Parfümlerin Güzel Kokmasını Sağlayan 'Misk Kokusunun' Nasıl ve Nereden Geldiğini Öğrenince Parfüm Kullanmayı Bırakmak İsteyeceksiniz
Hoş bir gece geçirmek için dışarı çıkacaksınız. Giyindiniz, süslendiniz, saçlar yapıldı; sıra parfümde. Elbette yüzlerce yıldır olduğu gibi içinde mutlaka misk bulunan bir parfüm kullanacaksınız. Misk, genel olarak topraksı ve odunsu olarak tarif edilen ağır, kalıcı bir kokuya sahip temel parfüm notalarından biridir. Pek çok insan bu kokunun bir ağaçtan alındığını düşünse de gerçekler biraz farklı.
Parfümlerde kullanılan kokuların tamamı ya direkt olarak doğadan alınır ya da doğadan ilham alınarak hazırlanır. Günümüzde kimyasallar kullanılarak her türlü koku elde edilebiliyor ancak misk gibi kokuların bazen kaynağından alınması gerekiyordu. Bu kaynak ise çoğu zaman duyduğumuzda pek de hoşumuza gidecek yerler olmuyordu. Gelin misk kokusu nedir, nasıl elde edilir biraz daha yakından bakalım.
Kuzey Asya ve Avrupa’da, sıklıkla Rusya ve Moğolistan’da yaşayan misk geyiklerini mutlaka görmüşsünüzdür. Erkek misk geyikleri, diğer geyik türlerinden farklı olarak güçlerini sembolize eden heybetli boynuzlar taşımazlar. Bunun yerine çenelerinin iki yanından sarkan vampir benzeri dişlere sahiptirler. Oldukça sevimli göründüklerini kabul etmek gerekiyor.
Her hayvan gibi misk geyiklerinin de çiftleşme ritüeli biraz farklı. Çiftleşmek isteyen erkek misk geyiği ormana girer ve penisi ile testisleri arasında bulunan bir golf topu büyüklüğündeki bir bezden etrafa koku yaymaya başlar. Yayılan bu koku hem bölgenin işaretlenmesini hem de dişilerin dikkatini çekmesini sağlar. Evet; o koku, bu koku.
Tarihsel süreçte kimin aklına geldi bilinmiyor ancak erkek misk geyiğinin tüm ormanı kokutacak kadar yoğun bir koku yaydığı bu salgı bezleri insanlar tarafından alınmaya başladı. Bu salgı bezi henüz taze olduğu zamanlar oldukça iğrenç bir koku yayıyor. Bu nedenle uzun ve zahmetli bir süreçten geçmesi gerekiyor.
Erkek misk geyiğinden alınan bu salgı bezi öncelikle uzun uzun kurutuluyor. Kurutulduktan sonra ceviz gibi açılarak içindeki parçalar çıkarılıyor. Bu kuru parçalar bir süre alkolde bekletiliyor ve ortaya bütün parfümlerin vazgeçilmezi olan misk kokusu çıkıyor. Elbette bu yolla elde edilen kokunun ne kadar kıymetli ve pahalı olduğunu söylemeye bile gerek yok.
Tropikal Asya ve Afrika’daki parfüm üreticileri artık erkek misk geyiğini mi duydular bilinmez ama onlar da etraflarındaki hayvanlara alıcı gözle bakmış olacaklar ki misk kedisini fark ettiler. Hani kahve meyvelerini yiyen, sindiren, dışkılayan ve o dışkıdan dünyanın en pahalı kahvesi üretilen hayvan var ya; işte o misk kedisidir.
Misk kedisinde ne var bilinmez, bu hayvan aynı zamanda misk kokusuna da sahip. Elbette, bu koku hayvanın perine adı verilen anüs ile dış dudaklar arasındaki bölgesinde bulunuyor. Buradaki salgı bezleri de ilk çıkarıldığında iğrenç kokuyor ancak uzun ve zahmetli işlemler sonucu ortaya kadifemsi ve çiçeksi bir kokunun çıktığı söyleniyor.
Dünyada Sperm Whale olarak anılan ama Akdeniz’de ve ülkemiz sahillerde en yaygın görülen türlerden biri olduğu için ispermeçet balinası olarak özel bir ad verdiğimiz balina türü de parfüm üreticilerinin ağına takılanlar arasında. Bu sefer hayvanın hiçbir yeri kesip biçilmiyor, kusmuğundan faydalanılıyor.
Son derece nadir bulunan kusmuğun çıkması için bazı şartlar gerekli; ispermeçet balinası kalamar yiyecek, bu kalamarın keskin gagası balinanın yutağına zarar verecek, balina da huylanıp kusacak. O kusmuk da elbette iğrenç kokuyor. Ancak deniz suyunda ve güneşte pişe pişe benzersiz bir hale geliyor. Bu sıradışı kokunun amber olarak anıldığı da oluyor ama bu adı renginden dolayı alıyor.
Hayat sürprizlerle dolu. 1880’li yıllarda Albert Baur isimli bir bilim insanı daha ölümcül sonuçlar için çok daha güçlü bir dinamit yapmaya çalışıyordu. Sentezlediği moleküllerden biri ansızın etrafa yayıldığı zaman ortalığın mis gibi koktuğunu fark etti. Bu moleküllerin havada asılı kaldığı görülünce parfümlerde kullanılmaya başladı ve 1950’de sonra parfümlerin vazgeçilmezi oldu.
Alıntı
Hoş bir gece geçirmek için dışarı çıkacaksınız. Giyindiniz, süslendiniz, saçlar yapıldı; sıra parfümde. Elbette yüzlerce yıldır olduğu gibi içinde mutlaka misk bulunan bir parfüm kullanacaksınız. Misk, genel olarak topraksı ve odunsu olarak tarif edilen ağır, kalıcı bir kokuya sahip temel parfüm notalarından biridir. Pek çok insan bu kokunun bir ağaçtan alındığını düşünse de gerçekler biraz farklı.
Parfümlerde kullanılan kokuların tamamı ya direkt olarak doğadan alınır ya da doğadan ilham alınarak hazırlanır. Günümüzde kimyasallar kullanılarak her türlü koku elde edilebiliyor ancak misk gibi kokuların bazen kaynağından alınması gerekiyordu. Bu kaynak ise çoğu zaman duyduğumuzda pek de hoşumuza gidecek yerler olmuyordu. Gelin misk kokusu nedir, nasıl elde edilir biraz daha yakından bakalım.
Erkek misk geyiğinin çiftleşme kokusu:
Kuzey Asya ve Avrupa’da, sıklıkla Rusya ve Moğolistan’da yaşayan misk geyiklerini mutlaka görmüşsünüzdür. Erkek misk geyikleri, diğer geyik türlerinden farklı olarak güçlerini sembolize eden heybetli boynuzlar taşımazlar. Bunun yerine çenelerinin iki yanından sarkan vampir benzeri dişlere sahiptirler. Oldukça sevimli göründüklerini kabul etmek gerekiyor.
Her hayvan gibi misk geyiklerinin de çiftleşme ritüeli biraz farklı. Çiftleşmek isteyen erkek misk geyiği ormana girer ve penisi ile testisleri arasında bulunan bir golf topu büyüklüğündeki bir bezden etrafa koku yaymaya başlar. Yayılan bu koku hem bölgenin işaretlenmesini hem de dişilerin dikkatini çekmesini sağlar. Evet; o koku, bu koku.
Geyiğin salgı bezini neden parfümlerde kullanmayalım?
Tarihsel süreçte kimin aklına geldi bilinmiyor ancak erkek misk geyiğinin tüm ormanı kokutacak kadar yoğun bir koku yaydığı bu salgı bezleri insanlar tarafından alınmaya başladı. Bu salgı bezi henüz taze olduğu zamanlar oldukça iğrenç bir koku yayıyor. Bu nedenle uzun ve zahmetli bir süreçten geçmesi gerekiyor.
Erkek misk geyiğinden alınan bu salgı bezi öncelikle uzun uzun kurutuluyor. Kurutulduktan sonra ceviz gibi açılarak içindeki parçalar çıkarılıyor. Bu kuru parçalar bir süre alkolde bekletiliyor ve ortaya bütün parfümlerin vazgeçilmezi olan misk kokusu çıkıyor. Elbette bu yolla elde edilen kokunun ne kadar kıymetli ve pahalı olduğunu söylemeye bile gerek yok.
Biraz da başka hayvanların orasına burasına bakalım:
Tropikal Asya ve Afrika’daki parfüm üreticileri artık erkek misk geyiğini mi duydular bilinmez ama onlar da etraflarındaki hayvanlara alıcı gözle bakmış olacaklar ki misk kedisini fark ettiler. Hani kahve meyvelerini yiyen, sindiren, dışkılayan ve o dışkıdan dünyanın en pahalı kahvesi üretilen hayvan var ya; işte o misk kedisidir.
Misk kedisinde ne var bilinmez, bu hayvan aynı zamanda misk kokusuna da sahip. Elbette, bu koku hayvanın perine adı verilen anüs ile dış dudaklar arasındaki bölgesinde bulunuyor. Buradaki salgı bezleri de ilk çıkarıldığında iğrenç kokuyor ancak uzun ve zahmetli işlemler sonucu ortaya kadifemsi ve çiçeksi bir kokunun çıktığı söyleniyor.
Balina kusmuğu ziyan olmasın, ondan da parfüm yapalım:
Dünyada Sperm Whale olarak anılan ama Akdeniz’de ve ülkemiz sahillerde en yaygın görülen türlerden biri olduğu için ispermeçet balinası olarak özel bir ad verdiğimiz balina türü de parfüm üreticilerinin ağına takılanlar arasında. Bu sefer hayvanın hiçbir yeri kesip biçilmiyor, kusmuğundan faydalanılıyor.
Son derece nadir bulunan kusmuğun çıkması için bazı şartlar gerekli; ispermeçet balinası kalamar yiyecek, bu kalamarın keskin gagası balinanın yutağına zarar verecek, balina da huylanıp kusacak. O kusmuk da elbette iğrenç kokuyor. Ancak deniz suyunda ve güneşte pişe pişe benzersiz bir hale geliyor. Bu sıradışı kokunun amber olarak anıldığı da oluyor ama bu adı renginden dolayı alıyor.
Günümüz parfümleri hala böyle mi yapılıyor?
Hayat sürprizlerle dolu. 1880’li yıllarda Albert Baur isimli bir bilim insanı daha ölümcül sonuçlar için çok daha güçlü bir dinamit yapmaya çalışıyordu. Sentezlediği moleküllerden biri ansızın etrafa yayıldığı zaman ortalığın mis gibi koktuğunu fark etti. Bu moleküllerin havada asılı kaldığı görülünce parfümlerde kullanılmaya başladı ve 1950’de sonra parfümlerin vazgeçilmezi oldu.
Günümüzde parfüm yapımı için artık hayvanlar öldürülmüyor, yani en azından öyle söyleniyor:
Tıpkı deri ve kürk gibi bu tür kokular da artık kolayca laboratuvarlarda üretilebiliyor. Bu sayede çok daha fazla üretilebiliyor ve çok daha uygun fiyata satılabiliyor. Sonuç olarak herkes kazanıyor. Aldığınız bu tür ürünlerin üretiminde hayvanlara zarar verilip verilmediğini lütfen kontrol edin.Alıntı