Kurbağalar Nasıl Beslenir?
Kurbağalar hakkında çok fazla bilgi sahibi olunmasa da yaşam şekilleri ve görüntüleri bakımından herkes tarafından aşina olunan canlılardır. Bazı ülkelerde (Japonya, Çin, Fransa..) besin kaynağı olarak tüketilir ve tüketim oranı da oldukça fazladır. Sadece besin kaynağı olarak değil tıbbi araştırmalarda da yeni ilaçların bulunması için denek olarak kullanılırlar. Her hayvan gibi kurbağalar da ekosistemin bir parçasıdır ve azalması ya da yok olması durumunda hayvanları, insanları kısacası tüm canlıları olumsuz yönde etkileyecektir. Hayatta kalabilmek için beslenmeleri şarttır. Peki kurbağalar nerede yaşarlar ve hayatlarını nasıl beslenerek sürdürürler?
Kurbağalar küçük ve omurgalılar ailesindendir. Boyları en fazla 30 cm’e kadar uzayabilmektedir. Kurbağalara amfibiyen denir. Bunun anlamı, iki yaşayışlıdır. Yani hem karada hem de suda yaşayabilirler. Derileri su geçirgen ve nemli bir özelliğe sahiptir. Bu nedenle ağız yoluyla su içmeleri gerekmez. Ayrıca kurbağaların diğer bir özelliği de hem ciğerleriyle hem de derileriyle nefes alabilmeleridir. Ön ayakları kısa ve arka ayakları uzun zıplayış yapabilmeleri için uzun ve kuvvetlidir. Kurbağaların beslenme şeklini bulabilmek için öncelikle yaşadığı yerler önemlidir çünkü hayvan ve bitki türleri bölgeden bölgeye farklılık gösterir. Kurbağalar Antarktika haricindeki tüm ülkelerde yaşayabilirler. Aslında genellikle sıcak ülkelerde su ya da nehir kıyılarında bulunurlar. Birçok çeşitleri vardır. Sadece karada yaşayanlar yalnız çiftleşme zamanı su kenarlarına giderler. Bazıları sadece ağaçlarda yaşar. Bu tür kurbağaların bir özelliği de ayaklarındaki güçlü tutuş sağlayan sıvılardır. Bazılarına ise kazıcı kurbağa adı verilir. Bunlar toprağı kazarak ya da çamurun altına girerek orada yaşarlar. Genel olarak kurbağalar geceleri avlarını ararlar.
Kurbağaların yapıları gereği büyük hayvan avlayamayacağı için böcek, örümcek, solucan ve minik balıklarla, küçük hayvanları avlayarak beslenirler. Herkesin bildiği gibi avlarını dillerinin yardımıyla yakalar ve içeri çekerler. Böcekleri genellikle çiğnemeden yutarlar. Bunun sebebi diş yapısıdır. Sadece üst çenede dişleri olduğu için dişleri avını parçalamaya yetmez. Doğanın bir döngüsü olarak tabii ki kurbağaların da avcıları bulunur. Bunların arasında; rakun, balıkçıl, kaplumbağa, yılan ve insanlar vardır. Kurbağaların avlanmamak, diğer canlılara yem olmamak için kendilerini koruma taktikleri vardır. Bu taktiği zehir salgı bezleri ile geliştirmişlerdir. Genel olarak kendilerini korumak için renklerini kullanırlar. Örneğin; kırmızı ya da sarı gibi canlı renklerde ‘‘Ben zehirliyim’’ ya da ‘‘Benim kötü tadım var ‘’ mesajını verirler. Ayrıca kocaman patlak gözlere sahip oldukları için etraflarını çok iyi gözlemleme imkanına sahiptirler. Bu sayede de avcılarından kendilerini korurlar.
Kurbağalar hakkında çok fazla bilgi sahibi olunmasa da yaşam şekilleri ve görüntüleri bakımından herkes tarafından aşina olunan canlılardır. Bazı ülkelerde (Japonya, Çin, Fransa..) besin kaynağı olarak tüketilir ve tüketim oranı da oldukça fazladır. Sadece besin kaynağı olarak değil tıbbi araştırmalarda da yeni ilaçların bulunması için denek olarak kullanılırlar. Her hayvan gibi kurbağalar da ekosistemin bir parçasıdır ve azalması ya da yok olması durumunda hayvanları, insanları kısacası tüm canlıları olumsuz yönde etkileyecektir. Hayatta kalabilmek için beslenmeleri şarttır. Peki kurbağalar nerede yaşarlar ve hayatlarını nasıl beslenerek sürdürürler?
Kurbağalar küçük ve omurgalılar ailesindendir. Boyları en fazla 30 cm’e kadar uzayabilmektedir. Kurbağalara amfibiyen denir. Bunun anlamı, iki yaşayışlıdır. Yani hem karada hem de suda yaşayabilirler. Derileri su geçirgen ve nemli bir özelliğe sahiptir. Bu nedenle ağız yoluyla su içmeleri gerekmez. Ayrıca kurbağaların diğer bir özelliği de hem ciğerleriyle hem de derileriyle nefes alabilmeleridir. Ön ayakları kısa ve arka ayakları uzun zıplayış yapabilmeleri için uzun ve kuvvetlidir. Kurbağaların beslenme şeklini bulabilmek için öncelikle yaşadığı yerler önemlidir çünkü hayvan ve bitki türleri bölgeden bölgeye farklılık gösterir. Kurbağalar Antarktika haricindeki tüm ülkelerde yaşayabilirler. Aslında genellikle sıcak ülkelerde su ya da nehir kıyılarında bulunurlar. Birçok çeşitleri vardır. Sadece karada yaşayanlar yalnız çiftleşme zamanı su kenarlarına giderler. Bazıları sadece ağaçlarda yaşar. Bu tür kurbağaların bir özelliği de ayaklarındaki güçlü tutuş sağlayan sıvılardır. Bazılarına ise kazıcı kurbağa adı verilir. Bunlar toprağı kazarak ya da çamurun altına girerek orada yaşarlar. Genel olarak kurbağalar geceleri avlarını ararlar.
Kurbağaların yapıları gereği büyük hayvan avlayamayacağı için böcek, örümcek, solucan ve minik balıklarla, küçük hayvanları avlayarak beslenirler. Herkesin bildiği gibi avlarını dillerinin yardımıyla yakalar ve içeri çekerler. Böcekleri genellikle çiğnemeden yutarlar. Bunun sebebi diş yapısıdır. Sadece üst çenede dişleri olduğu için dişleri avını parçalamaya yetmez. Doğanın bir döngüsü olarak tabii ki kurbağaların da avcıları bulunur. Bunların arasında; rakun, balıkçıl, kaplumbağa, yılan ve insanlar vardır. Kurbağaların avlanmamak, diğer canlılara yem olmamak için kendilerini koruma taktikleri vardır. Bu taktiği zehir salgı bezleri ile geliştirmişlerdir. Genel olarak kendilerini korumak için renklerini kullanırlar. Örneğin; kırmızı ya da sarı gibi canlı renklerde ‘‘Ben zehirliyim’’ ya da ‘‘Benim kötü tadım var ‘’ mesajını verirler. Ayrıca kocaman patlak gözlere sahip oldukları için etraflarını çok iyi gözlemleme imkanına sahiptirler. Bu sayede de avcılarından kendilerini korurlar.
