Meslek Seçiminde Göz Önünde Tutulacak Hususlar

YoRuMSuZ

Biz işimize bakalım...
Çocuk doğar, büyür, gelişir, okula gidecek yaşa gelir. Zorunlu ilköğretim dönemini bitirdikten sonra, ya ileride seçeceği mesleğe hazırlanmak üzere okumaya devam eder., ya da öğrenimine son verir, çalışma hayatına atılır.

Birey, ister ilköğretimi bitirdiğinde, ister daha sonraki öğrenim basamaklarından birinden ayrıldığında, iş veya meslek seçme sorunu ile karşılaşır. Günümüzde binlerce insanın işinde başarılı olamadığı, yüz binlerce insanın iş aradığı, iş ve meslek sayısının da otuz binin üstünde olduğu düşünülürse, meslek seçiminin ne kadar güç bir iş olduğu, mesleki rehberlik hizmetine duyulan ihtiyacın da ne kadar büyük olduğu anlaşılabilir.

Meslek seçimi, bireyin yaşamında son derece önemli bir karardır. çünkü meslek, bireyin hayatını kazanmak için yaptığı geçici bir iş değil, belli bir formasyonu gerektiren, ilgi, bilgi ve beceri isteyen sürekli bir uğraştır. Bireyin mesleğini seçmesi, ömrünün büyük bir kısmının geçeceği çalışma ortamını ve yaşam biçimini belirlemesi demektir. Birey meslek seçimi sırasında yetenek, ilgi ve isteklerini göz önünde tuttuğu oranda başarılı ve mutlu olur, ülke ekonomisine katkıda bulunur. Ancak, ülkemizde meslek seçimi daima bireyin yetenek ve ilgileri doğrultusunda yapılmamakta, rastlantılar, işsizlik, aile baskısı, çevre koşulları ve ekonomik olanaksızlıklar, bireyin meslek seçimini etkilemektedir.

Bir yandan meslek sayısının giderek artması, her meslek dalında en yetenekli elemanın tercih edilmesi, pek çok alanda meslek eğitiminin zorunlu tutulması, bu eğitimin uzun ve masraflı olması, bunların yanı sıra, üniversiteye girmeyi başaran her öğrencinin yetenek ve ilgileri doğrultusunda öğrenim görememesi, her mezunun da uzmanlık alanında iş bulamaması, çalışmayı tasarladığı alanı ve diğer meslekleri ile, seçeceği mesleğin nitelikleri arasında uygunluk olup olmadığını aramaması, onun iş hayatında başarısız, mutsuz ve verimsiz olmasına yol açmaktadır.

Meslek alanında başarısızlık ve mutsuzluk duygularını yaşamamak için, birey öncelikle kendini tanımalı, daha sonra meslekler hakkında bilgi sahibi olmalı, nihayet seçmeyi düşündüğü meslek veya mesleklerin kendi özelliklerine uygunluğunu araştırmalıdır.

Bireyin kendini tanıması; sağlık durumunu, bedensel özelliklerini, güçlü ve zayıf yönlerini, arzu ve ideallerini bilmesi, özel yetenek ve becerilerini, yeteneksiz ve başarısız olduğu alanları, ilgi ve isteklerini, ilgi duymadığı konuları, zeka düzeyi ve biçimini, karakter ve kişilik yapısını, sosyal çevredeki yerini belirlemesidir. Birey, kendi özelliklerini keşfetme konusunda ailesinden, arkadaş ve öğretmenlerinden, varsa okuldaki veya çevredeki rehberlik uzmanlarından yardım alabilmeli, onu tanıyanlarla konuşarak kendi özellikleri hakkında bir değerlendirme yapabilmelidir.

Bireyin meslekleri tanıması; seçmeyi tasarladığı meslek veya mesleklerin nitelikleri hakkında bilgi sahibi olmasıdır. Bütün meslekleri tanımak mümkün olmadığından, birey, hoşlandığı, ilgi duyduğu, yetenekli olduğuna inandığı meslekler hakkında bilgi toplamalıdır. Bir mesleği tanımak, o mesleğin evrimini, o meslek alanında yapılan işin niteliğini, çalışma ortamını, mesleğe hazırlanma koşullarını, meslekte aranan özellikleri, çıraklık süresini, kazanç durumunu, yükselme ve ilerleme şansını, işin ülkedeki geçerliliğini ve iş bulma olanaklarını bilmek demektir. Meslekler hakkında bilgi edinmek için birey, o meslek dalında çalışanlarla görüşmeli, ilgili iş alanlarını gezmeli, çalışma ortamını ve koşullarını gözlemlemeli, meslekleri tanıtan kitap ve broşürlerden yararlanmalı, o mesleğe hazırlayıcı eğitimi veren kurum ve kuruluşları tanımalıdır.

Bireyin kendi özellikleri ile mesleğin nitelikleri arasında uygunluk araması; kendisine uygun olan meslekleri belirlemesidir. Bireyin seçmeyi amaçladığı mesleğin kendi yetenek, beceri, ilgi ve bilgisine ne kadar uygun olduğunu araştırmasıdır.

Birey gelişigüzel yapılmış seçimlerin başarısız ve mutsuzlukla son bulduğunu hatırlayarak, seçmeyi tasarladığı mesleğin sağlayacağı kazanç ve olanaklarla, bu mesleğin çalışma koşullarının ve iş ortamının kendi istekleri doğrultusunda olup olmadığını araştırmalıdır. Birey yetenekli olmadığı, ilgi duymadığı bir mesleği sadece büyük kazanç sağladığı veya toplumsal saygınlığı olduğu için seçmekten kaçınmalı, iş bulma şansı az olan, ülke çapında geçerli olmayan bir işe kendini hazırlamak gibi bir hataya düşmemek için ani kararlar vermemeli, bilinçli bir meslek seçimi yapmalıdır.

Prof. Dr. NORMA RAZON
 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri

MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ


Meslek, bir kimsenin geçimini sağlamak için yaptığı sürekli iş olarak tanımlanır.
Herkesin geçimini sağlayabilmek için yapacağı düzenli ve sürekli bir işinin olması zorunlu bir gelişim görevidir. Meslek seçimi ise insanın yaşamında verebileceği en önemli temel kararlardan biridir. Çünkü “ben şu mesleği seçiyorum derken, ya da hayır ben bu mesleği değil, şu mesleği istiyorum derken aslında mesleği seçmekle birlikte o mesleğin getirdiği yaşam tarzı da seçilmiş olunmaktadır.​


Bir mesleği seçmekle, hayat çizgisinde pek çok konu da bu seçime bağlı olarak etkilenmektedir. Örneğin gelir düzeyi, yaşanılacak olan çevre, toplumsal ilişkiler, eş seçimi, çalışma koşulları, prestij, statü vb. Öyleyse meslek seçimi iyi iyi düşünülüp, gerekli analizler yapıldıktan sonra alınması gereken önemli bir karardır. Bu karardan geri dönmek bazen çok yorucu ve zaman alıcı bazen de imkânsızdır. Böyle bir duruma düşmemek için meslek seçiminin öncesinde önce kişinin kendini tanıması ve şu sorulara doğru cevaplar verebilmesi gerekmektedir:
  • Benim seçtiğim bu mesleğe karşı yeteneklerim uygun mu?
  • Yeteneklerim bu mesleğin gerektirdiği yeteneklerle benzerlik gösteriyor mu?
  • İlgi alanlarım bu mesleğin gerektirdiği ilgi alanlarıyla çakışıyor mu?
  • Seçtiğim mesleğin çalışma koşulları nasıl/nelerdir?
  • Seçmeyi düşündüğünüz meslekte cinsiyetin önemi nedir?
  • Seçmeyi düşündüğünüz mesleğin iş bulma olanakları nerelerde (bölge, şehir, ülke) var?
  • Kapalı bir mekânda mı yoksa açık havada mı çalışma gerekiyor?
  • Büyük bir şehirde mi, küçük bir şehirde mi yaşamak istiyorum?
  • Sabit geliri olan ve iş bulma sorunu olmayan bir iş mi istiyorum, yoksa ekonomik gelir ihtimali yüksek, ancak iş bulma riski olan bir meslek mi istiyorum?
  • Ücret durumu nasıl? Kariyer geliştirme olanakları mevcut mu?
  • Seçim yapılmış olan meslekte yetişmiş elemana olan ihtiyaç ne kadar?
  • Mesleğin gerektirdiği eğitimi aldıktan sonra iş bulmak kolay mı?

Meslek Seçiminde İlgi Ve Yeteneğin Önemi?


Bir meslekte mutlu olabilmenin en önemli faktörü, ilgi ve yeteneklerin, mesleğin gerektirdiği ilgi ve yeteneklerle çakışıyor olmasıdır. Bu yüzden seçilecek olan mesleğin gerektirdiği ilgi ve yeteneklerin neler olduğu araştırılmalı, kişinin söz konusu yeteneklerin ve ilgilerin ne kadarına sahip olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Konuyu bir örnekle açıklayalım: Doktor olabilmek için akademik yeteneğe (sözel, sayısal, şekil) ihtiyaç vardır. Ancak diş doktoru olabilmek için hem akademik yeteneğe hem de el becerisine (manipülatif yeteneğe ) ihtiyaç vardır. Eğer akademik yeteneği çok iyi, ancak el becerisi çok kötü olan birinin diş doktoru olması kuşkusuz o mesleğin gereklerini gerektiği gibi yapamamasına neden olacaktır. Keza sayıları seven, sayısal düşünmekten zevk alan bir kişinin, edebiyat bölümünde okuması da yanlış bir seçim olacaktır.

Çalışma Koşulları


Seçilen mesleğin çalışma koşulları da son derece önemlidir. Yukarıda verilen örneği sürdürürsek, kişinin akademik yeteneği çok iyi, el becerisi çok iyi, diş doktoru olabilmesi için yetenek açısından hiç bir sıkıntısı yok. Ancak kan görmeye dayanamıyor. Kan görünce bayılıyor ise bu kişinin bu mesleği sürdürebilmesi güç gözükmektedir. Ya da kapalı mekânları seven bir kişinin denizci olmak istemesi de çalışma koşulları açısından yanlış bir tercihtir.

Ekonomik Gelir Ne Kadar Önemli?


Ücret durumu da özellikle dikkate alınması gereken bir konudur. Mesleği ne kadar para getirecektir. Para mı, prestij mi, sosyal değerler mi? birinci önceliklidir. Örneğin çok parası olmasını isteyen bir kişinin devlet dairesinde memur olarak çalışmak istemesi bir çelişkidir. Bu durumda mutlu yaşayabilmek için o kişinin ya işini değiştirmesi ya da para ilgili düşüncelerini değiştirmesi gerekmektedir. Ülkemizde önemli bir sorun da işsizlik sorunudur. Yeteneği, ilgisi, çalışma koşulları, ücreti her durumu kendisine uyan bir kişinin önüne o meslekte istihdam edilme yani iş bulabilme sorunu çıkabilir. Bu nedenle İşkur ve benzeri kaynaklardan tercih edilecek meslek alanının 5 yıl, 10 yıl sonra iş bulma imkânlarının incelenmesinde yarar vardır.

8. Sınıfta Meslek Seçimi?


Meslek seçiminde 8.sınıfın özel bir önemi vardır. Bu yıllarda yapılan bir seçimin yaşamın ileriki yıllarını derinden etkileyeceği unutulmamalıdır. Bugün verilecek doğru karar, ileride mutlu bir yaşam sürdürmeyi sağlarken, bugün verilecek yanlış karar, ileride hep arayış içerisinde olan, enerjisini hep bu yöne çevirmiş, ya da bu mücadeleyi veremeyecek kadar yorulmuş, bezmiş insanlar yaratacaktır.

8.sınıftan sonra örneğin Fen Lisesine gitmek isteyen bir öğrenci, aynı zamanda disiplin altında, düzenli, her şeyin format (kalıp) haline getirildiği bir yaşam biçimini de kabul etmiş olurken, başka bir öğrenci de Meslek Liselerine gitmekle başka bir yaşam biçimini kabul etmiş olacaktır. Unutulmaması gereken en önemli konu; adıyla, çalışma koşullarıyla tanımlanmış 40 bin meslek bulunmaktadır. Bu mesleklerden hangisi kişiye uygun olanıdır. Bu denli meslek çok olmasına rağmen öğrencilerin sayabildikleri mesleklerin sayısı 50’yi 60’ı geçmemektedir. Başka bir yaygın sorunda özenti ile kişinin kendi kendisine yabancılaşmasıdır. Öğrencilik hayatında Matematik, Fen Bilimleri gibi sayısal yetenek gerektiren derslerden geçer tek not alamayan bir öğrencinin, toplum yüceltiyor, annem babam seviyor diye “Bilgisayar Mühendisi” olmak istemesi kişinin kendi kendisiyle yabancılaşmasına bir örnektir. Pek çok kişinin üniversite öğrenimi görmek istemesinde “Herkes gitmek istiyor. Binlerce kişi hazırlanıyor. Birinci yıl olmazsa, ikinci yıl, ikinci yıl olmazsa üçüncü yıl şanslarını deniyorlar” gibi yüzeysel sebepler olduğu unutulmamalıdır.
 
Top