Karadeniz'de, endüstri atıkları ve evrensel atıkların oluşturduğu kirliliğin, Karadeniz'de biyolojik yaşamı olumsuz etkilediği, su kaynaklı hastalıklara davetiye çıkardığı bildirildi.
Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Levent Bat, Karadeniz'de kıyı boyunca tüm yerleşim birimlerinin kentsel atık sularının, herhangi bir işleme tabi tutulmadan doğrudan denize döküldüğünü belirtti.
Bu durumun Karadeniz'de kirliliğe ve buna bağlı olarak Kolera, Hepatit A gibi su kaynaklı hastalıklara yol açabileceğini aktaran Bat, kıyı şeridi boyunca yılda 571 milyon 175 bin metreküp evsel atığın Karadeniz'e aktığını, bu nedenle deniz kirliliğinin arttığını ifade etti.
Durumun en tipik örneklerinin Samsun, Ordu, Giresun ve Sinop il merkezlerinde yaşandığını savunan Bat, şunları kaydetti:
"Yörede kurulu bulunan az sayıdaki endüstri tesisinin kullanılmış suları, doğrudan veya akarsular yolu ile dolaylı olarak arıtılmadan Karadeniz'e gelmektedir. Bunun en tipik örnekleri Samsun, Ordu, Giresun ve Sinop il merkezleridir. Kolera, Hepatit A gibi su kaynaklı hastalıkların baş göstermesinde artış söz konusudur."
-Acil önlem uyarısı-
Denizin kirlenmesinde akaryakıtın da önemli yer tuttuğunu kaydeden Bat, deniz kazaları sonucu denize dökülen akaryakıtın kıyılarda biriktiğini, Karadeniz'in kıyısındaki il merkezinde bulunan petrol dolum tesisleri civarında da dolum sırasında önemli ölçekte petrol kirliliği oluştuğunu savundu.
Limanlar çevresindeki ve seyir halindeki gemilerden denize boşaltılan sintine ve balast sularının kıyı sularında önemli kirlenmelere neden olduğunu da vurgulayan Bat, şöyle devam etti:
"Duruma önlem alınmazsa Karadeniz'de biyolojik yaşam olumsuz yönde değişecek. Günümüzde Karadeniz bütün olarak çevre kirlenmesi ile karşı karşıyadır. Karadeniz kıyı bölgesi her geçen gün artan bir oranda gelişmekte, yeni yerleşim ve sanayi tesisleri yapılmaktadır. Buradan çıkan ve çıkacak olan evsel ve endüstriyel atıklar giderek Karadeniz'e daha fazla etki yapacaktır. Aşırı oranda kirlenen sular Karadeniz'deki biyolojik hayatın olumsuz etkilenmesine neden olacaktır."
Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Levent Bat, Karadeniz'de kıyı boyunca tüm yerleşim birimlerinin kentsel atık sularının, herhangi bir işleme tabi tutulmadan doğrudan denize döküldüğünü belirtti.
Bu durumun Karadeniz'de kirliliğe ve buna bağlı olarak Kolera, Hepatit A gibi su kaynaklı hastalıklara yol açabileceğini aktaran Bat, kıyı şeridi boyunca yılda 571 milyon 175 bin metreküp evsel atığın Karadeniz'e aktığını, bu nedenle deniz kirliliğinin arttığını ifade etti.
Durumun en tipik örneklerinin Samsun, Ordu, Giresun ve Sinop il merkezlerinde yaşandığını savunan Bat, şunları kaydetti:
"Yörede kurulu bulunan az sayıdaki endüstri tesisinin kullanılmış suları, doğrudan veya akarsular yolu ile dolaylı olarak arıtılmadan Karadeniz'e gelmektedir. Bunun en tipik örnekleri Samsun, Ordu, Giresun ve Sinop il merkezleridir. Kolera, Hepatit A gibi su kaynaklı hastalıkların baş göstermesinde artış söz konusudur."
-Acil önlem uyarısı-
Denizin kirlenmesinde akaryakıtın da önemli yer tuttuğunu kaydeden Bat, deniz kazaları sonucu denize dökülen akaryakıtın kıyılarda biriktiğini, Karadeniz'in kıyısındaki il merkezinde bulunan petrol dolum tesisleri civarında da dolum sırasında önemli ölçekte petrol kirliliği oluştuğunu savundu.
Limanlar çevresindeki ve seyir halindeki gemilerden denize boşaltılan sintine ve balast sularının kıyı sularında önemli kirlenmelere neden olduğunu da vurgulayan Bat, şöyle devam etti:
"Duruma önlem alınmazsa Karadeniz'de biyolojik yaşam olumsuz yönde değişecek. Günümüzde Karadeniz bütün olarak çevre kirlenmesi ile karşı karşıyadır. Karadeniz kıyı bölgesi her geçen gün artan bir oranda gelişmekte, yeni yerleşim ve sanayi tesisleri yapılmaktadır. Buradan çıkan ve çıkacak olan evsel ve endüstriyel atıklar giderek Karadeniz'e daha fazla etki yapacaktır. Aşırı oranda kirlenen sular Karadeniz'deki biyolojik hayatın olumsuz etkilenmesine neden olacaktır."
