Kaya tuzu, sodyum klorürün mineral formudur. İzometrik kristalleri oluşturur. Mineral tipik olarak renksiz ya da sarıdır; ancak yabancı maddelerin miktarı ve türüne bağlı olarak açık mavi, koyu mavi ya da pembe de olabilir. Genellikle sülfat, halojen tuzu ya da boraks asidi tuzu gibi diğer evaporit minerallerle birlikte oluşur.
Yeraltında az veya çok derinlerden katı halde elde edilen tuzlar kaya tuzu olarak tanımlanır. Kaya tuzları Deniz tuzlarının aksine kompozisyonlarına giren maddelerin oranları bakımından büyük değişiklikler gösterirler. Özellikle saflık oranları her maden için ayrı olabileceği gibi aynı madenden alınan çeşitli numuneler de çok büyük farklılık gösterebilir. Kaya tuzlarındaki yabancı maddeler ve kil tuza değişik renkler verir. Genellikle gri, siyaha yakın kil renginde olan kaya tuzları, nadiren beyaz, şeffaf beyaz olarak bulunur. Tuz kristallerindeki boşluklar da bazen tuza mavi renk verir. Yurdumuzda kaya tuzu madenleri genellikle gri renkte olup, bir kısmı da siyaha yakın renktedir.
Ülkemizde işletilmiş olan Kaya tuzlalarına örnek vermek istesek Çankırı, Tuzluca (Kars), Kağızman (Iğdır), Tepesidelik (Kırşehir), Sekili (Yozgat), Gülşehir (Nevşehir), Oltu kaya (Erzurum-Oltu), Çiçekli (Kırşehir-Akçakent), Çankırı (Melikağılları) tuzlalarıdır.
KAYA TUZU ÜRETİM YÖNTEMLERİ
Yerkabuğu içerisinde birikim yapmış tuz yataklarından üretim bazı klasik madencilik yöntemleriyle yapılır. Bu yöntemler iki ana başlık altında toplanabilir. Bunlardan biri yeraltına inilerek tuzu yer üstüne çıkarmak için uygulanan oda-topuk yöntemi. Diğeri ise yeri ve hacmi kesinlikle belirlenen tuz yataklarına tatlı su enjekte edilerek, suda eriyen tuzun yeryüzüne çıkarılması olan çözelti madenciliği (suda eritme) yöntemidir.
Bir çok durumda çok daha ekonomik bir sistem çözelti madenciliği bilgi, deneyim ve teknik isteyen, ilk yatırım maliyetleri fazla olan bir yöntemdir. Kaya Tuzlarının yeryüzüne yakın kısımlarında açık işletme rasyonel bir şekil olarak görülebilirse de bu yöntem özellikle bölgenin iklim koşullarına göre olumlu ya da olumsuz olabilir. Özellikle bol yağmurlu yerlerde açıkta olan çalışma cephesinin erimesi, üretimi aksatıp durdurabilir. Kar ve soğuğu fazla olan bölgelerde ise açıkta çalışmanın, çalışanlar üzerinde olumsuz etkileri olduğu gibi üretimde kullanılan makine ve aletlerde tuzlu suyun verdiği tahribat fazla olmaktadır.
Kaya tuzlarından tuz üretiminin esasını oluşturan söz konusu yöntemler aşağıda kısaca özetlenmiştir.
ODA TOPUK METODU
Dünyada tüm yer altı Kaya Tuzu Ocakları bu metotla işletilmektedir. Bilinen en eski bir metot olmasına rağmen halen çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Tuz gibi, kalınlıkları 500 metreyi aşan ve süreklilik arz eden, dolayısıyla yüksek rezervlere sahip madenlerde uygulanmaktadır. Bu üretim yöntemleriyle tuz yatağının ancak % 50-70’i kazanılmasına rağmen son derece emniyetli bir metottur.
Yeraltındaki tuz yatakları düzenli bir şekilde oda ve topuklara ayrılmaktadır. Oda kısmında yer alan tuz kütlesi ise tavan göçmelerini önlemek için yerinde bırakılır. Tuzun alınmasıyla ortaya çıkan yeni galerilere (Tünellere) sistem uygulanır. Tavanı tutmak üzere yerinde bırakılan kare sütunlar (topuklar) tam bir yer altı emniyeti sağlar. Sütunların büyüklüğü ve yüksekliği tuz yatağının ve madenin üst tabakasının durumuna göre değişir. Tuz ne kadar derinden üretiliyorsa üstten gelecek basınç o kadar fazla olacağından topuk sütunlarını daha da geniş tutmak gerekebilir.
Türkiye’de bulunan kaya tuzlalarında oda ve topuk boyutları yer yer farklılıklar göstermekle birlikte Topuk boyutları 10,00 m. x 10,00 m. ve 8,00 m.x 8,00 m. arasında değişmekte, yükseklikleri ise 6,00 m. ile 10,00 m. arasında olmaktadır.
Yeraltında az veya çok derinlerden katı halde elde edilen tuzlar kaya tuzu olarak tanımlanır. Kaya tuzları Deniz tuzlarının aksine kompozisyonlarına giren maddelerin oranları bakımından büyük değişiklikler gösterirler. Özellikle saflık oranları her maden için ayrı olabileceği gibi aynı madenden alınan çeşitli numuneler de çok büyük farklılık gösterebilir. Kaya tuzlarındaki yabancı maddeler ve kil tuza değişik renkler verir. Genellikle gri, siyaha yakın kil renginde olan kaya tuzları, nadiren beyaz, şeffaf beyaz olarak bulunur. Tuz kristallerindeki boşluklar da bazen tuza mavi renk verir. Yurdumuzda kaya tuzu madenleri genellikle gri renkte olup, bir kısmı da siyaha yakın renktedir.
Ülkemizde işletilmiş olan Kaya tuzlalarına örnek vermek istesek Çankırı, Tuzluca (Kars), Kağızman (Iğdır), Tepesidelik (Kırşehir), Sekili (Yozgat), Gülşehir (Nevşehir), Oltu kaya (Erzurum-Oltu), Çiçekli (Kırşehir-Akçakent), Çankırı (Melikağılları) tuzlalarıdır.
KAYA TUZU ÜRETİM YÖNTEMLERİ
Yerkabuğu içerisinde birikim yapmış tuz yataklarından üretim bazı klasik madencilik yöntemleriyle yapılır. Bu yöntemler iki ana başlık altında toplanabilir. Bunlardan biri yeraltına inilerek tuzu yer üstüne çıkarmak için uygulanan oda-topuk yöntemi. Diğeri ise yeri ve hacmi kesinlikle belirlenen tuz yataklarına tatlı su enjekte edilerek, suda eriyen tuzun yeryüzüne çıkarılması olan çözelti madenciliği (suda eritme) yöntemidir.
Bir çok durumda çok daha ekonomik bir sistem çözelti madenciliği bilgi, deneyim ve teknik isteyen, ilk yatırım maliyetleri fazla olan bir yöntemdir. Kaya Tuzlarının yeryüzüne yakın kısımlarında açık işletme rasyonel bir şekil olarak görülebilirse de bu yöntem özellikle bölgenin iklim koşullarına göre olumlu ya da olumsuz olabilir. Özellikle bol yağmurlu yerlerde açıkta olan çalışma cephesinin erimesi, üretimi aksatıp durdurabilir. Kar ve soğuğu fazla olan bölgelerde ise açıkta çalışmanın, çalışanlar üzerinde olumsuz etkileri olduğu gibi üretimde kullanılan makine ve aletlerde tuzlu suyun verdiği tahribat fazla olmaktadır.
Kaya tuzlarından tuz üretiminin esasını oluşturan söz konusu yöntemler aşağıda kısaca özetlenmiştir.
ODA TOPUK METODU
Dünyada tüm yer altı Kaya Tuzu Ocakları bu metotla işletilmektedir. Bilinen en eski bir metot olmasına rağmen halen çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Tuz gibi, kalınlıkları 500 metreyi aşan ve süreklilik arz eden, dolayısıyla yüksek rezervlere sahip madenlerde uygulanmaktadır. Bu üretim yöntemleriyle tuz yatağının ancak % 50-70’i kazanılmasına rağmen son derece emniyetli bir metottur.
Yeraltındaki tuz yatakları düzenli bir şekilde oda ve topuklara ayrılmaktadır. Oda kısmında yer alan tuz kütlesi ise tavan göçmelerini önlemek için yerinde bırakılır. Tuzun alınmasıyla ortaya çıkan yeni galerilere (Tünellere) sistem uygulanır. Tavanı tutmak üzere yerinde bırakılan kare sütunlar (topuklar) tam bir yer altı emniyeti sağlar. Sütunların büyüklüğü ve yüksekliği tuz yatağının ve madenin üst tabakasının durumuna göre değişir. Tuz ne kadar derinden üretiliyorsa üstten gelecek basınç o kadar fazla olacağından topuk sütunlarını daha da geniş tutmak gerekebilir.
Türkiye’de bulunan kaya tuzlalarında oda ve topuk boyutları yer yer farklılıklar göstermekle birlikte Topuk boyutları 10,00 m. x 10,00 m. ve 8,00 m.x 8,00 m. arasında değişmekte, yükseklikleri ise 6,00 m. ile 10,00 m. arasında olmaktadır.