Prof. Dr. Mustafa YILMAN
l. Çocuğun ilk okulu evi ve ilk öğretmeni annesidir. Anne çocuğa temel İnsani değerleri kazandıran kişi olup günümüzde, içinde yaşadığımız zaman diliminde,her şeyin baş döndürücü bir hızla değiştiği ve bilginin katlanarak artmaya devam ettiği bir ortamda,annelik gerçekten çok zor fakat çok onurlu bir görevdir.
Ancak bir kadın olarak annenin bu zor fakat aynı zamanda onurlu görevi gerektiğince ve yeterince yapabilmesi için,büyük Atatürk'ün de belirttiği gibi aydın,çok verimli ve bilgili olması gerekmektedir. Bu da kız çocuklarının çok daha iyi bir eğitim görmesi demektir.
2.0ysa bugün pek çok ülkede kız çocuk daha düşük bir statüye sahiptir. Kız çocuk gerek ailenin gerekse toplumun kaynakları üzerinde birinci öncelik hakkına sahip erkek çocuğa göre, çocukluk dönemine özgü haklar.olanaklar ve diğer ayrıcalıklardan daha az yararlanabilmektedir. Ortaya çıkan sonuç, kadınların bugün içinde bulundukları toplumsal ve ekonomik koşullarda en dramatik biçimde ifadesini bulmaktadır.
3. Bugünün kız çocuğu yarının kadını, annesidir. Eğer yarının kadını toplumsal değişim ve gelişme sürecinde erkeklerle eşit konumda rol oynayacaksa, hakettiği saygınlık ve olanaklar kız çocuklarına daha şimdiden tanınmalı,verilmelidir.Hem yoksul,hem kız çocuğu olarak dünyaya gelmenin yarattığı "çifte şansızlık"mutlaka ortadan kaldırılmalı ve bu konuda gereken önemler ivedi olarak alınıp uygulanmalıdır.
4. Zamanımızda dünya ölçüsünde kız çocuklarla kadınların içinde bulundukları yoksunluğun boyutları şöyle sergilenebilir:
a. Gelişmekte olan ülkelerdeki kız çocuklar, erkek çocuklara göre beslenme,sağlık ve eğitim alanlarında daha az olanaklara sahiptir.Pek çok ailede erkekler,kadınlar ve kız çocuklardan daha iyi beslenmektedir.
b. Gelişmekte olan ülkelerde kadınlar arası okur- yazarlık oranı, erkekler arasında görülenin üçte ikisi 2/3 kadardır.Gelişmekte olan 83 ülkeden 68'inde ilkokula kaydolma oranları kızlar arısında erkeklere göre çok daha düşüktür.
c. Gelişmekte olan ülkelerde çocuk bekleyen bir anne adayının ölüm olasılığı,sanayileşmiş ülkelerdekinin 50 katı kadardır. Kızlar erkeklere kıyasla daha erken yaşlarda evlenmektedir. Bu durum kızların yaşam beklentilerini azaltmakta, sağlık, beslenme, eğitim ve çalışma alanlarındaki olanakları olumsuz yönde etkilemektedir.(Türkiye 15-19 yaş ; kız % 21.8, erkek %7.9)
d. Ktz çocuklarıyla kadınların yaptığı işlerden pek çoğu "görünmez" özellik taşımakta, ulusal mali endeks ve sayımlarda dikkate alınmamaktadır. Kadınların günlük çalışma süreleri,saat olarak erkeklerinkinden yüzde 25 daha uzundur.Kız çocuk gerek ev işleri ve kardeşlerin bakımı yönünden erkeklerden çok daha fazla yük altındadır.
e. Yetışkin kadınlar, daha az eğitim,daha az mesleki kurs görmekte;erkeklerden daha fazla mesai yapsalar bile,onlardan daha az ücret almaktadır.
f. Kız çocuklarla kadın!ar,yoksul erkek çocuklarla yetişkin erkeklerin karşılaşmadıkları kültürel,toplumsal,hukuksal ve ekonomik engellerle yüzyüze gelmektedir.
g. Kadınların yerel topluluklardan başlayarak bölgesel ve ulusal ölçeklerdeki karar alma süreçlerine katılımı son derece kısıtlıdır ve bu alanda erkeklerle aralarında önemli bir eşitsizlik bulunmaktadır
5. Gelecekte kadınlara daha eşitlikçi bir konum ve rol sağlanabilmesi açısından kız çocuk kilit öneme sahiptir. Yetişkin kadının taşıdığı hamur,henüz çocukken kanlmıştır. Genel olarak çocukluk döneminin, ayrıntılar bir yana bırakılırsa kızlar için 0-19 yaşları kapsadığında birleşilmektedir.
Kız çocuklarla ilgili mevcut eşitsiz gelişimin tersine çevrilmesi,en üst düzeyde siyasal öncelik taşıyan bir konu oluşunun yanı sıra,bir ülke için yapılabilecek en verimli yatırımlardan biridir.
6..Dünya ölçüsünde kız çocuklar ve kadınlar-öğrenim olanakları bakımından yoksunluğun hangi noktasındadır
? Türkiye bunun neresindedir ?
Var olan eğitim-öğrenim olanaklarından yararlanmada ise kız çocuklarla erkekler arasında ciddi farklılıklar ve haksızlıklar bulunmaktadır.
Kız çocuklarının eğitim-öğretim olanaklarından daha fazla yararlanabilmeleri için :
a. İki cins arası eşitsizliğe ve çocukluk döneminde iki cins arasında ayırımcılık yapılmasına son verecek siyasal ve yasal önlemlerle kalkınma politikalarının benimsenmesi
b. Kız çocuğunun konumuna yönelik özel araştırma ve çalışmaların başlatılması
c. Kız çocuğunun temel sağlık,beslenme,eğitim koşullarının ve toplumsal statüsünün geliştirilmesi
d. Kızlara yönelik politikaların ve programların hem yerel,hem ulusal düzeyde başarılı biçimde uygulanması
e. Kız çocuğunun özel duyarlılıkları ve gelişme gereksinimleri konusundaki bilgi-bilinç düzeyinin yükseltilmesi
e.Eğitsel, dinsel ve kültürel kurumlarda kız çocuğun sahip olduğu olumsuz imajın ortadan kaldırılması için mekanizmalar oluşturulması
f. Kız çocuklara yönelik özel duyarlılığı, toplumun kalıcı bir özelliği haline getirmek üzere siyasal,dinsel,kültürel,yönetsel ve toplumsal kaynakların seferber edilmesi
g. Güven duygularını arttırmak ve kendi değerlerine yönelik bilinç oluşturmak için kızların insan etkinliklerinin her alanına katılmalarının teşvik edilmesi,özendirilmesi
h. Ulusal ve uluslararası bütün platformlarda kız çocuklarının eşit haklara sahip olmaları gereğinin savunulması
ı.Ku çocukların, odak alan kalkınma programlarının oluşturulması ve kaydedilen ilerlemenin düzenliolarak izlenmesi
Türkiye’ye: gelince İse
l.Tanzimattan günümüze kızların eğitimi konusunda önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Nitekim; Atatürk'ün direktifleriyle Türk kadınlarını ileri haklara kavuşturan birçok reformlar yapılmış,1926 da Medeni Kanun'la Türk kadını aile,miras ve borçlar hukuku yönünden geniş haklar kazanmış,bunu siyasi haklar izlemiş,1930 da mahalli seçimlerde oy verme,4 yıl sonra genel seçimlerde oy kullanma ve milletvekili seçilme hakkına kavuşmuştur.
Birçok ülkede kadınların henüz sahip olamadığı kanuni haklara sahip olma büyük bir kazanç olmakla birlikte bu hakların tam anlamıyla kullanılabilmesi için öncelikle kızların eğitimden hakettikleri ölçüde yararlanması ve mutlaka okula gönderilmesi sağlanmalıdır.
Bunun için toplumun bazı kesimlerde egemen önyargıların ve olumsuz sosyo-kültürel etmenlerin ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Böylece daha 1934 de Türk kadını,tüm Müslüman ülkelerdeki hemcinslerinden,batıda Fransız ve İtalyan kadınlarından dana önce erkeklerle aynı siyasi hakları elde etmiştir. Ne yazık ki kazanılan bunca hakka karşın öğrenim olanaklarının ve eğitimde fırsat eşitliğinin aynı düzeyde gerçekleştirilememesi, kendisinin bunlardan gerektiğince ve yeterince yararlana bilmeni engellemiştir.
2. İlkokulda 1923-1924 öğretim yılında toplam 341 941 öğrenciden yalnızca % 18.4 kız
iken 1995 te % 49'a;ortaokulda % 18.9 iken % 39.5'e,genel lisede % 28.0'den %
42’ye,mesleki ve teknik lisede % 36.5 ten 35.5'e,yükseköğretimde ise % 11.2 den % 36'ya çıkmıştır. Kızların öğrenim alanında gerilediği tek alan mesleki ve teknik eğitim olmuştur. Kızlar giderek eğitimin bu alanında daha az yararlanır olmuşlardır.
3.Türkiye genelinde kızların eğitimden yararlan maları,oku la gönderilmeleri batıdan doğuya,kentten kırsal alana,toplumun üst katmanlarından alt kesimlere gidildikçe azalmaktadır. Bunun önlenmesi için gerekli siyasal ve toplumsal irade hızla oluşturulmalıdır.
4.Kız çocuklarının aile tarafından erkek çocuğa oranla ikinci planda tutulması,kırsal kesimde kızların aile hizmetinde,kentlerde çıraklık türündeki işlerde çalıştırılması kendilerinin okula devamını engellemektedir.Çok çocuklu fakir ailelerde eğitim harcamalarında tercih erkekler lehine kullanılmaktadır.
5. Bazı yörelerde uygulanan başlık parası,eğitim hizmetlerinin yetersiz ve dengesiz
dağılımı,Türkçenin yeter düzeyde bilinmemesi,nüfus kayıtlarının sağlıklı ^rf^^isıjlköjrçtimdcki yaptırımların yetersiz olması hep kızların eğitim hizmetlerinden gereğince yatarianamamaian sonucunu doğurmaktadır.
2000'N yıllarda ulus olarak, aile olarak geleceğimizin en güvenli sigortası olan kız çocuklarımızın en iyi şekilde eğitilebilmeleri, öğrenim olanaklarında erkeklerle eşit oranda faydalanmaları ve okula gidebilmeleri için gerekli her türlü önlem alınmalı,inançla uygulanmalı ve özellikle bu konuda başta ana-babalar olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin TV,radyo,gazete,dergi vb.kitle iletişim araçlarıyla ve yaygın eğitim yoluyla bilgilendirilip bilinçlendirilmesi kaçını!mazdır.(io.i2.2000)
* "Anaların bugünkü evlâtlarına vereceği terbiye eski devirlerdeki gibi basit değiidir...Onun için kadınlanma,erkeklerimizden çok aydın,çok daha feyizli,çok daha bilgili olmaya mecburdurlar."
• ''Bir toplum,aynı gayeye bütün kadınlan ve erkekleriyle beraber yürümezse, ilerlemesine teknik olarak imkân ve bilimsel olarak ihtimal yoktur. "Mustafa Kemal ATATÜRK
Adına Bilgi Toplumu denilen içinde bulunduğumuz zaman diliminde( 2011) duvarlara yazılan ''ana_kız okuldayız" biçimindeki yazılar, bize ulus olarak 87 yılda kızlarımız, kadınlarımız için ne kadar yol aldığımızı göstermesi bakımından çok anlamı ve utanç verici bir noktadır.(27.ıo.2011)
Kaynakça:
Mustafa YILMAN.Noktalar.Balıkesir,1976
Başbakanlık. Atatürk.Türk Gencinin El Kitabı.Başbakanlık.Ankara, 1981 Mustafa YILMAN.Çağdaş Eğitim Sosyolojisi. DEÜ 054. İzmir,1991 Ayia Oktay.Kültür Koleji.Eğitimde Nitelik Geliştirme Sempozyumu.
Türkiye'de KızlarınEğitimi lstanbul,1991
Unicef Türkiye Temsilciliği. Kız Çocuk.GeleceğeYönelik Bir Yatırım.Ankara,1992 Unicef TürkiyeTemsilciliği.Herkes İçin Eğitim Dünya Beyannamesi.Ankara,1992 Tusiad.Türkiye'de Eğitim.Îstanbul/I992 MEB.Milli Eğitim İstatistikleri.Ankara, 1996
Ahmet Çoban.Milli Eğitim.Atatürkçü Düşünce Sisteminde Kadın ve EğitimhAn kara,2000 Mustafa YILMAN.Demokrasimizin Kültürel Temelleri.Nobel Yayını. Ankara,2007
l. Çocuğun ilk okulu evi ve ilk öğretmeni annesidir. Anne çocuğa temel İnsani değerleri kazandıran kişi olup günümüzde, içinde yaşadığımız zaman diliminde,her şeyin baş döndürücü bir hızla değiştiği ve bilginin katlanarak artmaya devam ettiği bir ortamda,annelik gerçekten çok zor fakat çok onurlu bir görevdir.
Ancak bir kadın olarak annenin bu zor fakat aynı zamanda onurlu görevi gerektiğince ve yeterince yapabilmesi için,büyük Atatürk'ün de belirttiği gibi aydın,çok verimli ve bilgili olması gerekmektedir. Bu da kız çocuklarının çok daha iyi bir eğitim görmesi demektir.
2.0ysa bugün pek çok ülkede kız çocuk daha düşük bir statüye sahiptir. Kız çocuk gerek ailenin gerekse toplumun kaynakları üzerinde birinci öncelik hakkına sahip erkek çocuğa göre, çocukluk dönemine özgü haklar.olanaklar ve diğer ayrıcalıklardan daha az yararlanabilmektedir. Ortaya çıkan sonuç, kadınların bugün içinde bulundukları toplumsal ve ekonomik koşullarda en dramatik biçimde ifadesini bulmaktadır.
3. Bugünün kız çocuğu yarının kadını, annesidir. Eğer yarının kadını toplumsal değişim ve gelişme sürecinde erkeklerle eşit konumda rol oynayacaksa, hakettiği saygınlık ve olanaklar kız çocuklarına daha şimdiden tanınmalı,verilmelidir.Hem yoksul,hem kız çocuğu olarak dünyaya gelmenin yarattığı "çifte şansızlık"mutlaka ortadan kaldırılmalı ve bu konuda gereken önemler ivedi olarak alınıp uygulanmalıdır.
4. Zamanımızda dünya ölçüsünde kız çocuklarla kadınların içinde bulundukları yoksunluğun boyutları şöyle sergilenebilir:
a. Gelişmekte olan ülkelerdeki kız çocuklar, erkek çocuklara göre beslenme,sağlık ve eğitim alanlarında daha az olanaklara sahiptir.Pek çok ailede erkekler,kadınlar ve kız çocuklardan daha iyi beslenmektedir.
b. Gelişmekte olan ülkelerde kadınlar arası okur- yazarlık oranı, erkekler arasında görülenin üçte ikisi 2/3 kadardır.Gelişmekte olan 83 ülkeden 68'inde ilkokula kaydolma oranları kızlar arısında erkeklere göre çok daha düşüktür.
c. Gelişmekte olan ülkelerde çocuk bekleyen bir anne adayının ölüm olasılığı,sanayileşmiş ülkelerdekinin 50 katı kadardır. Kızlar erkeklere kıyasla daha erken yaşlarda evlenmektedir. Bu durum kızların yaşam beklentilerini azaltmakta, sağlık, beslenme, eğitim ve çalışma alanlarındaki olanakları olumsuz yönde etkilemektedir.(Türkiye 15-19 yaş ; kız % 21.8, erkek %7.9)
d. Ktz çocuklarıyla kadınların yaptığı işlerden pek çoğu "görünmez" özellik taşımakta, ulusal mali endeks ve sayımlarda dikkate alınmamaktadır. Kadınların günlük çalışma süreleri,saat olarak erkeklerinkinden yüzde 25 daha uzundur.Kız çocuk gerek ev işleri ve kardeşlerin bakımı yönünden erkeklerden çok daha fazla yük altındadır.
e. Yetışkin kadınlar, daha az eğitim,daha az mesleki kurs görmekte;erkeklerden daha fazla mesai yapsalar bile,onlardan daha az ücret almaktadır.
f. Kız çocuklarla kadın!ar,yoksul erkek çocuklarla yetişkin erkeklerin karşılaşmadıkları kültürel,toplumsal,hukuksal ve ekonomik engellerle yüzyüze gelmektedir.
g. Kadınların yerel topluluklardan başlayarak bölgesel ve ulusal ölçeklerdeki karar alma süreçlerine katılımı son derece kısıtlıdır ve bu alanda erkeklerle aralarında önemli bir eşitsizlik bulunmaktadır
5. Gelecekte kadınlara daha eşitlikçi bir konum ve rol sağlanabilmesi açısından kız çocuk kilit öneme sahiptir. Yetişkin kadının taşıdığı hamur,henüz çocukken kanlmıştır. Genel olarak çocukluk döneminin, ayrıntılar bir yana bırakılırsa kızlar için 0-19 yaşları kapsadığında birleşilmektedir.
Kız çocuklarla ilgili mevcut eşitsiz gelişimin tersine çevrilmesi,en üst düzeyde siyasal öncelik taşıyan bir konu oluşunun yanı sıra,bir ülke için yapılabilecek en verimli yatırımlardan biridir.
6..Dünya ölçüsünde kız çocuklar ve kadınlar-öğrenim olanakları bakımından yoksunluğun hangi noktasındadır
? Türkiye bunun neresindedir ?
Var olan eğitim-öğrenim olanaklarından yararlanmada ise kız çocuklarla erkekler arasında ciddi farklılıklar ve haksızlıklar bulunmaktadır.
Kız çocuklarının eğitim-öğretim olanaklarından daha fazla yararlanabilmeleri için :
a. İki cins arası eşitsizliğe ve çocukluk döneminde iki cins arasında ayırımcılık yapılmasına son verecek siyasal ve yasal önlemlerle kalkınma politikalarının benimsenmesi
b. Kız çocuğunun konumuna yönelik özel araştırma ve çalışmaların başlatılması
c. Kız çocuğunun temel sağlık,beslenme,eğitim koşullarının ve toplumsal statüsünün geliştirilmesi
d. Kızlara yönelik politikaların ve programların hem yerel,hem ulusal düzeyde başarılı biçimde uygulanması
e. Kız çocuğunun özel duyarlılıkları ve gelişme gereksinimleri konusundaki bilgi-bilinç düzeyinin yükseltilmesi
e.Eğitsel, dinsel ve kültürel kurumlarda kız çocuğun sahip olduğu olumsuz imajın ortadan kaldırılması için mekanizmalar oluşturulması
f. Kız çocuklara yönelik özel duyarlılığı, toplumun kalıcı bir özelliği haline getirmek üzere siyasal,dinsel,kültürel,yönetsel ve toplumsal kaynakların seferber edilmesi
g. Güven duygularını arttırmak ve kendi değerlerine yönelik bilinç oluşturmak için kızların insan etkinliklerinin her alanına katılmalarının teşvik edilmesi,özendirilmesi
h. Ulusal ve uluslararası bütün platformlarda kız çocuklarının eşit haklara sahip olmaları gereğinin savunulması
ı.Ku çocukların, odak alan kalkınma programlarının oluşturulması ve kaydedilen ilerlemenin düzenliolarak izlenmesi
Türkiye’ye: gelince İse
l.Tanzimattan günümüze kızların eğitimi konusunda önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Nitekim; Atatürk'ün direktifleriyle Türk kadınlarını ileri haklara kavuşturan birçok reformlar yapılmış,1926 da Medeni Kanun'la Türk kadını aile,miras ve borçlar hukuku yönünden geniş haklar kazanmış,bunu siyasi haklar izlemiş,1930 da mahalli seçimlerde oy verme,4 yıl sonra genel seçimlerde oy kullanma ve milletvekili seçilme hakkına kavuşmuştur.
Birçok ülkede kadınların henüz sahip olamadığı kanuni haklara sahip olma büyük bir kazanç olmakla birlikte bu hakların tam anlamıyla kullanılabilmesi için öncelikle kızların eğitimden hakettikleri ölçüde yararlanması ve mutlaka okula gönderilmesi sağlanmalıdır.
Bunun için toplumun bazı kesimlerde egemen önyargıların ve olumsuz sosyo-kültürel etmenlerin ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Böylece daha 1934 de Türk kadını,tüm Müslüman ülkelerdeki hemcinslerinden,batıda Fransız ve İtalyan kadınlarından dana önce erkeklerle aynı siyasi hakları elde etmiştir. Ne yazık ki kazanılan bunca hakka karşın öğrenim olanaklarının ve eğitimde fırsat eşitliğinin aynı düzeyde gerçekleştirilememesi, kendisinin bunlardan gerektiğince ve yeterince yararlana bilmeni engellemiştir.
2. İlkokulda 1923-1924 öğretim yılında toplam 341 941 öğrenciden yalnızca % 18.4 kız
iken 1995 te % 49'a;ortaokulda % 18.9 iken % 39.5'e,genel lisede % 28.0'den %
42’ye,mesleki ve teknik lisede % 36.5 ten 35.5'e,yükseköğretimde ise % 11.2 den % 36'ya çıkmıştır. Kızların öğrenim alanında gerilediği tek alan mesleki ve teknik eğitim olmuştur. Kızlar giderek eğitimin bu alanında daha az yararlanır olmuşlardır.
3.Türkiye genelinde kızların eğitimden yararlan maları,oku la gönderilmeleri batıdan doğuya,kentten kırsal alana,toplumun üst katmanlarından alt kesimlere gidildikçe azalmaktadır. Bunun önlenmesi için gerekli siyasal ve toplumsal irade hızla oluşturulmalıdır.
4.Kız çocuklarının aile tarafından erkek çocuğa oranla ikinci planda tutulması,kırsal kesimde kızların aile hizmetinde,kentlerde çıraklık türündeki işlerde çalıştırılması kendilerinin okula devamını engellemektedir.Çok çocuklu fakir ailelerde eğitim harcamalarında tercih erkekler lehine kullanılmaktadır.
5. Bazı yörelerde uygulanan başlık parası,eğitim hizmetlerinin yetersiz ve dengesiz
dağılımı,Türkçenin yeter düzeyde bilinmemesi,nüfus kayıtlarının sağlıklı ^rf^^isıjlköjrçtimdcki yaptırımların yetersiz olması hep kızların eğitim hizmetlerinden gereğince yatarianamamaian sonucunu doğurmaktadır.
2000'N yıllarda ulus olarak, aile olarak geleceğimizin en güvenli sigortası olan kız çocuklarımızın en iyi şekilde eğitilebilmeleri, öğrenim olanaklarında erkeklerle eşit oranda faydalanmaları ve okula gidebilmeleri için gerekli her türlü önlem alınmalı,inançla uygulanmalı ve özellikle bu konuda başta ana-babalar olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin TV,radyo,gazete,dergi vb.kitle iletişim araçlarıyla ve yaygın eğitim yoluyla bilgilendirilip bilinçlendirilmesi kaçını!mazdır.(io.i2.2000)
* "Anaların bugünkü evlâtlarına vereceği terbiye eski devirlerdeki gibi basit değiidir...Onun için kadınlanma,erkeklerimizden çok aydın,çok daha feyizli,çok daha bilgili olmaya mecburdurlar."
• ''Bir toplum,aynı gayeye bütün kadınlan ve erkekleriyle beraber yürümezse, ilerlemesine teknik olarak imkân ve bilimsel olarak ihtimal yoktur. "Mustafa Kemal ATATÜRK
Adına Bilgi Toplumu denilen içinde bulunduğumuz zaman diliminde( 2011) duvarlara yazılan ''ana_kız okuldayız" biçimindeki yazılar, bize ulus olarak 87 yılda kızlarımız, kadınlarımız için ne kadar yol aldığımızı göstermesi bakımından çok anlamı ve utanç verici bir noktadır.(27.ıo.2011)
Kaynakça:
Mustafa YILMAN.Noktalar.Balıkesir,1976
Başbakanlık. Atatürk.Türk Gencinin El Kitabı.Başbakanlık.Ankara, 1981 Mustafa YILMAN.Çağdaş Eğitim Sosyolojisi. DEÜ 054. İzmir,1991 Ayia Oktay.Kültür Koleji.Eğitimde Nitelik Geliştirme Sempozyumu.
Türkiye'de KızlarınEğitimi lstanbul,1991
Unicef Türkiye Temsilciliği. Kız Çocuk.GeleceğeYönelik Bir Yatırım.Ankara,1992 Unicef TürkiyeTemsilciliği.Herkes İçin Eğitim Dünya Beyannamesi.Ankara,1992 Tusiad.Türkiye'de Eğitim.Îstanbul/I992 MEB.Milli Eğitim İstatistikleri.Ankara, 1996
Ahmet Çoban.Milli Eğitim.Atatürkçü Düşünce Sisteminde Kadın ve EğitimhAn kara,2000 Mustafa YILMAN.Demokrasimizin Kültürel Temelleri.Nobel Yayını. Ankara,2007