• Merhaba Ziyaretçi.
    "Minimalist Fotoğraflar" konulu yarışmamız başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de yarışmada görmek istiyoruz...

Joseph HAYDN (1732-1809)

KıRMıZı

TeK BaşıNa CUMHURİYET
V.I.P
JOSEPH HAYDN (1732-1809)


Haydn, kendi yeteneklerini, ölümünden önce değerlendirebilme fırsatı bulmuş şanslı bestecilerdendir. Yaratıcı yıllarının çoğu, Esterhazy ailesinin himayesinde geçmişti; buradaki esas görevi, soylu aileye müzik sağlamaktı. Haydn, genel olarak, kendi kendini eğitmiş, çok başarılı olmuş ve müziğini tüm Avrupa’da dinletebilmiştir.

Aslında, kendisi bir piyanist olmayan Haydn’ın, elliden fazla piyano sonatı ve pek çok küçük piyano parçası yazmış olması ilgi çekicidir. Bir süre sonra klavyeye olan ilgisini kaybetmesi ve yaylılar dörtlüsü ile senfonilere ilgi göstermesi normal karşılanmalıdır. Yaşamının son yirmi yılında, sadece, üç piyano sonatı yazmıştı.

200px-Haydnportrait.jpg
Haydn’ın önünde iki farklı sonat formu modeli vardı. Bunlardan birisi kuzey kökenli, C.P.E. ve W.F. Bach’ın geliştirdikleri modeldi ve üç bölümlüydü (hızlı-yavaş-hızlı), ki buna daha önce değindik. İkinci sonat formu modelinde ise, Viyana örneği vardı. Bu tip sonatlarda da, genelde, üç bölüm olmasına karşın, menuet, diğer sonat bölümleri kadar önemliydi ve genel olarak, aynı tonalite korunmaktaydı. Bu tarzın önemli örneklerini Christoph Wagenseil, Divertimenti’lerinde vermişti. Haydn’ın erken sonatlarının bazıları da, Wagenseil’in modellerini takip ettikleri için, divertimento olarak değerlendirilmektedir.


Haydn’ın önünde iki farklı sonat formu modeli vardı. Bunlardan birisi kuzey kökenli, C.P.E. ve W.F. Bach’ın geliştirdikleri modeldi ve üç bölümlüydü (hızlı-yavaş-hızlı), ki buna daha önce değindik. İkinci sonat formu modelinde ise, Viyana örneği vardı. Bu tip sonatlarda da, genelde, üç bölüm olmasına karşın, menuet, diğer sonat bölümleri kadar önemliydi ve genel olarak, aynı tonalite korunmaktaydı. Bu tarzın önemli örneklerini Christoph Wagenseil, Divertimenti’lerinde vermişti. Haydn’ın erken sonatlarının bazıları da, Wagenseil’in modellerini takip ettikleri için, divertimento olarak değerlendirilmektedir.

Haydn, geçmişte ve günümüzde, bazı yanlış anlamalara kurban edilmiştir. Bunlardan ilki, onun, Mozart, ya da Beethoven gibi bir konser piyanisti olmamasından dolayı, bu çalgı için yeterince iyi yazamayaca-ğının düşünülmesidir. Pianofortenin henüz moda olmadığı bir dönemde, klavsen çalma ekolüyle yetişmiş olduğu fikrinde doğruluk payı vardır. Erken dönem sonatlarının klavsen için yazıldığı ve günümüzde bile bunların klavsende daha iyi duyulduğu gerçektir. Ancak, sonraki yıllarında Haydn, piyano ile, gerçekten, çok yakınlaşmış ve bu ortamda kendisini daha rahat hissetmiştir. Ayrıca, Haydn gibi bir dehanın, konser piyanisti olmadan da piyano için yetkin eserler yazabileceğini göz önünde bulundurmak gerekir; burada Beethoven’ın ya da Brahms’ın mükemmel keman konçertoları yazabildikleri gerçeği unutulmamalıdır.

Bir başka düşünce, Haydn’ın Mozart’tan yirmi dört yaş büyük olması nedeniyle, piyano sonatlarını (sadece klavsen için yazılanları değil, tamamını), daha erken dönem tarzıyla yazdığı ve bu nedenle bunların, geç Barok döneme daha yakın olduklarıdır. Ancak, burada, Mozart’ın, en ünlü sonatlarını yazdığı dönemde Haydn’ın da en ünlü sonatlarını yazdığı ve Mozart’ın ölümünden sonra da uzunca bir süre bunları yazmaya devam ettiği gözardı edilmektedir. Mozart’ın sonatları Klasik Dönem’e ne kadar uyuyorlarsa, Haydn’ınkiler de o kadar uymaktadırlar.

Piyano üretimleri göz önüne alındığında şu söylenebilir: bu iki besteci senfonik, vokal ya da oda müziğinde birbirlerini etkilemişler, fakat, piyanoda bu kuralı biraz bozmuşlardır. Ancak, ortak olan noktaları, sonat formunu bir bütün organizma olarak düşünmeleridir ki, burada, Haydn’ın hocası olarak bilinen C.P.E. Bach’tan ayrılmaktadırlar. Aralarındaki yaş farkı büyük olmamasına karşın, (Haydn doğduğunda C.P.E. Bach, on sekiz yaşındadır), anlayış olarak aralarında kuşak farkı vardır. Bach’ın müziği, motif, tonalite ve temponun birbirine bağladığı, daha çok, doğaçlama yazılan bölümlerden oluşmakta, Haydn’da ise bu, tamamen, bütünlük sağlamaya yönelik bir organizasyonu amaçlamaktadır. Mozart ve Haydn, yapısal anlamda çok bilinçlidirler.
 
Düzenleyen yönetici:
Geri
Top