Milli Bilinç Yoksunluğu

wien06

V.I.P
V.I.P
Tarihte destanlar yazan Türk ulusu, binlerce yıllık tarihi içerisinde kazandığı büyük başarılarla yoğrularak olgunlaşmış bir kişiliğe sahip bireylerden oluşur. En güç durumlarda, kimsenin ummadığı kadar büyük başarılar elde eden bizler, gücümüzü olgunlaşmış kişilik yapımızdan ve yüksek düzeyde milli bilince sahip olmamızdan almışızdır. Fakat küreselleşen dünyanın etkileriyle sarsılan ulusumuzda, özellikle genç kuşakların milli bilinçten uzaklaşmalarına tanık olmak geleceğimiz için kaygılanmamıza neden olmaktadır.

Milli bilincin önemini ve toplumumuzdaki yozlaşmayı belirtmeden önce, milli bilincin ne olduğuna değinelim. Milli bilinç, kişilerin mensubu oldukları ulusun kültür, toplum, tarih, ahlâk… gibi değerlerini hakkıyla benimsemeleri; birey - devlet ilişkisini kavrayarak kendilerini devletlerine daha yararlı hâle getirebilmek için çaba göstermeleri; tarihsel süreçlerin birikimiyle günümüze aktarılan değerlerin bilincinde olup, bunları gelecek kuşaklara aktarmaları ve bu çabaların sonucu olarak hem kendi refahlarını sağlamaları hem de devletlerini çağdaş ve uygar devletler seviyesine ulaştırmalarıdır. Milli bilince sahip olmak, kendinde olmak, özünü tanımaktır. Nasıl bir dünyada yaşadığımızı, bu günlere nasıl geldiğimizi ve gelecek kuşaklar için neler yapmamız gerektiğinin ayırdında olmaktır.

Günümüzde özellikle gençlerin, tarihinden, kültüründen ve milliyetinden yavaş yavaş koptuğunu görüyoruz. Yaşadığı devletin cumhurbaşkanının adını bilmeyen, Malazgirt Savaşı’nın önemini kavrayamayan, Çanakkale’de atalarımızı şehit eden onlarca milletten düşmanlarını tanımayan, ot gelip palak gitme eğiliminde olan… milyonlarca genç var Türkiye‘de. Bunu söylemek çok acı; ama her gün milliyetinden biraz daha kopan gençlerin varlığına tanık oldukça, artık onları titreyip kendilerine döndürecek bir şeylerin yapılması gerektiğine daha fazla inanıyorum. Dünya küreselleşmenin etkisiyle büyük bir hızla değişirken ve dört yanımızda düşmanlar bize diş bilerken, bizim gençliğimizin tek uğraşı “msn” olmamalı diye düşünüyorum. Çünkü Türklüğün ve Türk Devleti’nin devamını sağlayacak olan genç kuşak, her an her türlü duruma hazır yetişmelidir.

Bazı gençlere bakıyorum, farklı olmak ve şekil yapmak adına özlerini yitirmiş durumdalar. Artık otobüste yanıma oturan 10 - 12 yaşlarındaki gençlerin yarısından çoğu küfürlerle dolu kalıplaşmış sözlerini duymak, bana acı veriyor. Tarihine ve kültürüne, bir futbol takımı kadar değer vermeyen; binlerce Türk bilgesi, kahramanı veya sanatçısı varken gidip “Beyonce” adında sapık ruhlu bir zavallının adıyla e-posta adresi alan; babası ona “Gökçe” gibi kutlu bir ad vermişken, kendini orada burada “qokce” diye adlandıran; saçını taramaya ayırdıkları vakti, tarihini öğrenmeye ayırmayan; 100 sayfalık kitapların bile özetini okuyup “bilge insan” edalarıyla ortalıkta dolaşan; ellerinden düşürmedikleri cep telefonlarının yeni modellerini araştırdıkları kadar bile, ülkede olup bitenlerle ilgilenmeyen; çevresindeki birkaç cahil insandan etkilenip ona buna küfürler yağdırmayı meziyet sayan… zavallı gençlerin durumu yakın gelecekte değişmezse, artık “Türk Ulusu“nun yalnızca adı kalır.

“Şu anda istediğiniz her yere gitme olanağınız olsa, nereye gitmek isterdiniz?” sorusunu yönelttiğimizde, acaba kaç Türk genci “Çanakkale Şehitlikleri“ni, “Anıtkabir“i veya başka bir “Türk devleti“ni görmek ister? Yoksa siz de benim düşündüğüm gibi, gençlerin çoğunun görmek istedikleri yerlerin “Hepsi 1” dizisinin film çekimlerinin yapıldığı yer veya “Paris” olduğunu mu düşünüyorsunuz? Bence yanılmıyoruz ve gençler gerçekten özlerine yabancılaşmış durumdalar. Çanakkale’de bizler için gözlerini kırpmadan canlarını veren 250 bin Türk‘e göstermediğimiz saygıdan çok daha fazlasını, her yıl şehitlikte anma törenleri yapan Avustralyalı Anzaklar’ın kendi atalarına gösterdiğini görünce kahroluyorum.

Yukarıda belirtilenlerden de anlaşılacağı üzere, Türk gençliğinin bir kısmının milli bilinçten yoksun yetiştiği açıktır. Bugün dost gibi göründükleri hâlde, bir savaş durumunda hiç tereddütsüz silahlarını bize doğrultacak iç ve dış düşmanlarımızın, elle tutulur bir tarih ve kültür mirasları olmadığı hâlde, yarattıkları yapma milliyetlerine ne kadar sahip çıktıklarına dikkatle bakmanın ve kahraman, soylu, kültürlü… Türk Ulusu’nun bireyleri olduğumuz için kendimizi şanslı saymanın zamanı geçiyor. Artık bir an önce, İngilizce şarkı sözleri ezberlemekten vazgeçmek ve Türklüğümüzün yalnızca damarlarımızda dolaşan asil kanla sınırlı kalmamasını sağlamak için, bilinçlenmek gereklidir.

Ey Türk gençliği! İlkokulda “Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiği hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim.” diyerek verdiğin sözü ve “Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.” diyerek üstlendiğin sorumluluğu unutma. Unutma ki, onsuz yaşayamayacağın kutlu vatanına yararlı olup, onu yüceltmeye çalıştıkça var olacaksın.

Milliyetini kaybetmiş bütün Türk gençlerinin, çok geçmeden titreyip özlerine dönmeleri umuduyla…


Yavuz Tanyeri
 

LoSt_LoVe

Forum Onuru


Ey Türk gençliği! İlkokulda “Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiği hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim.” diyerek verdiğin sözü ve “Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.” diyerek üstlendiğin sorumluluğu unutma. Unutma ki, onsuz yaşayamayacağın kutlu vatanına yararlı olup, onu yüceltmeye çalıştıkça var olacaksın.

Milliyetini kaybetmiş bütün Türk gençlerinin, çok geçmeden titreyip özlerine dönmeleri umuduyla…


Yavuz Tanyeri




Ne kadar acıdırki çok güzel anlatılmış bu durum.O kadar üzülüyorum ki hallerimize.İçimden haykırarak ağlamak geliyo.Amma velakin ağlayarak hiçbir şeyi düzeltemeyeceğiz.Kendi şairleri dururken yabacı şairleri beğenmelerini,ne dediklerini bile bilmedikleri yabancı şarkıları beğenmelerini(zaten bir çoğu sadece küfürden ibaret),bayramlarda aileyi ziyaret camileri ziyaret yerine saçma sapan yerlerde dolaşmalarını,daha henüz 12 yaşındayken sigara içmelerini,gördükleri ahlaksız bir olayı bilinçsizce ne olduğunu bile bilmeden savunmalarını hiç birini ağlayarak düzeltemeyiz.Ve ne acıdırki bu saydıklarım uzadıkça uzuyor.
Hala farkına varamamaları hala inatla sosyete dedikleri riya çukuruna düşmeye çalışmalarını anlayamıyorum.Öz vatanının bir karesini bile bilemezken Amerika yada İngiltere nin her yerini ezbere biliyo olmalarını anlayamıyorum.Anlayamayacağımda.
Çok üzgünüm,Rabbim sen bizleri doğru yola çevir.

AMİN.
 
Günümüz gençliğinin içler acısı durumu gayet güzel anlatılmış bu yazıda.. milli bilinç kavramını küçük yaşta çocuklarımıza aşılamak gerekiyor belkide.. onları içleri boş, görüntüleri hoş dergiler almak yerine özüne döndürecek filmlere, kitaplara yönlendirsek yada yukarda belirtilen gibi Çanakkaleyi şereflendiren şehitlerimize, yurdumuzun nasıl kurtarıldığının farkına varabilecekleri ortamlara götürebilsek yada bir nebze olsun küçük yüreklerinde bu duyguyu yaşayabilecekleri bir cümle etsek.. Türk bayrağının neden kırmızı olduğunun farkına varsalar.. O bayrağa bir futbol takımının bayrağına verdikleri önemden daha fazla değer verebilseler.. Yada kutladığımız bayramları, önemli günlerin değerini anlayarak katılsalar keşke o törenlere.. bilinçsiz yetiştiriyoruz belkide.. Okullarda gösterilen tarih dersleri yetersiz ve zevksizdi.. Şimdi nasıl bilmiyorum ama Tarih öğretmenlerine büyük görev düşüyor bence tarihimizi sevdirecek o ışığı yakmaları lazım o küçük beyinlerde..
Geçen sene vizyonda olan 120 filmi bu açıdan dolu dolu bir filmdi.. Okullarda izletilmesinden yanayım..
İstiklal marşımız herşeyi özetliyor aslında..

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!
O benimdir, o benim milletimindir ancak!

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül... ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal.
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın,
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:
Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım.
Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım;
Fışkırır rûh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım!

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl;
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!


tekrar tekrar okumak gerek..ki yüreklerde iz bıraksın..
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
"Milli bilinç" ve ne olup ne bittiğinin farkında olmak ve egemenliğimizi korumak konusunda dünyanın en geri kalmış devleti olduğumuzu üzülerek kabul etmeliyiz. Fakat nasıl olur da ilerleriz diye merak ediyor isek, cumhuriyetin nasıl elde edildiğine, Türk milletinin topyekûn nasıl mücadele ettiğine, ve Atatürk'ün sağladığı "Türk" kavramına bakmamız gerekecek.
Eğer bütün bunlar olmasaydı, emperyalist devletlere teslim olup tamamen yok olmuş gitmiş eski bir küçük osmanlı toplumu olarak kalacaktık. Milli bilinç "Atatürk"ün farkında olmaktır.

Peki milli bilinç bir topluma nasıl yeniden kazandırılabilir? Ben bunun, sadece ÖĞRETMENLER sayesinde olacağına inanıyorum.
Ailenin de etkisi olabilir ama öğretmenler kadar olamaz.
Çünkü ben hiçbir zaman ailemin bana Atatürk hakkında bilgiler verdiğini hatırlamıyorum; aileler buna dikkat etmezler.

Fakat Atatürkçü bir öğretmenin yetiştirdiği çocuk, farkında olmadan milli bilince ulaşmış olur. Çocuğa Ata'sını ne kadar küçük yaşta ""öğretirseniz"" milli bilincini o derecede uyandırmış olursunuz.
 
Top