İstediğiniz Üniversite veya Bölüme Girememiş Olabilirsiniz. Ancak Girdiğiniz Yerde En İyisi Olmayı Deneyin.
Yeni ders yılı başlangıcında ilk dersim öğrenciler ile tanışmak ve beklentilerini öğrenmek ile başlar. Bu yıl da öyle oldu. Bir öğrencimiz "dersin sınav şeklini ve dersi geçip geçemeyeceğimi merak ediyorum" ifadelerini kullandı. Bir başka öğrenci yeterince pratik yapılmadığını belirti. Bir öğrenci üniversitenin öğrenci sorunları ile yeterince ilgilenmediğini belirti. Bazı öğrenciler başka talepleri dile getirerek, öğretim üyelerinden üst yönetime kadar biraz doğru, biraz eksik, biraz da yanlış bilgi ile eleştirilerini belirtiler.
Türkiye'de Öğrenci Olmak Kolay
Doğal olarak ülkemizde üniversite öğrencilerinin iş bulma şansı daha düşük olduğu için (işsizler içinde öncelik yüksek okul mezunlarında) gençlerimizde istediğim üniversite veya bölüme giremedim diye üzülenler veya istediği alana giremeyince bunalıma girenleri bile oluyor. İstemediği bir bölüme giren öğrencilerin bir kısmı bir an önce bir mezun olayım yeter dedikleri görülüyor. Üniversiteyi bitirmenin de işe girmek için yeterli olmadığının anlaşılması ile birlikte üniversite kontenjanlarının boş kalmasına neden olmaya başladı. Sanırım önümüzdeki yıllarda öğrenci tercihleri ile tercihlerin daha bilinçli ve daha sağlıklı yapılacaktır.
Konunun önemli oluğunu bilerek üniversite ve öğrencilik bilincinin öneminin yeniden hatırlanması gerekir düşüncesi ile üniversitede öğrenci olmanın önemini hatırlattım. 1.6 milyon öğrenci içinden sıyrılmak (%10'luk dilimin içinde yer almak) ve bir üniversitede okuyabilme şansına sahip olmak günümüz ortamında önemli olduğunu ve kendileri gibi şanslı olmayan bir milyondan fazla öğrencinin iyi bir üniversiteye girmek için çalıştığını belirtim. Gelişmiş batı ülkelerinde öğrencilerin daha çok ders çalıştıklarını ve buna rağmen %50-60 oranında öğrencinin okuldan atıldığını hatırlattım. Türkiye'de genelde öğrenciliğin çok kolay olduğunu, gelişmiş üniversitelerde her derste dönem ödevleri olduğunu ödevlerin yapılabilmesi için mutlaka çok farklı kaynaktan yararlanmak için yoğun olarak kütüphaneye gidilmesi gerektiğini, sınavların yazılı ve açıklama gerektirdiği için tek bir ders kaynağı değil, öğretim üyelerinin önerdiği bütün kaynakları iyice çalışmaları gerektiğini belirttiğimde öğrencilerin çok hoşuna gitmediğini
Öğrenciler İlgisiz ve İsteksiz
Geçmişten beri öğrencilerimizde genelde bir memnuniyetsizliğin olduğu nu görüyoruz. Benim uzun zamandır gözlemim üniversitelerimizin bazı fakülte ve bölümlerinde bir taraftan üniversiteyi okuyacak düzeyde yeterli fen, matematik ve dil bilgisi yanında yorum, analiz-sentez yapma becerisi gelişmiş öğrencilerin sayısının az olması yönündedir. Diğer taraftan istenilen düzeyde üniversitelerde eğitim ve kendini gliştirme becerisini kazandıracak ortamı bulmadan mezun olmanın verdiği güvensizlik ile işsiz kalma kaygısının öğrenciyi isteklendiremediği görülüyor.
Doğal olarak şimdilik söylenecek olan yaşamda ne yapmak istediğinizi bilerek kendi bilgi, beceri ve potansiyelimize uygun alan seçmek ve seçiminizi yaptığınız alandaki fakülteyi iyi bir eğitim alarak bitirmektir. İyi bir eğitim için üniversitenin bulunduğu bölge, ilin sosyal ortamı ve oradaki hocaların kalitesi önemli. Ancak hepsinden önemlisi sizin kendinizi hayata hazırlamanızdır. Soru şu; Başarılı olmanın şartı iyi bir üniversiteye mi girmektir? Yoksa ne aradığını bilen ve buna uygun kendisini hayata hazırlayan bireysel çabamızmıdır? Elbette üniversite ortamı, hocaların kalitesi, alt yapı, önemli ancak 18 yaşının üzerindeki bir kişinin kendi kendisini hayata hazırlama isteği, kendi yol haritasını çizebilmesi ve öğrenmeyi öğrenme duygusuna sahip olması daha önemlidir diye düşünüyorum. Bu bağlamda halen ben kişisel gayretlerin de önemli olduğunu düşünüyorum.
İyi Üniversitenin Öğrenci Gözü İle Niteliği Nasıl Belirlenir?
Doğal olarak üniversite iklimi ve/ya atmosfer önemli, iyi üniversite, uluslararası düzeydeki öğretim üyesi kadrosu ve üniversitenin alt yapı imkânları iyi bir eğitim almaya yardımcı olurlar. Ülke olarak öğrencilerimize çalışma disiplini ve kendi kendisini organize etme becerisi kazandırmadığımız için üniversite orta öğretimin yapamadığı bir eksiği öğrenciye kazandırırsa o üniversite benim için başarılı sayılır.
İyi Üniversite Nasıl Belirlenir? Ölçüsü Nedir? Diye sorulabilir.
Üniversite ortamı öğrenciye sosyal ve eğitimsel olarak destek oluyor mu?
Üniversite eğitimi öğrenciye kendi farkına varılabilirliğini sağlıyor veya kişinin kendisini keşfetmesine olanak sağlıyor mu?
Üniversite eğitimi öğrencinin kendi yol haritasını oluşturmaya yardımcı olabiliyor mu?
Üniversite eğitimi öğrenciye geleceğe ilişkin hedeflerini koymasında yardımcı olabiliyor mu?
Üniversite eğitimi öğrencinin farklı kaynakları araştırarak okuma alışkanlığını sistematik olarak kazandırıyorsa ve öğrendiklerini kritik edecek düzeyde geliştiriyor mu?
Üniversite eğitimi öğrenciye öğrenme ve doğru bir çalışma alışkanlığı kazandırıyor mu?
İyi üniversite kavramı öğrenci memnuniyeti, araştırma kapasitesi, sahip olduğu uluslararası nitelikteki bilim insanı sayısı, patent ve buluş sayılabilir. Ancak eğer bir üniversite meslek öğretimin dışında öğrencisini girişimci, sorun çözme becerisi kazandırıyor mu? Öğrenciler düşünme, felsefi tartışma becerisi kazanıyorsa ve mezuniyet sonrası yaratıcılık becerisi gösteriyorsa, kendisi iş yarata biliyorsa bütün dünyada tercih edilen üniversite kategorisi içinde görülür.
İyi Üniversite geleceğe ilişkin hedefleri ve ilkeleri olan üniversitedir.
Bir üniversite nasıl bir mezun istediğini biliyorsa ve de mezunlarının,
Neleri bilmesi gerektiğini
Geleceğe ilişkin bilgisi ile nasıl davranması gerektiğini,
Bu hedefe ulaşması için neleri yapabilmesini öğretebiliyor veya öğrencisine kazandırtabiliyorsa iyi üniversitedir.
Bir üniversite öğrencisini bütünsel düşünmeye sevk ediyor ve kendi kendisini yönetme anlayışı kazandırıyorsa iyi bir üniversitedir. Bu özellikleri sağlayan ortamda mutlaka üniversitelilik bilinci yüksek nitelikli bilim insanı ve yöneticiler var demektir. Tabii doğal olarak geleceği yakalamak ve ona uygun insan yetiştirmek sağlam bir bilim ve eğitim politikası ile oluşur. Bilim politikası ancak bilim felsefesi ve kültürü ile sağlanabilir. Öğrenme eğilimi ve kapasitesi geniş öğrenci kesiminin geldiği üniversitelerin bu bilinçle gençlerin kendini gerçekleştirme ortamı sağlaması zorunlu ve görevidir. Üniversiteyi yeni kazanan gençlere üniversitelilik bilincinin verilmesi için ders programlarında, uygarlık tarihi, bilim felsefi, bilim tarihi, ekonomi, girişimcilik gibi derslerin yanında tartışma ortamı da sağlanmalıdır. Üniversitelilik ortamı da ancak üniversitelilik bilinci gelişmiş yöneticiler tarafından sağlanabilir.
Üniversitelilik bilinci öğrenciye ortamla kazandırılır. Üniversite öğrencisine lise öğrencisi gibi değil artık bir üniversite öğrencisi gibi bakmak gerekiyor. Bu bağlamda hepimize büyük görev düşüyor.
Tabii öğrenci bu bilinç ve sorumlukta mı? Denilebilir ki üniversite öğretim üyelerinin tamamı çalışma disiplini yanında öğrenme ve öğretme becerisi kazanmış mıdır? Doğaldır ki öğrencilerin bu konuda şikâyetleri de sıkça duyuluyor.
Üniversitelilik Bilinci Önemli
Bu bağlamda önemli olan üniversitelilik bilincini kazanmak, kendini keşfetmek, doğru çalışma, okuma ve de kritik etme alışkanlığını kazanmaktır.
Doğal olarak bu kolay olmamaktadır, ciddi bir disiplinli çalışma ve kendi kendisini eğitmeyi gerektiriyor. Bunun için değişik kaynakları çok okumak, farklı bilgi düzeyine sahip kişiler ile konuşmak, tartışmak, değişik sosyal ortamlarda bulunarak üniversitelilik ortamını yakalamak ve yaratmaktır. Bu durum biraz da bizim elimizdedir.
Üniversite bu ortamı sağladıkça öğrenme ve kendini gerçekleştirmek kolay olur. Yine de geleceğimiz bizim elimizdedir. Bizim ortama katacağımız atmosfer, kuracağımız ilişkiler, yaratacağımız pozitif isteklendirmeler bulunduğumuz ortamı güçlendirecektir. Bizler korkmadan, çekinmeden medeni ilişkiler içinde tartışma ortamları yaratarak çevremizde düşüncesi olan insanları diyaloga davet edebiliriz. Tabii kırmadan dökmeden, kendi düşüncemizi mutlak doğru saymadan, başkasının düşüncelerine de değer vererek. Acaba yanılıyor olabilirim diyebilmeyi de kabullenmemiz gerekir. Acaba okuduklarım ve duyduklarımın ne kadarı doğru? Başka alternatifi var mı? Üniversitelilik ancak böyle sağlanabilir
Burada üniversite yöneticilerinin önemi ortaya çıkmaktadır. Üniversite yöneticilerinin anabilim dalı başkanından rektöre kadar her düzeyde üniversitelilik ortamı yaratmaları gerekiyor. Şekilsel değil içerik yönünden birimlerin güçlendirilmesi ve öğrencilerin kendilerini gerçekleştirmeleri için ortam hazırlamaları önemlidir. Her türlü tartışmanın rahatlıkla yapılabildiği, farklılıkların hoş görüldüğü ilkimi/ortamı yaratmak gerekir.
Üniversite ortamı bilginin öğrenildiği değil kritik edildiği ve zenginleştiği yerlerdir. Bu bağlamda eğer savunduğunuz düşüncelerinizi kendiniz özümsediyseniz ve haklılığına inanıyorsanız sonuna kadar da düşüncenizin arkasında durmanız beklenir. Eğer kulaktan dolma, "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi" iseniz ve sırtını başkasına dayadıysanız ve onun desteği olmadan yol alamıyorsanız o zaman kendimizi sorgulamamız gerekir, ben nasıl gerçek bir üniversiteli olabilirim?
Bilinçli Çalışma ve Öğrenme Çabası Başarı İçin Önemli
İnsanlığın biricik tecrübesi şu ki; kendini geliştirmiş, farkına varılabilirliği gelişmiş insan çevresine çeki düzen veren insandır. Etrafımıza baktığımızda bir yerde işler düzgün gidiyorsa bir yerde sistem varsa insanlar bir biri ile barışık yaşıyorsa, orada kendi içinde barışık iş yapabilen bir başarılı bir insan ve yönetici vardır. Boşuna dememişler "aslan yattığı yerden belli olur". Kişi ne yapacağını biliyorsa ve hedefini doğru belirlemişse onu gerçekleştirmek için de yol yöntemini bulur. Çevremizde genellikle herhangi bir durumda kendi kendisine çözüm üretebilen kişiler mutlak bir yol bulmakta ve alternatif yaratabilmektedirler. Alternatif yaratamayan, kendi kendini yönetemeyenler hangi yaşta olursa olsunlar başkasının şemsiyesi altında yaşamak zorundadırlar.
Bu kişilerin ortak özelliği kendinin bilincinde olmaları, farkına varılabilirlikleri yüksek, çevresini iyi analiz eden ve keşfedebilen kişilerdir. Kendi yolunu kendi bulabilen, kendi kendisine hedefler koyabilen, coşkulu ve hayatı canlı canlı yaşama duygusuna sahip kişilerdir. Bu kişilerin bir diğer özelliği de öğrenmeyi basitleştirebilmiş olmalarıdır. Başarılı kişilerin diğer bir özelliği de belirli bir felsefi bakış açısına sahip olduklarıdır. Felsefi düşünme, sorgulama becerisine sahip olmayan kişilerin ve toplumların genellikle gelişmedikleri görülüyor.
Özet, istediğimiz bölüme veya üniversiteye giremedik diye üzülmeyelim. Önemli olan belirli puan olarak okumaya hak kazandığımız birimi başarı ile tamamlamaktır. Dersi geçmek, okulu bitirmekle bir şeyin değiştirmediğini bilelim. Yalnız diploma almak değil, diplomanın da ötesinde hayatı okuyabilmek, farkına varılabilirliği yakalamak ve kendimizi öz güvenle ifade edebilmeyi kendi bilincimizi yaratmayı öğrenmektir. Yaşamın inceliklerini anlayan aydınlanmış bir kafa, sorgulayan, soru sorabilen, herhangi bir durumda çözüm üretebilen insan bu ülkenin aydınlık geleceği olacaktır. Hatta mezun olup işe girebiliriz, birilerinin desteği ile veya menfaat birlikteliliklerinin etkisi ile makam mevki sahibi de olabiliriz. Ancak bilgi küpünüz dolu değilse, sürekli bir eksiklik his edersiniz.
Yeniden başa dönecek olursak öğrencilerimizin geleceğin kendi ellerinde olduğunu bilmeleridir. Kendi çabalarının %80 oranında etkili olduğunu bilmeleri önemlidir. Kendi yol haritasını oluşturan kendine göre değerler oluşturan kaliteli ve anlamlı yaşamı benimseyen, kendi kendisini yönetebilen insan en başarılı olan kişidir.
Bu bağlamda hayata yeni başlayan gençler olarak içinde bulunduğumuz ortamda merkez olalım ve ortamı biz değiştirelim. Taleplerimizi demokratik yollarla dile getirelim. Biz yeni ortamlar yaratalım. Bizler gençliğimizin bize verdiği enerji ile daha çok okuyalım, sınıflarımızda derslerin tartışılmasını sağlayacak ortamı biz yaratalım. Her yönü ile kendimizi hayata hazırlamaya çalışalım. Bu anlayışı benimsemiş bütün öğrencilerimizin derslerinin de daha başarılı olduğu tecrübe ile sabittir. Yeni öğretim yılının üniversitelerimizde üniversitelilik bilinci ile yürümesini ve herkese hayırlı olmasını dilerim.
Not: daha önce yazdığım üniversiteye yeni başlayan öğrencilere yönelik yazıyı lütfen öğrencilerimize okutalım:
Üniversiteyi Kazanan Yeni Öğrenciler Kendilerini Yeni Döneme Hazırlamalıdır
Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ, Çukurova Üniversitesi
ÖSS sonucuna göre üniversiteye yerleştirilen yeni üniversite öğrencilerini kutluyor ve üniversite hayatına hoş geldiniz diyorum.
Üniversitelerimizde ne üniversite tarihi ve kültürünün tanıtımı, ne de üniversiteye uyum programının uygulanmadığı bilinmektedir. Yine öğrencilerimizin çoğunluğunun da üniversite okuyacak düzeyde lise eğitiminde yeteli olgunluğa erişmediği bilinmektedir. Uyum programları veya üniversite ortamına hazırlık süreçleri uygulanamadığı için üniversite atmosferi ve üniversitelik bilinci öğrenci öğrencinin kafasında yeterince gelişmiyor. Bütün bunların sonucunda doğal olarak üniversite lisenin bir devamı gibi algılanıyor ve sonuna kadar da böyle devam ediyor. Üniversite hayatını yakından izleyen ve üniversitelilik bilincinin yeterince gelişmediği ülkemizde öğrencilerimizin başlangıçta kendilerini yeni döneme nasıl hazırlamaları gerektiği konusunda, kendilerine ileride büyük yarar sağlayacağını düşündüğüm bazı tespitlerim ve önerilerim olacaktır.
Öğrenci Üniversitenin Ne Olduğunu Bilmiyor
Bugüne kadarki hocalık tecrübeme göre öğrencilerimizin geneli "üniversiteyi tanımıyor". Öğrencilerin çoğunluğu üniversite nedir, üniversite öğrencisinin rolü nedir? Üniversite öğrencilerinden toplum ne bekliyor? Üniversite gençliği üniversitelilik bilinci ile dünyadaki ve ülkedeki gelişmeler karşısında nasıl davranmalı? bu ve benzeri daha bir çok soruyu öğrencilerin kendi kendilerine sormaları ve üniversite tarihini öğrenerek kendilerini geliştirmeleri yararlı olacaktır.
Üniversite Ortamı Yalnız Meslek Öğrenilen Yer Değildir
Öğrencilerimiz üniversiteyi bir meslek edinme aracı olarak görüyor. Ders işleme anlayışı da lisenin bir devamı olarak algılanıyor. Bu anlayış öğrencide yaşama faklı bir bakış açısı ile bakma konusunda yeni bir heyecan, aşk ve isteklendirme yaratmamaktadır. Üniversiteden neredeyse tek beklentisi bir an önce bir diploma alıp hayata atılmak olmaktadır.
Üniversiteyi bir bilim ve felsefi tartışma ortamı olarak görüp, kendini geliştirme, sosyalleşme, geleceğini şekillendirme konusunun gerek bizim tarafımızdan işlenmemesi, gerekse de öğrencilerimizin tartışma kültürlerinin yetersizliği nedeniyle bilgi ve düşünce üretme sürecine bir katkısı olmadan ve kendini entelektüel dünyaya yeterince hazırlamadan diploma alarak gitmektedirler. Çünkü üniversite beklediğimiz ölçüde kişiye farkındalık yaratma ve ufkunu açma işlevinde bulunamamaktadır.
Dil Ve Düşünme Becerisini Geliştirme
Ayrıca çok önemsediğim bir diğer konu da yazma kültürünün eksikliği ve geliştirilmesidir. Üniversiteye hazırlık niteliğinde olması gereken lise eğitimimizde dil bilgisi yanında, tarih, felsefe, sosyoloji, psikoloji gibi derslerde yeterince verilmemektedir. Üniversite öğrencisinin kendisini hayata bir bütün olarak hazırlaması ve tartışmaya daha etkili katılması için bir çok konuda donanımlı olması gerekir.
Tarihi Bilgisinin Geliştirilmesi
Üniversitede maalesef öğretemediğimiz bilim tarihi, bilim felsefesi ve uygarlık tarihi konusunda eğitime başlamadan önce öğrencilerin üniversiteye hazırlanarak gelmeleri yararlı olacaktır.
Üniversiteye gelecek öğrencilerin üniversite yaşamına bilinçli olarak başlamasının önemli olduğunu belirtmek isterim. Çok benimsediğimiz "nasıl başlarsa öyle gider" öz değişine uygun olarak gençlerin üniversiteye bilinçli ve ne istediğini bilerek başlaması önem arz etmektedir.
Özellikle öğrencilerimizin tarih bilincine önem vermesi anlamlı olacaktır. Her konuda geçmişi bilmek ve geçmişten geleceğe akış sağlamak hem bağıntılı ve bütünsel düşünme, hem de düşünsel bir derinlik sağlayacaktır.
Kendi Bakış ve Özgür Düşüncesini Oluşturma
Gençlerin hiç bir gurubun total anlamda bir izmin etkisine girmeden, yetişkin bir birey olarak kendilerini yetiştirmeleri, tüm etkilerin üstüne çıkarak özgür düşünebilmeleri hem özgüvenlerini artıracak, hem yeni ufuklar sağlayacaktır. Üniversite öğrencilerinin değişik ihtiyaçlarını karşılama konusunda kendilerine yanaşan, maddi ve manevi yardım sunan kişilerin peşine takılmak veya katılmak yerine kendi öz bilinçlerine ve değerlerine güvenerek özgür birer öğrenci olarak kendi ayaklarının üzerinde duracak davranışlar sergilemelerini, kendilerini yetiştirmelerinin kendileri için daha yaşamsal öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Öğrencilerin içinde geleceğe yönelik kendi yaşamsal yol haritalarını bilinçli seçmeleri gerekir. Kişilikli olmayı, küçük çıkar ilişkilerine tenezzül etmemeyi, kendi ayakları üzerinde durmayı şimdiden ilke haline getirmeleri, uzun sürede kendi yararlarına olacaktır.
Kişilik Sahibi Olma
Günümüzde maalesef yaşamın zorlaşması sonucu insan ilişkilerinde ciddi zedelenmeler yaşanmaktadır. Rüzgarın estiği yöne göre hareket etmek, küçük çıkar, makam ve mevkiler için inanmadığınız süreçlere girmeniz size şeref vermez ve kişiliğinizi başından zedeler. Sağlıklı ve nitelikli olarak davranmak, durduğunuz yeri bilmek insana saygınlık kazandırır. Güç kimde ise ona göre yön almak, güç sahiplerine hizmet etmek, daha yüksek makam ve mevkilere gelmenizi sağlayabilir. Ancak insanlık tarihi gücün, kendi çıkarı için her türlü yanlışı kabul eden kişilerin hiçbir zaman özgür olmadıkları ve kendilerini o makama getiren kişilerin manevi ve maddi baskısından çıkamadıkları görülmektedir.
Öğrencilerin bugünden geleceğe yön oluştururken, kişilikli olmayı ve ona göre onurlu ve başı dik olmayı öğrenmeleri, Kurtuluş Mücadelesinde görüldüğü gibi Anadolu'nun küllerinden yeni bir dünya yaratmayı göze almaları gerekir.
Planlı ve Kararlı Olma
Bugüne kadar yapmak isteyip de yoğun ders yükü nedeniyle gerçekleştiremediğiniz hobi ve beklentileriniz için üniversite iyi bir fırsat oluşturabilir.
Öğrenci olarak kim olduğunuzu, kim olmak istediğinizi, toplumun sizi gelecekte nasıl bilmesini istiyorsunuz? Bunları yeni hayatınızın başlangıcında derin derin düşünmenizde yarar bulunmaktadır.
Öğrenciliğin ilk gününe başlamadan ne istediğini veya ne istemediğini iyi analiz ederek yol haritasının başlangıcında işinizi ciddiye alarak başlamanız gerekir.
Çoğumuz ailemizden, toplumdan, geleneklerimizden doğrudan aldığımız ve yorumlamamdan kucağımızda bulduğumuz değerleri, şimdi bilinçli ve objektif olarak sorgulayarak yol haritamızı içinde yaşadığınız çağa uygun olarak yeniden hazırlamamız gerekir. Bilinçli olarak çalışarak, okuyarak uğrunda emek harcayarak elde ettiğimiz bilgi ve diğer kazanımlar bizim öz değerlerimizdir.
Hobi ve Duyarlılıklarımızı Geliştirme
Gençlerin üniversitede yapmaları gereken bir diğer özenli görev de belli hobileri kazanmasıdır. Yaşamdan zevk almak yaşamı anlamlı kılmak için hobi sahibi olmak büyük zenginlik kazandıracaktır. Hepsinden önemlisi yatay boyutta gelişmek için çok değişik alanlarda okuyarak üniversite yaşamında kitap okuma alışkanlığını kazanmaları gerekir. Çeşitli sanat alanları bulunup bunlarla ilgilenmeleri gerekir. Öğrencilerin şimdiden kendilerine tam teşekküllü ve geleceklerini anlamlı kılmak ve çağa yeni bakış açısı kazandıracak şekilde kendilerini hazırlaması için kolları sıvamaları gerekir. Kendi kendinizi yeni döneme hazırlarken, başarılı olabileceğiniz alanları iyi tanımlayarak, öğrenci temsilciği, liderlik, müzik, resim ve diğer sosyal alanlarda ne tür yeteneklerinizin olduğunu bu süreci şimdiden düşünmekte fayda bulunmaktadır. Öğrenciliğin ilk aşamasında sahip olduğunuz iç enerjiyi ve becerilerinizi harekete geçirerek yeni bir yol haritası çizmeleri gerekir.
Tabii üniversitelerinde bu dinamik gençliğin dinamiklerini durdurmak değil, daha ileriye taşıyacak ortamlar hazırlaması beklenilmektedir.
Kendi Gelecek Senaryolarını Oluşturma
Sık sık insanların geçmişte savunduğu düşüncelerin ve söylemlerinin yıllar sonra karşısına çıktığı görülmektedir. Hele Devletin önemli bir mevkisine gelecekseniz, hemen geçmişiniz sorgulanır ve söylemlerinizden dolayı yargılanırsınız. İnsan gerçekten de yaşam için olgunlaşıyor, törpüleniyor, sivri söylemlerden arınıyor. Ancak temelden görüş değişikliği çok büyük bir dönüşümü gerektirir. Onun için şimdinden yol haritasını çizerken mutlaka bilinçli, ve sorumlu bir başlangıç yapmak gerekir. Bugünden atılacak yanlış adımların cezasını yine sizler çekeceksiniz. Tabii sorumlu mevkideyseniz etki ettiğiniz alandaki kişilerde sizin yanlışlarınızın kurbanı olacaklardır. Yarını bugünden doğru kurgulamak önemli. Bir kez yol haritanızı doğru kurguladığınızı düşünüyorsanız da sonuna kadar değerlerinizin arkasında durmayı da şimdiden öğrenin.
Öğrencilerin kendi vizyonların ve misyonlarını şimdiden çizmeleri bir çok yönden önemli. Ne olmak, neye sahip olmak, olmak istediği veya ulaşmak istediği geleceğini şimdiden nasıl sağlayacağını ve hangi argümanlar ile sağlayacağını şimdiden düşünmekte yarar var.
Vicdanınızı Dinleyin
Yeni sürece başlarken, kim olduğunuzun iyi analiz edilmesi önemli. Yaptığınızın insanlığa ve doğaya ne faydasının olduğunun iyi düşünülmesi gerekiyor. Gelecekte nasıl anılmak istediğiniz hayati bir sorun niteliği taşımaktadır. Ahretlik bir konu ancak, her insanın bu dünyadan ayrılırken, insanların sizin hakkınızda arkanızdan ne demesini istersiniz? İnsanların hakkınızda nasıl konuşmasını istiyorsanız bugünden ona göre davranmanız gerekir.
Bilim Adamı Olmak İsteyenler Şimdiden Çok Çalışmalıdır
Bilim adamı olmak isteyen gençlerin bugünden yabancı dil bilgisi yanında derslerini daha dikkati izlemeleri ve bilim adamı olmaya kendilerini hazırlamaları gerekir. Bilim yapmak için yalnız ders çalışmak değil, aynı zamanda iyi birer felsefeci ve sosyal bilim bilgisi ile donatılmış olmaları gerekir. Kavramları iyi bilmesi, çalıştığı konunun tarihini bilmesi iyi bir bilim adamı için zorunlu koşullardır.
Ne Yapmalı?
Üniversiteler açılana kadarki yaklaşık bir yıllık süre içinde kendilerini üniversiteye üniversite öğrencisi gibi hazırlamalı, eksiklerini gidermeli. Yukarıda belirttiğim konularda biraz düşünerek kendi kendilerine bir yol haritası çizmeli.
-Mutlaka Türkçe, İngilizce, Meslek Sözlüğü ve bir adet Felsefe Sözlüğü almaları,
-Üniversite temelde bir felsefi tartışma ortamı olduğu için liseden psikoloji, davranış bilimleri, sosyoloji, felsefe, uygarlık tarihi ve genel toplum bilimi gibi konularda bilgi ve bakış geliştirmeleri,
-Dil açısından gelişim sağlayacak bol okuma yapmaları,
-Mutlaka bir yabancı dil bilgisi gerçekleştirmek için plan ve hazırlık yapıp, bunu başarmaları,
-Bilgisayar konusunda eksiklerin giderilmesi ve iletişim ağından yaralanma yollarının geliştirilmesi,
-Bilgiye erişme ve bilgiden yararlanma konusunda kütüphanenin nasıl kullanılacağını üniversiteye gelmeden öğrenmeleri,
-Tabii temel bilimler ve kavramlarına hakim olmaları.
Tüm bunların sırrı, bol okumak, günceler tutmak, denemeler yazmaktan geçiyor. Gençler bu konularda daha ilköğretim başından itibaren çok sistemli olarak desteklenmeli ve cesaretlendirilmeli.
Özet olarak, üniversiteye yeni gelecek öğrencilerin, ülkemiz gençliği içinde seçilerek gelen en iyi öğrencileri olduklarını, toplumun geleceğini kendilerinin omuzlarında olduğu bilinci ile sorumlu davranmaları gerekir. Unutmayalım gelecekteki kendi mutlu yaşamımız ve ülkemizin aydınlık geleceği bizim bugün vereceğimiz karara bağlı.
Dolayısıyla kendi yarınımızı şimdiden bilerek ve bilinç ile kurgulamamız gerekir. Bir toplumun en eğitilmiş kesiminin içinde olmak sorumluluğu bu bakımdan büyük bir sorumluluktur. Sorumluluk sahibi kişiler, ne yaptığını bilen, kişiliği gelişmiş, doygun iç zenginliği olan, küçük çıkarlara yenik düşmeyen kişiliklerdir. Toplum okumuşlardan bilgisi, görgüsü ile saygınlığı olan, çağına karşı sorumlu ve toplumu çağdaş düzeye taşıyacak nitelikler beklemektedir.
Bunu başaracağınızı düşünüyorum.
Tüm bunları söylerken de üniversite camiası olarak ne kadar ağır bir sorumluluk taşıdığımızın bilincindeyim. Sizlerin gelişeceği ortamları da bizler sağlamalıyız. Salt istemekle olmaz, gerekli koşulları da hazırlamalıyız. Dolayısıyla YÖK üst yönetimi ve rektörlüklere, her bir öğretim elemanına fikri, irfanı, vicdanı hür nesiller yetiştirilebilmesi için büyük bir yükümlülük düşmektedir.
Uygun ortamları bulacağınız, bulduklarınızı ilerleteceğiniz ümidiyle öğrencilerimize tekrar başarılar dilerim.
Yeni ders yılı başlangıcında ilk dersim öğrenciler ile tanışmak ve beklentilerini öğrenmek ile başlar. Bu yıl da öyle oldu. Bir öğrencimiz "dersin sınav şeklini ve dersi geçip geçemeyeceğimi merak ediyorum" ifadelerini kullandı. Bir başka öğrenci yeterince pratik yapılmadığını belirti. Bir öğrenci üniversitenin öğrenci sorunları ile yeterince ilgilenmediğini belirti. Bazı öğrenciler başka talepleri dile getirerek, öğretim üyelerinden üst yönetime kadar biraz doğru, biraz eksik, biraz da yanlış bilgi ile eleştirilerini belirtiler.
Türkiye'de Öğrenci Olmak Kolay
Doğal olarak ülkemizde üniversite öğrencilerinin iş bulma şansı daha düşük olduğu için (işsizler içinde öncelik yüksek okul mezunlarında) gençlerimizde istediğim üniversite veya bölüme giremedim diye üzülenler veya istediği alana giremeyince bunalıma girenleri bile oluyor. İstemediği bir bölüme giren öğrencilerin bir kısmı bir an önce bir mezun olayım yeter dedikleri görülüyor. Üniversiteyi bitirmenin de işe girmek için yeterli olmadığının anlaşılması ile birlikte üniversite kontenjanlarının boş kalmasına neden olmaya başladı. Sanırım önümüzdeki yıllarda öğrenci tercihleri ile tercihlerin daha bilinçli ve daha sağlıklı yapılacaktır.
Konunun önemli oluğunu bilerek üniversite ve öğrencilik bilincinin öneminin yeniden hatırlanması gerekir düşüncesi ile üniversitede öğrenci olmanın önemini hatırlattım. 1.6 milyon öğrenci içinden sıyrılmak (%10'luk dilimin içinde yer almak) ve bir üniversitede okuyabilme şansına sahip olmak günümüz ortamında önemli olduğunu ve kendileri gibi şanslı olmayan bir milyondan fazla öğrencinin iyi bir üniversiteye girmek için çalıştığını belirtim. Gelişmiş batı ülkelerinde öğrencilerin daha çok ders çalıştıklarını ve buna rağmen %50-60 oranında öğrencinin okuldan atıldığını hatırlattım. Türkiye'de genelde öğrenciliğin çok kolay olduğunu, gelişmiş üniversitelerde her derste dönem ödevleri olduğunu ödevlerin yapılabilmesi için mutlaka çok farklı kaynaktan yararlanmak için yoğun olarak kütüphaneye gidilmesi gerektiğini, sınavların yazılı ve açıklama gerektirdiği için tek bir ders kaynağı değil, öğretim üyelerinin önerdiği bütün kaynakları iyice çalışmaları gerektiğini belirttiğimde öğrencilerin çok hoşuna gitmediğini
Öğrenciler İlgisiz ve İsteksiz
Geçmişten beri öğrencilerimizde genelde bir memnuniyetsizliğin olduğu nu görüyoruz. Benim uzun zamandır gözlemim üniversitelerimizin bazı fakülte ve bölümlerinde bir taraftan üniversiteyi okuyacak düzeyde yeterli fen, matematik ve dil bilgisi yanında yorum, analiz-sentez yapma becerisi gelişmiş öğrencilerin sayısının az olması yönündedir. Diğer taraftan istenilen düzeyde üniversitelerde eğitim ve kendini gliştirme becerisini kazandıracak ortamı bulmadan mezun olmanın verdiği güvensizlik ile işsiz kalma kaygısının öğrenciyi isteklendiremediği görülüyor.
Doğal olarak şimdilik söylenecek olan yaşamda ne yapmak istediğinizi bilerek kendi bilgi, beceri ve potansiyelimize uygun alan seçmek ve seçiminizi yaptığınız alandaki fakülteyi iyi bir eğitim alarak bitirmektir. İyi bir eğitim için üniversitenin bulunduğu bölge, ilin sosyal ortamı ve oradaki hocaların kalitesi önemli. Ancak hepsinden önemlisi sizin kendinizi hayata hazırlamanızdır. Soru şu; Başarılı olmanın şartı iyi bir üniversiteye mi girmektir? Yoksa ne aradığını bilen ve buna uygun kendisini hayata hazırlayan bireysel çabamızmıdır? Elbette üniversite ortamı, hocaların kalitesi, alt yapı, önemli ancak 18 yaşının üzerindeki bir kişinin kendi kendisini hayata hazırlama isteği, kendi yol haritasını çizebilmesi ve öğrenmeyi öğrenme duygusuna sahip olması daha önemlidir diye düşünüyorum. Bu bağlamda halen ben kişisel gayretlerin de önemli olduğunu düşünüyorum.
İyi Üniversitenin Öğrenci Gözü İle Niteliği Nasıl Belirlenir?
Doğal olarak üniversite iklimi ve/ya atmosfer önemli, iyi üniversite, uluslararası düzeydeki öğretim üyesi kadrosu ve üniversitenin alt yapı imkânları iyi bir eğitim almaya yardımcı olurlar. Ülke olarak öğrencilerimize çalışma disiplini ve kendi kendisini organize etme becerisi kazandırmadığımız için üniversite orta öğretimin yapamadığı bir eksiği öğrenciye kazandırırsa o üniversite benim için başarılı sayılır.
İyi Üniversite Nasıl Belirlenir? Ölçüsü Nedir? Diye sorulabilir.
Üniversite ortamı öğrenciye sosyal ve eğitimsel olarak destek oluyor mu?
Üniversite eğitimi öğrenciye kendi farkına varılabilirliğini sağlıyor veya kişinin kendisini keşfetmesine olanak sağlıyor mu?
Üniversite eğitimi öğrencinin kendi yol haritasını oluşturmaya yardımcı olabiliyor mu?
Üniversite eğitimi öğrenciye geleceğe ilişkin hedeflerini koymasında yardımcı olabiliyor mu?
Üniversite eğitimi öğrencinin farklı kaynakları araştırarak okuma alışkanlığını sistematik olarak kazandırıyorsa ve öğrendiklerini kritik edecek düzeyde geliştiriyor mu?
Üniversite eğitimi öğrenciye öğrenme ve doğru bir çalışma alışkanlığı kazandırıyor mu?
İyi üniversite kavramı öğrenci memnuniyeti, araştırma kapasitesi, sahip olduğu uluslararası nitelikteki bilim insanı sayısı, patent ve buluş sayılabilir. Ancak eğer bir üniversite meslek öğretimin dışında öğrencisini girişimci, sorun çözme becerisi kazandırıyor mu? Öğrenciler düşünme, felsefi tartışma becerisi kazanıyorsa ve mezuniyet sonrası yaratıcılık becerisi gösteriyorsa, kendisi iş yarata biliyorsa bütün dünyada tercih edilen üniversite kategorisi içinde görülür.
İyi Üniversite geleceğe ilişkin hedefleri ve ilkeleri olan üniversitedir.
Bir üniversite nasıl bir mezun istediğini biliyorsa ve de mezunlarının,
Neleri bilmesi gerektiğini
Geleceğe ilişkin bilgisi ile nasıl davranması gerektiğini,
Bu hedefe ulaşması için neleri yapabilmesini öğretebiliyor veya öğrencisine kazandırtabiliyorsa iyi üniversitedir.
Bir üniversite öğrencisini bütünsel düşünmeye sevk ediyor ve kendi kendisini yönetme anlayışı kazandırıyorsa iyi bir üniversitedir. Bu özellikleri sağlayan ortamda mutlaka üniversitelilik bilinci yüksek nitelikli bilim insanı ve yöneticiler var demektir. Tabii doğal olarak geleceği yakalamak ve ona uygun insan yetiştirmek sağlam bir bilim ve eğitim politikası ile oluşur. Bilim politikası ancak bilim felsefesi ve kültürü ile sağlanabilir. Öğrenme eğilimi ve kapasitesi geniş öğrenci kesiminin geldiği üniversitelerin bu bilinçle gençlerin kendini gerçekleştirme ortamı sağlaması zorunlu ve görevidir. Üniversiteyi yeni kazanan gençlere üniversitelilik bilincinin verilmesi için ders programlarında, uygarlık tarihi, bilim felsefi, bilim tarihi, ekonomi, girişimcilik gibi derslerin yanında tartışma ortamı da sağlanmalıdır. Üniversitelilik ortamı da ancak üniversitelilik bilinci gelişmiş yöneticiler tarafından sağlanabilir.
Üniversitelilik bilinci öğrenciye ortamla kazandırılır. Üniversite öğrencisine lise öğrencisi gibi değil artık bir üniversite öğrencisi gibi bakmak gerekiyor. Bu bağlamda hepimize büyük görev düşüyor.
Tabii öğrenci bu bilinç ve sorumlukta mı? Denilebilir ki üniversite öğretim üyelerinin tamamı çalışma disiplini yanında öğrenme ve öğretme becerisi kazanmış mıdır? Doğaldır ki öğrencilerin bu konuda şikâyetleri de sıkça duyuluyor.
Üniversitelilik Bilinci Önemli
Bu bağlamda önemli olan üniversitelilik bilincini kazanmak, kendini keşfetmek, doğru çalışma, okuma ve de kritik etme alışkanlığını kazanmaktır.
Doğal olarak bu kolay olmamaktadır, ciddi bir disiplinli çalışma ve kendi kendisini eğitmeyi gerektiriyor. Bunun için değişik kaynakları çok okumak, farklı bilgi düzeyine sahip kişiler ile konuşmak, tartışmak, değişik sosyal ortamlarda bulunarak üniversitelilik ortamını yakalamak ve yaratmaktır. Bu durum biraz da bizim elimizdedir.
Üniversite bu ortamı sağladıkça öğrenme ve kendini gerçekleştirmek kolay olur. Yine de geleceğimiz bizim elimizdedir. Bizim ortama katacağımız atmosfer, kuracağımız ilişkiler, yaratacağımız pozitif isteklendirmeler bulunduğumuz ortamı güçlendirecektir. Bizler korkmadan, çekinmeden medeni ilişkiler içinde tartışma ortamları yaratarak çevremizde düşüncesi olan insanları diyaloga davet edebiliriz. Tabii kırmadan dökmeden, kendi düşüncemizi mutlak doğru saymadan, başkasının düşüncelerine de değer vererek. Acaba yanılıyor olabilirim diyebilmeyi de kabullenmemiz gerekir. Acaba okuduklarım ve duyduklarımın ne kadarı doğru? Başka alternatifi var mı? Üniversitelilik ancak böyle sağlanabilir
Burada üniversite yöneticilerinin önemi ortaya çıkmaktadır. Üniversite yöneticilerinin anabilim dalı başkanından rektöre kadar her düzeyde üniversitelilik ortamı yaratmaları gerekiyor. Şekilsel değil içerik yönünden birimlerin güçlendirilmesi ve öğrencilerin kendilerini gerçekleştirmeleri için ortam hazırlamaları önemlidir. Her türlü tartışmanın rahatlıkla yapılabildiği, farklılıkların hoş görüldüğü ilkimi/ortamı yaratmak gerekir.
Üniversite ortamı bilginin öğrenildiği değil kritik edildiği ve zenginleştiği yerlerdir. Bu bağlamda eğer savunduğunuz düşüncelerinizi kendiniz özümsediyseniz ve haklılığına inanıyorsanız sonuna kadar da düşüncenizin arkasında durmanız beklenir. Eğer kulaktan dolma, "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi" iseniz ve sırtını başkasına dayadıysanız ve onun desteği olmadan yol alamıyorsanız o zaman kendimizi sorgulamamız gerekir, ben nasıl gerçek bir üniversiteli olabilirim?
Bilinçli Çalışma ve Öğrenme Çabası Başarı İçin Önemli
İnsanlığın biricik tecrübesi şu ki; kendini geliştirmiş, farkına varılabilirliği gelişmiş insan çevresine çeki düzen veren insandır. Etrafımıza baktığımızda bir yerde işler düzgün gidiyorsa bir yerde sistem varsa insanlar bir biri ile barışık yaşıyorsa, orada kendi içinde barışık iş yapabilen bir başarılı bir insan ve yönetici vardır. Boşuna dememişler "aslan yattığı yerden belli olur". Kişi ne yapacağını biliyorsa ve hedefini doğru belirlemişse onu gerçekleştirmek için de yol yöntemini bulur. Çevremizde genellikle herhangi bir durumda kendi kendisine çözüm üretebilen kişiler mutlak bir yol bulmakta ve alternatif yaratabilmektedirler. Alternatif yaratamayan, kendi kendini yönetemeyenler hangi yaşta olursa olsunlar başkasının şemsiyesi altında yaşamak zorundadırlar.
Bu kişilerin ortak özelliği kendinin bilincinde olmaları, farkına varılabilirlikleri yüksek, çevresini iyi analiz eden ve keşfedebilen kişilerdir. Kendi yolunu kendi bulabilen, kendi kendisine hedefler koyabilen, coşkulu ve hayatı canlı canlı yaşama duygusuna sahip kişilerdir. Bu kişilerin bir diğer özelliği de öğrenmeyi basitleştirebilmiş olmalarıdır. Başarılı kişilerin diğer bir özelliği de belirli bir felsefi bakış açısına sahip olduklarıdır. Felsefi düşünme, sorgulama becerisine sahip olmayan kişilerin ve toplumların genellikle gelişmedikleri görülüyor.
Özet, istediğimiz bölüme veya üniversiteye giremedik diye üzülmeyelim. Önemli olan belirli puan olarak okumaya hak kazandığımız birimi başarı ile tamamlamaktır. Dersi geçmek, okulu bitirmekle bir şeyin değiştirmediğini bilelim. Yalnız diploma almak değil, diplomanın da ötesinde hayatı okuyabilmek, farkına varılabilirliği yakalamak ve kendimizi öz güvenle ifade edebilmeyi kendi bilincimizi yaratmayı öğrenmektir. Yaşamın inceliklerini anlayan aydınlanmış bir kafa, sorgulayan, soru sorabilen, herhangi bir durumda çözüm üretebilen insan bu ülkenin aydınlık geleceği olacaktır. Hatta mezun olup işe girebiliriz, birilerinin desteği ile veya menfaat birlikteliliklerinin etkisi ile makam mevki sahibi de olabiliriz. Ancak bilgi küpünüz dolu değilse, sürekli bir eksiklik his edersiniz.
Yeniden başa dönecek olursak öğrencilerimizin geleceğin kendi ellerinde olduğunu bilmeleridir. Kendi çabalarının %80 oranında etkili olduğunu bilmeleri önemlidir. Kendi yol haritasını oluşturan kendine göre değerler oluşturan kaliteli ve anlamlı yaşamı benimseyen, kendi kendisini yönetebilen insan en başarılı olan kişidir.
Bu bağlamda hayata yeni başlayan gençler olarak içinde bulunduğumuz ortamda merkez olalım ve ortamı biz değiştirelim. Taleplerimizi demokratik yollarla dile getirelim. Biz yeni ortamlar yaratalım. Bizler gençliğimizin bize verdiği enerji ile daha çok okuyalım, sınıflarımızda derslerin tartışılmasını sağlayacak ortamı biz yaratalım. Her yönü ile kendimizi hayata hazırlamaya çalışalım. Bu anlayışı benimsemiş bütün öğrencilerimizin derslerinin de daha başarılı olduğu tecrübe ile sabittir. Yeni öğretim yılının üniversitelerimizde üniversitelilik bilinci ile yürümesini ve herkese hayırlı olmasını dilerim.
Not: daha önce yazdığım üniversiteye yeni başlayan öğrencilere yönelik yazıyı lütfen öğrencilerimize okutalım:
Üniversiteyi Kazanan Yeni Öğrenciler Kendilerini Yeni Döneme Hazırlamalıdır
Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ, Çukurova Üniversitesi
ÖSS sonucuna göre üniversiteye yerleştirilen yeni üniversite öğrencilerini kutluyor ve üniversite hayatına hoş geldiniz diyorum.
Üniversitelerimizde ne üniversite tarihi ve kültürünün tanıtımı, ne de üniversiteye uyum programının uygulanmadığı bilinmektedir. Yine öğrencilerimizin çoğunluğunun da üniversite okuyacak düzeyde lise eğitiminde yeteli olgunluğa erişmediği bilinmektedir. Uyum programları veya üniversite ortamına hazırlık süreçleri uygulanamadığı için üniversite atmosferi ve üniversitelik bilinci öğrenci öğrencinin kafasında yeterince gelişmiyor. Bütün bunların sonucunda doğal olarak üniversite lisenin bir devamı gibi algılanıyor ve sonuna kadar da böyle devam ediyor. Üniversite hayatını yakından izleyen ve üniversitelilik bilincinin yeterince gelişmediği ülkemizde öğrencilerimizin başlangıçta kendilerini yeni döneme nasıl hazırlamaları gerektiği konusunda, kendilerine ileride büyük yarar sağlayacağını düşündüğüm bazı tespitlerim ve önerilerim olacaktır.
Öğrenci Üniversitenin Ne Olduğunu Bilmiyor
Bugüne kadarki hocalık tecrübeme göre öğrencilerimizin geneli "üniversiteyi tanımıyor". Öğrencilerin çoğunluğu üniversite nedir, üniversite öğrencisinin rolü nedir? Üniversite öğrencilerinden toplum ne bekliyor? Üniversite gençliği üniversitelilik bilinci ile dünyadaki ve ülkedeki gelişmeler karşısında nasıl davranmalı? bu ve benzeri daha bir çok soruyu öğrencilerin kendi kendilerine sormaları ve üniversite tarihini öğrenerek kendilerini geliştirmeleri yararlı olacaktır.
Üniversite Ortamı Yalnız Meslek Öğrenilen Yer Değildir
Öğrencilerimiz üniversiteyi bir meslek edinme aracı olarak görüyor. Ders işleme anlayışı da lisenin bir devamı olarak algılanıyor. Bu anlayış öğrencide yaşama faklı bir bakış açısı ile bakma konusunda yeni bir heyecan, aşk ve isteklendirme yaratmamaktadır. Üniversiteden neredeyse tek beklentisi bir an önce bir diploma alıp hayata atılmak olmaktadır.
Üniversiteyi bir bilim ve felsefi tartışma ortamı olarak görüp, kendini geliştirme, sosyalleşme, geleceğini şekillendirme konusunun gerek bizim tarafımızdan işlenmemesi, gerekse de öğrencilerimizin tartışma kültürlerinin yetersizliği nedeniyle bilgi ve düşünce üretme sürecine bir katkısı olmadan ve kendini entelektüel dünyaya yeterince hazırlamadan diploma alarak gitmektedirler. Çünkü üniversite beklediğimiz ölçüde kişiye farkındalık yaratma ve ufkunu açma işlevinde bulunamamaktadır.
Dil Ve Düşünme Becerisini Geliştirme
Ayrıca çok önemsediğim bir diğer konu da yazma kültürünün eksikliği ve geliştirilmesidir. Üniversiteye hazırlık niteliğinde olması gereken lise eğitimimizde dil bilgisi yanında, tarih, felsefe, sosyoloji, psikoloji gibi derslerde yeterince verilmemektedir. Üniversite öğrencisinin kendisini hayata bir bütün olarak hazırlaması ve tartışmaya daha etkili katılması için bir çok konuda donanımlı olması gerekir.
Tarihi Bilgisinin Geliştirilmesi
Üniversitede maalesef öğretemediğimiz bilim tarihi, bilim felsefesi ve uygarlık tarihi konusunda eğitime başlamadan önce öğrencilerin üniversiteye hazırlanarak gelmeleri yararlı olacaktır.
Üniversiteye gelecek öğrencilerin üniversite yaşamına bilinçli olarak başlamasının önemli olduğunu belirtmek isterim. Çok benimsediğimiz "nasıl başlarsa öyle gider" öz değişine uygun olarak gençlerin üniversiteye bilinçli ve ne istediğini bilerek başlaması önem arz etmektedir.
Özellikle öğrencilerimizin tarih bilincine önem vermesi anlamlı olacaktır. Her konuda geçmişi bilmek ve geçmişten geleceğe akış sağlamak hem bağıntılı ve bütünsel düşünme, hem de düşünsel bir derinlik sağlayacaktır.
Kendi Bakış ve Özgür Düşüncesini Oluşturma
Gençlerin hiç bir gurubun total anlamda bir izmin etkisine girmeden, yetişkin bir birey olarak kendilerini yetiştirmeleri, tüm etkilerin üstüne çıkarak özgür düşünebilmeleri hem özgüvenlerini artıracak, hem yeni ufuklar sağlayacaktır. Üniversite öğrencilerinin değişik ihtiyaçlarını karşılama konusunda kendilerine yanaşan, maddi ve manevi yardım sunan kişilerin peşine takılmak veya katılmak yerine kendi öz bilinçlerine ve değerlerine güvenerek özgür birer öğrenci olarak kendi ayaklarının üzerinde duracak davranışlar sergilemelerini, kendilerini yetiştirmelerinin kendileri için daha yaşamsal öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Öğrencilerin içinde geleceğe yönelik kendi yaşamsal yol haritalarını bilinçli seçmeleri gerekir. Kişilikli olmayı, küçük çıkar ilişkilerine tenezzül etmemeyi, kendi ayakları üzerinde durmayı şimdiden ilke haline getirmeleri, uzun sürede kendi yararlarına olacaktır.
Kişilik Sahibi Olma
Günümüzde maalesef yaşamın zorlaşması sonucu insan ilişkilerinde ciddi zedelenmeler yaşanmaktadır. Rüzgarın estiği yöne göre hareket etmek, küçük çıkar, makam ve mevkiler için inanmadığınız süreçlere girmeniz size şeref vermez ve kişiliğinizi başından zedeler. Sağlıklı ve nitelikli olarak davranmak, durduğunuz yeri bilmek insana saygınlık kazandırır. Güç kimde ise ona göre yön almak, güç sahiplerine hizmet etmek, daha yüksek makam ve mevkilere gelmenizi sağlayabilir. Ancak insanlık tarihi gücün, kendi çıkarı için her türlü yanlışı kabul eden kişilerin hiçbir zaman özgür olmadıkları ve kendilerini o makama getiren kişilerin manevi ve maddi baskısından çıkamadıkları görülmektedir.
Öğrencilerin bugünden geleceğe yön oluştururken, kişilikli olmayı ve ona göre onurlu ve başı dik olmayı öğrenmeleri, Kurtuluş Mücadelesinde görüldüğü gibi Anadolu'nun küllerinden yeni bir dünya yaratmayı göze almaları gerekir.
Planlı ve Kararlı Olma
Bugüne kadar yapmak isteyip de yoğun ders yükü nedeniyle gerçekleştiremediğiniz hobi ve beklentileriniz için üniversite iyi bir fırsat oluşturabilir.
Öğrenci olarak kim olduğunuzu, kim olmak istediğinizi, toplumun sizi gelecekte nasıl bilmesini istiyorsunuz? Bunları yeni hayatınızın başlangıcında derin derin düşünmenizde yarar bulunmaktadır.
Öğrenciliğin ilk gününe başlamadan ne istediğini veya ne istemediğini iyi analiz ederek yol haritasının başlangıcında işinizi ciddiye alarak başlamanız gerekir.
Çoğumuz ailemizden, toplumdan, geleneklerimizden doğrudan aldığımız ve yorumlamamdan kucağımızda bulduğumuz değerleri, şimdi bilinçli ve objektif olarak sorgulayarak yol haritamızı içinde yaşadığınız çağa uygun olarak yeniden hazırlamamız gerekir. Bilinçli olarak çalışarak, okuyarak uğrunda emek harcayarak elde ettiğimiz bilgi ve diğer kazanımlar bizim öz değerlerimizdir.
Hobi ve Duyarlılıklarımızı Geliştirme
Gençlerin üniversitede yapmaları gereken bir diğer özenli görev de belli hobileri kazanmasıdır. Yaşamdan zevk almak yaşamı anlamlı kılmak için hobi sahibi olmak büyük zenginlik kazandıracaktır. Hepsinden önemlisi yatay boyutta gelişmek için çok değişik alanlarda okuyarak üniversite yaşamında kitap okuma alışkanlığını kazanmaları gerekir. Çeşitli sanat alanları bulunup bunlarla ilgilenmeleri gerekir. Öğrencilerin şimdiden kendilerine tam teşekküllü ve geleceklerini anlamlı kılmak ve çağa yeni bakış açısı kazandıracak şekilde kendilerini hazırlaması için kolları sıvamaları gerekir. Kendi kendinizi yeni döneme hazırlarken, başarılı olabileceğiniz alanları iyi tanımlayarak, öğrenci temsilciği, liderlik, müzik, resim ve diğer sosyal alanlarda ne tür yeteneklerinizin olduğunu bu süreci şimdiden düşünmekte fayda bulunmaktadır. Öğrenciliğin ilk aşamasında sahip olduğunuz iç enerjiyi ve becerilerinizi harekete geçirerek yeni bir yol haritası çizmeleri gerekir.
Tabii üniversitelerinde bu dinamik gençliğin dinamiklerini durdurmak değil, daha ileriye taşıyacak ortamlar hazırlaması beklenilmektedir.
Kendi Gelecek Senaryolarını Oluşturma
Sık sık insanların geçmişte savunduğu düşüncelerin ve söylemlerinin yıllar sonra karşısına çıktığı görülmektedir. Hele Devletin önemli bir mevkisine gelecekseniz, hemen geçmişiniz sorgulanır ve söylemlerinizden dolayı yargılanırsınız. İnsan gerçekten de yaşam için olgunlaşıyor, törpüleniyor, sivri söylemlerden arınıyor. Ancak temelden görüş değişikliği çok büyük bir dönüşümü gerektirir. Onun için şimdinden yol haritasını çizerken mutlaka bilinçli, ve sorumlu bir başlangıç yapmak gerekir. Bugünden atılacak yanlış adımların cezasını yine sizler çekeceksiniz. Tabii sorumlu mevkideyseniz etki ettiğiniz alandaki kişilerde sizin yanlışlarınızın kurbanı olacaklardır. Yarını bugünden doğru kurgulamak önemli. Bir kez yol haritanızı doğru kurguladığınızı düşünüyorsanız da sonuna kadar değerlerinizin arkasında durmayı da şimdiden öğrenin.
Öğrencilerin kendi vizyonların ve misyonlarını şimdiden çizmeleri bir çok yönden önemli. Ne olmak, neye sahip olmak, olmak istediği veya ulaşmak istediği geleceğini şimdiden nasıl sağlayacağını ve hangi argümanlar ile sağlayacağını şimdiden düşünmekte yarar var.
Vicdanınızı Dinleyin
Yeni sürece başlarken, kim olduğunuzun iyi analiz edilmesi önemli. Yaptığınızın insanlığa ve doğaya ne faydasının olduğunun iyi düşünülmesi gerekiyor. Gelecekte nasıl anılmak istediğiniz hayati bir sorun niteliği taşımaktadır. Ahretlik bir konu ancak, her insanın bu dünyadan ayrılırken, insanların sizin hakkınızda arkanızdan ne demesini istersiniz? İnsanların hakkınızda nasıl konuşmasını istiyorsanız bugünden ona göre davranmanız gerekir.
Bilim Adamı Olmak İsteyenler Şimdiden Çok Çalışmalıdır
Bilim adamı olmak isteyen gençlerin bugünden yabancı dil bilgisi yanında derslerini daha dikkati izlemeleri ve bilim adamı olmaya kendilerini hazırlamaları gerekir. Bilim yapmak için yalnız ders çalışmak değil, aynı zamanda iyi birer felsefeci ve sosyal bilim bilgisi ile donatılmış olmaları gerekir. Kavramları iyi bilmesi, çalıştığı konunun tarihini bilmesi iyi bir bilim adamı için zorunlu koşullardır.
Ne Yapmalı?
Üniversiteler açılana kadarki yaklaşık bir yıllık süre içinde kendilerini üniversiteye üniversite öğrencisi gibi hazırlamalı, eksiklerini gidermeli. Yukarıda belirttiğim konularda biraz düşünerek kendi kendilerine bir yol haritası çizmeli.
-Mutlaka Türkçe, İngilizce, Meslek Sözlüğü ve bir adet Felsefe Sözlüğü almaları,
-Üniversite temelde bir felsefi tartışma ortamı olduğu için liseden psikoloji, davranış bilimleri, sosyoloji, felsefe, uygarlık tarihi ve genel toplum bilimi gibi konularda bilgi ve bakış geliştirmeleri,
-Dil açısından gelişim sağlayacak bol okuma yapmaları,
-Mutlaka bir yabancı dil bilgisi gerçekleştirmek için plan ve hazırlık yapıp, bunu başarmaları,
-Bilgisayar konusunda eksiklerin giderilmesi ve iletişim ağından yaralanma yollarının geliştirilmesi,
-Bilgiye erişme ve bilgiden yararlanma konusunda kütüphanenin nasıl kullanılacağını üniversiteye gelmeden öğrenmeleri,
-Tabii temel bilimler ve kavramlarına hakim olmaları.
Tüm bunların sırrı, bol okumak, günceler tutmak, denemeler yazmaktan geçiyor. Gençler bu konularda daha ilköğretim başından itibaren çok sistemli olarak desteklenmeli ve cesaretlendirilmeli.
Özet olarak, üniversiteye yeni gelecek öğrencilerin, ülkemiz gençliği içinde seçilerek gelen en iyi öğrencileri olduklarını, toplumun geleceğini kendilerinin omuzlarında olduğu bilinci ile sorumlu davranmaları gerekir. Unutmayalım gelecekteki kendi mutlu yaşamımız ve ülkemizin aydınlık geleceği bizim bugün vereceğimiz karara bağlı.
Dolayısıyla kendi yarınımızı şimdiden bilerek ve bilinç ile kurgulamamız gerekir. Bir toplumun en eğitilmiş kesiminin içinde olmak sorumluluğu bu bakımdan büyük bir sorumluluktur. Sorumluluk sahibi kişiler, ne yaptığını bilen, kişiliği gelişmiş, doygun iç zenginliği olan, küçük çıkarlara yenik düşmeyen kişiliklerdir. Toplum okumuşlardan bilgisi, görgüsü ile saygınlığı olan, çağına karşı sorumlu ve toplumu çağdaş düzeye taşıyacak nitelikler beklemektedir.
Bunu başaracağınızı düşünüyorum.
Tüm bunları söylerken de üniversite camiası olarak ne kadar ağır bir sorumluluk taşıdığımızın bilincindeyim. Sizlerin gelişeceği ortamları da bizler sağlamalıyız. Salt istemekle olmaz, gerekli koşulları da hazırlamalıyız. Dolayısıyla YÖK üst yönetimi ve rektörlüklere, her bir öğretim elemanına fikri, irfanı, vicdanı hür nesiller yetiştirilebilmesi için büyük bir yükümlülük düşmektedir.
Uygun ortamları bulacağınız, bulduklarınızı ilerleteceğiniz ümidiyle öğrencilerimize tekrar başarılar dilerim.