• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Mercan Kalesi

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Kahve
Simit
Güneş, Mercan Kalesi'nin üzerinde acımasızca parlıyordu. Mercan Kalesi, rengarenk mercanlardan ve pırıl pırıl taşlardan yapılmış, suyun derinliklerinde gizlenmiş büyüleyici bir yerdi. Bu kalenin en sevilen sakini, minik, parlak pullarıyla parıldayan, adı Pırıl olan bir balıktı. Pırıl, oyunbaz ve meraklıydı. Denizin engin mavi sularını keşfetmekten, yeni arkadaşlar edinmekten ve suyun altındaki gizemleri çözmekten büyük keyif alırdı.

Mercan Kalesi

Ancak Pırıl’ın bir sorunu vardı. Çok meraklı olmasına karşın, tehlikelere karşı oldukça dikkatsizdi. Her gün Mercan Kalesi'nden uzaklaşır, keşiflere dalar, uyarıları hiç dikkate almazdı. Yaşlı deniz kaplumbağası Kabuk, defalarca “Pırıl’cığım, uzaklara gitme! Suyun yüzeyine çok yaklaşma! Kaybolursun!” diye uyarmıştı. Ama Pırıl, Kabuk’un sözlerini sadece kulağının ucundan dinler, hemen unuturdu.

Bir gün, Pırıl, parlak bir ışık gördü. Işık, yüzeyden geliyordu. Merakı, onu çeken bir mıknatıs gibiydi. Kabuk'un uyarılarını tamamen unutarak, yüzeye doğru hızla yüzdü. Işık, güneşi kırılan parıldayan bir yağ damlasıydı ve Pırıl, güneş ışığının büyüleyici dansını izleyerek nefes nefese yüzeye yaklaştı.

Birden, büyük bir gölge belirdi. Pırıl, ne olduğunu anlamadan, sürükleyici bir güç tarafından kapıldı ve hava kesesine acımasızca çarptı. Kuruydu! Hava soluyamaz halde, korkuyla titredi. Sıcak güneşe maruz kalan cildi yanmaya başladı. Gözleri göz yaşlarıyla doldu.

Pırıl, hayatta kalmak için çırpınıyordu, ama artık hareket edemiyordu. Güçsüz düştü, soluğu kesildi. Sonrası karanlık, umutsuz bir boşluktu. Tam vazgeçmek üzereyken, bir şey duydu; acı bir sesle "Su! Su verin!" diye feryat eden yaşlı balıkçı.

Balıkçı, yanlışlıkla Pırıl'ı ağlarına takmıştı. Kendisi de büyük bir korku içinde susuzluktan kırılıyordu, yakındaki nehir tamamen kurumuştu. Gözleri kararmış, elleri titriyordu. Birden bire gözüne takılan minik Pırıl'ın çırpınışları, onu şoka uğrattı.

Pırıl'ı kovadan alıp eline aldı. Minik balık, balıkçının kurumuş elinde soğuk ve küçük bir vücuttan ibaretti. Pırıl, yaşlı balıkçının hıçkırarak kendisini tekrar suya atışını hissetti.

Suya geri döndüğü anda, Pırıl yaşamla dolu nefes aldı. Kendini bulutların arasında hissetti. Üzgündü ve bir ders almıştı. Kendini, bilge deniz kaplumbağası Kabuk'un yanına attı. Kabuk, Pırıl'ı kucakladı.

“Pırıl’cığım, çok korktum,” dedi Kabuk. “Bugün yaşananlar sana hayat boyu sürecek bir ders olmalı. Merak iyidir, ama tedbirsiz merak, tehlikelidir. Büyüklerin sözlerini dinlemelisin; tecrübeleri önemlidir ve hayatını kurtarabilir."

Pırıl, gözyaşlarını sildi. “Haklısınız, Kabuk Amca. Bir daha asla büyüklerin sözlerini dikkate almadan uzaklaşmayacağım. Her zaman tetikte olacağım.”

O günden sonra Pırıl, daha dikkatli ve akıllı bir balık oldu. Merakını asla kaybetmedi, ancak Kabuk’un sözlerini daima aklında tuttu. Çünkü hayat, denizlerin enginliğinde olduğu kadar insanın kararlılığında gizliydi. Ve Pırıl, bu önemli dersi unutmadı asla.
 
Geri
Top