KÖSTEBEK NEDEN YERALTINDA YAŞAR??
Evvel zaman içinde, derler ki gökteki güneş git gide yaklaşır olmuş dünyaya. Öyle ki her doğan gün daha çok yakıp kavuruyor, otları, bitkileri kurutuyormuş. Sonunda köylüler aralarında birleşerek tohumlarını yalazlayıp kurutan bu güneşi durdurmanın yolunu düşünmüşler. Ama hiçbir şey gelmemiş ellerinden, öyle yana yakıla kala kalmışlar.
Gene derler ki, ormanların, otlakların en kurnaz, en güçlü, en yetenekli hayvanları toplantı yapmış, en güçlümüzdür deyip aslanı seçmişler güneşi durdurma görevine. O da böbürlenerek şöyle demiş, “Ben de bu güneşi durduramazsam bana da aslan demesinler. Bu yolda yaşamımı bile koyarım ortaya.”
Ama bir şeycik de yapamayıp kaskatı kalıvermez mi! Sıra çakala gelmiş, o da bir başarı gösterememiş. Böylece tüm ünlü büyükler sıradan geçmiş, hiçbiri bir şey becerememiş. Sonunda bugün bizim köstebek adını verdiğimiz en küçükleri kalmış geriye. Demiş ki, “Ben hepinizin en küçüğü, en güçsüzüyüm. Görevimi yapmaya uğraşacağım. Güneşi durdurabilmeyi başaracağıma pek güvenmiyorsam da, korkak olmadığımı göstereceğim en azından.”
Böyle deyip, güneşi durdurmak için savaşa hazırlamış kendini. Dallar, dikenler, çubuklar gibi yolu üstüne çıkan her nesneyi bir bir toplamış, yığmış üst üste. Güneş yine sürdürüyormuş yakmayı, ama küçük köstebek pes etmiyormuş. İnatla sürdürmüş çabasını, güneşi gerçekten durdurana dek. Ne var ki, çevresinde bu başarısını kutlayacak kimse kalmamış. Bu büyük utkunun verdiği şaşkınlıkla başını kaldırıp bakınca güneşe, kör oluvermiş gözleri. Ama tasa etmemiş bunu kendine. Kulağına gelen bir ses ona demiş ki, “Gözünü yitirip kör oldun. Artık toplumunu kurtarmak için çabalarken çevreni göremeyeceksin. Ama üzülme. Çünkü artık görmeye gereksinimin olmayacak. Ben seni ödüllendirecek, sana yaşamda yeni bir yol açacağım. Artık bir daha toprağın üstüne çıkmayacaksın. Yer altında kendi yeni yolunu çizeceksin.”
Derler ki, bu ses Tanrının sesiymiş. Yüce efendimiz köstebek için yer altında kendi oyduğu kovuklarda, yepyeni bir yaşam yolu açmış. O gün bugündür köstebek işte bu yeni dünyasında kendi halinde yaşar durur.
Evvel zaman içinde, derler ki gökteki güneş git gide yaklaşır olmuş dünyaya. Öyle ki her doğan gün daha çok yakıp kavuruyor, otları, bitkileri kurutuyormuş. Sonunda köylüler aralarında birleşerek tohumlarını yalazlayıp kurutan bu güneşi durdurmanın yolunu düşünmüşler. Ama hiçbir şey gelmemiş ellerinden, öyle yana yakıla kala kalmışlar.
Gene derler ki, ormanların, otlakların en kurnaz, en güçlü, en yetenekli hayvanları toplantı yapmış, en güçlümüzdür deyip aslanı seçmişler güneşi durdurma görevine. O da böbürlenerek şöyle demiş, “Ben de bu güneşi durduramazsam bana da aslan demesinler. Bu yolda yaşamımı bile koyarım ortaya.”
Ama bir şeycik de yapamayıp kaskatı kalıvermez mi! Sıra çakala gelmiş, o da bir başarı gösterememiş. Böylece tüm ünlü büyükler sıradan geçmiş, hiçbiri bir şey becerememiş. Sonunda bugün bizim köstebek adını verdiğimiz en küçükleri kalmış geriye. Demiş ki, “Ben hepinizin en küçüğü, en güçsüzüyüm. Görevimi yapmaya uğraşacağım. Güneşi durdurabilmeyi başaracağıma pek güvenmiyorsam da, korkak olmadığımı göstereceğim en azından.”
Böyle deyip, güneşi durdurmak için savaşa hazırlamış kendini. Dallar, dikenler, çubuklar gibi yolu üstüne çıkan her nesneyi bir bir toplamış, yığmış üst üste. Güneş yine sürdürüyormuş yakmayı, ama küçük köstebek pes etmiyormuş. İnatla sürdürmüş çabasını, güneşi gerçekten durdurana dek. Ne var ki, çevresinde bu başarısını kutlayacak kimse kalmamış. Bu büyük utkunun verdiği şaşkınlıkla başını kaldırıp bakınca güneşe, kör oluvermiş gözleri. Ama tasa etmemiş bunu kendine. Kulağına gelen bir ses ona demiş ki, “Gözünü yitirip kör oldun. Artık toplumunu kurtarmak için çabalarken çevreni göremeyeceksin. Ama üzülme. Çünkü artık görmeye gereksinimin olmayacak. Ben seni ödüllendirecek, sana yaşamda yeni bir yol açacağım. Artık bir daha toprağın üstüne çıkmayacaksın. Yer altında kendi yeni yolunu çizeceksin.”
Derler ki, bu ses Tanrının sesiymiş. Yüce efendimiz köstebek için yer altında kendi oyduğu kovuklarda, yepyeni bir yaşam yolu açmış. O gün bugündür köstebek işte bu yeni dünyasında kendi halinde yaşar durur.