Özcan Köknel'in KİŞİLİK kitabından alıntılar
KENDİ KENDİNE DOYUM
Cinsel davranışlarda ensık görülen, belirtibir süre ve sınır içinde doğal sayılan,ancak bu süre ve sınır aşıldığında cinsel bir sorun oluşturankendi kendine doyumdur. Kendi kendine doyum kadında veerkekte ortak bir sorundur.
Kendi kendine doyum (mastürbasyon) kişinin cinsel içgüdüsünü kendi kendine doyurmasıdır. Kinsey'in araştırmaları, yaşamları boyunca Amerikalı erkeklerin %90'ının, kadınların %60'ının bir kez, birkaç kez ya da birçok kez kendi kendilerine doyum sağladıklarını ortaya koymuştur. Ülkemizde yapılan cinsel anketler ve kişisel konuşmalardan edinilen izlenimler, kendi kendine doyumun daha yüksek oranlarda olduğu yolundadır.
Gençlik çağında kendi kendine doyum, cinsel içgüdünün doyurulması için yaygın olarak kullanılan bir yoldur. Bu tür doyumun sağlığı bozduğu ya da zararlı olduğuna ilişkin inançlar, yüzyıllar boyu yerleşmiş olan hatalı bilgilerin eonacunda oluşmuştur. Kuşaklar boyu aktarılan hatalı bilgiler ve yasaklamalar, kendi kendini doyuran gençlerde suçluluk duygusu ve tedirginlik yaratır. Bu tür doyuma başvuranlarda görülen ruhsal sorunlar çoğunlukla bu nedene bağlı olarak ortaya çıkar.
Günümüzde bile ailelerin çoğunluğu, hatta kimi hekimle!? cinsel bilgi veren bazı bilimsel (!) nitelikteki yayınlar da, kendi kendine doyumun sağlığı bozduğunu, gençleri sinirli ve tedirgin yaptığını ileri sürmektedir. Öte yandan birçok aile bu biçim doyumu engellemek amacıyla ayıp ve günah gibi tüm bastına güçleri kullanır.
Gerek cinsel anketler, gerek kişisel söyleşiler, erkeklerin kadınlardan çok daha sık olarak kendi kendine doyum yoluna başvurduğunu göstermektedir. Kendi kendine doyum arama, l özellikle gençlik çağında, cinsel ilişki kurutana kadar başvuru- | lan bir doyum yolu olup, mutlak gerekli değildir. Ancak, bu yola »başvurulduğu zaman zararlı olduğu da söylenemez.
Eğer genç kız ya da erkek, cinsel içgüdüden gelen dürtü- I teri, günlük uğraşılar, toprak, bahçe işleri, spor, müzik, resim E gibi sanat çabaları ya da toplumsal amaçlar doğrultusunda en- fclleyip bastırabiliyorsa, bu tür bir doyuma ya hiç başvurulmaz H da çok ender başvurulur. Kuşkusuz yaşanılan çevrede cin- Isel içgüdüleri sömüren filmler, resimler ya da yayınlar denetimsiz olarak kolayca elde edilebiliyorsa, genç bunların uyana ietkisine kapılır. Başka uğraşı, çaba ve amaçlardan kopup, ken- » kendine doyumu tek amaç olarak benimser. Tüm uğraşı ve ^Hpnı bu yönde kullanır. Hiç kuşkusuz bu durum gencin toplumsal gelişmesini ve ilişkilerini bozar.
NE ZAMAN ZARARLIDIR ?
Kendi kendine doyumun sıklığına ilişki bir sınır koymak çok güçtür. Genel olarak kişi bunu kendi kendine düzenler. Yaşına, çağına uygun bütün uğraşı ve ilişkileri sağlıklı olarak sürdürürken , ara sıra yapılan bu tür doyum zararlı değil, kişiyi aşırı gerginlikten kurtarması açısından yararlıdır.
Kendi kendine doyum sağlayan kişide görülen en önemli sorun ruhsal alandadır. Kendi kendine doyum, genç için tek amaç ve uğraşı durumuna gelip onu çevreden ve diğer uğraşılarından uzaklaştırıyorsa, ruhsal olarak zararlı olmaya başlamıştır.
Kendi kendine doyum sağlayan genç kızın ya da erkeğin başlıca uyarı kaynakları kendi kendine cinsel organlarıyla oynaması ve imgeleme (tahayyül) (imagination) gücüdür.
Genel olarak imgelemede kişisel özellikler yanında, geçmiş yaşantılardan ve gelecek beklentilerden kaynaklanan anlık görüntüler vardır. Kişi imgeleme gücü oranında gerçeklerden uzak ve kopuk bir yaşantı içine girer. Kendi kendine doyum arayan genç imgeleme gücü içinde yarattığı düş dünyasında doyuma ulaşmayı alışkanlık haline getirirse, karşı cinsle ilişkide bulunmaktan çekinir, korkar. Bulunsa bile hazza ulaşamaz. EvB olduğu halde kendi kendine doyumu sürdürür. Evlilik sırasında birçok erkek eşlerinin kızlık çağında kendi kendine doyum sağladığını öğrendiklerinde, gereksiz ve yersiz bir suçlamaya girerler. Eşlerine karşı ilgisiz, isteksiz ve soğuk davranırlar. Bu nedenle gene kızlık çağına ilişkin cinsel yaşamlarını evliliğin hemen başında içtenlikle eşlerine aktaran kadınlar beklemedikleri bir tepki ve ilgisizlikle karşılaşırlar. Bunun nedeni kuşaklar bo yu hatalı olarak sürüp gelen bir anlayıştır. Erkeklerin birçoğu, kadınların cinsel istek duymalarını, cinsel ilişki sırasında doyum aramalarını, bu doyumu kendi kendilerine sağlamayo co* lamalarını «namussuzluk» olarak değerlendirmektedirler.
KENDİ KENDİNE DOYUM
Cinsel davranışlarda ensık görülen, belirtibir süre ve sınır içinde doğal sayılan,ancak bu süre ve sınır aşıldığında cinsel bir sorun oluşturankendi kendine doyumdur. Kendi kendine doyum kadında veerkekte ortak bir sorundur.
Kendi kendine doyum (mastürbasyon) kişinin cinsel içgüdüsünü kendi kendine doyurmasıdır. Kinsey'in araştırmaları, yaşamları boyunca Amerikalı erkeklerin %90'ının, kadınların %60'ının bir kez, birkaç kez ya da birçok kez kendi kendilerine doyum sağladıklarını ortaya koymuştur. Ülkemizde yapılan cinsel anketler ve kişisel konuşmalardan edinilen izlenimler, kendi kendine doyumun daha yüksek oranlarda olduğu yolundadır.
Gençlik çağında kendi kendine doyum, cinsel içgüdünün doyurulması için yaygın olarak kullanılan bir yoldur. Bu tür doyumun sağlığı bozduğu ya da zararlı olduğuna ilişkin inançlar, yüzyıllar boyu yerleşmiş olan hatalı bilgilerin eonacunda oluşmuştur. Kuşaklar boyu aktarılan hatalı bilgiler ve yasaklamalar, kendi kendini doyuran gençlerde suçluluk duygusu ve tedirginlik yaratır. Bu tür doyuma başvuranlarda görülen ruhsal sorunlar çoğunlukla bu nedene bağlı olarak ortaya çıkar.
Günümüzde bile ailelerin çoğunluğu, hatta kimi hekimle!? cinsel bilgi veren bazı bilimsel (!) nitelikteki yayınlar da, kendi kendine doyumun sağlığı bozduğunu, gençleri sinirli ve tedirgin yaptığını ileri sürmektedir. Öte yandan birçok aile bu biçim doyumu engellemek amacıyla ayıp ve günah gibi tüm bastına güçleri kullanır.
Gerek cinsel anketler, gerek kişisel söyleşiler, erkeklerin kadınlardan çok daha sık olarak kendi kendine doyum yoluna başvurduğunu göstermektedir. Kendi kendine doyum arama, l özellikle gençlik çağında, cinsel ilişki kurutana kadar başvuru- | lan bir doyum yolu olup, mutlak gerekli değildir. Ancak, bu yola »başvurulduğu zaman zararlı olduğu da söylenemez.
Eğer genç kız ya da erkek, cinsel içgüdüden gelen dürtü- I teri, günlük uğraşılar, toprak, bahçe işleri, spor, müzik, resim E gibi sanat çabaları ya da toplumsal amaçlar doğrultusunda en- fclleyip bastırabiliyorsa, bu tür bir doyuma ya hiç başvurulmaz H da çok ender başvurulur. Kuşkusuz yaşanılan çevrede cin- Isel içgüdüleri sömüren filmler, resimler ya da yayınlar denetimsiz olarak kolayca elde edilebiliyorsa, genç bunların uyana ietkisine kapılır. Başka uğraşı, çaba ve amaçlardan kopup, ken- » kendine doyumu tek amaç olarak benimser. Tüm uğraşı ve ^Hpnı bu yönde kullanır. Hiç kuşkusuz bu durum gencin toplumsal gelişmesini ve ilişkilerini bozar.
NE ZAMAN ZARARLIDIR ?
Kendi kendine doyumun sıklığına ilişki bir sınır koymak çok güçtür. Genel olarak kişi bunu kendi kendine düzenler. Yaşına, çağına uygun bütün uğraşı ve ilişkileri sağlıklı olarak sürdürürken , ara sıra yapılan bu tür doyum zararlı değil, kişiyi aşırı gerginlikten kurtarması açısından yararlıdır.
Kendi kendine doyum sağlayan kişide görülen en önemli sorun ruhsal alandadır. Kendi kendine doyum, genç için tek amaç ve uğraşı durumuna gelip onu çevreden ve diğer uğraşılarından uzaklaştırıyorsa, ruhsal olarak zararlı olmaya başlamıştır.
Kendi kendine doyum sağlayan genç kızın ya da erkeğin başlıca uyarı kaynakları kendi kendine cinsel organlarıyla oynaması ve imgeleme (tahayyül) (imagination) gücüdür.
Genel olarak imgelemede kişisel özellikler yanında, geçmiş yaşantılardan ve gelecek beklentilerden kaynaklanan anlık görüntüler vardır. Kişi imgeleme gücü oranında gerçeklerden uzak ve kopuk bir yaşantı içine girer. Kendi kendine doyum arayan genç imgeleme gücü içinde yarattığı düş dünyasında doyuma ulaşmayı alışkanlık haline getirirse, karşı cinsle ilişkide bulunmaktan çekinir, korkar. Bulunsa bile hazza ulaşamaz. EvB olduğu halde kendi kendine doyumu sürdürür. Evlilik sırasında birçok erkek eşlerinin kızlık çağında kendi kendine doyum sağladığını öğrendiklerinde, gereksiz ve yersiz bir suçlamaya girerler. Eşlerine karşı ilgisiz, isteksiz ve soğuk davranırlar. Bu nedenle gene kızlık çağına ilişkin cinsel yaşamlarını evliliğin hemen başında içtenlikle eşlerine aktaran kadınlar beklemedikleri bir tepki ve ilgisizlikle karşılaşırlar. Bunun nedeni kuşaklar bo yu hatalı olarak sürüp gelen bir anlayıştır. Erkeklerin birçoğu, kadınların cinsel istek duymalarını, cinsel ilişki sırasında doyum aramalarını, bu doyumu kendi kendilerine sağlamayo co* lamalarını «namussuzluk» olarak değerlendirmektedirler.