Kurtuluş Savaşı cepheleri
Kurtuluş Savaşı Batı Cephesi
Kurtuluş Savaşı Doğu Cephesi
Kurtuluş Savaşı Güney Cephesi
Kurtuluş Savaşı Batı Cephesi
Tarih Mayıs 1919 - Kasım 1922
Bölge Batı Anadolu
Sonuç Türkiye Büyük Millet Meclisi hükûmeti'nin zaferi
Lozan Antlaşmasının imzalanması
Taraflar
Yunanistan Krallığı.... ..Kuvayımilliye
...............................Ankara Hükûmeti
..............................(sonraki Türkiye Cumhuriyeti)
Kumandanlar
Küçük Asya Ordusu
Orgeneral Paraskevopoulos
Orgeneral Papoulas
Orgeneral Hatzianestis .
TBMM Hükûmeti Orduları
Mareşal Mustafa Kemal
Mareşal Fevzi Paşa
Orgeneral İsmet
Güçler
180.000 (12 tümen) .....150.000 (Milisler dahil: 350.000)
Batı Cephesi veya Garp Cephesi veya Türk-Yunan Cephesi Yunanistan Ordusu'nun 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkmasıyla başlayıp aynı kentin 9 Eylül 1922'de Türkiye'nin TBMM Hükûmeti Ordusu tarafından geri alınmasıyla biten savaş veya Kurtuluş Savaşı'nın cephelerinden birine verilen ad. Aynı zamanda askerî tarih açısından, savaş sırasında Batı Anadolu’da Yunanistan Ordusu'nun genel taarruzuna karşı 25 Haziran 1920’de kurulup 1923’te kaldırılan askerî birimlerden birine verilen ad.
İzmir'in İşgali
Yunanistan'ın İzmir işgali, Avrupalı güçlerin teşviki ve cesaretlendirmesiyle[kaynak belirtilmeli] ve Sevr Antlaşması hükümleri gerekçe gösterilerek, Yunan Ordusu 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkmıştır.
İşgale karşı ilk cephe
Kurtuluş Savaşı’nda ilk cepheler Yunanlıların işgal ettiği bölgelerde kuruldu. Bunlardan ilki Ayvalık Cephesi’ydi. 172. Alay komutanı Yarbay Ali Bey (Çetinkaya), halkı da silahlandırarak 29 Mayıs 1919’da Ayvalık’ı işgal eden Yunanlılara karşı direnişe geçti. Bu arada Yörük Ali Efe gibi çete reisleri de zaman zaman Yunanlılara karşı baskınlar düzenliyordu. Aydın Cephesi’ndeki Kuva-yı Milliye, 28 Haziran 1919’da Yunan askerlerine saldırıya geçti ve üç gün süren kanlı çatışmalardan sonra işgalcileri Aydın’dan çıkarmayı başardı. Ne var ki Yunanlılar kısa bir süre sonra kenti yeniden işgal ettiler. Bu bölgede faaliyet gösteren Çerkez Ethem Bey ise Salihli Cephesi’ni oluşturmuştu.
Batı Cephesi’nin kuruluşu
Asıl olarak Yunanlılar işgaline karşı Batı Anadolu’da verilen savaşları kapsayan Batı Cephesi ya da Garp Cephesi, 22 Haziran 1920’de Milne Hattı’ndan başlayan Yunanistan Ordusu'nun gelen taarruzunun hemen ardından, 25 Haziran 1920’de oluşturuldu ve komutanlığına Ali Fuat Paşa getirildi. Bu arada Yunan kuvvetleri 24 Mart 1920’de Dumlupınar’ı, 28 Mart’ta da Afyon’u ele geçirmişlerdi. Yunanlılara karşı verilen asıl savaşlar da bu tarihten sonra oldu.
Ancak Ali Fuat Paşa, Yunanistan'ın genel taarruzu ve Çerkez Ethem Bey'in faaliyetleri karşısında[kaynak belirtilmeli] başarısız bulundu ve Batı Cephesi komutanlığından alındı. TBMM Hükümeti, 9 Kasım 1920’de Batı Cephesi'nin iki kısma ayrılmasına karar vermiştir.
Bu karara göre Kuzey Cephesi, İzmit, Ertuğrul, Eskişehir, Kütahya sancaklarını kapsayacak ve Genelkurmay Başkanı Albay İsmet Bey (İnönü) komutasında olacaktır. Güney Cephesi ise Afyonkarahisar, Isparta, Burdur, Denizli, Aydın, Menteşe, Antalya, Konya, Silifke, Niğde ve Adana merkez sancağını kapsayacak ve İçişleri Bakanı Albay Refet Bey (Bele) komutasında kurulacaktır.
Yeniden teşkillenen Batı Cephesi kuvvetleri, kuruluşunda 1.098 subay, 19.406 er, 10.283 tüfek, 90 ağır makineli, 23 hafif makineli, 45 top, 4.294 nakliye hayvanı ve 439 araba idi.
Yunan taarruzları
Bu arada Yunanlılar 8 Temmuz 1920’de Bursa’yı, 12 Temmuz 1920’de İznik’i işgal etmişlerdi. 6 Ocak 1921’de Bursa yöresinden saldırıya geçen Yunan birlikleri, 11 Ocak 1921’de Birinci İnönü Muharebesi’nden sonra geri çekildiler.
Bir süre sonra Yunanlılar, Londra Konferansı sürerken, Bursa’nın doğusundaki Dimboz’dan Eskişehir yönünde yeni bir taarruz başlattılar. Bu taarruz, 23 Mart-1 Nisan 1921 tarihleri arasında yapılan İkinci İnönü Muharebesi sonucu durduruldu. Bu muharebenin ardından, 3 Mayıs 1921’de Batı Cephesi İsmet Paşa (İnönü)’nın komutanlığı altında yeniden birleştirildi.
Bursa, Yunan kuvvetlerinin üslendiği en önemli merkezlerden biri durumuna gelmişti. Sevr Antlaşması’nı imzalaması için Ankara Hükümeti’ni sıkıştırmaya ve Batı Cephesi birliklerinin direncini kırmaya yönelik yeni bir Yunan saldırısı da Temmuz 1921’de Bursa ve güneyinden geldi. Türk birlikleri, bu saldırıya karşılık verecek gerekli hazırlıkları tamamlamış değildi ve bundan dolayı düzenli olarak geri çekilmeye karar verildi. Bu çekilme Sakarya Irmağı’nın doğusuna kadar sürdü. Bu arada Yunan kuvvetleri 13 Temmuz 1921’de ikinci kez Afyon’u, 17 Temmuz 1921’de Kütahya’yı ve 20 Temmuz 1921’de Eskişehir’i işgal etti.
İkinci İnönü Muharebesi
Londra Barış Konferansı’nın önerilerinin TBMM Hükümeti’nce reddedilmesi üzerine, İtilaf Devletleri’nin isteklerini zorla Türklere kabul ettirmekle görevlendirilen Yunanlılar, Bursa üzerinden Eskişehir’e, Uşak üzerinden Afyon’a doğru 23 Mart 1921'de saldırıya geçtiler.
Yunanlılar, Bilecik’i, İnönü’de Metris Tepe'yi ve Uşak’ı ele geçirmeleri üzerine, TBMM Muhafız Taburu cepheye gönderildi. Böylece güçlenen Türk kuvvetleri karşı saldırıya geçerek Yunan saldırısını püskürttü. Batı Cephesi Komutanı İsmet Bey’in savaş süresince verdiği “mevzilerin kesin olarak savunulması” emri başarının elde edilmesinde etken oldu.1 Nisan 1921’de Yunan ordusu Bursa’ya çekilmeye başladı. Böylece Yunanlılar İnönü’de ikinci kez yenildiler.
Sonuç
* TBMM Hükümeti varlığını bütün Avrupa devletlerine, resmen olmasa da kabul ettirdi; içte ve dışta nüfuz ve saygınlığı yükseldi.[kaynak belirtilmeli]
* Avrupa ülkelerinde, İngiliz ve Yunan politikasına karşı güvensizlik ve muhalefet başladı.[kaynak belirtilmeli]
* Ordu mensuplarında, her bakımdan kendilerine güven arttı.
* Bu durum karşısında, Fransızlar Zonguldak’tan, İtalyanlar Güney Anadolu’dan çekilmeyi tercih ettiler.
* TBMM Hükûmeti ordusunun kazandığı zaferler, İtilaf Devletleri’ni Türkler hakkında yararlı kararlar almaya zorladı.
* II. İnönü Muharebesi’nin kazanılmasından, Sovyet Rusya ve Afganistan gibi dost devletlerde büyük bir memnunluk duyulmuş ve bu resmen Ankara hükûmeti’ne bildirilmiştir.
Kütahya-Eskişehir Muharebeleri
10 Temmuz’da Yunan saldırısı İnönü-Eskişehir, Afyon ve Kütahya hattında geniş bir cephede başladı. Bu durumda Mustafa Kemal Paşa fazla kayıplar verilmeden ordunun Sakarya Irmağı'nın doğusuna çekilmesine karar verdi. Ordu, Sakarya’nın doğusunda toparlanmaya başladı. Yunanlılar da Sakarya Irmağı kıyılarına kadar ilerlediler. Yunanlılar Sakarya Irmağı'nın batı tarafında durmuşlar, yeni bir saldırı için hazırlıklara başlamışlardı.Sonuçta Yunanlılar kazanmıştı. Ordumuz, yokolmamak için Sakarya Irmağı'nın doğu kıyısına çekilmişti.
Sonuç olarak:
* Eskişehir, Afyon ve Kütahya Ankara Hükümeti'nin elinden çıkmıştır.Yunanlıları oyalamak için Ankara'ya giden tüm demiryolları havaya uçuruldu. Çünkü;Yunanlılara Ankara yolu gözükmüştü.
* Meclis tarafından Mustafa Kemal 5 Ağustos 1921’de başkomutan seçilmiştir.
* Mustafa Kemal ayrıca üç ay süreyle meclisin orduya ilişkin yetkilerine de sahip olacaktı.
Mustafa Kemal ilk iş olarak ordunun gereksinimlerinin sağlanması için 7-8 Ağustos 1921’ de Tekalif-i Milliye Emirleri (Ulusal Yükümlülükler) yayınladı. Tekalif-i Milliye emirlerinin uygulanmasında çıkacak aksaklıkları ortadan kaldırmak için çeşitli yerlerde İstiklal Mahkemeleri açıldı.
Sakarya Meydan Muharebesi, Ağustos 1921
23 Ağustos – 13 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan ve Türk milleti için bir ölüm kalım savaşı[kaynak belirtilmeli] olan Sakarya Meydan Muharebesi; Kurtuluş Savaşı içinde kader tayin edici olmuştur.
Bu savaştan önce Yunanlıların başlıca hedefi; Ankara yönünde ilerleyerek, Türk Ordusunu yok etmek ve Kurtuluş Savaşı’nın sembolü ve direniş merkezi haline gelen Ankara’yı ele geçirmekti. Böylece Türk azim ve direnme gücü yok edilmiş olacaktı. Mustafa Kemal Paşa’nın emir ve komutasında, Türk ulusunun kanıyla yapılan en uzun meydan muharebesi; Türk Kurtuluş Savaş’ı tarihine de subay muharebesi diye geçen Sakarya Destanı 21 gün 21 gece devam etmiş ve 13 Eylül günü Yunanlıların Sakarya Nehri’nin doğusunu tamamen terk etmesiyle son bulmuştur.
23 Ağustos 1921’de Yunan ordusunun saldırısıyla başladı ve 22 gün-22 gece sürdü. Başkomutan Mustafa Kemal’in yönettiği Sakarya Savaşı, Yunan ordusunun 13 Eylül 1921’de Sakarya Irmağı’nın batısına çekilmek zorunda bırakılmasıyla son buldu. Sakarya zaferinin ardından ilan edilen seferberlik Büyük Taarruz’un ilk işareti oldu.
Başkomutan Mustafa Kemal, Sakarya Meydan Muharebesi sırasında ülke savunmasını şu şekilde ifade etmiştir:
Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O sathı bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça bırakılamaz. Onun için küçük, büyük her birlik bulunduğu mevziden atılabilir; fakat, küçük büyük her birlik durabildiği noktadan yeniden Yunan birliklerine karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki birliğin çekilmek zorunda kaldığını gören birlikler, ona uymaz; bulunduğu mevzide sonuna kadar durmaya ve direnmeye mecburdurSakarya Savaşı sonunda; Türk Ordusu’nun 1683 yılındaki 2. Viyana Kuşatmasındaki yenilgisinden beri süregelen çekilmesi sona ermiştir. Bu savaş, Türk ordusu’nun son savunma savaşıdır.
* Yunanistan Ordusu 10 Eylül’de karşı taarruzla Afyon-Kütahya hattına kadar atılmıştır.
* Muharebe Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanmıştır.
Sonuçları
* Ulusal Kurtuluş Savaşının son savunma savaşıdır.
* Yunanistan Ordusu'nun saldırı gücü tükenmiş, Türk topraklarını ele geçirme istek ve umudu yok olmuş, savunmaya geçmişlerdir.
* Bu savaşa Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü Paşalar katılmıştır. Subaylar savaşıdır.
* Mustafa Kemal’e mareşallik rütbesi ve Gazi unvanı (19 Eylül 1921) verilmiştir.
* Sovyetler Birliği ile Kars, Fransızlarla Ankara Antlaşmaları imzalanmıştır.
* TBMM Anadolu’da kesin egemenlik sağlamıştır.
* TBMM’nin yaşama ve varolma mücadelesindeki en büyük başarısıdır.
Büyük Taarruz, Ağustos 1922
Başkomutanlık Meydan Muharebesi
Uzun bir hazırlık döneminden sonra, 26 Ağustos 1922’de Mustafa Kemal’in başkomutanlığında Büyük Taarruz başladı. Batı Cephesi birlikleri, 30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan Savaşı’nda Yunanlılara karşı büyük bir zafer kazandı. İzmir’e doğru çekilen Yunanlıları izleyen Türk birlikleri, 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi.
Hazırlık
Başkomutan Mustafa Kemal Yunan Ordusu'na kesin darbeyi indirmek için hızlı biçimde hazırlıklara girişti.
* Doğu ve Güney cepheleri tam anlamıyla güvenlik altına alındığından buralardaki birlikler tam bir gizlilik içinde Batı’ya kaydırıldı.
* Ordunun eksiklikleri giderildi.
Taarruz
Mustafa Kemal Haziran 1922’de taarruz kararı aldı. 6 Ağustos 1922’de orduya gizlice taarruz için hazırlanması emri verildi. Mustafa Kemal Akşehir’e gelerek komutanlarla toplantı yaptı. Toplantıda 26 Ağustos taarruz günü olarak belirlendi. Taarruz Afyon’un güneyinden Dumlupınar yönüne doğru baskın şeklinde başlayacak ve sonra da meydan savaşına dönüştürülerek Yunan kuvvetleri tümüyle yok edilecekti.
26 Ağustos 1922 sabahı saat 05.30 da topçularımızın ateşiyle Kocatepe’den taarruz başladı.Başkomutan Mustafa Kemal de bu esnada taarruzu Kocatepe’den sevk ve idare ediyordu. Siklet merkezi 1 inci Ordu da olmak üzere, 1 inci Ordu güneyden, 2 inci Ordu kuzeyden taarruzla, harekat kısa sürede başarılı bir şekilde gelişti. Yunan savunma hattı parçalandı. 26/27 Ağustos gecesi Yunan mevzileri ele geçirildi. 27 Ağustos’ta Türk Ordusu Afyon’u Yunan işgalinden kurtardı. Dumlupınar mevzilerine çekilen Yunan birliklerine karşı 29 Ağustos’ta taarruz eden ordumuz, 30 Ağustos’ta Yunan ordusunu tamamen kuşatarak büyük bir kısmını imha etmiştir. Yunanistan Ordusu Başkomutanı General Trikopis esir alındı. Kütahya’daki Yunan Ordusu temizlenmiştir. Bu savaşı Başkomutan Mustafa Kemal doğrudan kendisi yönettiği için bu zafere Başkomutanlık Meydan Muharebesi denir.
İzmir'in Kurtuluşu
Yunan ordusu, Başkomutan Mustafa Kemal’in 1 Eylül 1922’de, Türk ordusuna verdiği emrinin son paragrafı
Ordular! İlk Hedefiniz Akdeniz'dir. İleri.
şeklinde 2 Eylül 1922 tarihli Hâkimiyeti Milliye gazetesinde yayımlanmıştır. Yunan işgalindeki tüm yerler tek tek kurtaran Türk ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi.
Batı Cephesi’nin kaldırılması
Büyük Taarruz’un ardından Mudanya’da başlayan ateşkes görüşmelerine İsmet Paşa, Batı Cephesi komutanı olarak katıldı. Mudanya Mütarekesi’nin ardından İsmet Paşa Batı Cephesi komutanlığından ayrılarak hariciye vekili oldu. Batı Cephesi komutanlığını Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa üstlendi. Lozan Antlaşması’nın imzalanmasından sonra, savaş ortamı tamamen ortadan kalktı ve 1 Eylül 1923’te Batı Cephesi karargâhı kaldırıldı.