’Meyveler dışında (ki meyveler de karbonhidrat grubundadır, ama içindeki vitamin içeriklerinden dolayı kesinlikle farklı değerlendirilmelidirler. Kesinlikle ekmeği fazla kaçırdığınızı düşündüğünüzde daha az meyve yemeniz gerektiğini düşünmemenizi öneririm) karbonhidratlar çok kalori vererek şişmanlamamıza neden olurlar ve besin değerleri yoktur, çünkü onlar depolanıp yağa dönüştürülmeye çok elverişlidirler.’’
Bence bu fikri savunmamalısınız çünkü bu fikir yapılan araştırmalarla yok edildi. Nasıl mı? Şöyle;( özellikle lifli karbonhidratlar kepekli, tam tahıllı vb. unla yapılan ekmekler mesela) karbonhidratlar daha çok tokluk hissi veriyorlar. Ayrıca fazla tüketilen karbonhidratların yağa dönüştürülmesi, fazla tüketilen yağların karbonhidrata dönüştürülmesinden daha zor. Bunu şöyle de açıklayabiliriz. Aldığımız karbonhidratların enerjisinin % 23 ile 25’ini yağa dönüştürmek için kullanıyoruz. Ama aldığımız yağ grubu besinlerin enerjisinin % 3’ü yağ olarak depolanmaya yetiyor. Buradan çıkan sonucu değerlendirmeyi size bırakıyorum.
Karbonhidrat içeriği yüksek olan besinleri tükettikten sonra (ki özellikle lifli olanlarından bahsetmiştik) daha hızlı tokluk hissine kavuştuğumuzu biraz önce belirttik. Bir de şu var. Yağ içeriği fazla olan besinleri tüketirken tokluk hissimiz karbonhidratları tüketirkenki tokluk hissimiz gibi olmuyor. Yani yağ içeriği yüksek olan besinleri tüketirken daha az tokluk hissi duyuyoruz. Böylelikle normalde tükettiğimiz porsiyonların çok daha fazlasını yiyerek doygunluk sağlayabiliyoruz. Bunun, yapılan bir araştırmanın sonucu olduğunu da eklemek istiyorum.
Yani varsayın ki 2 çeşit menü tercihiniz var.
Birincisi, bol kıymalı yağlı bir börek, kızartılarak pişirilmiş köfte, pilav ve baklavadan oluşuyor olsun. İkinci menü de az yağlı bulgur pilavı, mercimek çorbası, fırın köfte, meyve ve salata olsun. Birincisini tercih etmeye daha yakınsanız yukarıdaki paragrafı tekrar okuyun derim. Çünkü emin olun ki, tokluk hissini yakalamanız için birinci menünün porsiyonlarını ikinci menüye göre çifte katlayarak tüketmeniz gerektiğini anlayacaksınız.
Sağlıklı günler…
Bence bu fikri savunmamalısınız çünkü bu fikir yapılan araştırmalarla yok edildi. Nasıl mı? Şöyle;( özellikle lifli karbonhidratlar kepekli, tam tahıllı vb. unla yapılan ekmekler mesela) karbonhidratlar daha çok tokluk hissi veriyorlar. Ayrıca fazla tüketilen karbonhidratların yağa dönüştürülmesi, fazla tüketilen yağların karbonhidrata dönüştürülmesinden daha zor. Bunu şöyle de açıklayabiliriz. Aldığımız karbonhidratların enerjisinin % 23 ile 25’ini yağa dönüştürmek için kullanıyoruz. Ama aldığımız yağ grubu besinlerin enerjisinin % 3’ü yağ olarak depolanmaya yetiyor. Buradan çıkan sonucu değerlendirmeyi size bırakıyorum.
Karbonhidrat içeriği yüksek olan besinleri tükettikten sonra (ki özellikle lifli olanlarından bahsetmiştik) daha hızlı tokluk hissine kavuştuğumuzu biraz önce belirttik. Bir de şu var. Yağ içeriği fazla olan besinleri tüketirken tokluk hissimiz karbonhidratları tüketirkenki tokluk hissimiz gibi olmuyor. Yani yağ içeriği yüksek olan besinleri tüketirken daha az tokluk hissi duyuyoruz. Böylelikle normalde tükettiğimiz porsiyonların çok daha fazlasını yiyerek doygunluk sağlayabiliyoruz. Bunun, yapılan bir araştırmanın sonucu olduğunu da eklemek istiyorum.
Yani varsayın ki 2 çeşit menü tercihiniz var.
Birincisi, bol kıymalı yağlı bir börek, kızartılarak pişirilmiş köfte, pilav ve baklavadan oluşuyor olsun. İkinci menü de az yağlı bulgur pilavı, mercimek çorbası, fırın köfte, meyve ve salata olsun. Birincisini tercih etmeye daha yakınsanız yukarıdaki paragrafı tekrar okuyun derim. Çünkü emin olun ki, tokluk hissini yakalamanız için birinci menünün porsiyonlarını ikinci menüye göre çifte katlayarak tüketmeniz gerektiğini anlayacaksınız.
Sağlıklı günler…