• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Kurtuluş Savaşı cepheleri

Suskun

V.I.P
V.I.P
grmJaof.webp



Kurtuluş Savaşı cepheleri



Kurtuluş Savaşı Batı Cephesi

Kurtuluş Savaşı Doğu Cephesi

Kurtuluş Savaşı Güney Cephesi

hq1F9pD.webp
Kurtuluş Savaşı Batı Cephesi


Tarih Mayıs 1919 - Kasım 1922
Bölge Batı Anadolu
Sonuç Türkiye Büyük Millet Meclisi hükûmeti'nin zaferi
Lozan Antlaşmasının imzalanması
Taraflar

Yunanistan Krallığı.... ..Kuvayımilliye
...............................Ankara Hükûmeti
..............................(sonraki Türkiye Cumhuriyeti)
Kumandanlar

Küçük Asya Ordusu
Orgeneral Paraskevopoulos
Orgeneral Papoulas
Orgeneral Hatzianestis .

TBMM Hükûmeti Orduları

Mareşal Mustafa Kemal
Mareşal Fevzi Paşa
Orgeneral İsmet
Güçler

180.000 (12 tümen) .....150.000 (Milisler dahil: 350.000)

Batı Cephesi veya Garp Cephesi veya Türk-Yunan Cephesi Yunanistan Ordusu'nun 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkmasıyla başlayıp aynı kentin 9 Eylül 1922'de Türkiye'nin TBMM Hükûmeti Ordusu tarafından geri alınmasıyla biten savaş veya Kurtuluş Savaşı'nın cephelerinden birine verilen ad. Aynı zamanda askerî tarih açısından, savaş sırasında Batı Anadolu’da Yunanistan Ordusu'nun genel taarruzuna karşı 25 Haziran 1920’de kurulup 1923’te kaldırılan askerî birimlerden birine verilen ad.


İzmir'in İşgali
Yunanistan'ın İzmir işgali, Avrupalı güçlerin teşviki ve cesaretlendirmesiyle[kaynak belirtilmeli] ve Sevr Antlaşması hükümleri gerekçe gösterilerek, Yunan Ordusu 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkmıştır.

İşgale karşı ilk cephe

Kurtuluş Savaşı’nda ilk cepheler Yunanlıların işgal ettiği bölgelerde kuruldu. Bunlardan ilki Ayvalık Cephesi’ydi. 172. Alay komutanı Yarbay Ali Bey (Çetinkaya), halkı da silahlandırarak 29 Mayıs 1919’da Ayvalık’ı işgal eden Yunanlılara karşı direnişe geçti. Bu arada Yörük Ali Efe gibi çete reisleri de zaman zaman Yunanlılara karşı baskınlar düzenliyordu. Aydın Cephesi’ndeki Kuva-yı Milliye, 28 Haziran 1919’da Yunan askerlerine saldırıya geçti ve üç gün süren kanlı çatışmalardan sonra işgalcileri Aydın’dan çıkarmayı başardı. Ne var ki Yunanlılar kısa bir süre sonra kenti yeniden işgal ettiler. Bu bölgede faaliyet gösteren Çerkez Ethem Bey ise Salihli Cephesi’ni oluşturmuştu.

Batı Cephesi’nin kuruluşu

Asıl olarak Yunanlılar işgaline karşı Batı Anadolu’da verilen savaşları kapsayan Batı Cephesi ya da Garp Cephesi, 22 Haziran 1920’de Milne Hattı’ndan başlayan Yunanistan Ordusu'nun gelen taarruzunun hemen ardından, 25 Haziran 1920’de oluşturuldu ve komutanlığına Ali Fuat Paşa getirildi. Bu arada Yunan kuvvetleri 24 Mart 1920’de Dumlupınar’ı, 28 Mart’ta da Afyon’u ele geçirmişlerdi. Yunanlılara karşı verilen asıl savaşlar da bu tarihten sonra oldu.

Ancak Ali Fuat Paşa, Yunanistan'ın genel taarruzu ve Çerkez Ethem Bey'in faaliyetleri karşısında[kaynak belirtilmeli] başarısız bulundu ve Batı Cephesi komutanlığından alındı. TBMM Hükümeti, 9 Kasım 1920’de Batı Cephesi'nin iki kısma ayrılmasına karar vermiştir.

Bu karara göre Kuzey Cephesi, İzmit, Ertuğrul, Eskişehir, Kütahya sancaklarını kapsayacak ve Genelkurmay Başkanı Albay İsmet Bey (İnönü) komutasında olacaktır. Güney Cephesi ise Afyonkarahisar, Isparta, Burdur, Denizli, Aydın, Menteşe, Antalya, Konya, Silifke, Niğde ve Adana merkez sancağını kapsayacak ve İçişleri Bakanı Albay Refet Bey (Bele) komutasında kurulacaktır.

Yeniden teşkillenen Batı Cephesi kuvvetleri, kuruluşunda 1.098 subay, 19.406 er, 10.283 tüfek, 90 ağır makineli, 23 hafif makineli, 45 top, 4.294 nakliye hayvanı ve 439 araba idi.

Yunan taarruzları

Bu arada Yunanlılar 8 Temmuz 1920’de Bursa’yı, 12 Temmuz 1920’de İznik’i işgal etmişlerdi. 6 Ocak 1921’de Bursa yöresinden saldırıya geçen Yunan birlikleri, 11 Ocak 1921’de Birinci İnönü Muharebesi’nden sonra geri çekildiler.

Bir süre sonra Yunanlılar, Londra Konferansı sürerken, Bursa’nın doğusundaki Dimboz’dan Eskişehir yönünde yeni bir taarruz başlattılar. Bu taarruz, 23 Mart-1 Nisan 1921 tarihleri arasında yapılan İkinci İnönü Muharebesi sonucu durduruldu. Bu muharebenin ardından, 3 Mayıs 1921’de Batı Cephesi İsmet Paşa (İnönü)’nın komutanlığı altında yeniden birleştirildi.

Bursa, Yunan kuvvetlerinin üslendiği en önemli merkezlerden biri durumuna gelmişti. Sevr Antlaşması’nı imzalaması için Ankara Hükümeti’ni sıkıştırmaya ve Batı Cephesi birliklerinin direncini kırmaya yönelik yeni bir Yunan saldırısı da Temmuz 1921’de Bursa ve güneyinden geldi. Türk birlikleri, bu saldırıya karşılık verecek gerekli hazırlıkları tamamlamış değildi ve bundan dolayı düzenli olarak geri çekilmeye karar verildi. Bu çekilme Sakarya Irmağı’nın doğusuna kadar sürdü. Bu arada Yunan kuvvetleri 13 Temmuz 1921’de ikinci kez Afyon’u, 17 Temmuz 1921’de Kütahya’yı ve 20 Temmuz 1921’de Eskişehir’i işgal etti.

İkinci İnönü Muharebesi

Londra Barış Konferansı’nın önerilerinin TBMM Hükümeti’nce reddedilmesi üzerine, İtilaf Devletleri’nin isteklerini zorla Türklere kabul ettirmekle görevlendirilen Yunanlılar, Bursa üzerinden Eskişehir’e, Uşak üzerinden Afyon’a doğru 23 Mart 1921'de saldırıya geçtiler.

Yunanlılar, Bilecik’i, İnönü’de Metris Tepe'yi ve Uşak’ı ele geçirmeleri üzerine, TBMM Muhafız Taburu cepheye gönderildi. Böylece güçlenen Türk kuvvetleri karşı saldırıya geçerek Yunan saldırısını püskürttü. Batı Cephesi Komutanı İsmet Bey’in savaş süresince verdiği “mevzilerin kesin olarak savunulması” emri başarının elde edilmesinde etken oldu.1 Nisan 1921’de Yunan ordusu Bursa’ya çekilmeye başladı. Böylece Yunanlılar İnönü’de ikinci kez yenildiler.

Sonuç

* TBMM Hükümeti varlığını bütün Avrupa devletlerine, resmen olmasa da kabul ettirdi; içte ve dışta nüfuz ve saygınlığı yükseldi.[kaynak belirtilmeli]
* Avrupa ülkelerinde, İngiliz ve Yunan politikasına karşı güvensizlik ve muhalefet başladı.[kaynak belirtilmeli]
* Ordu mensuplarında, her bakımdan kendilerine güven arttı.
* Bu durum karşısında, Fransızlar Zonguldak’tan, İtalyanlar Güney Anadolu’dan çekilmeyi tercih ettiler.
* TBMM Hükûmeti ordusunun kazandığı zaferler, İtilaf Devletleri’ni Türkler hakkında yararlı kararlar almaya zorladı.
* II. İnönü Muharebesi’nin kazanılmasından, Sovyet Rusya ve Afganistan gibi dost devletlerde büyük bir memnunluk duyulmuş ve bu resmen Ankara hükûmeti’ne bildirilmiştir.

Kütahya-Eskişehir Muharebeleri

10 Temmuz’da Yunan saldırısı İnönü-Eskişehir, Afyon ve Kütahya hattında geniş bir cephede başladı. Bu durumda Mustafa Kemal Paşa fazla kayıplar verilmeden ordunun Sakarya Irmağı'nın doğusuna çekilmesine karar verdi. Ordu, Sakarya’nın doğusunda toparlanmaya başladı. Yunanlılar da Sakarya Irmağı kıyılarına kadar ilerlediler. Yunanlılar Sakarya Irmağı'nın batı tarafında durmuşlar, yeni bir saldırı için hazırlıklara başlamışlardı.Sonuçta Yunanlılar kazanmıştı. Ordumuz, yokolmamak için Sakarya Irmağı'nın doğu kıyısına çekilmişti.

Sonuç olarak:


* Eskişehir, Afyon ve Kütahya Ankara Hükümeti'nin elinden çıkmıştır.Yunanlıları oyalamak için Ankara'ya giden tüm demiryolları havaya uçuruldu. Çünkü;Yunanlılara Ankara yolu gözükmüştü.
* Meclis tarafından Mustafa Kemal 5 Ağustos 1921’de başkomutan seçilmiştir.
* Mustafa Kemal ayrıca üç ay süreyle meclisin orduya ilişkin yetkilerine de sahip olacaktı.

Mustafa Kemal ilk iş olarak ordunun gereksinimlerinin sağlanması için 7-8 Ağustos 1921’ de Tekalif-i Milliye Emirleri (Ulusal Yükümlülükler) yayınladı. Tekalif-i Milliye emirlerinin uygulanmasında çıkacak aksaklıkları ortadan kaldırmak için çeşitli yerlerde İstiklal Mahkemeleri açıldı.

Sakarya Meydan Muharebesi, Ağustos 1921

23 Ağustos – 13 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan ve Türk milleti için bir ölüm kalım savaşı[kaynak belirtilmeli] olan Sakarya Meydan Muharebesi; Kurtuluş Savaşı içinde kader tayin edici olmuştur.

Bu savaştan önce Yunanlıların başlıca hedefi; Ankara yönünde ilerleyerek, Türk Ordusunu yok etmek ve Kurtuluş Savaşı’nın sembolü ve direniş merkezi haline gelen Ankara’yı ele geçirmekti. Böylece Türk azim ve direnme gücü yok edilmiş olacaktı. Mustafa Kemal Paşa’nın emir ve komutasında, Türk ulusunun kanıyla yapılan en uzun meydan muharebesi; Türk Kurtuluş Savaş’ı tarihine de subay muharebesi diye geçen Sakarya Destanı 21 gün 21 gece devam etmiş ve 13 Eylül günü Yunanlıların Sakarya Nehri’nin doğusunu tamamen terk etmesiyle son bulmuştur.


23 Ağustos 1921’de Yunan ordusunun saldırısıyla başladı ve 22 gün-22 gece sürdü. Başkomutan Mustafa Kemal’in yönettiği Sakarya Savaşı, Yunan ordusunun 13 Eylül 1921’de Sakarya Irmağı’nın batısına çekilmek zorunda bırakılmasıyla son buldu. Sakarya zaferinin ardından ilan edilen seferberlik Büyük Taarruz’un ilk işareti oldu.

Başkomutan Mustafa Kemal, Sakarya Meydan Muharebesi sırasında ülke savunmasını şu şekilde ifade etmiştir:

Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O sathı bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça bırakılamaz. Onun için küçük, büyük her birlik bulunduğu mevziden atılabilir; fakat, küçük büyük her birlik durabildiği noktadan yeniden Yunan birliklerine karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki birliğin çekilmek zorunda kaldığını gören birlikler, ona uymaz; bulunduğu mevzide sonuna kadar durmaya ve direnmeye mecburdurSakarya Savaşı sonunda; Türk Ordusu’nun 1683 yılındaki 2. Viyana Kuşatmasındaki yenilgisinden beri süregelen çekilmesi sona ermiştir. Bu savaş, Türk ordusu’nun son savunma savaşıdır.

* Yunanistan Ordusu 10 Eylül’de karşı taarruzla Afyon-Kütahya hattına kadar atılmıştır.
* Muharebe Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanmıştır.

Sonuçları


* Ulusal Kurtuluş Savaşının son savunma savaşıdır.
* Yunanistan Ordusu'nun saldırı gücü tükenmiş, Türk topraklarını ele geçirme istek ve umudu yok olmuş, savunmaya geçmişlerdir.
* Bu savaşa Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü Paşalar katılmıştır. Subaylar savaşıdır.
* Mustafa Kemal’e mareşallik rütbesi ve Gazi unvanı (19 Eylül 1921) verilmiştir.
* Sovyetler Birliği ile Kars, Fransızlarla Ankara Antlaşmaları imzalanmıştır.
* TBMM Anadolu’da kesin egemenlik sağlamıştır.
* TBMM’nin yaşama ve varolma mücadelesindeki en büyük başarısıdır.


Büyük Taarruz, Ağustos 1922



Başkomutanlık Meydan Muharebesi
Uzun bir hazırlık döneminden sonra, 26 Ağustos 1922’de Mustafa Kemal’in başkomutanlığında Büyük Taarruz başladı. Batı Cephesi birlikleri, 30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan Savaşı’nda Yunanlılara karşı büyük bir zafer kazandı. İzmir’e doğru çekilen Yunanlıları izleyen Türk birlikleri, 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi.

Hazırlık

Başkomutan Mustafa Kemal Yunan Ordusu'na kesin darbeyi indirmek için hızlı biçimde hazırlıklara girişti.

* Doğu ve Güney cepheleri tam anlamıyla güvenlik altına alındığından buralardaki birlikler tam bir gizlilik içinde Batı’ya kaydırıldı.
* Ordunun eksiklikleri giderildi.

Taarruz

Mustafa Kemal Haziran 1922’de taarruz kararı aldı. 6 Ağustos 1922’de orduya gizlice taarruz için hazırlanması emri verildi. Mustafa Kemal Akşehir’e gelerek komutanlarla toplantı yaptı. Toplantıda 26 Ağustos taarruz günü olarak belirlendi. Taarruz Afyon’un güneyinden Dumlupınar yönüne doğru baskın şeklinde başlayacak ve sonra da meydan savaşına dönüştürülerek Yunan kuvvetleri tümüyle yok edilecekti.

26 Ağustos 1922 sabahı saat 05.30 da topçularımızın ateşiyle Kocatepe’den taarruz başladı.Başkomutan Mustafa Kemal de bu esnada taarruzu Kocatepe’den sevk ve idare ediyordu. Siklet merkezi 1 inci Ordu da olmak üzere, 1 inci Ordu güneyden, 2 inci Ordu kuzeyden taarruzla, harekat kısa sürede başarılı bir şekilde gelişti. Yunan savunma hattı parçalandı. 26/27 Ağustos gecesi Yunan mevzileri ele geçirildi. 27 Ağustos’ta Türk Ordusu Afyon’u Yunan işgalinden kurtardı. Dumlupınar mevzilerine çekilen Yunan birliklerine karşı 29 Ağustos’ta taarruz eden ordumuz, 30 Ağustos’ta Yunan ordusunu tamamen kuşatarak büyük bir kısmını imha etmiştir. Yunanistan Ordusu Başkomutanı General Trikopis esir alındı. Kütahya’daki Yunan Ordusu temizlenmiştir. Bu savaşı Başkomutan Mustafa Kemal doğrudan kendisi yönettiği için bu zafere Başkomutanlık Meydan Muharebesi denir.

İzmir'in Kurtuluşu

Yunan ordusu, Başkomutan Mustafa Kemal’in 1 Eylül 1922’de, Türk ordusuna verdiği emrinin son paragrafı

Ordular! İlk Hedefiniz Akdeniz'dir. İleri.


şeklinde 2 Eylül 1922 tarihli Hâkimiyeti Milliye gazetesinde yayımlanmıştır. Yunan işgalindeki tüm yerler tek tek kurtaran Türk ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi.

Batı Cephesi’nin kaldırılması

Büyük Taarruz’un ardından Mudanya’da başlayan ateşkes görüşmelerine İsmet Paşa, Batı Cephesi komutanı olarak katıldı. Mudanya Mütarekesi’nin ardından İsmet Paşa Batı Cephesi komutanlığından ayrılarak hariciye vekili oldu. Batı Cephesi komutanlığını Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa üstlendi. Lozan Antlaşması’nın imzalanmasından sonra, savaş ortamı tamamen ortadan kalktı ve 1 Eylül 1923’te Batı Cephesi karargâhı kaldırıldı.
 
VGJGURP.webp


Kurtuluş Savaşı Doğu Cephesi




Kurtuluş Savaşı Tarih 1919 - 1921

Ermenistan ile 25 Temmuz 1920-7 Kasım 1920

Bölge Doğu Anadolu ve Güney Kafkasya


Sonuç

Gümrü Antlaşması

Moskova Antlaşması

Kars Antlaşması

Taraflar


Gürcistan.............TBMM

Rusya SFC

ESSC

GSSC



Kumandanlar


Kanayan ........ Karabekir

Doğu Cephesi, Kurtuluş Savaşı sırasında 1919 - 1921 yılları arasında Türk Ermeni Savaşı (24 Temmuz - 7 Kasım 1920) dahil olmak üzere, Doğu Anadolu ve Güney Kafkasya'da açılan savaş cephesi.


I. Dünya Savaşı'nda, Kafkas Cephesi'nin açılması üzerine Ermeniler'le Ruslar işbirliğine yönelmişler ve Rusların kışkırtmalarıyla Osmanlılara saldırmaya başlamışlardır. Rusya’da ihtilal gerçekleşince Ruslar, Doğu Anadolu’da işgal ettikleri yerleri Türklere bırakarak geri çekildiler. Bu arada merkezi Erivan olan bir Ermeni devleti kuruldu (28 Mayıs 1918). Ruslar çekilirken daha Türk ordusu bölgeye ulaşmadan Ermeniler, Rusların yerini aldı ve doğu Anadolu’nun kendilerine ait olduğunu ileri sürüp, Gümrü, Iğdır, Arpaçay ve Aras’a kadar ilerlediler.

I. Dünya Savaşı'nın sona ermesi ve bölgede bulunan Türk 3'ncü Ordusu'nun 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi gereğince Kafkasya'yı boşaltması sonucu Kafkaslar'da, Ermenistan başta olmak üzere Gürcistan, Azerbaycan ve Nahcivan Cumhuriyetleri kuruldu. Bu boşaltma sırasında muhtemel Ermeni saldırı ve tecavüzlerine karşı da Türk halkını korumak maksadıyla Ardahan, Batum bölgesinde Acara Şura Hükûmeti, Kars-Oltu-Sarıkamış-Kağızman bölgelerinde ise Güneybatı Kafkas Geçici Milli Hükûmeti kuruldu. Ancak bu iki hükümet 3 ay sonra İngilizler tarafından dağıtıldı. Bu olaydan sonra bölgenin Ermeni saldırılarına karşı savunulması, karargahı Erzurum'da bulunan 15'nci Kolordu tarafından sağlandı.

10 Ağustos 1920 Sevr Antlaşması hükümlerine dayanarak Büyük Ermenistan'ı kurmak isteyen Ermeni tedhiş hareketleri sonunda bölgedeki durum giderek gerginleşti. İtilaf Devletleri, Akdeniz ve Karadeniz’e çıkış kapıları olacak ve sınırları Wilson tarafından çizilecek Büyük Ermenistan düşünü gerçekleştirmek için Sevr Antlaşması’na bir madde koydular.

Savaş düzeni

Bu cephede bulunan Türk 15'nci Kolordusu dört tümen ile süvari ve topçu alaylarından oluşmaktaydı. Muharip personel sayısı, 13.000 kişi idi. Ermeniler ise toplam 12 alaydan oluşan dört tümene sahiptiler. Muharip personel mevcutları; 15.000 idi. Ancak doğudaki kuvvetlerimize karşı kullanabilecekleri mevcut 10.000 kişi kadardı.

Cephe hattı Osmanlı-Rus Savaşı (1877-78) sonrasındaki Osmanlı-Rus sınırını olan Ardeşen-Yusufeli-Oltu-Bayezit olarak belirlenmişdi.

TBMM Hükûmeti ile Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti arasındaki savaş

Kurtuluş Savaşı başlamadan önce Doğu Anadolu'nun Ermenilerin eline geçmesine mani olmak için Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adıyla bir örgüt kurulmuştu. Bu kuvvetler Ermenilerle Oltuda çatışma aline girmişlerdi.
TBMM Hükümeti artan Ermeni sorunlarına ve yayılmacılığına son vermek amacıyla 20 Eylül 1920'de bölgede bir askeri harekat yapılmasına karar verdi. 15. Kolordu Komutanı Musa Kâzım Karabekir'i tam yetkiyle Doğu Cephesi Komutanlığına atadı.

29 Eylül 1920'de saldırıya geçen Kâzım Karabekir kuvvetleri, birkaç gün içerisinde Ardeşen-Yusufeli-Oltu-Bayezit hattını aşarak Drastamat Kanayan komutasinda Ermeni kuvvetleriyle catışmaya girdi. İlk cephe Oltu Muharebesi oldu. Daha sonra Simon Vratsian ve Artashes Babalian komutasinda olan Ermeni Gucleriyle Sarıkamış Muharebesi (1920) ve Kars Muharebesi yapıldı. Kars'ın doğusuna çekilen Ermeniler bolşevik Rusyadan ve ABD'den yardım istedi. Bolşevik Rusya bu kafkasyayı kendi nüfüz alanı olarak gorduğunden dolayı ve Turk Kurtuluş Savaşı'nı desteklediği için yardım etmeyi reddetti. ABD'den de olumlu yanıt alamayan Ermeniler, işgal ettikleri Erzurum, Kars, ve çevresini Kazım Karabekir kuvvetlerine bıraktı ve bugünkü Ermenistan'ın batısına çekildi. Barış antlaşması imzalanmamışdı.

Kazım Karabekirin kuvvetleri Ermeni birliklerini daha ileri giderek Gümrü'ye kadar takip etti. Burada Gümrü Muharebesi yapildi. Yenilen Ermeniler barış istedi.

Gümrü Antlaşması

Barış isteğini kabul eden TBMM Hükümeti 2 Aralık 1920'de Ermenistan'la Gümrü Antlaşmasını imzaladı. Antlaşmaya göre Batum, Sarıkamış, Kars, Ağrı, Erzurum, Artvin, Oltu ve çevresi TBMM Hükümetine bırakılırken savaş esnasında Kazım Karabekir kuvvetlerinin eline geçen Gümrü kenti ise Ermenistan'a bırakıldı. Ayrıca, Mondros sonrasında Ermenistan'a bırakılan Kulp(Tuzluca)kazası da TBMM hükümetinin kontrolüne kaldı. Gümrü Antlaşması'na Göre:

* Sevr Antlaşması'nın geçersiz olduğu Ermenilerce de benimsenmiştir.
* Ermeniler Doğu Anadolu'daki her türlü isteklerinden vazgeçmişlerdir. Büyük Ermenistan kurma girişimleri sona ermiştir.
* 1878'de elden çıkan Kars ve çevresi Türkiye'nin topraklarına katıldı.
* Gümrü Antlaşması TBMM'nin uluslararası alanda ilk siyasi başarısıdır.
* Misak-ı Milli'nin doğu sınırları kısmen de olsa belirlendi.
* Halk üzerinde ordu ve meclisin güveni artmıştır.
 
Kurtuluş Savaşı Güney Cephesi



Tarih

Mayıs 1920 - 9 Mart 1921

Bölge


Güney Anadolu

Sonuç


Antep'in düşmesi

Taraflar


Fransa................... Kuva-yi Milliye

Ermeni Lejyonu

Kumandanlar


Henri Gouraud ..........Şahin Bey

..............................Kılıç Ali


Güney Cephesi, Fransız Cephesi veya Kilikya Cephesi I. Dünya Savaşı'nın ardından Fransız kuvvetleri ve beraberindeki Ermeni Lejyonu ile TBMM idaresindeki Kuva-yi Milliye arasında gerçekleşen muharebelerden meydana gelen cephedir. Fransa, Sykes-Picot Anlaşması ve ardından Ermeniler ile imzalanan antlaşma ile kendisine düşen topraklara yönelmiştir. 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Anlaşması ile cephe kapanmıştır.


1916 yılında imzalanan Sykes-Picot Anlaşması ile Maraş, Antep, Urfa ve civarı İngilizlere, Musul ise Fransızlara bırakılıyordu. Ancak Büyük Britanya Musul'daki petrol kaynakları için Fransa ile 15 Eylül 1919'da Suriye İtilafnamesini kabul etti.Buna göre:

* Musul İngilizlere
* Maraş Antep ve Urfa civarı Fransızlara bırakıldı.

İngiliz döneminde pek de önemli bir olay yaşanmadı. Asıl olaylar Fransızlar döneminde yaşandı.

Maraş

I. Dünya Savaşı’nin sonlarına doğru Müttefiklerinin yenilmesi üzerine, Osmanlı İmparatorluğu 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi ile Anadolu'nun birçok yeri gibi Maraş'ta işgal altına girmesi ile işgal güçlerine karşı 11 Şubat 1920'de başlayan savunma 5 Mart 1920 tarihinde işgalin ortadan kalkması ile sonuçlanmıştır. Maraş'taki ilk direniş, Sütçü İmam'ın, hamamdan çıkan kadınlara sarkıntılık eden Ermeni askerlere saldırması ile başlamıştır.

Antep

Fransızlar 1 Nisan 1919´da Antep´i işgal ettiler. 1920 yılının Nisan ayı başında Türk Milli kuvvetleri kentte bir ayaklanma başlatarak Fransızlara karşı direnişe geçmiştir. On ay kadar süren direniş esnasında Fransızların kente 70.000 mermi attığı ve Türk tarafında 6000 kişinin şehit olduğu anlatılır.Fransızlar,kenti yoğun olarak top ateşine tutmuş,Suriye'de bulunan birliklerinden destek almışlar fakat Antep'e girme konusunda askeri bir başarı gösterememişlerdir.

30 Mayıs 1920'de Fransızlarla bir ateşkes imzalanmış ise de 17 Haziran'da çatışmalar tekrar başlamış ve aralıklarla 1920 sonuna dek sürmüştür. Nihayet 6 Şubat 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kente "Gazi" unvanını vermesinin hemen ertesinde, 6-7 Şubat gecesi Gaziantep teslim olmuş ve Fransız birliklerince işgal edilmiştir. 15 Mart 1921 tarihinde Londra´da Türk Dışişleri Bakanı ve Fransız delegasyonu Antep, Adana ve çevrelerinin Türklere geri verilmesi hususunda mutabakat sağlamıştır. Nitekim bu antlaşma Ankara Antlaşması ile son şeklini almış ve 25 Aralık 1921´de son Fransız askeri Antep´ten ayrılmıştır.

Urfa

Ali Saip Bey'in Jandarma komutanı olarak Urfa'ya atanmasından sonra halkın örgütlenmesi daha da süratlendi. Üçbin kişilik bir askeri güç oluşturuldu. 12'ler olarak adlandırılan ve Urfa'nın önde gelen 12 vatanseverinden oluşan Kuva-yi Milliye hareketi, önderleri Hacı Mustafa Hacıkamiloğlu vasıtasıyla 7 Şubat 1920'de Fransız komutanlığına şehrin boşaltılmasını isteyen bir ültimatom verdiler. 9 Şubat'ta şehrin yarısı geri alındı ve 10 Nisan'da Fransızlar çekildiler.

Geri çekilen Fransızların neredeyse tümü, Urfa muharebesine geç yetişmiş çevre aşiret birlikleri tarafından kılıçtan geçirilmiştir.
 
Geri
Top