Kendini değiştirmek
14 Eylül 2009 Pazartesi
Genç güvercin, devamlı yuva değiştiriyormuş.
Çünkü yeni taşındığı yuva, belli bir zaman sonra çok kötü kokuyor ve dayanılmaz duruma gelince; genç güvercin hemen başka bir yuva arıyormuş.
Bu durum, günlerce, haftalarca ve aylarca devam etmiş.
Genç güvercin, artık hem bu dayanılmaz kokudan hem de yuva değiştirmekten bıkmış ve bu durumun başka bir çözüm yolunu aramaya karar vermiş.
Ve sonuçta; bu işin çözümünün bilge bir güvercinde olduğunu öğrenmiş.
Uzun uzun uçup dağlar, nehirler geçip o bilge güvercini bulmuş.
Bilge güvercin, genç güvercinin anlattıklarını dikkatlice dinlemiş.
Ve sonuçta; düşünmüş, taşınmış kanatlarını çırpmış ve genç güvercine şunları söylemiş:
“Aslında, sen yuvanı değiştirerek bir şey değiştirmiş olmuyorsun.
Çünkü sorun yuvada değil; sende.
Sen, önce kendini değiştir”
Değişim şart
Sakin bir insan olmak istiyor, ama bir türlü öfkenize gem vuramıyor musunuz?
İyi bir eş olmak istiyor, ama eşinizle iletişiminizi bir türlü düzeltemiyor musunuz?
Mutlu ve neşeli bir insan olmak istiyorsunuz, ama depresif takılmaktan kurtulamıyor musunuz?
Başarılı bir öğrenci olmak istiyorsunuz, ama sınavlar hep hüsranla mı sonuçlanıyor?
İyi bir baba olmak istiyorsunuz, ama çocuklarınızla ilişkileriniz dibe vurmuş durumda mı?
Bütün bu olumsuz durumun bize söylediği tek bir gerçek var, o da; evet, iyi bir hedefiniz var, ama yaptığınız şeyler işe yaramıyor.
Sizi hedefinize doğru değil; ters yöne doğru götürüyor.
Ve yaşadığınız bu olumsuz durum size şöyle sesleniyordur:
“Lütfen yaptığın şeylerin işe yaramadığını fark et.
Yarın, geç olmadan; gör beni, duy beni.
Aynı şeyleri yapmaya devam edersen sonuç, senin için ve sevdiklerin için hiç de iyi olmayacak.”
Ama çoğumuzun kulağı ya da dili;
“Ben böyle bilir, böyle yaparım. Ne yapayım benim yapım bu. Elimde değil” sözlerine aşinadır.
Bu düşünce tarzı, ‘ben aynı hataları yapmaya devam edeceğimin’ düşüncesine mantıksal kılıf bulma girişimidir ve gerçeklerden kaçıştır.
Aynı zamanda, ciddi olumsuz bir etiketlemenin de işaretidir: Ben bunu başaramam.
Bu bakış açısı; kişiyi yaptığı olumsuz davranışa daha fazla sarılmasına ve onu daha faza yapmasına neden olur.
Ne de olsa kendi çapında bir mantığı var.
Ta ki bu insanlar, sert bir kayaya toslayıncaya kadar devam eder.
Bu, aynen farklı manzara görmek isteyip hep aynı yoldan gitmekte ısrar etmek gibidir.
Hayat, böyle insanlara asla yeni manzaralar göstermez.
Aynı yoldan giderseniz; aynı manzaraları görmeye mahkûmsunuzdur.
Çünkü aynı şeyleri yaparsanız aynı sonuçları alırsınız, farklı sonuçlar için farklı şeyler yapmalısınız.
Bunun için de önce beyninizde yeni yollar oluşturmanız gerekir.
Yaşadığınız olumsuz bir olay karşısında her zamanki gibi duygusal davranıp sonunda yanlış mı yapacaksınız; yoksa biraz sakinleşip mantıklı davranıp çözecek misiniz?
Pes edip vaz mı geçeceksiniz; yoksa öyle olmuyorsa yolunu değiştirip başarmak için cesaretini mi kuşanacaksın.
Kendini değiştirmek cesaret ister.
Eftal ORHAN
14 Eylül 2009 Pazartesi
Genç güvercin, devamlı yuva değiştiriyormuş.
Çünkü yeni taşındığı yuva, belli bir zaman sonra çok kötü kokuyor ve dayanılmaz duruma gelince; genç güvercin hemen başka bir yuva arıyormuş.
Bu durum, günlerce, haftalarca ve aylarca devam etmiş.
Genç güvercin, artık hem bu dayanılmaz kokudan hem de yuva değiştirmekten bıkmış ve bu durumun başka bir çözüm yolunu aramaya karar vermiş.
Ve sonuçta; bu işin çözümünün bilge bir güvercinde olduğunu öğrenmiş.
Uzun uzun uçup dağlar, nehirler geçip o bilge güvercini bulmuş.
Bilge güvercin, genç güvercinin anlattıklarını dikkatlice dinlemiş.
Ve sonuçta; düşünmüş, taşınmış kanatlarını çırpmış ve genç güvercine şunları söylemiş:
“Aslında, sen yuvanı değiştirerek bir şey değiştirmiş olmuyorsun.
Çünkü sorun yuvada değil; sende.
Sen, önce kendini değiştir”
Değişim şart
Sakin bir insan olmak istiyor, ama bir türlü öfkenize gem vuramıyor musunuz?
İyi bir eş olmak istiyor, ama eşinizle iletişiminizi bir türlü düzeltemiyor musunuz?
Mutlu ve neşeli bir insan olmak istiyorsunuz, ama depresif takılmaktan kurtulamıyor musunuz?
Başarılı bir öğrenci olmak istiyorsunuz, ama sınavlar hep hüsranla mı sonuçlanıyor?
İyi bir baba olmak istiyorsunuz, ama çocuklarınızla ilişkileriniz dibe vurmuş durumda mı?
Bütün bu olumsuz durumun bize söylediği tek bir gerçek var, o da; evet, iyi bir hedefiniz var, ama yaptığınız şeyler işe yaramıyor.
Sizi hedefinize doğru değil; ters yöne doğru götürüyor.
Ve yaşadığınız bu olumsuz durum size şöyle sesleniyordur:
“Lütfen yaptığın şeylerin işe yaramadığını fark et.
Yarın, geç olmadan; gör beni, duy beni.
Aynı şeyleri yapmaya devam edersen sonuç, senin için ve sevdiklerin için hiç de iyi olmayacak.”
Ama çoğumuzun kulağı ya da dili;
“Ben böyle bilir, böyle yaparım. Ne yapayım benim yapım bu. Elimde değil” sözlerine aşinadır.
Bu düşünce tarzı, ‘ben aynı hataları yapmaya devam edeceğimin’ düşüncesine mantıksal kılıf bulma girişimidir ve gerçeklerden kaçıştır.
Aynı zamanda, ciddi olumsuz bir etiketlemenin de işaretidir: Ben bunu başaramam.
Bu bakış açısı; kişiyi yaptığı olumsuz davranışa daha fazla sarılmasına ve onu daha faza yapmasına neden olur.
Ne de olsa kendi çapında bir mantığı var.
Ta ki bu insanlar, sert bir kayaya toslayıncaya kadar devam eder.
Bu, aynen farklı manzara görmek isteyip hep aynı yoldan gitmekte ısrar etmek gibidir.
Hayat, böyle insanlara asla yeni manzaralar göstermez.
Aynı yoldan giderseniz; aynı manzaraları görmeye mahkûmsunuzdur.
Çünkü aynı şeyleri yaparsanız aynı sonuçları alırsınız, farklı sonuçlar için farklı şeyler yapmalısınız.
Bunun için de önce beyninizde yeni yollar oluşturmanız gerekir.
Yaşadığınız olumsuz bir olay karşısında her zamanki gibi duygusal davranıp sonunda yanlış mı yapacaksınız; yoksa biraz sakinleşip mantıklı davranıp çözecek misiniz?
Pes edip vaz mı geçeceksiniz; yoksa öyle olmuyorsa yolunu değiştirip başarmak için cesaretini mi kuşanacaksın.
Kendini değiştirmek cesaret ister.
Eftal ORHAN