilk bayi toplantısını hatırlıyorum. Kağıt üzerinde her şey gayet düzgün ve akıcıydı. Kelimeleri dikkatlice seçmiştim. Serde yazarlık da var ya, en güzel metin benimkiydi. Bu kadar hazırlığın gani gani yeterli olacağını düşünerek toplantıya gittim.
Konuşma sırasında fark ettim ki, kağıt üzerinde iyi görünen bir metin, seslendirilmesi gerektiğinde sorunlar yaratabiliyor. Geçişler, örnekler hatta espriler kulağıma sanki bambaşka bir metni okuyormuşum gibi geldi. Bu da dikkatimi dağıtıp performansımı etkiledi. Ondan sonra her konuşmamı bol bol prova etmeye başladım.
İş görüşmeleri için hazırladığınız yanıtlar mutlaka prova edilmelidir. Yorumlarına güvendiğiniz bir kişiye kendisiyle antrenman yapmak istediğinizi söyleyin. Bu yöntemle, gerçek bir iş görüşmesi sırasında olabilecekleri de canlandırmış olursunuz. Bir antrenman ile yetinmeyin, ilk seansta öğrendiklerinizi değerlendirip, ikincisinde kendinizi geliştirmeyi hedefleyin.
2- Ayrıntılı şirket bilgisi edinin.
En kolay yöntem, şirketin web sitesinden temel bilgileri edinmektir. Bazıları ise rakiplerin sitelerine de girip ayrıntılı bilgi toplarlar.
Açıkçası her iki yöntem de gerekli; ama rekabeti geride bırakmanız için yeterli değil. Çünkü bu yöntemi internete erişimi olan herkes kullanabilir. Sizin farkınız ne olacak?
Bu farkı, görüşme yapacağınız şirkette çalışan bir kişiden edineceğiniz bilgiler sağlayabilir. “Sen de çok zor şeyler istiyorsun; nereden bulalım bu kişiyi?” dediğinizi duyabiliyorum. Sandığınız kadar zor değil; öncelikle, networkünüzü, yani tanıdıklarınızı düşünün. O şirkette çalışan birisi yoksa, tanıdıklarınızın tanıdıklarını araştırın. O da mı olmadı, mezun olduğunuz üniversite ya da lisenin mezunlar derneğini biraz didikleyin. Bu kişiyi bulunca hemen aklınıza alaturka torpil fantezileri gelmesin. Bu kişiler en fazla size referans olabilirler, yoksa iş görüşmelerini sizin adınıza yapamazlar.
Doğru kişiye ulaştıktan sonra bir tanışma görüşmesi ayarlayın. Ama, resmi bir görüşme değil diye hiç hazırlık yapmadan gitmek de olmaz. Temel bilgileri edinin. Sonuçta tanıdığınızı da etkilemeniz gerekiyor.
Tanıdığınıza aşağıdaki soruları sorabilirsiniz:
*Şirketin gündemindeki önemli projeler.
*Şirket kültürü ve diğerlerine kıyasla farklı yönler.
*Kârlılık, şirket öncelikleri, çalışanların eğitim seviyeleri.
*İşe alımlarda izlenen aşamalar.
3- Şirketi ziyaret edin.
Rakipleriniz şirketin web sitesinde dolaşmaya devam ededursun, siz farklı bir yöntem uygulayın. Şirketi ziyaret edip bir kurum dergisi alın. Veya internette şirketle ilgili gazete haberlerini araştırın. Varsa, makaleler bulun. Bu yöntemle, şirket jargonuna aşina olmaya başlarsınız....
Eğer izin veriliyorsa şirkette dolaşın, ama dedektif havalarına girip resim çekmeye filân kalkmayın. Yoksa kendinizi şirketin bordrosunda değil en yakın karakolda bulursunuz. Görevli komisere durumu anlatmak zor olabilir.
Emin olun, bir şirketle görüşmeye hazırlanan adayların çok küçük bir yüzdesi, temel bilgilerin ötesine geçerler. Bu sizin için iyi haber. Görüşme sonunda bin bir çabayla edindiğiniz bilgileri kimse sormadı mı? Hiç önemli değil; sıranız geldiğinde araştırma yaptığınızı gösteren sorular sorabilirsiniz. Örneğin: “Genel Müdürünüz daha önce hizmet sektöründeydi, şirkete bu sektörden hangi fikirleri veya uygulamaları getirdi?”
Bu işe yaramadı mı? Bir de şunu deneyin: “Geçen sene çok zarar etmiştiniz, bu yıl zararı önlemek için vergi kaçırmayı veya muhasebe yolsuzluğu yapmayı düşünüyor musunuz?” Sizi hayırlısıyla işe alırlar.