Libya'daki Yahudilerin Tarihi
M.Ö. 3. yüzyıldan beri Yunan hakimiyeti altındaki Sirenayka'da Yahudilerin varlığı bilinmektedir. II.Dünya Savaşı sırasında Yahudi nüfusu Faşist rejimli İtalya'nın antisemitik kanunlarına ve Alman birliklerince sürülmelere maruz kalmıştır. Savaş sonrası anti-Yahudi saldırılar yüzünden birçok Yahudi başta İsrail olmak üzere başka ülkelere göç etti. 1969'da başa Muammer Kaddafi'nin geçmesiyle Yahudiler için yaşam daha da zorlaşınca geriye kalan bütün Yahudiler de ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Libya'daki son Yahudi Rina Debach ülkeyi 2003'te terk etti.
Tarih öncesi
Greko-Romen dönemde Libya Sirene ve Sirene'ye bağlı bölgelerden ibaretti. Bu topraklarda, aralarında Mısır'dan göç etmişler de olan Yahudiler yaşıyordu. Augustus, bölge valisi Falvius aracılığıyla buradaki Yahudilere ayrıcalıklı haklar tanıdı. Zamanında Kudüs'teki Yahudilerle yakın bağları vardı. 73'te Yahudiye'de Birinci Yahudi-Roma savaşı devam ederken, Sirene'de Dokumacı Jonathan önderliğinde Yahudi cemaati ayaklandı. Bu isyan bölge valisi Catullus tarafından çabucak bastırıldı. Jonathan, Pentapolis valisine ihbar edidi. İntikam olarak Romalılar Jonathan ile birlikte Sirene'deki varlıklı Yahudileri öldürdü. 115'te Sirene, Kıbrıs ve Mısır'da bir kez daha Yahudi ayaklanması başladı. Çalışmaları 2 Makkabiler kitabına kaynak olan Sirene'li Jason ve İsa'nın çarmıhını taşıyan Sirene'li Simon bu dönemde yaşamış Libya Yahudilerinden bazılarıdır.
İtalyan sömürgesi ve II.Dünya Savaşı
Libya 1911'de İtalya'nın sömürgesi haline geldi. 1931'de, 550.000 nüfuslu Libya'nın %4'ünü oluşturan 21.000 Yahudi'nin çoğu Trablus'da yaşıyordu. Bu zamana kadar Yahudilerin durumu genel olarak iyiydi. 1930'ların sonlarında Faşist rejimli İtalya antisemitik kanunlar geçirmeye başladı. Bu kanunların sonucu olarak Yahudiler hükümet işlerinden kovuldu, devlet okullarından çıkarıldı ve vatandaşlık belgelerine "Yahudi ırkı" mührü basıldı. Buna rağmen Trablus'in %25'i Yahudiydi ve 44 sinagog Yahudilere hizmet vermeye devam ediyordu. 1942'de Müttefik Devletler'le Kuzey Afrika'da savaşan Almanya Bingazi'nin Yahudi çeyreğini işgal etti. Yahudilerin dükkânları yağmalanıp 2000 Yahudi çölde çalışma kamplarına gönderildi; bunlardan beşte birinden haber alınamadı.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra
En kötü anti-Yahudi olayları ise Müttefik Devletler'in Kuzey Afrika'yı özgürleştirmesinden sonra yaşandı. 5 - 7 Kasım 1945'te gerçekleşen Trablus pogromuyla 140 Yahudi öldürüldü ve birçoğu da yaralandı. Asiler hemen hemen bütün sinagogları yağmalayıp 5 tanesini evler ve iş yerleriyle birlikte yıktılar. 1948 Haziran'ında yaşanan başka bir anti-Yahudi ayaklanmasında 12 Yahudi öldürüldü ve 280 Yahudi evi yıkıldı. Bu kez Libya Yahudi cemaati kendini korumaya hazırlanmıştı ve geri savaştı; böylece düzinelerce daha ölüm engellenmiş oldu.
Anti-Yahudi saldırılarla gelen güvensizlikle ve İsrail'in bağımsızlığını kazanmasıyla çoğu Yahudi ülkeyi terk etti. 1948-1951 arası özellikle 1949'da göçün yasallaşmasından sonra 30.972 Yahudi İsrail'e göç etti. 31 Aralık 1958'de Yahudi Cemaati Konseyi kanunen kaldırıldı. 1961'de çıkan yasayla gerçek Libya vatandaşlığını gösteren izin belgesi 6 kişi hariç Yahudilere verilmedi.
Altı Gün Savaşı
1967'de Yahudi nüfusu 7000'e kadar düştü. İsrail ve Arap komşuları arasında çıkan Altı Gün Savaşıyla Libya Yahudileri tekrar anti-Yahudi saldırılara maruz kaldılar. Saldırılar sonucu 18 Yahudi öldürüldü ve birçoğu yaralandı. Yahudi cemaati liderleri Kral I. İdris'ten Yahudilerin "geçici olarak" ülkeyi terketmelerine izin vermesini istedi; Kral buna izin verdi ve hatta teşvik etti. Havadan ve İtalyan donanmasının yardımlarıyla denizden 6000 Yahudi bir ay içinde Roma'ya getirildi. Ülkelerinden çıkan Yahudiler evlerini, işlerini ve mal varlıklarını arkada bırakmak zorunda kaldılar. Taşınan bu 6000 Yahudiden 4000'i İsrail ve ABD'ye göç etti. Geriye kalanlar ise Roma'da bir Yahudi cemaati oluşturdular, bu cemaatin nüfusu bugün 15.000'dir.
Kaddafi dönemi
Muammer Kaddafi 1969'da başa geçtiğinde Libya'da yaklaşık 100 Yahudi kalmıştı; hakimiyeti döneminde Yahudilerin mallarına el koydu, Yahudilere olan borçları iptal ettirdi ve Yahudilerin ülkeden çıkmasını yasakladı. Bazı Yahudiler yine de ülkeden kaçmayı başardı ve 1974'te 20 tane Yahudi kaldı. 2002'de Esmeralda Meghnagi'nin ölümüyle Libya'daki Yahudilerin varlığı tükenmiş zannediliyordu. Roma'daki ailesi tarafından öldüğü zannedilen fakat Trablusta bir huzurevinde yaşayan 80 yaşındaki Rina Debach'ın sağ olduğu ortaya çıktı. Onun da Roma'ya taşınmasıyla Libya'daki Yahudilerin tarihi son bulmuş oldu.
2004'te Kaddafi, ülkeyi terk etmek zorunda kalan ve mallarına el konulan Yahudilere tazminat verebileceğini açıkladı. O yılın Ekim ayında Yahudi örgütlerle tazminat konusunu konuşmak üzere bir araya geldi. İsrail'e göç eden Yahudilere tazminat vermeyeceğini açıkladı. Bazı kişiler, Kaddafi'nin bu haraketlerinin ardında oğlu ve varisi Seyfülislam Kaddafi olduğunu düşünmektedir. Aynı yıl Saif, Yahudileri geri çağırıp onların birer Libya'lı olduğunu ve "Filistinlilerden aldıkları toprakları terketmeleri" gereketiğini söyledi. Kaddafi aynı daveti 9 Aralık'ta Libya kökenli Knesset üyesi Moşe Kahlon'a da uzattı.
M.Ö. 3. yüzyıldan beri Yunan hakimiyeti altındaki Sirenayka'da Yahudilerin varlığı bilinmektedir. II.Dünya Savaşı sırasında Yahudi nüfusu Faşist rejimli İtalya'nın antisemitik kanunlarına ve Alman birliklerince sürülmelere maruz kalmıştır. Savaş sonrası anti-Yahudi saldırılar yüzünden birçok Yahudi başta İsrail olmak üzere başka ülkelere göç etti. 1969'da başa Muammer Kaddafi'nin geçmesiyle Yahudiler için yaşam daha da zorlaşınca geriye kalan bütün Yahudiler de ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Libya'daki son Yahudi Rina Debach ülkeyi 2003'te terk etti.
Tarih öncesi
Greko-Romen dönemde Libya Sirene ve Sirene'ye bağlı bölgelerden ibaretti. Bu topraklarda, aralarında Mısır'dan göç etmişler de olan Yahudiler yaşıyordu. Augustus, bölge valisi Falvius aracılığıyla buradaki Yahudilere ayrıcalıklı haklar tanıdı. Zamanında Kudüs'teki Yahudilerle yakın bağları vardı. 73'te Yahudiye'de Birinci Yahudi-Roma savaşı devam ederken, Sirene'de Dokumacı Jonathan önderliğinde Yahudi cemaati ayaklandı. Bu isyan bölge valisi Catullus tarafından çabucak bastırıldı. Jonathan, Pentapolis valisine ihbar edidi. İntikam olarak Romalılar Jonathan ile birlikte Sirene'deki varlıklı Yahudileri öldürdü. 115'te Sirene, Kıbrıs ve Mısır'da bir kez daha Yahudi ayaklanması başladı. Çalışmaları 2 Makkabiler kitabına kaynak olan Sirene'li Jason ve İsa'nın çarmıhını taşıyan Sirene'li Simon bu dönemde yaşamış Libya Yahudilerinden bazılarıdır.
İtalyan sömürgesi ve II.Dünya Savaşı
Libya 1911'de İtalya'nın sömürgesi haline geldi. 1931'de, 550.000 nüfuslu Libya'nın %4'ünü oluşturan 21.000 Yahudi'nin çoğu Trablus'da yaşıyordu. Bu zamana kadar Yahudilerin durumu genel olarak iyiydi. 1930'ların sonlarında Faşist rejimli İtalya antisemitik kanunlar geçirmeye başladı. Bu kanunların sonucu olarak Yahudiler hükümet işlerinden kovuldu, devlet okullarından çıkarıldı ve vatandaşlık belgelerine "Yahudi ırkı" mührü basıldı. Buna rağmen Trablus'in %25'i Yahudiydi ve 44 sinagog Yahudilere hizmet vermeye devam ediyordu. 1942'de Müttefik Devletler'le Kuzey Afrika'da savaşan Almanya Bingazi'nin Yahudi çeyreğini işgal etti. Yahudilerin dükkânları yağmalanıp 2000 Yahudi çölde çalışma kamplarına gönderildi; bunlardan beşte birinden haber alınamadı.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra
En kötü anti-Yahudi olayları ise Müttefik Devletler'in Kuzey Afrika'yı özgürleştirmesinden sonra yaşandı. 5 - 7 Kasım 1945'te gerçekleşen Trablus pogromuyla 140 Yahudi öldürüldü ve birçoğu da yaralandı. Asiler hemen hemen bütün sinagogları yağmalayıp 5 tanesini evler ve iş yerleriyle birlikte yıktılar. 1948 Haziran'ında yaşanan başka bir anti-Yahudi ayaklanmasında 12 Yahudi öldürüldü ve 280 Yahudi evi yıkıldı. Bu kez Libya Yahudi cemaati kendini korumaya hazırlanmıştı ve geri savaştı; böylece düzinelerce daha ölüm engellenmiş oldu.
Anti-Yahudi saldırılarla gelen güvensizlikle ve İsrail'in bağımsızlığını kazanmasıyla çoğu Yahudi ülkeyi terk etti. 1948-1951 arası özellikle 1949'da göçün yasallaşmasından sonra 30.972 Yahudi İsrail'e göç etti. 31 Aralık 1958'de Yahudi Cemaati Konseyi kanunen kaldırıldı. 1961'de çıkan yasayla gerçek Libya vatandaşlığını gösteren izin belgesi 6 kişi hariç Yahudilere verilmedi.
Altı Gün Savaşı
1967'de Yahudi nüfusu 7000'e kadar düştü. İsrail ve Arap komşuları arasında çıkan Altı Gün Savaşıyla Libya Yahudileri tekrar anti-Yahudi saldırılara maruz kaldılar. Saldırılar sonucu 18 Yahudi öldürüldü ve birçoğu yaralandı. Yahudi cemaati liderleri Kral I. İdris'ten Yahudilerin "geçici olarak" ülkeyi terketmelerine izin vermesini istedi; Kral buna izin verdi ve hatta teşvik etti. Havadan ve İtalyan donanmasının yardımlarıyla denizden 6000 Yahudi bir ay içinde Roma'ya getirildi. Ülkelerinden çıkan Yahudiler evlerini, işlerini ve mal varlıklarını arkada bırakmak zorunda kaldılar. Taşınan bu 6000 Yahudiden 4000'i İsrail ve ABD'ye göç etti. Geriye kalanlar ise Roma'da bir Yahudi cemaati oluşturdular, bu cemaatin nüfusu bugün 15.000'dir.
Kaddafi dönemi
Muammer Kaddafi 1969'da başa geçtiğinde Libya'da yaklaşık 100 Yahudi kalmıştı; hakimiyeti döneminde Yahudilerin mallarına el koydu, Yahudilere olan borçları iptal ettirdi ve Yahudilerin ülkeden çıkmasını yasakladı. Bazı Yahudiler yine de ülkeden kaçmayı başardı ve 1974'te 20 tane Yahudi kaldı. 2002'de Esmeralda Meghnagi'nin ölümüyle Libya'daki Yahudilerin varlığı tükenmiş zannediliyordu. Roma'daki ailesi tarafından öldüğü zannedilen fakat Trablusta bir huzurevinde yaşayan 80 yaşındaki Rina Debach'ın sağ olduğu ortaya çıktı. Onun da Roma'ya taşınmasıyla Libya'daki Yahudilerin tarihi son bulmuş oldu.
2004'te Kaddafi, ülkeyi terk etmek zorunda kalan ve mallarına el konulan Yahudilere tazminat verebileceğini açıkladı. O yılın Ekim ayında Yahudi örgütlerle tazminat konusunu konuşmak üzere bir araya geldi. İsrail'e göç eden Yahudilere tazminat vermeyeceğini açıkladı. Bazı kişiler, Kaddafi'nin bu haraketlerinin ardında oğlu ve varisi Seyfülislam Kaddafi olduğunu düşünmektedir. Aynı yıl Saif, Yahudileri geri çağırıp onların birer Libya'lı olduğunu ve "Filistinlilerden aldıkları toprakları terketmeleri" gereketiğini söyledi. Kaddafi aynı daveti 9 Aralık'ta Libya kökenli Knesset üyesi Moşe Kahlon'a da uzattı.