Damat Ferit Paşa ve onun başında bulunduğu hükümetler Millî Mücadele’ye karşı baştan beri düşmanca bir politika takip etmiş ve buna uygun olarak da icraatları hep aleyhte olmuştu. İşte Sivas Kongresi esnasında da Elazığ’a vali olarak atadıkları Ali Galip Bey vasıtasıyla, Sivas’ın basılarak kongreye katılan başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere diğer vatanseverleri yakalatmayı ve tutuklatmayı düşünmüşlerdi. Ancak bu girişimleri başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
Mustafa Kemal Paşa, Sivas Kongresi’nin 11 Eylül’de yaptığı son oturumda kongrede bulunan delegelere Damat Ferit Paşa Hükümeti’nin Elazığ Valisi Ali Galip Bey’le yaptığı yazışmaları okumuştu. Bunun üzerine kongreye katılanlar Damat Ferit Paşa’ya ve Hükümeti’nin iş başından uzaklaştırılması için girişime geçmeye karar verdiler. Bu olaylardan sözde haberi olmadığı düşünülerek. Hükümetin Padişah’a şikayet edilmesini kararlaştırmışlardı.
Sivas Umumi Kongre Heyeti adına 11 Eylül’de Padişah’a yazılan mektupta, “Hükümetin Kongreyi basmak yoluna gittiğini, Müslümanlar arasında kan dökmek istediği, Kürtleri ayaklandırarak vatanı parçalamaya çalıştığı, bu nedenle suçluların yakalanırlarsa cezalandırılacakları” belirtiliyor ve bu cinayetleri düzenleyerek Dahiliye ve Harbiye Nazırlarına emir verdirip uygulattıran İstanbul Hükümeğtine itimat ve güvenlerinin kalmadığı belirtildikten sonra, namuslu kişilerden oluşacak yeni bir hükümet kurulması, suçluların yakalanarak cezalandırılması isteniyor ve adil bir hükümet kuruluncaya kadar İstanbul Hükümeti ile ilişkilerin kesileceği bildiriliyordu. Hazırlanan bu mektup Kolordu Komutanları tarafından Padişah’a çekilmeye başlanmıştı.
Ordu komutanlarının padişaha çektikleri ve kendi hükümetinin istenmediğinin ifade edildiği bu telgrafların Padişah’a ulaşmasını Damat Ferit Paşa engellemeye çalıştı. Bunun üzerine 12 Eylül’de, “padişah ile görüşmesini engelleten ve milletin güvenini kaybetmiş bulunan Damat Ferit Paşa Hükümeti iş başından çekilinceye kadar İstanbul Hükümeti ile idari ilişkilerin ve İstanbul ile yapılan her türlü posta, telgraf haberleşme ve ulaştırmaların kesildiğinin” belirtildiği ikinci bir mektup Padişah’a gönderildi. Ayrıca bu durum bütün vilayetlere ve yabancı devlet temsilcilerine bildirildi. Bundan böyle Anadolu’da sivil ve askeri makamların yazışma ve haberleşme merkezinin Sivas’ta bulunan “Heyet-i Temsiliye” olduğu açıklandı.
İngilizlerden beklediği desteği bulamayan ve artık Padişahında kendisiyle daha fazla çalışmayı istemediği Damat Ferit Paşa, İngiliz Yüksek Komiseri Amiral de Robec’ten “kendisinin ve taraftarlarının hayat ve hürriyetlerinin korunması için” teminat istemiş ve 1 Ekim 1919’da istifa etmiştir.
Böylece Anadolu’da başlayan Millî Mücadele hareketi politikaları ve icraatlarıyla kendi varlığına ve emellerine düşman olan ve bu uğurda işgalcilerle her türlü işbirliğine girişen Damat Ferit Paşa’yı ve Hükümeti’ni düşürmekle büyük bir başarı kazanmıştı. Diğer taraftan “Anadolu’daki Millî Mücadele Hareketi” meşruluk kazanmış, Heyet-i Temsiliye’nin millî teşkilatlar, mülkî ve askerî makamlar ile halk üzerindeki etkinliği bu olayla artmıştır.
Mustafa Kemal Paşa, Sivas Kongresi’nin 11 Eylül’de yaptığı son oturumda kongrede bulunan delegelere Damat Ferit Paşa Hükümeti’nin Elazığ Valisi Ali Galip Bey’le yaptığı yazışmaları okumuştu. Bunun üzerine kongreye katılanlar Damat Ferit Paşa’ya ve Hükümeti’nin iş başından uzaklaştırılması için girişime geçmeye karar verdiler. Bu olaylardan sözde haberi olmadığı düşünülerek. Hükümetin Padişah’a şikayet edilmesini kararlaştırmışlardı.
Sivas Umumi Kongre Heyeti adına 11 Eylül’de Padişah’a yazılan mektupta, “Hükümetin Kongreyi basmak yoluna gittiğini, Müslümanlar arasında kan dökmek istediği, Kürtleri ayaklandırarak vatanı parçalamaya çalıştığı, bu nedenle suçluların yakalanırlarsa cezalandırılacakları” belirtiliyor ve bu cinayetleri düzenleyerek Dahiliye ve Harbiye Nazırlarına emir verdirip uygulattıran İstanbul Hükümeğtine itimat ve güvenlerinin kalmadığı belirtildikten sonra, namuslu kişilerden oluşacak yeni bir hükümet kurulması, suçluların yakalanarak cezalandırılması isteniyor ve adil bir hükümet kuruluncaya kadar İstanbul Hükümeti ile ilişkilerin kesileceği bildiriliyordu. Hazırlanan bu mektup Kolordu Komutanları tarafından Padişah’a çekilmeye başlanmıştı.
Ordu komutanlarının padişaha çektikleri ve kendi hükümetinin istenmediğinin ifade edildiği bu telgrafların Padişah’a ulaşmasını Damat Ferit Paşa engellemeye çalıştı. Bunun üzerine 12 Eylül’de, “padişah ile görüşmesini engelleten ve milletin güvenini kaybetmiş bulunan Damat Ferit Paşa Hükümeti iş başından çekilinceye kadar İstanbul Hükümeti ile idari ilişkilerin ve İstanbul ile yapılan her türlü posta, telgraf haberleşme ve ulaştırmaların kesildiğinin” belirtildiği ikinci bir mektup Padişah’a gönderildi. Ayrıca bu durum bütün vilayetlere ve yabancı devlet temsilcilerine bildirildi. Bundan böyle Anadolu’da sivil ve askeri makamların yazışma ve haberleşme merkezinin Sivas’ta bulunan “Heyet-i Temsiliye” olduğu açıklandı.
İngilizlerden beklediği desteği bulamayan ve artık Padişahında kendisiyle daha fazla çalışmayı istemediği Damat Ferit Paşa, İngiliz Yüksek Komiseri Amiral de Robec’ten “kendisinin ve taraftarlarının hayat ve hürriyetlerinin korunması için” teminat istemiş ve 1 Ekim 1919’da istifa etmiştir.
Böylece Anadolu’da başlayan Millî Mücadele hareketi politikaları ve icraatlarıyla kendi varlığına ve emellerine düşman olan ve bu uğurda işgalcilerle her türlü işbirliğine girişen Damat Ferit Paşa’yı ve Hükümeti’ni düşürmekle büyük bir başarı kazanmıştı. Diğer taraftan “Anadolu’daki Millî Mücadele Hareketi” meşruluk kazanmış, Heyet-i Temsiliye’nin millî teşkilatlar, mülkî ve askerî makamlar ile halk üzerindeki etkinliği bu olayla artmıştır.