Kanda iİtihap Görülmesi Nedir

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
Kanda iltihap görülmesi demek kan içinde belli bir sayıdan fazla bakteriye rastlanması ve akyuvar sayısında artış demektir.

Eydfb.webp

Birçok mikroorganizmalar (bakteri, virüs, mantar, protozoer), mekanik ve fizik etkenler (sıcak, soğuk, çeşitli ışınlar vb.), çeşitli antijenler ve kanser hücreleri organizmada iltihap meydana getiren çeşitti nedenler olarak sayılabilir.

Bu etkenlerle akut ya da kronik olarak meydana gelen iltihap reaksiyonu birkaç şekilde sonuçlanabilir.

Bazen iltihap tamamen normale döner (rezolüsyon).

Organizma iltihap reaksiyonunu en hafif şekilde atlatmıştır.

İltihap scnucu bazen o organda bağ dokusu (fibrcsis) meydana gelebilir, iltihapta akyuvarların artışı yani cerahatlenme ve apse teşekkülü en sık görülen sonuçlanma şeklidir.

En kötü durum,enfekte maddelerin ve mikropların kan dolaşımına karışıp bakteriyemi ya da septisemiye yol açmasıdır.

Organizmanın iltihap reaksiyonu şeklinde gösterdiği savunma olayına yardımcı olmak üzere lokal veya genel tedavi yöntemleri uygulanır, iltihabın geriye döndûrülemediği durumlarda apsenin oluşması kaçınılmazdır.

Bu durumda yapılacak yardım, apsenin cerrahi olarak açılıp drene edilmesi seklinde olmalıdır.

Dokularda zedelenmelerden sonra meydana gelen bir dizi olaylar etkenlerin ortadan kaldırılmasını ve meydana gelen zararın ortadan kaldırılmasını sağlamaya çalışır. Bütün hepsine birden (yangı) iltihabi reaksiyon adı verilen bu olaylar çok önemlidir. Kan akımı artar. Ortaya akkan hücrelerinin akışı sağlanır.

Bazen kemik iliğinden akyuvarların bir kısmı yapılmaz. Bu hastalığa agranülositoz denilir ve vücut bakteri ve diğer etkenlere karşı tamamen savunmasız kalır. Bir takım ilaçların yersiz kullanılması, olumsuz bazı çevresel etkenler agranülositoz nedeni olabilir. Bazen akyuvarların sayıları olağanüstü düzeyde artar. Akyuvar sayısının artışını kontrol eden mekanizmalar çalışmaktadır. Bunun sonucunda lösemi veya kan kanseri olarak bilinen hastalık meydana gelir. Kan kanseri terimi yanlış kullanılan bir terimdir. Günümüzde bu gibi hastalıkların tedavisine yönelik çabalar sürdürülmekte, başarılı uygulamalar geliştirilmektedir.

Vücudun dışarıdan gelen bakteri, yabancı etken ve bunların zararlı salgılarına direnme gücüne bağışıklık denir (immünite) Bağışıklık doğuştan ve sonradan kazanılan bağışıklık olmak üzere iki gruptur. Kazanılmış bağışıklık hücresel ve sıvısal bir takım koruyucu etkenlerin gelişmesi biçiminde olabilir. Vücudun savunma sistemini harekete geçiren ve bağışıklık maddelerinin yapımını uyaran etkenlere antijen denilmektedir.

İnsanların bağışıklık alanında attıkları en önemli adımlardan birisi aşının bulunuşudur. Ölü mikroorganizmaların veya zayıflatılmış mikroorganizmaların enjekte edilmesi ya da bunların etkisi azaltılmış toksinlerinin verilmesi, vücutta bunlara karşı hazırlıklı hücrelerin ve sıvıların gelişmesini uyarır. İleri dönemlerde gerçekten bu hastalık etkeni ile karşılaştığında vücut hazırlıklı olduğundan savunma kolaylaşır ve bu etkenin vücutta hastalık yapabilmesi çoğu zaman olanaksız hale gelir. Buna etkin bağışıklama (aktif immünite) denir. Birde aktif, olarak bağışıklanmış diğer canlıların kan serumlarından oluşan bağışıklık maddelerinin kişilere verilerek yapılmasıyla sağlanan bağışıklama vardır ki buna da edilgin bağışıklama (pasif immünite) adı verilir. Tetanoz serumu, kuduz serumu buna örnek verilebilir.

Kanda bulunan sıvı bağışıklık maddelerine antikor denir. Antikorlar vücutta meydana gelebilmeleri için zaman gerektirirler. Acil durumlarda daha önceden bağışıklanmış canlıların serumlarındaki antikorların verilmesiyle zaman kazanılır. Bazı yaralanmalarda verilen serum (tetanoz serumu, kuduz serumu difteri serumu) budur. Yani edilgin bağışıklama ürünleridir. Verilen serumun içerisinde antikor denilen ve antijenlere karşı yapılmış özgül maddeleri bulunur.

Virüs dediğimiz, içerisinde DNA ya da RNA maddesi bulunan protein kılıflarla çevrilmiş hastalık yapabilen en küçük canlılar vücuda girdiklerinde interferon denilen özel bağışıklık maddelerinin meydana gelmesine sebep olur. Günümüzde interferonların aydınlatılması için çabalar sürmektedir. İnterferonların bazı kanserlerin tedavisinde önemli bir yer tutacaklarına inanılmaktadır.

Bağışıklık sistemleri ve mekanizmalanbir de alerji denilen istenmeyen yan etkilere de yol açar. Bazı maddelerin vücuda alınması sonucu uyarılan bağışıklık sistemleri kişinin hayatını tehlikeye düşüren bir olaylar dizisine sebep olur. Serum içerisinde bulunan yabana proteinler, bazı besinler dereceleri değişik alerjilere yol açabilir. Bazı kişiler ise doğuştan alerjik özellikte bir vücut yapısına sahip olmaları nedeni ile sürekli alerjik bazı hastalıklarla birlikte yaşamak zorundadır. Penisilin alerjisi olan kişiler, saman nezlesi ya da astımı olan kişiler bunlara örnek verilebilir. Bu alerjik duyarlığın ortadan kaldırılması için çalışmalar sürmekte, duyarsızlaştırma denilen uygulamalarla sonuç alınmaya çalışılmaktadır.
 
Geri
Top