Konuşma dili ile iletişim kuran işitme engelli bir birey, toplum içinde daha özgür bir biçimde iletişim kurabilir. Dolayısıyla günlük yaşantılarında ve aile hayatında daha bağımsız olabilir. Yüksek okulda okuma avantajları, iş olanakları, sosyal güvence şansları daha fazla olur.
İşitme engelli çocuklar, gerektiği gibi uyarılırsa ve yardım alırlarsa konuşmaların büyük bir kısmını algılayabilirler, normale yakın bir konuşma becerisi kazanabilirler.
İşitme engelli çocukların bazıları ailelerin katılımı, profesyonellerin desteği ile çevrelerindeki insanların konuştuklarını dinlemeyi öğrenebilmekte ve onların konuşmalarından bazı konuşma becerileri kazanabilmektedir. Bazıları ise, yeterli bir konuşma becerisinin gelişimi için daha organize eğitim programlarına ihtiyaç duymaktadır.
Normal işiten çocuklar arasında olduğu gibi, işitme engelli çocuklar arasında da bireysel farklılıklar vardır. Ancak bu işitme engelli çocuklar arasındaki bireysel farklılıklar, normal işiten çocuklar arasındaki farklılıklardan çok daha fazladır. Çünkü işitme kaybının derecesi, kaybın başlangıç yaşı, işitme cihazı kullanma yaşı, eğitime başlama yaşı gelişimi etkileyen çok önemli faktörlerdir.
İşitme engelli çocuklarda konuşma becerilerinin kazanılması hem çocuğun özelliklerinden, hem de bazı dış faktörlerden etkilenmektedir. Çocuğun kendine has özellikleri, sensori-nöral işitme kaybı seviyesi, işitme kaybının başlama yaşı, görsel keskinlik, sentral sinir sisteminin yapılanması veya hasarı, perifal sinir sisteminin yapısı veya hasarı vb.dir. Dış faktörler ise, işitme cihazı önerilme ve kullanma yaşı, işitme cihazı, eğitime başlama yaşı, uygulanan eğitim metodu, sosyo-eğitimsel pratikler ve deneyimler, çevresel iletişimler, ailenin başetme becerileri, çocuğun yaşıtları ile iletişim tarzıdır. Çocuğun kendine has özellikleri değiştirilemezken; dış faktörler işitme engelli çocukların konuşma becerilerini etkileyecek biçimde düzenlenebilir veya değiştirilebilir. Dolayısıyla, dış faktörlerin değiştirilmesi ve düzenlenmesi, konuşma becerilerini düzenlemeye yönelik herhangi bir eğitim programının en önemli kısmıdır.
İşitme engelli çocuklar, gerektiği gibi uyarılırsa ve yardım alırlarsa konuşmaların büyük bir kısmını algılayabilirler, normale yakın bir konuşma becerisi kazanabilirler.
İşitme engelli çocukların bazıları ailelerin katılımı, profesyonellerin desteği ile çevrelerindeki insanların konuştuklarını dinlemeyi öğrenebilmekte ve onların konuşmalarından bazı konuşma becerileri kazanabilmektedir. Bazıları ise, yeterli bir konuşma becerisinin gelişimi için daha organize eğitim programlarına ihtiyaç duymaktadır.
Normal işiten çocuklar arasında olduğu gibi, işitme engelli çocuklar arasında da bireysel farklılıklar vardır. Ancak bu işitme engelli çocuklar arasındaki bireysel farklılıklar, normal işiten çocuklar arasındaki farklılıklardan çok daha fazladır. Çünkü işitme kaybının derecesi, kaybın başlangıç yaşı, işitme cihazı kullanma yaşı, eğitime başlama yaşı gelişimi etkileyen çok önemli faktörlerdir.
İşitme engelli çocuklarda konuşma becerilerinin kazanılması hem çocuğun özelliklerinden, hem de bazı dış faktörlerden etkilenmektedir. Çocuğun kendine has özellikleri, sensori-nöral işitme kaybı seviyesi, işitme kaybının başlama yaşı, görsel keskinlik, sentral sinir sisteminin yapılanması veya hasarı, perifal sinir sisteminin yapısı veya hasarı vb.dir. Dış faktörler ise, işitme cihazı önerilme ve kullanma yaşı, işitme cihazı, eğitime başlama yaşı, uygulanan eğitim metodu, sosyo-eğitimsel pratikler ve deneyimler, çevresel iletişimler, ailenin başetme becerileri, çocuğun yaşıtları ile iletişim tarzıdır. Çocuğun kendine has özellikleri değiştirilemezken; dış faktörler işitme engelli çocukların konuşma becerilerini etkileyecek biçimde düzenlenebilir veya değiştirilebilir. Dolayısıyla, dış faktörlerin değiştirilmesi ve düzenlenmesi, konuşma becerilerini düzenlemeye yönelik herhangi bir eğitim programının en önemli kısmıdır.