Sülük Karaciğerimizle yüzde yüz aynı hücre yapısına sahiptir.
35'e yakın beyni, 270 civarında dişleri ve ağızlarında üçgen bıçakları mevcuttur.
Vücudunda hiç kemik ve kıkırdak yoktur.
Gözleri görmeyen bu canlılar kısa bir süre içerisinde tuttuğu vucüdun tomografisini, emarını, ultrasonunu, labaratuvar tahlilini yapacak potansiyele sahiptir.
Bu sayede kişinin maddi ve manevi hastalıklarına uygun herbiri tedavi edici özelliğe sahip olan yaklaşık 118 adet enzimlerini, (ilaçlarını) yavaş yavaş vücuda verir.
Sülükten ne kadar korkulursa korkulsun yada tiksinti duyulsun, tuttuğu andan 5-10 dakika sonra vücutta salgılanan enzimlerle kaslarda sakinleşme olur ve rahatlama oluşur.
Sülük derimize dokunur dokunmaz kalpten müsaâde ister. Bu işlem 3 ila 13 saniye gibi kısa bir süre içerisinde olur ve eğer kalp müsaâde verirse sülük kesme işlemine salgı vererek başlar.
Her kesim ve salgıda artık beynimize muhatap olur.
Savunma sistemi ile ortak çalışır.
Kılcal damarlara ulaşır ve oradaki tüm katı toksinleri salgıladığı kimyasal asitlerle sulandırarak emer.
Emme işlemi bittiğinde kestiği deriyi onarmak için;
Antioksidan - Antibiyotik - Antihistaminik - Antialerjik - Antitoksit yani tüm onarıcı salgıları o kestiği yere bırakır.
Doyduktan sonra bıraktığı bu onarıcı enzimler sayesinde, hücreler, kalp ve beynimiz ondan hoşnut kalır.
Bu sebep ile Sülükle doğru tanışan ve doğru uygulayan asla onu bırakamaz