halukgta
Aktif
İslam toplumunun içine sokulan nifak tohumu, öyle yeşermiş dal budak sarmış ki, artık ondan kurtulmakta neredeyse imkânsız olmuş. Birçok konuda yaptığımız yanlışlar gibi, günümüzde İslam toplumu içine sokulan hurafe ve dinde olmayan MEHDİ konusu da, Rabbin Kur’an da hüküm vermediği bir konudur.
Bizler Kur’an ı, din ve iman adına yeterli görmediğimiz sürece de, yanlış itikatların peşi sıra gitmekten de asla kurtulamayacağız. Allah istediği kadar, sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, Kur’an ın ipine sarılın desin, Rabbin sesini işiten, duyan mı var? Çünkü Kur’an ile aramıza soktuğumuz veliler, şeyhler Kur’an gerçekleri ile buluşmamızı, yüzlerce yıldır engellemiştir.
Kur’an anlaşılması zor bir rehber kitap ilan edilip, onu herkes anlayamaz, veli insanlar anlar, fikrine inandırıldığımızdan beridir ki, İslam dini Rabbin orta yolundan saptırılmış ve nereye gittiği belli olmayan, meçhule doğru hızla gitmektedir.
MEHDİ nin geleceğini söyleyenler, rivayetlerin ardı sıra giderek buna inananlar, bakın neler söylüyor.
( Mehdi İslami inanca göre, kıyametten önce dünyada adaleti, dirlik ve düzenliği sağlamak için gizlendiği yerden çıkıp, dünyayı egemenliği altına alacağına inanılan kişi. Ezilen kitleler, kendilerini karanlıktan aydınlığa çıkaracak, zalimlerden intikamlarını alacak ve bozuk toplumsal yapıyı değiştirecek bir manevi güç olarak Dünyaya hükmedecektir.)
Mehdinin geleceğine inananlar, kıyametin kopmasından önce Dünyaya geleceğini ve İslam toplumlarının içinde bulunduğu zor durumdan kurtarıp, Dünyada adaleti saylayacağından bahsedilir. İşin en ilginç olanı ise, mehdi nin İslam inancının emri gibi gösterilmesidir. Bakın bir kısım Müslüman toplum bu konuda ne diyor ve inanıyor.
(Vaat edilen mehdinin varoluşundan hiçbir kuşku yoktur. Üç yüz hadis ve eserle, hatta daha fazlasıyla bu kanıtlanmıştır.)
Kanıtlara bakar mısınız lütfen. Gerçektende bizler İslam ı bu kanıtlara göre yaşıyoruz. Birçoğumuz bu konu için, Kur’an dan bir kanıt aramak gibi bir düşünceyi, aklımıza bile getirmiyoruz. Bizler için kesin kanıt Kur’an olmaktan çıkmış, artık rivayetler kesin kanıt olmuş. Ne kadar acı. Acınacak halde olduğumuzun farkında bile değiliz. Elbette bunun nedeni çok açıktır. Çünkü bizlere her şey Kur’an da yazmaz denilmiş ve bizlerde buna inanmışız. Bu durumda itiraz etme hakkımızda olamaz.
Mehdinin gelişinin, rivayet hadislerle HAK olduğuna inanan din kardeşlerime, önce şunu hatırlatmak isterim. Hak olanın, sorumlu olduğumuz kitabın, yalnız Kur’an ve onun ayetleri olduğunu Allah apaçık söylüyorsa ve Yaradan Kur’an da mehdi konusunda tek kelime bile açıklama yapmıyorsa, lütfen bu konuyu bir daha düşünün derim.
Allah neye layık isek, bizleri öyle yaşatacağını anlatır. Aklını kullanmayıp, Yoldan sapanları ise, pislik içinde bırakacağı örneğini verir. Bu durumda Rabbin yolundan sapmış, onun kitabını devre dışı bırakmış toplumlara Allah, onları kurtaracak bir kurtarıcı gönderir mi? Hiç beklemeyin, boşuna beklersiniz. Bizler kurtarıcı bekleyeceğimize, bu yanlış yoldan kurtulmanın yolunu aramalıyız. Çalışmayana, çaba göstermeyene Allah ın neler yaptığını görmek isteyen, Kur’an ın kısalarını okumasını öneririm.
İşin ilginci, her Müslüman toplum, mehdinin kendi içinden çıkacağını iddia etmektedir. Sanırım önümüzdeki yıllarda, Müslüman ülkeler arasında, mehdilik savaşı çıkarsa hiç şaşmayınız. Çünkü senin mehdin hak, benim mehdim hak kavgası çıkacağa benziyor. Tabi Kur’an dan sapan toplumların sonunu, tahmin etmek zor olmasa gerek.
Ülkemizde çok önemli görevler almış, tahsil sahibi insanlar bile bu konuya alet edilmiştir. Yakın zamanda Prof Dr. Hüseyin Hatemi, mehdinin 5 yıl içinde İstanbul da çıkacağını dahi söyleyebilmiştir. İlginçtir bu insanlar, Allah ın sizlere rehber olsun diye gönderdim dediği kitabında, tek kelime bile bahsetmediği halde, acaba hangi beşerin rehberinden aldığı bilgilere göre bunu bu kadar açık söyleyebilmektedir? İtiraz eden, nereden çıkardın bu kadar net bilgiyi diyen bile yok. Ama alkışlayan, her ne hikmetse çok. İşte tüm bu acı gerçekler, din ve iman adına İslam toplumlarının, geldiği noktayı çok güzel anlatmaktadır.
Peki diğer İslam toplumları, mehdi konusunda ne diyor? Gerçekten Türk toplumu içinden bir kurtarıcı, mehdi bekliyorlar mı? Tabiî ki hayır, her toplum bu çok özel gelecek kişinin, kendi toplumları içinden çıkacağına inanıyor. Örneğin İran bizimkiler gibi, bu konuda çok iddialı ve bakın ne diyorlar.
(Mehdi, İran’ın Kum kentinde ortaya çıkacak. İnanışa göre, Mehdi Kıyamet Günü’nden önce ortaya çıkıp dünyadaki bütün haksızlıkları yok edecek.
Kum kentinde konuyla ilgili çalışmalar yapan Ayetullah İbrahim El Âmini, Mehdi’nin, Hıristiyanlar ve Yahudilerden İslam dinine geçmelerini isteyeceğini, bunu kabul etmezlerse öldürüleceklerini söylüyor.)
Yukarıdaki düşünce ve fikir, elbette Rabbin rehberinden olmadığı için, bu denli Kur’an a da taban tabana zıt olacaktır. Düşünebiliyor musunuz, Mehdi Hıristiyan ve Yahudileri İslam a davet edecek, Müslüman olmayanları da öldürecekmiş. Rabbim sen bizlere akıl fikir ver. Bu düşünce ve fikir sizce Kur’an dan zerre kadar onay alıyor mu?
Peygamberimiz kendisine iman etmeyenlere, böylemi yapmıştır? Allah ın kitabını tebliğ ettikten sonra, senin dinin sana, benim dinim bana diyerek, kendisine savaş açmayanlara, asla savaş bile açmamıştır. Peygamberimizin savaşlarının tamamı, savunma amaçlıdır. Bunun birçok örneğini, zaten Kur’an dan görüyoruz.
Sizlere bazı ayetler hatırlatmak istiyorum. Bu ayetlerle mehdinin geleceği konusunu lütfen karşılaştırınız, değerlendiriniz. Eğer Allah Kur’an da, anlatıldığı gibi, ahir zamanda bir mehdi gönderecek olsaydı açıkça söylemeyip, bizlere Kur’an dışından rivayetler yoluyla bilgilendirmiş olabilir mi? Allah aklınızı kullanın, aklını kullanmayanı pislik içinde bırakırım diyorsa, gelin Allah ın sizlere rehber olsun diye indirdik, dediği kitaba bakalım ve onun rehberliğiyle doğruları bulalım.
Enam 38: Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler.
Araf 174: Biz, ayetleri işte bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, hakka dönebilsinler.
Maide 45; …. Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.
Yukarıdaki ayetlere baktığımızda, Yaradan Kur’an da hiçbir eksik bırakmadığını, ayrıntılı bir şekilde açıkladığını söylüyor. Toplumlara, Allah ın Kur’an da indirmediği, açıklamadığı şeylerle hükmedip, onları Kur’an dan uzaklaştıranlar, zalimlerin ta kendisidir diyor. Yüce Rabbim daha ne söylesin aklı olana. Kur’an a bakmaya, ibret almaya devam edelim.
Araf 33; De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi HARAM kılmıştır.
Nahl 89: (Ey Muhammed!) Her ümmetin kendi içinden üzerlerine bir şahit göndereceğimiz, seni de onların üzerine bir şahit olarak getireceğimiz günü düşün. Sana bu kitabı; her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet ve Müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.
İsra 89: Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlara her türlü misali, değişik şekillerde açıkladık. Yine de insanların çoğu ancak inkârda direttiler.
Kehf 54: Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali değişik şekillerde açıkladık. Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür.
Çok ilginçtir Allah, çok açık ve net bazı hükümler vermiş ve düşünen kullarına doğru yolu apaçık göstermiştir. Allah hakkında, Kur’an da hiçbir delil indirmediğim bir konuda, konuşmanızı dahi HARAM kılıyorum diyerek hükmünü vermiş. Sana Kur’an ı her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber ve müjde olsun diye indirdiğini apaçık söylüyor. Her türlü misali değişik şekillerde açıkladık ki, doğruyu bulasınız diyor. Peki, bizler bunca açık ayetleri gördüğümüz halde, neler söylüyoruz ve nasıl delillerin peşi sıra gidiyoruz, zerre kadar düşünen yok mu?
Tüm bu ayetleri gördüğümüz halde, görmemezlikten gelerek, Allah ın hiçbir örnek dahi vermediği, bizlere anlatılan mehdinin geleceğine inanırsak, Rabbin gazabından kurtulacağımızı mı zannediyoruz. Ya aşağıdaki ayetlere ne diyeceğiz, hala MEHDİ nin geleceğine inanmaya devam mı?
Nisa 174: Ey insanlar! Şüphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik.
175: Allah'a iman edip O'na sımsıkı sarılanlara gelince, Allah onları kendinden bir rahmet ve lütuf (deryası) içine daldıracak ve onları kendine doğru (giden) bir yola götürecektir.
Araf 3: (Ey insanlar), Rabbinizden size indirilene uyun ve O'ndan başka velilere uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
Zühruf 44: Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.
Bizler eğer, hesabın görüleceği O çetin gün, üzülmek istemiyorsak, yukarıdaki Rabbin uyarılarını sakın unutmayalım. Allah Rabbinizden size, kesin bir delil, açık bir nur indirdik diyor, ama bizler Allah ın nurunda hiç bahsetmediği MEHDİ nin geleceğine hala inanabiliyorsak, bu işte bir yanlışlık var demektir.
Allah Kur’an a sımsıkı sarılmamızı, çünkü sarılanların doğru yola iletileceğini söylüyor ayetinde. Peki, bizler ne yapıyoruz? Kur’an da her şey yazmaz diyerek, beşerin hurafelerine sıkı sıkı sarılıyoruz. Ne diyebilirim ki.
Allah sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum diye, apaçık hükmünü verdikten sonra, sizce Kur’an da hiç bahsedilmeyen, açıklık getirilmeyen MEHDİ konusunda sorumlu tutup, hesaba çeker mi? Hani Kur’an da açıklamadığım konularda konuşmanızı HARAM kılıyorum diyordu Rabbim, ne oldu bu ayetin hükmü, düşünen yok mu? Başımızı toprağa gömmeye devam mı?
Her zaman yapıldığı gibi, dine nifak sokanlar, peygamberimizin adını kullanmışlardır. Kur’an da hükmü olmadığı halde, peygamberimizin Kur’an dışından da birçok hükümler koyduğunu söylerler. Peki, aşağıdaki ayetlere gözlerini yuman Müslümanlar, neden tüm bunlara inanırlar dersiniz?
Ahkaf 9: De ki: "Ben, resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Bana vahye dilenden başkasına da uymam! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim.
Enam 19: Sor: "Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür?" De ki: "Benimle sizin aranızda Allah tanıktır. Bu Kuran bana vahyolundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım…….
Enam 50: Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vah yedilene uyarım ben!" Sor onlara: "Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?"
Yaradan bizlere elçisinin, bakın ne söylemesini birçok kez istiyor, çok dikkatle bunun üzerinde düşünmeliyiz. Bana Kur’an da vah yedilenden başkasına uymam ben. Sizi yalnız Kur’an ile uyarma görevi aldım. Onun içindir ki yalnız bana vah yedilen ile sizleri uyarırım. Daha öncede ne diyordu Allah, sizleri bu kitaptan sorumlu tutuyorum. Her şey çok açık ama Allah ın ayetlerini görmezden gelip, atalarının itikatlarına uyanlara da Allah, bakın ne diyor.
Zühruf 36: Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur.
Bakara 5. İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.
Allah ın zikrini, beşerin öğretisine inanmak adına görmezden gelip, aklını kullanmayanlara Allah ın verdiği cezayı, lütfen çok dikkatle birçok kez okuyalım ki, aklımızı başımıza getirelim. Yoksa yanımızda can yoldaşı olarak, şeytan eksik olmayacaktır, Allah korusun.
Allah Kur’an da, benim ayetlerimin bir kısmına inanıp, bir kısmına inanmıyor musun der bizlere. Bir kısmını görmezden gelenlere de, Rabbin verdiği cezadan tüyleri diken diken olmayanlara, sözüm meclisten dışarı. Çünkü onlara hiçbir söz kâfi gelmeyecektir.
Allah kurtuluşa erenlerin, yalnız Rablerinden gelen hidayet, yani Kur’an üzerinde olanların, yalnız kurtuluşa ereceğini apaçık söylediği halde, hala bizlerin Kur’an dışından bizlere öğretilen, mehdinin geleceğine inanmamızın, bizlere nelere mal olacağını anlayamadıysak, sanırım bundan sonrada anlayamayacağımız açıktır. Çünkü gözler perdeli, gönüller taş kesilmiş.
Sizlere son olarak hatırlatacağım, Rabbin uyarılarında bakın neler söylüyor rehberimiz.
Bakara 79: Vay o kimselere ki, elleriyle Kitabı yazarlar, sonra da onu az bir karşılığa değişmek için, “Bu, Allah’ın katındandır” derler. Vay ellerinin yazdıklarından ötürü onların hâline! Vay kazandıklarından dolayı onların hâline!
İsra 36: Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
Allah bizlere, o kadar güzel örneklerle anlatıyor ki her şeyi, doğrusu anlamamakta inat edenlere, üzülmekten başka yapacak hiçbir şey gelmiyor elden. Birileri size, bunlarda Allah katındandır diyerek, Kur’an da olmayan bilgileri, hükümleri sanki Allah katından gibi gösterenler çıkacaktır diyor ve uyarıyor.
İşte bu insanların vay haline diyerek, bu yanlışı yapanların, asla ardına düşmemizi Yaradan istemiyor. Yine açıkça Kur’an da hüküm vermediğim, emin olmadığınız şeylerin peşine sakın düşmeyin, sizleri sorumlu tutarım diye de, son noktayı koyuyor Rabbim.
Allah her şeyi o kadar güzel anlatmış ki, gönül gözleri açık olan, Rabbin gerçeklerini görecektir.
İslam toplumu olarak, içinde yaşadığımız acı gerçeklerin, eğer farkına Kur’an ile varamıyorsak, Allahtan boşuna kurtarıcı MEHDİ beklemeyelim. Bugün ülkemizde açıkça söylemekten çekinip, mehdi olduğunu söylemeye, anlatmaya çalışanlar var. Hatta birileri tarafından da işaret edilerek, toplum yavaş yavaş alıştırılmaya çalışılıyor. Lütfen tüm bunları, iyi araştıralım ve aldanmayalım.
O işaret edilenlerin, Yahudi tuzakları olduğunu da bilelim. Kur’an, sizleri Allah ile aldatacaklar çıkacaktır, dikkatli olun diyorsa, ileride bizleri MEHDİ yalanlarıyla da aldatmaya çalışacaklarını ve bizleri kirli, kanlı elleriyle, gizlice yönetmenin emellerini şimdiden taşıdıklarını lütfen unutmayalım.
İsrail den ülkemize gelen, üst düzey Haham misafirlerin ülkemizde kimi ziyaret ederek, ne konuştuklarını lütten internetten videosunu izleyiniz. İzleyiniz ki, bizlere neler yapılmak istenildiğinin farkında olalım.
Yahudiler Hıristiyanların ve Müslümanların içine öyle bir çöreklenmiştir ki, onları kendi düşünceleri yönünde kullanmayı başarmışlardır. Yahudiler Hz. İsa peygamberimize iman etmedikleri halde, Hıristiyanların içine öyle bir inanç yerleştirmişlerdir ki, onlara istediklerini bu gün yaptırabilmektedirler.
Yahudiler vaat edilmiş topraklara yerleştirilmediği takdirde, İsa Mesih gelemeyecektir inancı, bugün Amerika da Hıristiyanlar içinde, Evangelistler tarafından kabul gören bir inançtır. Onun içindir ki Amerika, İsrail devletini kurdurmuş ve ne pahasına olursa olsun yaşamasını sağlamak için, çaba harcamaktadırlar.
İşte yine Yahudiler bizlerin içine de aynı inancı sokarak, Mesih ve mehdinin geleceğini bizzat onlarda söylemektedirler. İsrail den gelen üst düzey haham misafirlerinin kimleri ziyaret ettiğini ve neler konuştuklarını lütfen araştırıp izleyiniz.
Rabbim cümlemizi, Kur’an ı rehber alıp, onun ardı sıra giden kullarından eylesin. Yoksa işimiz çok zor.
Yüzlerce yıldır, Müslüman toplumu olarak, birilerini beklemekle boşa geçirdik vaktimizi. Doğru yolu bulmak huzura, mutluluğa erişmek için, FURKAN dan başka ne arıyoruz, neyi bekliyoruz?
Huzura kavuşacak rehber elimizde, ama farkında bile değiliz. Onun kıymetini bilemeyen bizlere, Allah ın yardım edeceğini, Müslüman toplumlarının içinde bulunduğu yokluk, kin, nefret, düşmanlık ve acı gerçeklerden kurtaracak birisini, Allah ın göndereceğini hala düşünüyorsak, şunu üzülerek söylemeliyim ki, DAHA ÇOKKKKKK BEKLERİZ.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
Bizler Kur’an ı, din ve iman adına yeterli görmediğimiz sürece de, yanlış itikatların peşi sıra gitmekten de asla kurtulamayacağız. Allah istediği kadar, sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, Kur’an ın ipine sarılın desin, Rabbin sesini işiten, duyan mı var? Çünkü Kur’an ile aramıza soktuğumuz veliler, şeyhler Kur’an gerçekleri ile buluşmamızı, yüzlerce yıldır engellemiştir.
Kur’an anlaşılması zor bir rehber kitap ilan edilip, onu herkes anlayamaz, veli insanlar anlar, fikrine inandırıldığımızdan beridir ki, İslam dini Rabbin orta yolundan saptırılmış ve nereye gittiği belli olmayan, meçhule doğru hızla gitmektedir.
MEHDİ nin geleceğini söyleyenler, rivayetlerin ardı sıra giderek buna inananlar, bakın neler söylüyor.
( Mehdi İslami inanca göre, kıyametten önce dünyada adaleti, dirlik ve düzenliği sağlamak için gizlendiği yerden çıkıp, dünyayı egemenliği altına alacağına inanılan kişi. Ezilen kitleler, kendilerini karanlıktan aydınlığa çıkaracak, zalimlerden intikamlarını alacak ve bozuk toplumsal yapıyı değiştirecek bir manevi güç olarak Dünyaya hükmedecektir.)
Mehdinin geleceğine inananlar, kıyametin kopmasından önce Dünyaya geleceğini ve İslam toplumlarının içinde bulunduğu zor durumdan kurtarıp, Dünyada adaleti saylayacağından bahsedilir. İşin en ilginç olanı ise, mehdi nin İslam inancının emri gibi gösterilmesidir. Bakın bir kısım Müslüman toplum bu konuda ne diyor ve inanıyor.
(Vaat edilen mehdinin varoluşundan hiçbir kuşku yoktur. Üç yüz hadis ve eserle, hatta daha fazlasıyla bu kanıtlanmıştır.)
Kanıtlara bakar mısınız lütfen. Gerçektende bizler İslam ı bu kanıtlara göre yaşıyoruz. Birçoğumuz bu konu için, Kur’an dan bir kanıt aramak gibi bir düşünceyi, aklımıza bile getirmiyoruz. Bizler için kesin kanıt Kur’an olmaktan çıkmış, artık rivayetler kesin kanıt olmuş. Ne kadar acı. Acınacak halde olduğumuzun farkında bile değiliz. Elbette bunun nedeni çok açıktır. Çünkü bizlere her şey Kur’an da yazmaz denilmiş ve bizlerde buna inanmışız. Bu durumda itiraz etme hakkımızda olamaz.
Mehdinin gelişinin, rivayet hadislerle HAK olduğuna inanan din kardeşlerime, önce şunu hatırlatmak isterim. Hak olanın, sorumlu olduğumuz kitabın, yalnız Kur’an ve onun ayetleri olduğunu Allah apaçık söylüyorsa ve Yaradan Kur’an da mehdi konusunda tek kelime bile açıklama yapmıyorsa, lütfen bu konuyu bir daha düşünün derim.
Allah neye layık isek, bizleri öyle yaşatacağını anlatır. Aklını kullanmayıp, Yoldan sapanları ise, pislik içinde bırakacağı örneğini verir. Bu durumda Rabbin yolundan sapmış, onun kitabını devre dışı bırakmış toplumlara Allah, onları kurtaracak bir kurtarıcı gönderir mi? Hiç beklemeyin, boşuna beklersiniz. Bizler kurtarıcı bekleyeceğimize, bu yanlış yoldan kurtulmanın yolunu aramalıyız. Çalışmayana, çaba göstermeyene Allah ın neler yaptığını görmek isteyen, Kur’an ın kısalarını okumasını öneririm.
İşin ilginci, her Müslüman toplum, mehdinin kendi içinden çıkacağını iddia etmektedir. Sanırım önümüzdeki yıllarda, Müslüman ülkeler arasında, mehdilik savaşı çıkarsa hiç şaşmayınız. Çünkü senin mehdin hak, benim mehdim hak kavgası çıkacağa benziyor. Tabi Kur’an dan sapan toplumların sonunu, tahmin etmek zor olmasa gerek.
Ülkemizde çok önemli görevler almış, tahsil sahibi insanlar bile bu konuya alet edilmiştir. Yakın zamanda Prof Dr. Hüseyin Hatemi, mehdinin 5 yıl içinde İstanbul da çıkacağını dahi söyleyebilmiştir. İlginçtir bu insanlar, Allah ın sizlere rehber olsun diye gönderdim dediği kitabında, tek kelime bile bahsetmediği halde, acaba hangi beşerin rehberinden aldığı bilgilere göre bunu bu kadar açık söyleyebilmektedir? İtiraz eden, nereden çıkardın bu kadar net bilgiyi diyen bile yok. Ama alkışlayan, her ne hikmetse çok. İşte tüm bu acı gerçekler, din ve iman adına İslam toplumlarının, geldiği noktayı çok güzel anlatmaktadır.
Peki diğer İslam toplumları, mehdi konusunda ne diyor? Gerçekten Türk toplumu içinden bir kurtarıcı, mehdi bekliyorlar mı? Tabiî ki hayır, her toplum bu çok özel gelecek kişinin, kendi toplumları içinden çıkacağına inanıyor. Örneğin İran bizimkiler gibi, bu konuda çok iddialı ve bakın ne diyorlar.
(Mehdi, İran’ın Kum kentinde ortaya çıkacak. İnanışa göre, Mehdi Kıyamet Günü’nden önce ortaya çıkıp dünyadaki bütün haksızlıkları yok edecek.
Kum kentinde konuyla ilgili çalışmalar yapan Ayetullah İbrahim El Âmini, Mehdi’nin, Hıristiyanlar ve Yahudilerden İslam dinine geçmelerini isteyeceğini, bunu kabul etmezlerse öldürüleceklerini söylüyor.)
Yukarıdaki düşünce ve fikir, elbette Rabbin rehberinden olmadığı için, bu denli Kur’an a da taban tabana zıt olacaktır. Düşünebiliyor musunuz, Mehdi Hıristiyan ve Yahudileri İslam a davet edecek, Müslüman olmayanları da öldürecekmiş. Rabbim sen bizlere akıl fikir ver. Bu düşünce ve fikir sizce Kur’an dan zerre kadar onay alıyor mu?
Peygamberimiz kendisine iman etmeyenlere, böylemi yapmıştır? Allah ın kitabını tebliğ ettikten sonra, senin dinin sana, benim dinim bana diyerek, kendisine savaş açmayanlara, asla savaş bile açmamıştır. Peygamberimizin savaşlarının tamamı, savunma amaçlıdır. Bunun birçok örneğini, zaten Kur’an dan görüyoruz.
Sizlere bazı ayetler hatırlatmak istiyorum. Bu ayetlerle mehdinin geleceği konusunu lütfen karşılaştırınız, değerlendiriniz. Eğer Allah Kur’an da, anlatıldığı gibi, ahir zamanda bir mehdi gönderecek olsaydı açıkça söylemeyip, bizlere Kur’an dışından rivayetler yoluyla bilgilendirmiş olabilir mi? Allah aklınızı kullanın, aklını kullanmayanı pislik içinde bırakırım diyorsa, gelin Allah ın sizlere rehber olsun diye indirdik, dediği kitaba bakalım ve onun rehberliğiyle doğruları bulalım.
Enam 38: Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler.
Araf 174: Biz, ayetleri işte bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, hakka dönebilsinler.
Maide 45; …. Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.
Yukarıdaki ayetlere baktığımızda, Yaradan Kur’an da hiçbir eksik bırakmadığını, ayrıntılı bir şekilde açıkladığını söylüyor. Toplumlara, Allah ın Kur’an da indirmediği, açıklamadığı şeylerle hükmedip, onları Kur’an dan uzaklaştıranlar, zalimlerin ta kendisidir diyor. Yüce Rabbim daha ne söylesin aklı olana. Kur’an a bakmaya, ibret almaya devam edelim.
Araf 33; De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi HARAM kılmıştır.
Nahl 89: (Ey Muhammed!) Her ümmetin kendi içinden üzerlerine bir şahit göndereceğimiz, seni de onların üzerine bir şahit olarak getireceğimiz günü düşün. Sana bu kitabı; her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet ve Müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.
İsra 89: Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlara her türlü misali, değişik şekillerde açıkladık. Yine de insanların çoğu ancak inkârda direttiler.
Kehf 54: Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali değişik şekillerde açıkladık. Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür.
Çok ilginçtir Allah, çok açık ve net bazı hükümler vermiş ve düşünen kullarına doğru yolu apaçık göstermiştir. Allah hakkında, Kur’an da hiçbir delil indirmediğim bir konuda, konuşmanızı dahi HARAM kılıyorum diyerek hükmünü vermiş. Sana Kur’an ı her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber ve müjde olsun diye indirdiğini apaçık söylüyor. Her türlü misali değişik şekillerde açıkladık ki, doğruyu bulasınız diyor. Peki, bizler bunca açık ayetleri gördüğümüz halde, neler söylüyoruz ve nasıl delillerin peşi sıra gidiyoruz, zerre kadar düşünen yok mu?
Tüm bu ayetleri gördüğümüz halde, görmemezlikten gelerek, Allah ın hiçbir örnek dahi vermediği, bizlere anlatılan mehdinin geleceğine inanırsak, Rabbin gazabından kurtulacağımızı mı zannediyoruz. Ya aşağıdaki ayetlere ne diyeceğiz, hala MEHDİ nin geleceğine inanmaya devam mı?
Nisa 174: Ey insanlar! Şüphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik.
175: Allah'a iman edip O'na sımsıkı sarılanlara gelince, Allah onları kendinden bir rahmet ve lütuf (deryası) içine daldıracak ve onları kendine doğru (giden) bir yola götürecektir.
Araf 3: (Ey insanlar), Rabbinizden size indirilene uyun ve O'ndan başka velilere uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
Zühruf 44: Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.
Bizler eğer, hesabın görüleceği O çetin gün, üzülmek istemiyorsak, yukarıdaki Rabbin uyarılarını sakın unutmayalım. Allah Rabbinizden size, kesin bir delil, açık bir nur indirdik diyor, ama bizler Allah ın nurunda hiç bahsetmediği MEHDİ nin geleceğine hala inanabiliyorsak, bu işte bir yanlışlık var demektir.
Allah Kur’an a sımsıkı sarılmamızı, çünkü sarılanların doğru yola iletileceğini söylüyor ayetinde. Peki, bizler ne yapıyoruz? Kur’an da her şey yazmaz diyerek, beşerin hurafelerine sıkı sıkı sarılıyoruz. Ne diyebilirim ki.
Allah sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum diye, apaçık hükmünü verdikten sonra, sizce Kur’an da hiç bahsedilmeyen, açıklık getirilmeyen MEHDİ konusunda sorumlu tutup, hesaba çeker mi? Hani Kur’an da açıklamadığım konularda konuşmanızı HARAM kılıyorum diyordu Rabbim, ne oldu bu ayetin hükmü, düşünen yok mu? Başımızı toprağa gömmeye devam mı?
Her zaman yapıldığı gibi, dine nifak sokanlar, peygamberimizin adını kullanmışlardır. Kur’an da hükmü olmadığı halde, peygamberimizin Kur’an dışından da birçok hükümler koyduğunu söylerler. Peki, aşağıdaki ayetlere gözlerini yuman Müslümanlar, neden tüm bunlara inanırlar dersiniz?
Ahkaf 9: De ki: "Ben, resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Bana vahye dilenden başkasına da uymam! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim.
Enam 19: Sor: "Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür?" De ki: "Benimle sizin aranızda Allah tanıktır. Bu Kuran bana vahyolundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım…….
Enam 50: Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vah yedilene uyarım ben!" Sor onlara: "Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?"
Yaradan bizlere elçisinin, bakın ne söylemesini birçok kez istiyor, çok dikkatle bunun üzerinde düşünmeliyiz. Bana Kur’an da vah yedilenden başkasına uymam ben. Sizi yalnız Kur’an ile uyarma görevi aldım. Onun içindir ki yalnız bana vah yedilen ile sizleri uyarırım. Daha öncede ne diyordu Allah, sizleri bu kitaptan sorumlu tutuyorum. Her şey çok açık ama Allah ın ayetlerini görmezden gelip, atalarının itikatlarına uyanlara da Allah, bakın ne diyor.
Zühruf 36: Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur.
Bakara 5. İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.
Allah ın zikrini, beşerin öğretisine inanmak adına görmezden gelip, aklını kullanmayanlara Allah ın verdiği cezayı, lütfen çok dikkatle birçok kez okuyalım ki, aklımızı başımıza getirelim. Yoksa yanımızda can yoldaşı olarak, şeytan eksik olmayacaktır, Allah korusun.
Allah Kur’an da, benim ayetlerimin bir kısmına inanıp, bir kısmına inanmıyor musun der bizlere. Bir kısmını görmezden gelenlere de, Rabbin verdiği cezadan tüyleri diken diken olmayanlara, sözüm meclisten dışarı. Çünkü onlara hiçbir söz kâfi gelmeyecektir.
Allah kurtuluşa erenlerin, yalnız Rablerinden gelen hidayet, yani Kur’an üzerinde olanların, yalnız kurtuluşa ereceğini apaçık söylediği halde, hala bizlerin Kur’an dışından bizlere öğretilen, mehdinin geleceğine inanmamızın, bizlere nelere mal olacağını anlayamadıysak, sanırım bundan sonrada anlayamayacağımız açıktır. Çünkü gözler perdeli, gönüller taş kesilmiş.
Sizlere son olarak hatırlatacağım, Rabbin uyarılarında bakın neler söylüyor rehberimiz.
Bakara 79: Vay o kimselere ki, elleriyle Kitabı yazarlar, sonra da onu az bir karşılığa değişmek için, “Bu, Allah’ın katındandır” derler. Vay ellerinin yazdıklarından ötürü onların hâline! Vay kazandıklarından dolayı onların hâline!
İsra 36: Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
Allah bizlere, o kadar güzel örneklerle anlatıyor ki her şeyi, doğrusu anlamamakta inat edenlere, üzülmekten başka yapacak hiçbir şey gelmiyor elden. Birileri size, bunlarda Allah katındandır diyerek, Kur’an da olmayan bilgileri, hükümleri sanki Allah katından gibi gösterenler çıkacaktır diyor ve uyarıyor.
İşte bu insanların vay haline diyerek, bu yanlışı yapanların, asla ardına düşmemizi Yaradan istemiyor. Yine açıkça Kur’an da hüküm vermediğim, emin olmadığınız şeylerin peşine sakın düşmeyin, sizleri sorumlu tutarım diye de, son noktayı koyuyor Rabbim.
Allah her şeyi o kadar güzel anlatmış ki, gönül gözleri açık olan, Rabbin gerçeklerini görecektir.
İslam toplumu olarak, içinde yaşadığımız acı gerçeklerin, eğer farkına Kur’an ile varamıyorsak, Allahtan boşuna kurtarıcı MEHDİ beklemeyelim. Bugün ülkemizde açıkça söylemekten çekinip, mehdi olduğunu söylemeye, anlatmaya çalışanlar var. Hatta birileri tarafından da işaret edilerek, toplum yavaş yavaş alıştırılmaya çalışılıyor. Lütfen tüm bunları, iyi araştıralım ve aldanmayalım.
O işaret edilenlerin, Yahudi tuzakları olduğunu da bilelim. Kur’an, sizleri Allah ile aldatacaklar çıkacaktır, dikkatli olun diyorsa, ileride bizleri MEHDİ yalanlarıyla da aldatmaya çalışacaklarını ve bizleri kirli, kanlı elleriyle, gizlice yönetmenin emellerini şimdiden taşıdıklarını lütfen unutmayalım.
İsrail den ülkemize gelen, üst düzey Haham misafirlerin ülkemizde kimi ziyaret ederek, ne konuştuklarını lütten internetten videosunu izleyiniz. İzleyiniz ki, bizlere neler yapılmak istenildiğinin farkında olalım.
Yahudiler Hıristiyanların ve Müslümanların içine öyle bir çöreklenmiştir ki, onları kendi düşünceleri yönünde kullanmayı başarmışlardır. Yahudiler Hz. İsa peygamberimize iman etmedikleri halde, Hıristiyanların içine öyle bir inanç yerleştirmişlerdir ki, onlara istediklerini bu gün yaptırabilmektedirler.
Yahudiler vaat edilmiş topraklara yerleştirilmediği takdirde, İsa Mesih gelemeyecektir inancı, bugün Amerika da Hıristiyanlar içinde, Evangelistler tarafından kabul gören bir inançtır. Onun içindir ki Amerika, İsrail devletini kurdurmuş ve ne pahasına olursa olsun yaşamasını sağlamak için, çaba harcamaktadırlar.
İşte yine Yahudiler bizlerin içine de aynı inancı sokarak, Mesih ve mehdinin geleceğini bizzat onlarda söylemektedirler. İsrail den gelen üst düzey haham misafirlerinin kimleri ziyaret ettiğini ve neler konuştuklarını lütfen araştırıp izleyiniz.
Rabbim cümlemizi, Kur’an ı rehber alıp, onun ardı sıra giden kullarından eylesin. Yoksa işimiz çok zor.
Yüzlerce yıldır, Müslüman toplumu olarak, birilerini beklemekle boşa geçirdik vaktimizi. Doğru yolu bulmak huzura, mutluluğa erişmek için, FURKAN dan başka ne arıyoruz, neyi bekliyoruz?
Huzura kavuşacak rehber elimizde, ama farkında bile değiliz. Onun kıymetini bilemeyen bizlere, Allah ın yardım edeceğini, Müslüman toplumlarının içinde bulunduğu yokluk, kin, nefret, düşmanlık ve acı gerçeklerden kurtaracak birisini, Allah ın göndereceğini hala düşünüyorsak, şunu üzülerek söylemeliyim ki, DAHA ÇOKKKKKK BEKLERİZ.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK