Her İşim Ters Gidiyor! Ne Oluyor Bana?
Huzur ve Sakinlik Nörotransmiteri İle Tanışın
Kaygılarımıza Dürüstçe ve Açık Bir Mektup
Kıskançlık etrafındaki her şeyi yakıp yıkar, zarar verir. Yaşayan her şeyi öldürür ve bir tsunami kadar hızlı ilerler. Kıskançlık başkalarına zarar verdiği kadar kişinin kendisi için de yıkıcıdır. Bütün bir hayatı mahvedebilecek bir histir bu.
Hepiniz zaman zaman kıskançlık duyarız. Bazen birilerinin görünüşünü, sahip olduklarını ya da şansını kıskanırız ve bu duygu bize yabancı değildir.
Sağlıklı denebilecek miktarda kıskançlık olması normaldir. Bu derece kıskançlık nahoş bir durum yaratmayacaktır. Bu sadece omuzumuza dokunan ve bizde olmasını istediğimiz şeyi hatırlatıp küçük bir nostalji anı ile üzüntü yaşatacak kadar kıskançlıktır. Sağlıklı derecede kıskançlık patolojik kıskançlık gibi ağzımızda acı bir tat bırakmaz.
Kıskançlığı dinlemek bize yardımcı olabilir
Sağlıklı ya da yıkıcı olsun kıskançlık, içimizde bir şeylerin eksik olduğunun habercisidir. En azından sahip olmadığımızı düşündüğümüz bir şeye işaret eder. Bu da sağlıklı ilişkiler kurmamızı engelleyecek bir aşağılık duygusunun açığa çıkmasına neden olabilir. Ya da bir yerlerde kaybolan bir rüyayı anımsatır.Durum ne olursa olsun kıskançlık hissinin her zaman anlatmaya çalıştığı bir şey var. Bu nedenle bu hisse kulak vermek önemlidir.
Kıskançlığı inkar etmek ya da bunu saklamak elimize bir şey geçirmez. Kıskançlık orada ve bize bir şey anlatmak istiyor. Eğer öyle olmasaydı başkalarının şansını ya da varlığını duyduğumuzda boğazımıza bir bıçak dayanmış gibi hissetmezdik. Bunu önemsemezdik.
Kıskançlık duyduğumuzda içimizde bir şeylerin harekete geçtiğini hissederiz. Bu nedenle bu hisse kulak vermek gerekir. Bize ne söylemek istediğini anlamaya çalışmalı, bu konuda bir şey yapmalıyız. Başkasının değil bizim elimizde bunu çözmek. Tatmin olmamış hayallerimizle ilgili elinden bir şey gelebilecek tek kişi yine kendimiziz. Bunu unutmamak gerek.
Patolojik kıskançlık bize zarar veriyor
Her zaman bütün hayallerimizi gerçekleştiremeyiz, bu doğru. Ancak belki bu hayalleri mevcut duruma uygun hale getirebilir ve gerçekleştirmek için daha çok çalışmaya gayret edebiliriz. Bu nedenle bazen başkalarının bir şeyi başardığını gördüğümüzde kıskançlık duymak normal karşılanır.Asıl sorun, kıskançlığın başka insanlarla kurduğumuz ilişkilerde baş köşeye yerleştiği zamanlarda ortaya çıkmasıdır. Bu, kendimizi başkalarıyla devamlı kıyaslamak ve ilişkileri bu eksende yaşamak anlamına gelir. Bu da bizi kendi hayatımızı yaşamaktan alıkoyar.
Dışarıdaki eleştirilere odaklanmış oluruz. Başka insanların zayıflıklarını, başarılarını veya hatalarını araştırırız. Kendi çevremizdeki insanlarla mutlu olma imkanını bizden alan cezalandırıcı bir davranıştır bu.
Peki ya sonra? Sonra nefret baş gösterir. Mutluluğumuz başka insanların talihsizlikleri anlamına gelirken onların da mutlu olması bizim mutsuzluğumuzu yaratır. Ve maalesef yanlış giden şeye bir çözüm bulmak zorlaşır.
Negatif enerjiyi pozitif enerjiye çevirmek
İş kıskançlığa ve onun sonuçlarına geldiği zaman başka insanların açığını kollamakla meşgul olan negatif enerjiyi pozitif bir enerjiye dönüştürmek gerekir. Bizi gerçekten neyin mutlu ettiğini aramaya başlamamız gerekir. Bu yüzden enerjiyi mutluluğu bulmak için doğrudan kendi içimize yöneltmeliyiz.Kendimizi sadece kendimizle kıyaslamalıyız. Kıyaslamanın ne kadar yanlış bir davranış olduğunu anlamak gerekiyor. Çünkü her insan kendi eksikleri ve hatalarıyla birlikte özeldir.
Neden kendimizi başkalarıyla kıyaslama ihtiyacı duyarız? Hepimiz farklı insanlarız, deneyimlerimiz farklı ve hayatı farklı pencerelerden görüyoruz.
Her insan farklı yaratılmıştır. Herkesin “daha iyi ya da daha kötü” olduğu belli alanlar vardır. Kıyas yapmanın ölüm kalım savaşının ortasına düşmek istemiyorsan öncelikle bu gerçeği kabullenmemiz gerekiyor.
Biri matematikte çok başarısızken başka bir alanda inanılmaz yetenekli olabilir. Başka biri ilk bahsettiğimiz kadar yaratıcı olmayabilir. Herkes özeldir.
Sonuç olarak, sadece kendi hayatımızı yaşamaya ve isteklerimize odaklanarak mutlu olabiliriz. Yani ilerlemek istiyorsak kıskançlığı kenara bırakmalıyız. Kabullenemeye alışmalıyız. Ancak bu şekilde varmak istediğimiz yere gitmek için kendimizi teşvik edebiliriz.