Çoğu insanın son yılların en popüler komplo teorisi olan ve dünyanın sonunun geleceğini gösterdiği iddia edilen “2012 Takvimi” ile tanıdığı Mayalar, Orta Amerika’da binlerce yıl öncesinde var olmuş “bilinen insanlık tarihinin” en büyük medeniyetlerinden biridir Yüzlerce yıl önce Amerika Kıta’sının sömürgeleştirilmesi yarışından payına düşeni alan Mayalar’ın kendine ait bir anadili olsa da, günümüzde yaşayan torunları daha çok İspanyolca ve İngilizce gibi “sömürge dilleri” konuşmaktadır El Salvador, Meksika, Belize ve Guatemala başta olmak üzere şuan itibarıyla Orta Amerika’da yaklaşık olarak 7 milyon Maya yaşamaktadır Mayalar, Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfetmesiyle birlikte diğer tüm Amerika medeniyetleri gibi tarih perdesinden silindiğinden “Kolomb Öncesi Amerikan Uygarlıkları” arasında gösterilmektedir
Günümüz Meksika’sının Güney bölümlerinde beş devlet kuran Mayalar, yüzlerce farklı lehçenin konuşulduğu oldukça kompleks bir dile sahiptir Tam olarak ne zaman kurulduğu hala bilinmiyor olsa da, Maya uygarlığının MÖ 600 civarında yükselişe geçtiği ve MS 3 yüzyılda da altın çağına ulaştığı kabul edilmektedir 10 yüzyıla kadar tarımdan ekonomiye, sanattan mimariye birçok alanda büyük gelişme gösteren Mayalar, İspanyolların Amerika Kıtası’nı sömürgeleştirmesiyle birlikte ortadan kaldırılmıştır Bu aşamada Maya devleti ile Maya halkının aynı anda yok olmadığının anlaşılması önemlidir Maya uygarlığı tarih perdesinden silinmiş olsa da Mayalar Orta Amerika’da yaşamayı sürdürmüş ve bazı Maya kavimleri günümüze dek kendilerine has dillerini kullanmaya devam etmiştir
Eski Mayalar hakkında hala çok az bilgi sahibi olunmasına rağmen bu uygarlığın bilimin farklı alanlarında Avrupa ve Asya’da kurulan medeniyetlerden bağımsız olarak büyük gelişme göstermiş olması günümüzde bilim insanlarının hala hayretle karşıladığı bir durumdur Avrupa merkezli tarihçilerin görüşleri doğrultusunda oluşturulan insanlık tarihi ya da daha doğru bir değimle “bilinen insanlık tarihi” Mezopotamya merkezli bir medeniyet başlangıcını kabul eder ki, bu medeniyetin zirve noktasının da Antik Yunan olduğu söylenir Ancak Mayalar deyim yerindeyse dünyanın öbür ucunda var olmuş bir uygarlıktır Yazıyı bulduğu kabul edilen Sümerler, Eski Mısır ve Antik Yunan gibi sayısız Mezopotamya ve şüphesiz bir diğer büyük medeniyet olan Çin toplumlarıyla etkileşim içine girmedikleri “kabul edilmiştir”
Mayaların geniş astronomi bilgisine nasıl sahip olduğu tarihçilerin hala araştırdığı konulardan yalnızca biridir Mayalar tarafından yapılan birçok kentteki mimari yapıların onlarca top ağırlığındaki dev taşlardan yapılmış olması ve günümüzde dahi bu büyüklükteki taşların taşınmasının ciddi anlamda büyük bir iş olması, Maya medeniyetinin farklı bir bilim anlayışına sahip olduğunun düşünülmesine neden olmuştur Ayrıca bu dev kayaların “harç kullanılmadan” aralarından bir kağıt dahi geçemeyecek bir şekilde kusursuz uyumla birbirleri üzerine oturtulması hem muazzam derece hassas bir taş kesim tekniği hem de ileri derecede geometri ve mimari bilgisi gerektirmektedir
Günümüz Meksika’sının Güney bölümlerinde beş devlet kuran Mayalar, yüzlerce farklı lehçenin konuşulduğu oldukça kompleks bir dile sahiptir Tam olarak ne zaman kurulduğu hala bilinmiyor olsa da, Maya uygarlığının MÖ 600 civarında yükselişe geçtiği ve MS 3 yüzyılda da altın çağına ulaştığı kabul edilmektedir 10 yüzyıla kadar tarımdan ekonomiye, sanattan mimariye birçok alanda büyük gelişme gösteren Mayalar, İspanyolların Amerika Kıtası’nı sömürgeleştirmesiyle birlikte ortadan kaldırılmıştır Bu aşamada Maya devleti ile Maya halkının aynı anda yok olmadığının anlaşılması önemlidir Maya uygarlığı tarih perdesinden silinmiş olsa da Mayalar Orta Amerika’da yaşamayı sürdürmüş ve bazı Maya kavimleri günümüze dek kendilerine has dillerini kullanmaya devam etmiştir
Eski Mayalar hakkında hala çok az bilgi sahibi olunmasına rağmen bu uygarlığın bilimin farklı alanlarında Avrupa ve Asya’da kurulan medeniyetlerden bağımsız olarak büyük gelişme göstermiş olması günümüzde bilim insanlarının hala hayretle karşıladığı bir durumdur Avrupa merkezli tarihçilerin görüşleri doğrultusunda oluşturulan insanlık tarihi ya da daha doğru bir değimle “bilinen insanlık tarihi” Mezopotamya merkezli bir medeniyet başlangıcını kabul eder ki, bu medeniyetin zirve noktasının da Antik Yunan olduğu söylenir Ancak Mayalar deyim yerindeyse dünyanın öbür ucunda var olmuş bir uygarlıktır Yazıyı bulduğu kabul edilen Sümerler, Eski Mısır ve Antik Yunan gibi sayısız Mezopotamya ve şüphesiz bir diğer büyük medeniyet olan Çin toplumlarıyla etkileşim içine girmedikleri “kabul edilmiştir”
Mayaların geniş astronomi bilgisine nasıl sahip olduğu tarihçilerin hala araştırdığı konulardan yalnızca biridir Mayalar tarafından yapılan birçok kentteki mimari yapıların onlarca top ağırlığındaki dev taşlardan yapılmış olması ve günümüzde dahi bu büyüklükteki taşların taşınmasının ciddi anlamda büyük bir iş olması, Maya medeniyetinin farklı bir bilim anlayışına sahip olduğunun düşünülmesine neden olmuştur Ayrıca bu dev kayaların “harç kullanılmadan” aralarından bir kağıt dahi geçemeyecek bir şekilde kusursuz uyumla birbirleri üzerine oturtulması hem muazzam derece hassas bir taş kesim tekniği hem de ileri derecede geometri ve mimari bilgisi gerektirmektedir