* Kuzgun, bağda kuzgunca bağırır. Ama bülbül,
kuzgun bağırıyor diye güzelim sesini keser mi hiç?
* Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür.
Selviyi hür bir halde yücelten,
kederi de sevinç haline sokabilir.
* Nasıl olur da deniz, köpeğin agzından pislenir,
nasıl olur da güneş üflemekle söner?
* Akıl padişahı kafesi kırdı mı,
kuşların her biri bir yöne uçar.
* Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta
aşağılık dünyadan göğe sıçrayiverir.
* Korkunç bir kurban bayramı olan kıyamet günü,
inananlara bayram günüdür, öküzlere ölüm günü.
* Irmak suyunu tümden içmenin imkanı yok ama
susuzluğu giderecek kadar içmemenin de imkanı yok.
* Nefsin, üzüm ve hurma gibi
tatlı şeylerin sarhoşu oldukça,
ruhunun üzüm salkımını görebilir misin ki?
* Eşeğe, katır boncuğuyla inci birdir. Zaten o eşek,
inciyle denizin varlığından da şüphe eder.
* Birinin başına toprak saçsan başı yarılmaz.
Suyu başına döksen, başı kırılmaz.
Toprakla, suyla baş yarmak istiyorsan,
toprağı suya karıştırıp kerpiç yapman gerek.
* Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir.
Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.
* Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler?
* Bülbüllerin güzel sesleri beğenilir de bu yüzden kafes
çeker onları. Ama kuzgunla baykuşu kim kor kafese?
* Her dil, gönlün perdesidir.
Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır.
* Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları
olmasaydı, dünyada su da olmazdı, ateş de.
* O dağa bir kuş kondu, sonra da uçup gitti.
Bak da gör, o dağda ne bir fazlalık var ne bir eksilme.
* Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da
nedir bir sevgiye harcanmadıktan,
bir sevgiliye feda edilmedikten sonra.
* Şu dünyada yüzlerce ahmak, etek dolusu altın verir de,
şeytandan dert satın alır.
* O beden testisi ab-ı hayatla dopdolu, bu beden testisi ise ölüm zehiri ile.
İçindekine bakarsan padişahsın, kabına bakarsan yolu yitirdin.