Yazılım sektörü tüm dünya ülkelerinin ilgi gösterdiği bir alan olmakla beraber katma değeri yüksek olduğu için hükümet politikalarını ve ekonomileri direkt olarak etkileyebiliyor. Devletler ise beyinleri katma değeri yüksek alanlara yönlendirip güçlü bir ekonomiye sahip olmak istiyor. 1980'li yıllardan itibaren yazılım ve internet teknolojilerinin gelişmesi bazı startup şirketlerin büyümesine ve birer holding olmasına neden oldu (Google, Amazon, Microsoft, Apple vb.).
Amerika, İngiltere, Avustralya, Estonya gibi ülkeler de kodlama eğitiminin okullarda zorunlu hale getirilmesi için adımlar atmaya başladı. Ülkemizin de bu konuda adım atması güzel bir olay. 19 Ocak'ta Sanayi Bakanlığı Twitter adresinden yaptığı açıklama ile kodlama (programlama) dersinin ortaokul ve liselerde müfredata alınacağını duyurdu. Aslında bu konu uzunca bir süredir sosyal medya ve bazı ortamlarda tartışılan konulardan biriydi ve en sonunda ilk adım atıldı. Sanayi Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte ortak çalışma yaparak bu dersi ortaokul ve liselerde müfredata koyacak. Ama derslerin içeriği, seçmeli ya da zorunlu olup olmaması hakkında henüz bir bilgi verilmedi. Biz ise şimdi diğer ülkelerde bu ders nasıl veriliyor bunları inceleyelim.
Estonya hükümeti 2012 yılında kodlama derslerini birinci sınıftan itibaren zorunlu tutmaya başladı ve öğretmenler eğitilmeye başlandı. İlk olarak sınıf öğretmenlerinin eğitilmesi ile ilgilenen bakanlık, ardından öğrencilerin Microsoft teknolojisi kullanarak internet tabanlı nasıl oyun yapabileceklerini öğretiyorlar. Sonraki aşamada Kodu adlı bir program yardımıyla (Kodu Estonca'da ev anlamına gelmektedir.) öğrenciler Pc ve Xbox için oyunlar geliştirebiliyorlar. Bu sayede öğrenciler kendi geliştirdikleri oyunları oynayarak kodlamaya ilgi duyup, geleceklerini buna göre şekillendirme şansları oluyor.
Birleşik Krallık 2014 yılından itibaren ilköğretim ve ortaöğretim için programlama derslerinin olacağını duyurdu. Henüz derslerin içeriği,materyalleri belli olmasa da, bakanlık önceliği öğretmenlerin eğitimine vermeyi düşünüyor, daha sonra dersleri okul müfredatlarına ekleyecekler. Ayrıca bakanlığın bu duyurusundan sonra ünlü yayın kuruluşu BBC'de hükümet ile işbirliği yapacağını duyurdu. Bu proje kapsamında ortaöğretim öğrencilerine 1 milyon adet “BBC Micro” adını verdikleri küçük bilgisayarlar dağıtılacak. Bu mini bilgisayarları öğrenciler bilgisayarlarına bağlayarak üzerinde yazılım geliştirmeleri sağlanacak. Öğrencilerin küçük yaştan itibaren yazılım geliştirmeye ilgi duyması amaçlanıyor. Diğer bir proje ile BBC “Bitesize” adıyla internet üzerinden bir site açarak öğrencilere yönelik internet, yazılım gibi konulara değiniyor ve animasyonlar ile bunu destekliyor.
Amerika'da ise Barack Obama dahil ülkenin ve dünyanın bir çok ünlü ve tanınmış kişisinin desteğiyle her insanı kod yazmaya davet ediyorlar. Bunun için Code.org bir sivil toplum kuruluşu olarak kuruldu ve her yaştan insanın kodlama öğrenmesi ve öğrenebileceği anlatılıyor.Amerika hükümeti bu tür sivil toplum kuruluşlarına destek veriyor ve bu kuruluşlarının sayısı hızla artıyor. Code Club, CoderDojo, Codeacademy, De: Coded bunlardan sadece bir kaçı. Bu tür sivil toplum kuruluşları sadece Amerika içerisinde değil global düzeyde desteklenip bir çok etkinlik, ders ve sunum yapılıyor. Örneğin, CoderDojo Türkiye'de İstanbul odaklı olmakla beraber başka şehirlerde de ücretsiz eğitimler veriyor. Ülkemizde Microsoft'unAçık Akademi portalı ve Turkcell'in Geleceği Yazanlar projesi bunlara örnek olarak verilebilir.
Bu derslerin müfredata eklenmesi bütün öğrencilerin yazılımcı/geliştirici olacağı anlamına gelmiyor. Yazılım alanında bilinçlenmelerinin yanında yan dallarda da öğrenciler sektörde kendilerine bir yer edinebiliyorlar (proje/ürün yönetimi, test mühendisliği, iş analistliği, yönetici). Ayrıca genç neslin girişimci ruhunu da bu şekilde açığa çıkartabilmek mümkün. Zamanında küçük birer girişim olarak hayatlarına başlayan şirketler şuan bu ekosistemin en büyük rollerini paylaşıyor.
Ülkemiz için öğretmen eğitimi,ders materyallerinin güncel ve basit olması olmazsa olmazlardan görünüyor. Bununla birlikte internet üzerinden ders,örnek ve uygulamaları da bir platform olarak paylaşmak öncelikler olmalı. Bakanlığın bu adımlarına karşılık özel sektörün de karşılıksız kalmaması ülkemizden yeni girişimlerin, milyon dolarlık şirketlerin çoğalmasına vesile olacaktır.
ALINTIDIR
Amerika, İngiltere, Avustralya, Estonya gibi ülkeler de kodlama eğitiminin okullarda zorunlu hale getirilmesi için adımlar atmaya başladı. Ülkemizin de bu konuda adım atması güzel bir olay. 19 Ocak'ta Sanayi Bakanlığı Twitter adresinden yaptığı açıklama ile kodlama (programlama) dersinin ortaokul ve liselerde müfredata alınacağını duyurdu. Aslında bu konu uzunca bir süredir sosyal medya ve bazı ortamlarda tartışılan konulardan biriydi ve en sonunda ilk adım atıldı. Sanayi Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte ortak çalışma yaparak bu dersi ortaokul ve liselerde müfredata koyacak. Ama derslerin içeriği, seçmeli ya da zorunlu olup olmaması hakkında henüz bir bilgi verilmedi. Biz ise şimdi diğer ülkelerde bu ders nasıl veriliyor bunları inceleyelim.
Estonya hükümeti 2012 yılında kodlama derslerini birinci sınıftan itibaren zorunlu tutmaya başladı ve öğretmenler eğitilmeye başlandı. İlk olarak sınıf öğretmenlerinin eğitilmesi ile ilgilenen bakanlık, ardından öğrencilerin Microsoft teknolojisi kullanarak internet tabanlı nasıl oyun yapabileceklerini öğretiyorlar. Sonraki aşamada Kodu adlı bir program yardımıyla (Kodu Estonca'da ev anlamına gelmektedir.) öğrenciler Pc ve Xbox için oyunlar geliştirebiliyorlar. Bu sayede öğrenciler kendi geliştirdikleri oyunları oynayarak kodlamaya ilgi duyup, geleceklerini buna göre şekillendirme şansları oluyor.
Birleşik Krallık 2014 yılından itibaren ilköğretim ve ortaöğretim için programlama derslerinin olacağını duyurdu. Henüz derslerin içeriği,materyalleri belli olmasa da, bakanlık önceliği öğretmenlerin eğitimine vermeyi düşünüyor, daha sonra dersleri okul müfredatlarına ekleyecekler. Ayrıca bakanlığın bu duyurusundan sonra ünlü yayın kuruluşu BBC'de hükümet ile işbirliği yapacağını duyurdu. Bu proje kapsamında ortaöğretim öğrencilerine 1 milyon adet “BBC Micro” adını verdikleri küçük bilgisayarlar dağıtılacak. Bu mini bilgisayarları öğrenciler bilgisayarlarına bağlayarak üzerinde yazılım geliştirmeleri sağlanacak. Öğrencilerin küçük yaştan itibaren yazılım geliştirmeye ilgi duyması amaçlanıyor. Diğer bir proje ile BBC “Bitesize” adıyla internet üzerinden bir site açarak öğrencilere yönelik internet, yazılım gibi konulara değiniyor ve animasyonlar ile bunu destekliyor.
Amerika'da ise Barack Obama dahil ülkenin ve dünyanın bir çok ünlü ve tanınmış kişisinin desteğiyle her insanı kod yazmaya davet ediyorlar. Bunun için Code.org bir sivil toplum kuruluşu olarak kuruldu ve her yaştan insanın kodlama öğrenmesi ve öğrenebileceği anlatılıyor.Amerika hükümeti bu tür sivil toplum kuruluşlarına destek veriyor ve bu kuruluşlarının sayısı hızla artıyor. Code Club, CoderDojo, Codeacademy, De: Coded bunlardan sadece bir kaçı. Bu tür sivil toplum kuruluşları sadece Amerika içerisinde değil global düzeyde desteklenip bir çok etkinlik, ders ve sunum yapılıyor. Örneğin, CoderDojo Türkiye'de İstanbul odaklı olmakla beraber başka şehirlerde de ücretsiz eğitimler veriyor. Ülkemizde Microsoft'unAçık Akademi portalı ve Turkcell'in Geleceği Yazanlar projesi bunlara örnek olarak verilebilir.
Bu derslerin müfredata eklenmesi bütün öğrencilerin yazılımcı/geliştirici olacağı anlamına gelmiyor. Yazılım alanında bilinçlenmelerinin yanında yan dallarda da öğrenciler sektörde kendilerine bir yer edinebiliyorlar (proje/ürün yönetimi, test mühendisliği, iş analistliği, yönetici). Ayrıca genç neslin girişimci ruhunu da bu şekilde açığa çıkartabilmek mümkün. Zamanında küçük birer girişim olarak hayatlarına başlayan şirketler şuan bu ekosistemin en büyük rollerini paylaşıyor.
Ülkemiz için öğretmen eğitimi,ders materyallerinin güncel ve basit olması olmazsa olmazlardan görünüyor. Bununla birlikte internet üzerinden ders,örnek ve uygulamaları da bir platform olarak paylaşmak öncelikler olmalı. Bakanlığın bu adımlarına karşılık özel sektörün de karşılıksız kalmaması ülkemizden yeni girişimlerin, milyon dolarlık şirketlerin çoğalmasına vesile olacaktır.
ALINTIDIR