Taurus takımyıldızının öyküsü Suriyeli genç ve güzel bir kız olan Europa ile boğa arasında geçmektedir. Europanın parlak teni ve göz alıcı bakışları dillere destan olmuştur. Gezmeyi, eğlenmeyi seven Europa sabahları erken kalkar ve hemen arkadaşlarını çağırırdı. Birlikte güllerin açtığı, suların tatlı şırıltılar çıkararak aktığı bahçelere giderlerdi.
Europa ve arkadaşları deniz kenarında bulunan bahçelerde çiçek toplarken, Zeus Europayı görür. Europanın parlak beyaz teni ve güzel gözleri Olymposun baş tanrısının çok hoşuna gider. Zeus hem karısı Heraya farkettirmemek hem de arzu ettiği utangaç Europayı ürkütmemek için bir boğa şekline girer. Kızların çiçek topladıkları bahçenin etrafında dolaşmaya başlar. Europa bu beyaz muhteşem hayvanı görür. Boğa için çiçeklerden bir taç yapar ve boynuzlarının çevresine takar. Bu uysal görünüşlü hayvanın üzerine biner, boğa aniden suya doğru ilerlemeye ve Girite doğru prensesi taşımaya başlar. Girit adasına vardığında, Zeus kıymetli yükünü bir çınarın gölgesine yerleştirir. Zeus tanrı şeklini alarak kendisini Europaya tanıtır. Europa, Zeusun kolları arasında uyur ve bütün dünya krallarının ilki ve en iyisi olan Girit kralı Minos bu sevgiden doğar. Bu mutlu birleşmenin yapıldığı yere gölge saldığı için o günden beri çınar ağacı yapraklarını hiç dökmez.