İngiltere'nin başkenti Londra, aynı zamanda dünya üzerinde görebileceğiniz en renkli ve ilginç şehirlerden biri. Ülkenin geri kalanında olduğu gibi başkentte de direksiyonlar sağ tarafta, trafikse tersten akıyor. Kırmızı kulübeli telefonlarıyla ünlü şehirle ilgili bilmeniz gerekenleri sıraladık.
Direksiyonlar neden sağda?
İngiltere'ye yolu düşen gezginleri en fazla zorlayan konuların başında şehirde direksiyonların bizdekinin aksine sağ tarafta, trafiğin ise soldan akıyor olması geliyor. Anlatılana göre trafiğin tersten akışı tarihsel nedenlere dayanıyor. Eski çağlarda karşıdan gelenin dost mu yoksa düşman mı olduğu bilinmediğinden sağ el ile rahatlıkla kılıç kullanabilmek için yolun sol tarafında bulunan duvara yakın gidiliyordu. Bu geleneğin sonraki yıllarda devam etmesi nedeniyle ülkede trafiğin akışı bu şekilde düzenlendi ve araçlarda direksiyonlar sağa alındı.
Şehri gezmenin en iyi yolu
Londra aynı zamanda dünyanın en gelişmiş metro hattına sahip şehirlerinden biri. Kentin neredeyse tamamını saran metro hatları sayesinde ulaşmak istediğiniz her yere bu hızlı ve rahat araçlarla kolayca gidebilirsiniz. Ancak eğer şehre ilk ziyaretiniz olacaksa en iyi seçeneklerden biri yaklaşık 1,5 – 2 pound ödeyerek katılabileceğiniz şehir turları. Kentin birçok önemli noktasını görebileceğiniz bu turlar sayesinde tarihi yer ve yapıların birçoğunu keşfedebilirsiniz.
Oyster Kart ile her yere
Şehirde ulaşım için toplu taşımayı kullanmak isterseniz öncelikle bir Oyster Kart almanızda yarar var. Rahatlıkla metro ve otobüslere binebileceğiniz bu kartın haftalık olanlarından alırsanız 35-40 pound gibi bir ücretle bir hafta boyunca şehir içinde toplu taşıma araçlarından yararlanabilirsiniz.
Geleneksel pub kültürü
İngiltere denince ilk akla gelenlerden biri de ülkenin geleneksel pub kültürü. Özellikle iş çıkışı akşam saatlerinde arkadaşlarıyla bir araya gelerek sohbet etmeyi seven İngilizler bunun için publarda buluşuyorlar. Genellikle bira içilen bu yerlerde lezzetli İngiliz biralarının dışında yurt dışından ithal edilen farklı bira seçeneklerini de bulabilirsiniz. Bu tarz yerleri seviyorsanız Borough Market'de fish&chips keyfi de şehirde yapılacaklar arasında.
Alışverişin adresi
Camden Town Londra'da alışveriş konusunda neredeyse sonsuz alternatif var. Şehirde ülkeye has hediyeliklerin yanında sokak aralarında çok sayıda farklı ürünü de bulabilirsiniz. Alışveriş için en iyi yerlerden biri ise Camden Town. Burada şehre gelen yabancı turistlerin ilgisini çeken anahtarlıklar veya magnetler arasından seçim yapabilirsiniz.
Ücretsiz müzeleri gezin
Londra tam anlamıyla bir müzeler şehri. National Gallery, Tate Modern, Museum of London ve British Museum gibi dünyanın en fazla ziyaret edilen müzelerini ve sanat galerilerini şehirde ücretsiz olarak gezebilirsiniz. Eğer bu yerleri tam anlamıyla gezip dolaşmak isterseniz şehirde gezinizi en az iki gün uzatmanız gerekeceğini unutmayın.
Yağmurluk ve şemsiyesiz çıkmayın
Dünya üzerinde adı yağmurla birlikte anılan şehirlerin başında Londra geliyor. Şehri hangi mevsimde ziyaret ederseniz edin mutlaka yanınızda bir yağmurluk veya şemsiye bulundurun. Sonbahar ve kış aylarında daha fazla yağış görülse de burada diğer mevsimlerde de her an yağmura yakalanmak mümkün.
Çin Mahallesi'nin leziz tatları
Londra dünyanın neredeyse her yerinden gelen insanların yaşadığı bir şehir. Böyle olunca yemek konusunda da gezginlere adeta küçük bir dünya turu yapma şansı tanıyor. Şehirde Asya'dan Amerika ve Avrupa'ya dünyanın neredeyse her yerinden yerel lezzetleri bulabilirsiniz. Bu yerler arasında en fazla sevilenlerden biri ise Uzak Doğu mutfağının leziz tatlarını deneyebileceğiniz Çin Mahallesi. Adeta küçük bir Çin olan bu mahallede dünyanın en ünlü Uzak Doğu lezzetlerinin Avrupa tatlarıyla çeşitlenen yorumlarını bulabilirsiniz.
Eğlenceli festivallerin şehri
Eğer konser ve festivallerde eğlenmeyi seviyorsanız tam olarak doğru yerdesiniz! Londra'da neredeyse tüm yıl düzenlenen eğlenceli festivallerden birine denk gelebilir ve eğlencenin keyfini çıkarabilirsiniz. Her yıl temmuz ayının ilk günlerinde düzenlenen Türk Festivali hiç yabancılık çekmeyeceğiniz etkinliklerden biri. Müzik tutkunlarını buluşturan Londra Müzik Festivali ve Caz Festivali de kaçırılmaması gereken seçenekler arasında.
Uçsuz bucaksız parklarda yayılın
Londra'da parklar ve yeşil alanlar o kadar büyük ve fazla ki şehirde dolaşırken insana büyük bir parkta geziniyormuş gibi geliyor. Güzel havalarda Hyde Park'ın geniş çimlerinde yayılabilir veya bisiklete binip çevreyi iki teker üzerinde keşfedebilirsiniz. ''Speaker's Corner'' olarak bilinen alanlarda ise birçok konuda konuşma yapanları dinleyebilirsiniz. Yılbaşı döneminde kurulan festival alanında eğlenmek veya buz pateni de Hyde Park'ta yapılabilecekler arasında. İçinde hayvanat bahçesi de bulunan Regent Park ise genellikle çocuklarıyla birlikte şehre gelen ailelerin ilk uğradığı yerlerden biri. Eğer yeterince zamanınız varsa Richmond Park, Green Park, Greenwich Park ve Kensington Gardens gibi Londra'nın diğer harika yeşil alanlarını da mutlaka görün.
Kaynak:enuygun.com