Menkul sermaye iradının tanımı
GVK’nın 75’inci maddesinde menkul sermaye iradının tanımı yapılmıştır. Buna göre; “Ticari, zirai ve mesleki faaliyet dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden oluşan sermaye ile elde edilen kâr payı, faiz, kira, ve benzeri iratlar menkul sermaye iradını oluşturmaktadır”.
Tanımlamadan da anlaşıldığı üzere bir gelirin menkul sermaye iradı sayılabilmesi için ticari, zirai ve mesleki faaliyet dışındaki işlemlerden elde edilmesi gerekmektedir. Ticari faaliyetlerden elde edilen gelirler menkul sermaye iradı tanımına uygun olsalar dahi ticari kazanç sayılmakta ve ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirmeye konu edilmektedir. Örneğin bir ticari işletmenin aktifinde bulunan tahvillerden elde edilen faizler veya işletmenin bankadaki mevduatından sağlanan faizler menkul sermaye iradı olmayıp, ticari kazanç olarak vergilendirmeye konu edilirler. Ticaret erbabının şahsi birikiminden sağlanan mevduat faizleri veya şahsına ait menkul kıymetlerden elde edilen faiz veya kâr payları ise menkul sermaye iradı olarak vergilendirmeye tabi tutulur.
Zirai veya mesleki faaliyet kapsamında elde edilen söz konusu gelirler de ait oldukları faaliyetle ilgili olarak zirai veya mesleki kazancı ifade emektedirler.
Menkul sermaye iradı tanımı ile ilgili ikinci bir unsur ise sermayenin para ile temsil edilebilmesidir. Aynî sermaye karşılığı elde edilen gelirin menkul sermaye iradı sayılması mümkün değildir.
Tanımlamada yer alan bir diğer unsur ise kira deyiminin, nakdi sermayenin veya para ile temsil edilen bir değerin kiraya verilmesi ve karşılığında elde edilen geliri ifade etmiş olmasıdır.
Genel olarak menkul sermaye iratları üretim sürecine fiilen katılmaksızın bu işleri yürüten işletmelere mali yatırım yapmak suretiyle elde edilen geliri ifade etmektedir
GVK’nın 75’inci maddesinde menkul sermaye iradının tanımı yapılmıştır. Buna göre; “Ticari, zirai ve mesleki faaliyet dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden oluşan sermaye ile elde edilen kâr payı, faiz, kira, ve benzeri iratlar menkul sermaye iradını oluşturmaktadır”.
Tanımlamadan da anlaşıldığı üzere bir gelirin menkul sermaye iradı sayılabilmesi için ticari, zirai ve mesleki faaliyet dışındaki işlemlerden elde edilmesi gerekmektedir. Ticari faaliyetlerden elde edilen gelirler menkul sermaye iradı tanımına uygun olsalar dahi ticari kazanç sayılmakta ve ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirmeye konu edilmektedir. Örneğin bir ticari işletmenin aktifinde bulunan tahvillerden elde edilen faizler veya işletmenin bankadaki mevduatından sağlanan faizler menkul sermaye iradı olmayıp, ticari kazanç olarak vergilendirmeye konu edilirler. Ticaret erbabının şahsi birikiminden sağlanan mevduat faizleri veya şahsına ait menkul kıymetlerden elde edilen faiz veya kâr payları ise menkul sermaye iradı olarak vergilendirmeye tabi tutulur.
Zirai veya mesleki faaliyet kapsamında elde edilen söz konusu gelirler de ait oldukları faaliyetle ilgili olarak zirai veya mesleki kazancı ifade emektedirler.
Menkul sermaye iradı tanımı ile ilgili ikinci bir unsur ise sermayenin para ile temsil edilebilmesidir. Aynî sermaye karşılığı elde edilen gelirin menkul sermaye iradı sayılması mümkün değildir.
Tanımlamada yer alan bir diğer unsur ise kira deyiminin, nakdi sermayenin veya para ile temsil edilen bir değerin kiraya verilmesi ve karşılığında elde edilen geliri ifade etmiş olmasıdır.
Genel olarak menkul sermaye iratları üretim sürecine fiilen katılmaksızın bu işleri yürüten işletmelere mali yatırım yapmak suretiyle elde edilen geliri ifade etmektedir