Madde bağımlısı olan bir kişi tedaviye mecbur edilebilir mi?

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
MADDE BAĞIMLISI OLAN BİR KİŞİ TEDAVİYE MECBUR EDİLEBİLİR Mİ?

Günümüzde, madde bağımlılığının tedavisinde ki son gelişmeler, kişilik yapısına etken olabilecek yöntemlerin kullanılmasıdır ki bu da psikoterapidir. Psikoterapi ise kişiyi kendi heyecansal sorunları ve psikolojik dünyası ¡le karşı karşıya getirdiği için, her şeyden önce kişinin tedavi edilmeye ve tedavici ile işbirliğine istekli olması gerekir. Ruh hastası da olsa, bir kişinin aklen yeterli olmadığı mahkeme kararı ile ilan edilmediği sürece, aklen doğru karar verebileceği kabul edilmektedir. Bu nedenle tedavi olup olmama bir madde bağımlısının ancak kendi başına verebileceği bir karardır. Alınan maddenin sonucu olarak geçirilen madde krizlerinde, aile madde bağımlısını hastaneye getirebilir. Ancak bu koşullarda yapılacak yardım sınırlıdır. Tıbbi tedavinin yardımı ile hasta kriz halini atlatır. Krizden çıktıktan sonra, hastanede kalarak, psikolojik tedaviye devam etmek veya hastaneden çıkarak maddeye başlamak madde bağımlısının kendi isteğine bırakılması gereken bir karardır. Hastane dışındaki hayatta çevresindekiler için “Tehlikeli olur” öğesi bulunmadığı takdirde, tedaviyi istemeyen her madde bağımlısı tedavi gerektiği hallerde bile toplum içinde serbest bırakılmaktadır. Hastane dışında tekrar içerek fizik zararlarından kurtulmak veya kriz halini atlatmak için hastaneye tekrar yatmak, tıbbi tedavi tamamlanır tamamlanmaz tekrar hastane dışına çıkmak, hem aileye hem topluma çok pahalıya mal olmaktadır. Ama genel olarak kişi bu zararlara rağmen, kendi sorumluluğunu farketmek de, bütün uyumsuzlukların kendi sorumsuzluğundan kaynaklandığını öğrenmektedir ki, tedaviyi başlatabilme umudu da ancak bu önemsizmiş gibi görünen noktanın fark edilmesi ile gerçekleşebilir.

Sigaraya bağımlı olan veya günde bir, iki sigara gibi ölçülü sigara içen bireylere sigara içmelerinin nedeni sorulduğunda insanlarla daha başarılı ve rahat iletişim kurabilmek, kendilerini daha rahat hissedebilmek, arkadaşlarının etkisi altında kalmak, sigara içen arkadaşlarından aşağı kalmadıklarını, onlarla aynı zevk ve değerleri paylaştığını göstermek, can sıkıntısını gidermek, yorgunluk azaltmak, kendilerini kanıtlamak için sigara içmeye başladıklarını söylemişlerdir.

Gençlerin sigara içmelerinin nedenleri arasında görüldüğü gibi psikososyal nedenleri ağır basmaktadır.

Gençlerde sigara içme tehlikesine ilişkin çalışmaların çoğu arkadaş teşviki ve sosyal desteğin, sigaraya başlamakta çok etkin olduğunu göstermektedir. Özellikle fazla içenlerin duygusu ve çevrelerinden destek görmeleri önem taşımaktadır. Sigaraya alışan bir birey ile alışmayan arasında dikkati çeken önemli bir fark, sigaraya alışanların çevre uyaranlarına olumlu yanıt verme konusunda daha büyük bir gereksinim içinde olduğudur. Sigara bağımlıları, toplumsal bir sınıfa dahil olmaya, alışkanlıklara ve geleneklere daha bağlıdırlar. Sigara içmeyenler, sigarayı reddetmek için daha çok tepki gösterebilmişlerdir.

Sigara içme tehlikesinin, sosyal etkileme faktörlerinin başında arkadaşlar, kardeşler ve anne baba sigara içiyorlarsa, sigaraya başlama olasılığının fazla olacağı fikri yatmaktadır.

1971 yılında gençlikte zararlı alışkanlıkların oranı ile İlgili bir çalışmada, lise ve üniversite dönemindeki öğrencilerle, çalışan gençlik, heyecan ve davranış bozuklukları gösteren gençlere sigara içiyorlarsa, içme nedenleri sorulmuş, sigara içmeyenlere ve içenlere, içmeyi düşündükleri, içmeyi arzuladıkları veya içmeye onandıklarını hissettikleri durumları anlatmaları istenmiştir.
 
Geri
Top